Nato mermer, nato kafa!

Kayıt
3 Ağustos 2009
Mesaj
604
Tepki
74
merhaba,


Bir noktaya gelince ve o noktadan sonra oturup insanın forumlar üzerinden düşüncelerini aktarmaya, hatta konu tartışmaya açıldığında belli bir düşünce üzerinde insanların uzlaşmaya başladıklarını söylemek kanımca pek doğru değildir. Böyle bir hedef de olmamalı.Aksini söylemek, aynı düşünceleri paylaşmaya zorlamak olur.
Elbette, çoğu zaman alışkanlıklarımız, eğilimli olduğumuz düşünceler, hatta kişiliklerimiz bile bu düşünce üretim modelimiz üzerinde etkilidirler. Hiç kimse, ya da genellikle insanlar şu veya bu şekilde belli bir düşünce üretim sisteminden pek ayrılmazlar. Gördükleri, okudukları yeni düşünceleri de bu çekirdeğe göre yorumlarlar. Ama bazen farkında olmadan bu çekirdek açığa çıkar, deşifre olurlar. Bu noktadan itibaren artık ilave edilebilecek bir şey yoktur. Ya da, karşınızdaki kişiyi hepten sarsmanız gerekir. Bunun sonucu da bunalımdır.

Bu yüzden, kişiyi o noktadan itibaren değiştiremezsiniz. Buna
Biz yaştakilerin deyimiyle;

"Nato mermer nato kafa!" durumu derler.


Aslında tartışmalar; kavgaya dönüşme, çatışma, çekişme, hep haklı çıkmaya çalışma eğilimleri olmasına rağmen, tartışmalardan şu veya bu şekilde karşı taraf veya üçüncü kişiler üzerinde daima izler, yeni düşünceler ister istemez bırakırlar. Elde kalan kâr, budur. Amaç, çoğu zaman bu şekilde sonuçlanır.
İnsanlar üzerinde az da olsa bir kırıntı bırakmışsınızdır.
Çoğu zaman,

"Doğru, size katılıyorum"

diyebilmek oldukça güçtür. Belli bir yaştan sonra artık düşünceler, yaşam tarzımızı oluşturur, yeni yönelimler, hep alttaki nehir yatağına göre yorumlanır. Kişiyi asla hepten değiştiremezsiniz. Çoğu zaman hiç değiştiremezsiniz. Ya da bunu kişiden kişiye değişir diyebiliriz veya değiştirme miktarı farklıdır denilebilir.

Belli bir yaşam tarzını oluşturmuş insanların dinini, politik duruşunu, düşünce yapısını değiştiremezsiniz. Nehir yatağı buna izin vermez.

Yaşadığı ekonomik, sosyal vs. koşullar onu belirler.
Çok nadir olarak nehir yatağı değiştirilebilir. Fakat çoğu zaman nehrin yatağını değiştirmek önemli bir cesaret ister. Değişmek, dönüşmek.. gibi söylemler bu cesaretin vurgusudur. Fakat değiştiğini söyleyenler, çoğu zaman değişim dinamiğinin de içine girmişlerdir. Değişim her zaman olumlu bir kavram içermeyebilir.

İnsanoğlu değişmeye görsün, yarın neye dönüşebileceğini kim söyleyebilir?

Peki,buna karşı ilkeli olma durumu, değişim mantalitesine karşı duruşu mu gösterir?

Hayır, Değişim; ilerleme durumu olarak, yani gelişme algılanmalıdır. Gelişme olmayan değişim, yalnızca bir dönüşümdür. Bu, bazen geriye gidiş olarak bile tanımlanabilir.


Huzurlu günler dileğiyle.
Tuncer ÖZKAN
 
Yukarı Alt