danisman
Consultant
- Kayıt
- 27 Nisan 2009
- Mesaj
- 1.504
- Tepki
- 30
Yeni bir konuda, sizlerle birlikteyim.
Bir yazı yazarken, nelere dikkat etmeliyiz, resim yaparken nelere dikkat etmeliyiz, alış veriş yaparken, nelere dikkat etmeliyiz, yatarken, kalkarken, düşünürken, proje hazırlarken, v.s. birçok şeye dikkat edilmesi konusunda, defalarca yazılar okuduğunuzdan eminim.
Bunlar, yazarların ve araştırmacıların kendi fikirleri ve görüşleridir. Sizi tam olarak temsil yetkisi olur mu, bilemiyorum. Benim size anlatacaklarım da, kendi görüşlerimi temsil etmekte olup, bilgi dağarcığınıza eklemek isterseniz, belki işlerinizde faydalanabileceğiniz bir yazı olacaktır.
Logo nedir sorusunun, belki bir çok tanımını okudunuz daha önce, ben de burada, bana göre logo nedir ve nasıl ortaya çıkar, onu anlatarak konuya başlamak istiyorum. Teknik kısımlarından ziyade, düşünme tarafından bakacağız konumuza.
Logo, bir işletme, kurum ve kuruluşların kendisini temsil etmesini sağlayan, onları ifade gücüne sahip, bakıldığında firma, kurum, kuruluş ve kişileri anlatan, görüldüğü zaman, akılda kalıcılığı kolaylaştıran, şekiller yazılar ve işaretlerdir.
Yine diyelim ki, diye başlamak istiyorum. Diyelim ki, kelimesini seviyorum, nedendir bilmiyorum, hoşuma gidiyor.
Diyelim ki, geldi birisi, mevcut firmasına veya işletmesine, logo tasarımı istiyor. Neler düşünmeliyiz, nerelerden yola çıkmalıyız ve nereden başlamalıyız? İşte, tüm bu sorulara yanıtlar bulmaya çalışacağız. Yani, düşüncelerimize nasıl yön vermemiz konusunda, fikir alış verişinde bulunacağız.
Öncelikle müşterimizin tam olarak ne istediğini kesinlikle anlamalıyız ve onun anlattıklarından bizim ne anladığımızı, kendisine net bir şekilde ifade etmeliyiz. Logo tercihlerinde ve çizimlerinde amaca en uygun çalışmayı ortaya çıkarmalı, o konu üzerinde yoğunlaşmalıyız.
İyi bir hayal gücüne ve reklam düşüncesine sahipseniz, müşterinin size anlattıklarına ister istemez bir çok düşünce katacaksınız. Müşteri size bir villa anlatmıştır ama siz o villanın içinde, reklamcı içgüdüsüyle, eşyaları da hayal edersiniz, havuzun konumunu, bahçe düzenlemesini, fakat size müşteri sadece villayı söylemiştir. İçerisinde yer alan eşyaların, yerleşim planının, bahçe düzenlemesinin, sizinle şu an için hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. O yüzden, siz ilk etapta sadece “villayı” düşünmeli ve onun hakkında fikir yürütmelisiniz.
Burada ne anlatmak istediğimi, sanırım anladınız. Daha açık bir ifadeyle, müşterimiz bize, siyah demişse, biz onun siyah olduğunu tam olarak algılamalıyız. Anladığımızı da, karşı tarafa yeterli bir şekilde anlatabilmeliyiz.
Burada amacımız, bir isme logo oluşturmaktır, şekillerle veya yazı karakterimizle bunu ortaya çıkarmalıyız. Logo çizerken, ilk etapta yapmamız gerekeni sanırım ortaya çıkarmış bulunuyoruz. “Anlatılanı anlamak, konuyu sadeleştirmek ve kafamızda netleştirmek”
Müşterimizin ne istediğini artık biliyoruz. Bu bize, çalışırken zaman tasarrufu sağlayacak olan en önemli detaydır. Bunu asla unutmamalıyız, sadece logo çalışmalarımızda değil, her çalışmamızda bu şekilde düşünmeliyiz.
