KADİR SOLA
Üye
- Kayıt
- 13 Şubat 2014
- Mesaj
- 1
- Tepki
- 0
Merhaba photosopla ugrasıyordum ama logolarıda az cok biliyorum kendımce yapıyorum ogreten olmadı bilenler vardı ama ögretmek ıstemedıler rıca etsem ogretırmısınız yetenegım var degerlendıren yok
Logo tasarımı nasıl yapılır.
- Konuyu başlatan KADİR SOLA
- Başlangıç Tarihi
Sinan KAYA
Üye
- Kayıt
- 12 Eylül 2010
- Mesaj
- 269
- Tepki
- 40
kardeşim banada öğreten olmadı internette birçok kaynak var. arayıp bulabilirsin.
yetenek kısmına gelince Allah yetenek verdiyse zaten yaparsın ÜNİVERSİTE OKUMAK şart değil yani grafikerlik için.
Bazı kibirli insanlar seni yanıltmasın bu sebeple vay efendim ben okudumda oldum vay efendim sen olamazsın sen kimsin gibi diyenler çok gördüm çünkü..Böyle garip insanlar ümidini kırmasın.
müşteriye beğendiriyorsan grafikersin arkadaş. istersen öğrenirsin. senin elinde herşey.
yetenek kısmına gelince Allah yetenek verdiyse zaten yaparsın ÜNİVERSİTE OKUMAK şart değil yani grafikerlik için.
Bazı kibirli insanlar seni yanıltmasın bu sebeple vay efendim ben okudumda oldum vay efendim sen olamazsın sen kimsin gibi diyenler çok gördüm çünkü..Böyle garip insanlar ümidini kırmasın.
müşteriye beğendiriyorsan grafikersin arkadaş. istersen öğrenirsin. senin elinde herşey.
“Cahilin dediğine bu yüzden aldırış edilmez. Söyledikleri umursanmaz. Çünkü o, önünü görmekten acizdir; arkasını, sağını solunu, altını üstünü görmekten de...
Onun söylediğinde, bir an için, muhal farz bir isabet bulunsa bile, bu isabet tümüyle tesadüfî olduğundan, yani herhangi bir tefekküre dayanmadığından geçerli sayılmaz. Bu nedenledir ki, âlimin içtihadı isabetsiz de olsa değerlidir; fakat cahilin mütalaası isabetli de olsa değer taşımaz. Çünkü vardığı sonuç tefekküre dayanan bir mütalaanın ürünü değildir; herhangi bir argümana dayanmaz.
Cahil, fikri sabitinin üstünde inatla durur, elinde kanıt olmadan saplantısının üstüne abanır. Gerçekte iddiası herhangi bir kanıta dayanmadığından onun üzerinde fikir geliştirmek, tartışmak da imkân dışı kalır.”
(Rasim Özdenören)
'Ben yaptım oldu' çığırtkanlığının dünyanın en yaygın ideolojisine dönüştüğü, gerçeğin şaibeli fabrikalarda üretilip demonte halde satışa sunulduğu, yanlış parçaları birleştirerek de bir doğru ortaya çıkarılabileceğine rahatlıkla inanıldığı, çapsızlığın savunulabilir, yüzeyselliğin havası atılabilir, kifayetsizliğin vitrinlerin baş köşesine konumlandırabildiği bir yüzsüzleşme kültürünün gönüllü ya da gönülsüz vatandaşlarıyız.
(Gökhan Özcan)
Bir kere çok net şunu söylüyorum; ben kendime grafiker demiyorum. Benim departmanımda çalışan hiçbir arkadaşım kendine grafiker demiyor. Neden? Çünkü piyasada Photoshop öğrenen herkes gidiyor bir matbaaya, bir yere kapağı atıyor, ne iş yapıyorsun denilince Ben grafikerlik yapıyorum diyor. Eğer o grafikerlik yapıyorsa, ben başka bir şey yapıyorum. Gururdan değil, yanlış anlamayın. Ama ben temel sanat eğitimi aldım, dört yıl dirsek çürüttüm, üç bin yıllık sanat tarihinin süzülmüş, bugüne gelmiş şeklini takip ettim, algıladım, kabul ettim, öğrendim. Sonra yıllarca da uyguladım, sen grafiker, ben grafiker olmaz. Nasıl iki yıllık kursta iğne yapmasını öğrenen adam doktor olmuyorsa, bizde de grafiker olmuyor. Ben tasarımcılara, gelen stajyerlere, öğrencilere diyorum ki; Arkadaşlar, sakın bilgisayar başına oturup dizayn yapmayın. Kağıtta çözün, fikri oluşturun, sonra kalemi, Photoshopu elinize alırsınız, orada yaparsınız. Gelen öğrencilere bakıyorum, temel sanat eğitimi aldınız mı diyorum; O ne abi? diyorlar. Ben akademide net bir yıl, full time temel sanat eğitimi aldım. Bize kompozisyonu, lekeyi öğrettiler, perspektifi, algıyı, fotoğrafı anlattılar. Biz belli başlı fontları elle yazdık kocaman kocaman. Afişler yazdık elle. Niye? Çünkü yazının anatomisi böyle. Bir kere Türkiyede tipografi ustası yetişmiyor. Çünkü oturuyor bilgisayar başına, fontlar hazır. Dün konuşuyorduk, niye Türkiyeden font tasarımcısı çıkmıyor? Niye çıksın ki? Adam oturduğu yerde fontu buluyor ekranda, pata küte pata küte gidiyor.
