Merhaba;
Çalışmanızı inceledim, lafım size değil fakat logo konusunda nedense artık onu fontlarla yaratma eğilimleri aldı başını gitti.
Siz de biliyorsunuz ki logo sadece bir nesneyi temsil biçimidir, mesela sadece martının bir kanadını atın dökümanın ortasına, üzerinden birkaç sihirli geçiş yapın, buyrun size logo.
Onun, insanlar ile sizin firmanız arasında bağlantı kurdurabileceği düzeyde olduğunuza inandığınız an bırakın yaratma eyleminizi, artık teknik düzenlemelere geçebilirsiniz.
Sizin fikrinizden yola çıkarak size hemencecik küçük bir örnek çizim hazırladım, madem logotype ile çalışmayı seçtiniz, o halde o fontu hazır fontları kullanarak değil de kendiniz pen aracınızla çizerek yaratınız.
Böylece kendi fontlarınıza müdahale edebilmenin keyfine nail olacaksınız ve bu zevklidir.
Mesela siz de şuna benzer bir şeyler yapabilirsiniz.
***
(Konumuzla pek alakalı değil fakat aşağıdaki metni de sizin ve herkes için yazdım.
Okursanız sevinirim.)
Tasarımcının Niteliği:
Daha yaratıcı bakmayı, daha yaratıcı düşünmeyi gerektirir bu meslek.
Diğer insanlardan farklı bakmalı, farklı görmeli,farklı düşünmeli kişi.
Aksi halde, yani onlar gibi bakıp,görüp,düşünürse, onların da bildiği bir şey ile onların ilgisini pek çekemez yaratıcı.
Geçen de bir arkadaşımızın yazdığı gibi: Bu meslek tamamen insanın yaratıcılığına endekslidir,o olmaz ise olmaz bu iş.
Yukarıdaki çalışmada da kocaman bir kuş var, onu görünce korktum desem yeridir
Oysa logo, mahallede herkesin gıpta ettiği o akıllı,efendi, uysal çocuk olmalıdır.
Kızların gözünde ise onların tabiriyle "Karizma Çocuk Haa!"
Bunlar tabii ki kendisinin yaratıcısının zamanla elde edebileceği şeyler.
Bunun için bilinçli yaratıcı, yaratmaya başlamadan evvel daha çok kaynak arar, çok örnek inceler, çalıp çırpmak için değil. Diğer meslektaşlarının fikirlerini önemser de ondan yapar bunu.
Çünkü bilir o, her milyonlarca meslektaşının bir yoğurt yiyişi olduğunu.
Onu ilgilendiren, hem yoğurdun malzemesi, malzemesindeki kalite; hem de yeniliş biçimidir.
O, kendisine bu fizibiliteden gereken malzemeleri alır ve kollarını sıvar.
Yalnız o kolları sıvayabilmek büyük bir bedel ister, hobiyi maddi meslek edinip "Grafikerlik İşleriniz Özenle Yapılır" yazmak değildir bu, o sadece "Boya Badana İşleriniz Yapılır" daki espiriye denktir.
Demem o ki Hobi; Hobi olarak kalmalıdır. En azından şimdilik.
Zira Üniversite kampüsünün özgür oksijenlerini hücrelerinize hiç geçirmemiş, binalarda dersliğinizi hiç aramamış, nem kokulu anfilerde yanmayan kaloriferler eşliğinde sıkıcı öğretim görevlilerinin mesleki deneyimlerini hiç dinlememişseniz, siz oraya buraya "Grafikerlik İşleriniz Özenle Yapılır" yazmayı hakedebilmiş değilsinizdir. Bunu yazarsanız ve yazdığınızı yapamayarak yaptığınıza inanmayı seçmişseniz, artık sizin elde edebildiğiniz 2 malzeme vardır.
1) Yenilmiş Bir HAK
2) Kendini Aldatmış Bir Adet İnsan
Bu mesleğin malzemeleri bunlar değildir ki bunlardan grafik de çıkmaz.
Mesleki bilginin kıvamı çok kolay bir şekilde elde edinilebiliyor ise bütün Lisans ve Önlisanslar kapatılmalıdır, Akademik Eğitim ortadan kaldırılmalıdır.
Siz de herkesin yaptığı o hatalara düşmeyin diye yazdım bunları, sadece size de değil, burada benim gibi bütün üyeler de burayı okusunlar diye yazdım. Hatta imzasına "Grafikerlik İşleriniz Özenle Yapılır" yazan o 13-15 yaşındaki çocuklar da bunları okusun diye yazdım.
Ağaç yaşken eğilirmiş, doğru yönde eğinilsin diye yazdım.
Elbette ki yapılan işten maddi bir kazanç elde edinilmeli, fakat kişi önce o kazancı hak edecek bedeli ödemeli, tabii ki peşin!
İyi çalışmalar.
Hakan.