Diyelim ki, gelen müşteri, temel gıda maddeleri pazarlayan bir market olsun. İsmi de bu güne kadar Şahin Marketti, fakat Sinan Bey, yani müşterimiz, daha akılda kalıcı ve etkileyici bir isimle sektördeki hizmetine devam etmek istiyor. Her hangi bir semtte açmış olduğu market işi, gayet güzel iş yapıyor ve müşterimiz, birkaç semte daha, market açmak için karar vermiş. Fakat bu marketleri açmak isterken de, aklına kurumsallaşmak gelsin. Nasıl, güzel değil mi? Bence güzel bir konu ve güzel bir sektör.
Bu güne kadar, derme çatma şekilde işletmesini çalıştıran müşterimiz, para kazanmanın da vermiş olduğu avantajla, işini daha profesyonel bir şekilde yürütme kararında. Dikkat ederseniz müşterimiz bu konuda gayet bilinçli “profesyonel” olma yolunda ilerlemek istiyor.
Bu ne demektir? Yapacağımız logo çalışması, gayet profesyonel ve yalın bir çalışma olmalı, market içinde ve dışında, her mecrada kullanılabilir olmalı.
Logolar şekillerle ve yazılarla birlikte kullanılabilir olduğu için buradan yola çıkarak işimize başlayabiliriz. Şu an müşterimizden ön bilgilerini aldık ve düşünce trafiğimizi başlattık. Bir ekibimiz varsa biraz daha şanslıyız, yok, yalnız çalışıyorsak, işimizin birçok detayını tek başımıza düşünmemiz gerekecek.
Buraya geldiğimizde, bir konuyu daha atlamadan geçmek istemiyorum. Biraz konular dağılıyor gibi düşünseniz de yazıyı okurken, aslında hepsi bir bütün olarak sonuçlanacaktır, bu konuda içiniz rahat olsun.
Reklamcılık aslında, kesinlikle bir ekip işidir, kendiniz bir ekip kuramıyorsanız bile, mutlaka fikir alış verişinde bulunabileceğiniz ve sizi acımasızca eleştirecek dostlarınız kesinlikle olmalıdır. Ekip kuramıyorum veya buna gücüm yok gibi serzenişlerde ve düşüncelerde kaybolmasın düşünceleriniz, bunu bir şekilde sağlayınız.
Tekrar konumuza dönecek olursak. Müşterimiz gitti ve biz rahat bir şekilde düşünmeye başlayabiliriz. Rahat düşünebilmek için, ortamımızın rahat olması gerek, en çok sevdiğiniz içecek hangisi? Çay, kahve, kola veya başka içecekler, en çok sevdiğinizden bir bardak doldurup koyun masanıza. Bilgisayarınızda, sizi dinlendirecek ve rahatlatacak hafif bir müzik çalsın, ben genelde slow bir parça tercih ederim ama kişilerin yoğunlaşma şekilleri farklıdır, size en uygun olanı hangisi ise, onu tercih edebilirsiniz.
Kısacası rahat düşünmek ve olaya yoğunlaşmak adına, sizin için uygun olan ne varsa onu yapınız. Bu, bir arkadaşınızla sohbet bile olabilir, dışarıda çok sevdiğiniz bir mekanda vakit geçirmek de olabilir.
Bu ortamı sağladıktan sonra, ilk yapmamız gereken, firma ismimizi ekranımıza veya önümüzdeki karalama kağıdımıza yazmak olsun. Müşterimizin adı Sinan bey’di sanırım, Sinan bey’le ilgili olsun koyacağımız isim, fakat bu isim çok orijinal ve akılda da kalıcı olsun. Sinan Market olur mu? Sanırım, olmaz, belki olur ama bu marketlerin ileride birçok şubeye ulaşacağını düşünürsek yetersiz kalır.
Daha akılda kalıcı, daha profesyonel bir isim bulmalıyız. Sinan’ın “S” harfini alsak, sonra İhtiyaç Maddeleri Pazarlama Anonim Şirketini bir araya getirsek, nasıl olurdu? Yani SİMPAŞ, nasıl oldu? Ben beğendim açıkçası ve gayet şık bir isim çıktı ortaya. Sizce de uygun mu? Tamam, uygun olduğunu düşünüyoruz ve buradan devam ediyoruz. Artık marketimizin ismi olduğuna göre, logo çalışmamıza ve eskizlerimize başlayabiliriz.
Yapacağımız logo çalışmaları, her sektör için çok farklı özellikler taşımaktadır. Mesela bir otel logosu çalışıyorsanız, estetik ve göze hitap eden bir çalışma olmalıdır. Bir güzellik salonu için logo çiziyor olsaydık, yine estetik fontlar ve çizimler kullanmalıydık. Neden bu tip işletmelerde estetik çalışmalıyız peki? Çünkü buralara gidecek olan tüketicilerin, kültür seviyeleri yüksektir ve her yazılanı neredeyse okuyabilecek kapasiteleri vardır.
Peki, marketler öyle midir? Değildir elbette, marketlere okuması yazması olmayan insanlar bile giderler ve gittikleri yerleri bir şekilde hafızalarında tutarlar. O yüzden en akılda kalıcı ve en anlaşılabilir şekilde oluşturmalıyız logomuzu, yani, düz bir font tercihimiz olmalıdır.
Font konusunda da kararımızı verdik ve sıra geldi renk tercihimize. Reklam işiyle uğraştığımız için renklerin dilinden de çok iyi anlamalıyız ve çalışmalarımıza bunu mutlaka yansıtmalıyız. Dikkat ederseniz, temel tüketim ürünlerinin pazarlamasını yapan tüm firmalar kırmızıyı tercih ederler. Nedeni basittir, kırmızı insanlarda, iştah açıcı bir renktir ve tüketicinin bilinçaltına, tüketimi arttırıcı sinyaller yollar. Şu durumda, biz de kırmızıyı tercih edebiliriz, kırmızı dikdörtgen bir zemin üzerine, beyaz renkte “SİMPAŞ” yazımızı yerleştirelim.
Bu çok sıradan bir çalışma oldu gibi değil mi? Bence de, birazcık üzerinde oynamalar yapalım. Dikdörtgen şeklimizin altından azıcık kavis verelim, içeriye doğru ve aynı kavisi üst taraftan da, içe doğru yapalım. Nasıl, biraz daha güzel oldu sanırım. Gülümseyen bir logomuz oldu, sıcak, samimi ve saygılı bir gülümseyiş.
Alt tarafa, vermiş olduğumuz kavisin içine, küçük bir şekilde “market” yazımızı da koyduk, gayet şık oldu. Market yazısının rengini değişik yapalım, kırmızının yanında “ben buradayım” diye bağırsın. Lacivert bir market yazısı sanırım işimize yarayacaktır.
Marketimizin yeni ismi; SİMPAŞ oldu, bir de slogan bulsak hiç fena olmayacak. Bu slogan bizim tüketicimize çok iyi bir mesaj vermelidir. Düşünün bakalım, bir market tercihinizde, sizi en çok neler ilgilendiriyor. Bana en yakın market olduğu için, demeyin sakın, bu bir tercih meselesi değildir, o sizin tembelliğinizden kaynaklanan bir durum.
Market tercihlerinden bir kaçını sıralayalım kağıdımıza; aradıklarımı buluyorum, hesaplı, temiz, kaliteli, markaların hepsi mevcut, personeli iyi, servisi var, rahatlığı, konforu, manav reyonu, kasap reyonu vs. ben şimdilik bu kadarını yazıyorum, bakalım bu yazdıklarımızdan nasıl bir slogan üretebileceğiz.
Sloganımız da “Sizin Marketiniz” olsun. Nasıl, beğendiniz mi? Bu sloganda şunu yakalamak istedim “samimiyeti ve ikili bir ilişkiyi” yani, alan, satan memnun. Ben beğendim ama siz çok daha güzel bir slogan üretebilirsiniz.
Yaptığımız bu logoya ek olarak bir maskot çalışması da hiç fena gitmez, ben onu da size bırakıyorum, nasıl bir maskot olursa bu yaptığımız çalışmayla bütünlük sağlar?
Bu yazımda, sizlere logo çizerken nerelerden yola çıkılabileceği ve nasıl düşünüleceği konusunda bilgi vermeye çalıştım. Umarım çalışmalarınızda faydalanacağınız bir yazı olur.
Yeni konularda, yine birlikte olabilmek dileğiyle, hoşça kalın…
Ozan Muhammet CANDAN
Grafikerler.Org
Bir yazı yazarken, nelere dikkat etmeliyiz, resim yaparken nelere dikkat etmeliyiz, alış veriş yaparken, nelere dikkat etmeliyiz, yatarken, kalkarken, düşünürken, proje hazırlarken, v.s. birçok şeye dikkat edilmesi konusunda, defalarca yazılar okuduğunuzdan eminim.
Bunlar, yazarların ve araştırmacıların kendi fikirleri ve görüşleridir. Sizi tam olarak temsil yetkisi olur mu, bilemiyorum. Benim size anlatacaklarım da, kendi görüşlerimi temsil etmekte olup, bilgi dağarcığınıza eklemek isterseniz, belki işlerinizde faydalanabileceğiniz bir yazı olacaktır.
Logo nedir sorusunun, belki bir çok tanımını okudunuz daha önce, ben de burada, bana göre logo nedir ve nasıl ortaya çıkar, onu anlatarak konuya başlamak istiyorum. Teknik kısımlarından ziyade, düşünme tarafından bakacağız konumuza.
Logo, bir işletme, kurum ve kuruluşların kendisini temsil etmesini sağlayan, onları ifade gücüne sahip, bakıldığında firma, kurum, kuruluş ve kişileri anlatan, görüldüğü zaman, akılda kalıcılığı kolaylaştıran, şekiller yazılar ve işaretlerdir.
Yine diyelim ki, diye başlamak istiyorum. Diyelim ki, kelimesini seviyorum, nedendir bilmiyorum, hoşuma gidiyor.
Diyelim ki, geldi birisi, mevcut firmasına veya işletmesine, logo tasarımı istiyor. Neler düşünmeliyiz, nerelerden yola çıkmalıyız ve nereden başlamalıyız? İşte, tüm bu sorulara yanıtlar bulmaya çalışacağız. Yani, düşüncelerimize nasıl yön vermemiz konusunda, fikir alış verişinde bulunacağız.
Öncelikle müşterimizin tam olarak ne istediğini kesinlikle anlamalıyız ve onun anlattıklarından bizim ne anladığımızı, kendisine net bir şekilde ifade etmeliyiz. Logo tercihlerinde ve çizimlerinde amaca en uygun çalışmayı ortaya çıkarmalı, o konu üzerinde yoğunlaşmalıyız.
İyi bir hayal gücüne ve reklam düşüncesine sahipseniz, müşterinin size anlattıklarına ister istemez bir çok düşünce katacaksınız. Müşteri size bir villa anlatmıştır ama siz o villanın içinde, reklamcı içgüdüsüyle, eşyaları da hayal edersiniz, havuzun konumunu, bahçe düzenlemesini, fakat size müşteri sadece villayı söylemiştir. İçerisinde yer alan eşyaların, yerleşim planının, bahçe düzenlemesinin, sizinle şu an için hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. O yüzden, siz ilk etapta sadece “villayı” düşünmeli ve onun hakkında fikir yürütmelisiniz.
Burada ne anlatmak istediğimi, sanırım anladınız. Daha açık bir ifadeyle, müşterimiz bize, siyah demişse, biz onun siyah olduğunu tam olarak algılamalıyız. Anladığımızı da, karşı tarafa yeterli bir şekilde anlatabilmeliyiz.
Burada amacımız, bir isme logo oluşturmaktır, şekillerle veya yazı karakterimizle bunu ortaya çıkarmalıyız. Logo çizerken, ilk etapta yapmamız gerekeni sanırım ortaya çıkarmış bulunuyoruz. “Anlatılanı anlamak, konuyu sadeleştirmek ve kafamızda netleştirmek”
Müşterimizin ne istediğini artık biliyoruz. Bu bize, çalışırken zaman tasarrufu sağlayacak olan en önemli detaydır. Bunu asla unutmamalıyız, sadece logo çalışmalarımızda değil, her çalışmamızda bu şekilde düşünmeliyiz.
Diyelim ki, gelen müşteri, temel gıda maddeleri pazarlayan bir market olsun. İsmi de bu güne kadar Şahin Marketti, fakat Sinan Bey, yani müşterimiz, daha akılda kalıcı ve etkileyici bir isimle sektördeki hizmetine devam etmek istiyor. Her hangi bir semtte açmış olduğu market işi, gayet güzel iş yapıyor ve müşterimiz, birkaç semte daha, market açmak için karar vermiş. Fakat bu marketleri açmak isterken de, aklına kurumsallaşmak gelsin. Nasıl, güzel değil mi? Bence güzel bir konu ve güzel bir sektör.
Bu güne kadar, derme çatma şekilde işletmesini çalıştıran müşterimiz, para kazanmanın da vermiş olduğu avantajla, işini daha profesyonel bir şekilde yürütme kararında. Dikkat ederseniz müşterimiz bu konuda gayet bilinçli “profesyonel” olma yolunda ilerlemek istiyor.
Bu ne demektir? Yapacağımız logo çalışması, gayet profesyonel ve yalın bir çalışma olmalı, market içinde ve dışında, her mecrada kullanılabilir olmalı.
Logolar şekillerle ve yazılarla birlikte kullanılabilir olduğu için buradan yola çıkarak işimize başlayabiliriz. Şu an müşterimizden ön bilgilerini aldık ve düşünce trafiğimizi başlattık. Bir ekibimiz varsa biraz daha şanslıyız, yok, yalnız çalışıyorsak, işimizin birçok detayını tek başımıza düşünmemiz gerekecek.
Buraya geldiğimizde, bir konuyu daha atlamadan geçmek istemiyorum. Biraz konular dağılıyor gibi düşünseniz de yazıyı okurken, aslında hepsi bir bütün olarak sonuçlanacaktır, bu konuda içiniz rahat olsun.
Reklamcılık aslında, kesinlikle bir ekip işidir, kendiniz bir ekip kuramıyorsanız bile, mutlaka fikir alış verişinde bulunabileceğiniz ve sizi acımasızca eleştirecek dostlarınız kesinlikle olmalıdır. Ekip kuramıyorum veya buna gücüm yok gibi serzenişlerde ve düşüncelerde kaybolmasın düşünceleriniz, bunu bir şekilde sağlayınız.
Tekrar konumuza dönecek olursak. Müşterimiz gitti ve biz rahat bir şekilde düşünmeye başlayabiliriz. Rahat düşünebilmek için, ortamımızın rahat olması gerek, en çok sevdiğiniz içecek hangisi? Çay, kahve, kola veya başka içecekler, en çok sevdiğinizden bir bardak doldurup koyun masanıza. Bilgisayarınızda, sizi dinlendirecek ve rahatlatacak hafif bir müzik çalsın, ben genelde slow bir parça tercih ederim ama kişilerin yoğunlaşma şekilleri farklıdır, size en uygun olanı hangisi ise, onu tercih edebilirsiniz.
Kısacası rahat düşünmek ve olaya yoğunlaşmak adına, sizin için uygun olan ne varsa onu yapınız. Bu, bir arkadaşınızla sohbet bile olabilir, dışarıda çok sevdiğiniz bir mekanda vakit geçirmek de olabilir.
Bu ortamı sağladıktan sonra, ilk yapmamız gereken, firma ismimizi ekranımıza veya önümüzdeki karalama kağıdımıza yazmak olsun. Müşterimizin adı Sinan bey’di sanırım, Sinan bey’le ilgili olsun koyacağımız isim, fakat bu isim çok orijinal ve akılda da kalıcı olsun. Sinan Market olur mu? Sanırım, olmaz, belki olur ama bu marketlerin ileride birçok şubeye ulaşacağını düşünürsek yetersiz kalır.
Daha akılda kalıcı, daha profesyonel bir isim bulmalıyız. Sinan’ın “S” harfini alsak, sonra İhtiyaç Maddeleri Pazarlama Anonim Şirketini bir araya getirsek, nasıl olurdu? Yani SİMPAŞ, nasıl oldu? Ben beğendim açıkçası ve gayet şık bir isim çıktı ortaya. Sizce de uygun mu? Tamam, uygun olduğunu düşünüyoruz ve buradan devam ediyoruz. Artık marketimizin ismi olduğuna göre, logo çalışmamıza ve eskizlerimize başlayabiliriz.
Yapacağımız logo çalışmaları, her sektör için çok farklı özellikler taşımaktadır. Mesela bir otel logosu çalışıyorsanız, estetik ve göze hitap eden bir çalışma olmalıdır. Bir güzellik salonu için logo çiziyor olsaydık, yine estetik fontlar ve çizimler kullanmalıydık. Neden bu tip işletmelerde estetik çalışmalıyız peki? Çünkü buralara gidecek olan tüketicilerin, kültür seviyeleri yüksektir ve her yazılanı neredeyse okuyabilecek kapasiteleri vardır.
Peki, marketler öyle midir? Değildir elbette, marketlere okuması yazması olmayan insanlar bile giderler ve gittikleri yerleri bir şekilde hafızalarında tutarlar. O yüzden en akılda kalıcı ve en anlaşılabilir şekilde oluşturmalıyız logomuzu, yani, düz bir font tercihimiz olmalıdır.
Font konusunda da kararımızı verdik ve sıra geldi renk tercihimize. Reklam işiyle uğraştığımız için renklerin dilinden de çok iyi anlamalıyız ve çalışmalarımıza bunu mutlaka yansıtmalıyız. Dikkat ederseniz, temel tüketim ürünlerinin pazarlamasını yapan tüm firmalar kırmızıyı tercih ederler. Nedeni basittir, kırmızı insanlarda, iştah açıcı bir renktir ve tüketicinin bilinçaltına, tüketimi arttırıcı sinyaller yollar. Şu durumda, biz de kırmızıyı tercih edebiliriz, kırmızı dikdörtgen bir zemin üzerine, beyaz renkte “SİMPAŞ” yazımızı yerleştirelim.
Bu çok sıradan bir çalışma oldu gibi değil mi? Bence de, birazcık üzerinde oynamalar yapalım. Dikdörtgen şeklimizin altından azıcık kavis verelim, içeriye doğru ve aynı kavisi üst taraftan da, içe doğru yapalım. Nasıl, biraz daha güzel oldu sanırım. Gülümseyen bir logomuz oldu, sıcak, samimi ve saygılı bir gülümseyiş.
Alt tarafa, vermiş olduğumuz kavisin içine, küçük bir şekilde “market” yazımızı da koyduk, gayet şık oldu. Market yazısının rengini değişik yapalım, kırmızının yanında “ben buradayım” diye bağırsın. Lacivert bir market yazısı sanırım işimize yarayacaktır.
Marketimizin yeni ismi; SİMPAŞ oldu, bir de slogan bulsak hiç fena olmayacak. Bu slogan bizim tüketicimize çok iyi bir mesaj vermelidir. Düşünün bakalım, bir market tercihinizde, sizi en çok neler ilgilendiriyor. Bana en yakın market olduğu için, demeyin sakın, bu bir tercih meselesi değildir, o sizin tembelliğinizden kaynaklanan bir durum.
Market tercihlerinden bir kaçını sıralayalım kağıdımıza; aradıklarımı buluyorum, hesaplı, temiz, kaliteli, markaların hepsi mevcut, personeli iyi, servisi var, rahatlığı, konforu, manav reyonu, kasap reyonu vs. ben şimdilik bu kadarını yazıyorum, bakalım bu yazdıklarımızdan nasıl bir slogan üretebileceğiz.
Sloganımız da “Sizin Marketiniz” olsun. Nasıl, beğendiniz mi? Bu sloganda şunu yakalamak istedim “samimiyeti ve ikili bir ilişkiyi” yani, alan, satan memnun. Ben beğendim ama siz çok daha güzel bir slogan üretebilirsiniz.
Yaptığımız bu logoya ek olarak bir maskot çalışması da hiç fena gitmez, ben onu da size bırakıyorum, nasıl bir maskot olursa bu yaptığımız çalışmayla bütünlük sağlar?
Bu yazımda, sizlere logo çizerken nerelerden yola çıkılabileceği ve nasıl düşünüleceği konusunda bilgi vermeye çalıştım. Umarım çalışmalarınızda faydalanacağınız bir yazı olur.
Yeni konularda, yine birlikte olabilmek dileğiyle, hoşça kalın…
Ozan Muhammet CANDAN
Grafikerler.Org