http://www.photoshopmagazin.com/dergi/2006/04/fevzi_yazici.html
"Font tasarımı yapabilmek, hattâ Türkçeleştirmek için bile grafik eğitimi almak, tasarımcısı olmak gerekir. Fontun bir tasarım amacı vardır. Tasarlayacağımız fontu hangi amaçla nerede kullanacağız. Her fontun kullanım alanı farklıdır. En zoru da metinde kullanılacak olan fontların tasarımıdır.”
http://www.photoshopmagazin.com/dergi/2007/02/kaligrafiye_ve_fontlara_adanmis_bir_omur_abdullah_tasci.html
Bilmem kaçyüz kere izah edildiği halde ardı arkası kesilmeyen ve durmaksızın çoğalan bazı aklıevvellerin; “grafik tasarım yetenek ve hayal gücü ister, eğitim meğitim şart değildir, bu işin kuralı muralı yoktur, carttır curttur!” diyerek, tedavisi müşkül komplekslerine ve kronik cehaletlerine kılıf uydurmaya çalışmalarına ve konuştukça batmalarına eskiden beri sayamayacağımız kadar çok kereler şahit olduk ki, tabii yerseniz...
Hattâ bir çoğunu, bu özgürlük ve kural tanımazlık yanılgısı bu “çılgın mesleğe” yöneltmiştir. Güya gayet basit ve keyfe keder bir işdir ya, “var yaa; o biçim yetenekliyim arkadaş biliyon mu, peehhh!” diyorsun kendi kendine ve anında tasarımcı oluveriyorsun işte... Kim uğraşacak şimdi 4 yıl mimarlıkta, 6 yıl tıpta dirsek çürütmeyle; burada bir "Corel" indirmeyle olup biten şahane bir iş var, ne duruyorsun!.. Burası neresiydi tekrar hatırlayalım şimdi?
“Tasarım özgürlüğü, canınızın istediği renk ve biçimleri canınızın istediği gibi yerleştirmek değildir. Tasarım çalışması zaten işin gerektirdiği yüzlerce unsurla sınırlanmıştır. Müşterinin verdiği işle ilgili bilgilerin içinde durmaktadır bu sınırlar. Ve tasarımcı, rakipleriyle aynı sınırlara uyarak, onlardan farklı bir sonuç elde etmeye çalışmaktadır.”
http://www.ortakpayda.com/articles.php?ID=1336
Halbuki her tasarım dalı, öncelikle ve aynı zamanda birer bilimdir. Bu çerçevede, grafik tasarım ve tipografi sanatının; bütünlük, oran, hiyerarşi, kontrast, leke, boşluk, denge, ritim, devamlılık ve algı sıralaması gibi, sallapati yaklaşımları asla kaldırmayan çok önemli kıstasları ve gayet iyi bilinmesi gereken bir “matematiği” vardır:
vimeo.com/46477516#t=1491
http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/2/20/Geoffroy_Tory_Letter_A_1526.png
http://www.logomotive.net/terminology-of-a-letterform/#more-78
http://www.logomotive.net/a-closer-look-at-type/
http://26.media.tumblr.com/tumblr_kx1onhPpD61qajttoo1_500.gif
http://cdn.ilovetypography.com/img/serifsandsherifs_es.gif
http://www.olex.org/blog/?p=4368
http://www.gmk.org.tr/images/osman_tulu/osman02_b.jpg
http://www.tipograf.com/imgs/tipografi-tabletleri-003.jpg
“İlk iş bence, iyi temel metin dizgi kurallarını öğrenmek ve sonra da deneysel işlerle başlamak olmalıdır. Biraz saçma geliyor biliyorum ama, bazı şeyleri değiştirmek için heves ve arzu yanında, karşı gelinecek kurallar hakkında da bilgi sahibi olunması gerekir.
İlk aşamada harf formlarının yapıları hakkında bilgi gerekir. İnsanlar en azından yazı karakterlerinin mödülerliğiyle ya da onları filtrelerden geçirmekle uğraşmaktansa, tırnaklı harf tasarımının çeşitliliğini ve zorluklarını anlasalar, benzer yazı karakterlerinin birçoğu zaten yok olur.
Eleştirel farkındalık kadar önemli olan bir diğer unsur, kişinin kendi disiplininin ve tarihin içerisinde nerede bulunduğunun bilincidir. Bu üç şey, en azından tipografinin karmaşıklığını anlamak ve yenilikçi olabilecek işler için gerekli olan parametreleri sağlayacaktır.
Sanki problemin bir bölümü, artık üniversitelerin tipografinin temellerini öğretmeyi unutmuş olmasından kaynaklanıyor. Eğitmenler mi korkuyor, yoksa öğrenciler mi öğrenemeyecek kadar tembel bilmiyorum. Gösterişli tipografiler yapmış ama yanındaki açıklama yazısının dizgisiyle uğraşmamış birçok insanın portfolyosunu gördüm. Bu benim için, bütün işin anlamını yitirmesine sebep oluyor.”
Jonathan Barnbrook (Grafik tasarımcı - Font tasarımcısı)
Hem sadece grafik tasarımın mı:
http://www.bluemoonwebdesign.com/art-lessons-index.asp
youtu.be/T9fKL4jY84w
http://www.sinefx.com/dosyalar/Animasyonun_12_Prensibi.pdf
http://theartofglenkeane.blogspot.com/2006/07/glen-keanes-notes.html
Müşteriye beğendirmek:
https://www.grafikerler.org/konu/logo-hazirlama-hakkinda-bir-soru.40180/#post-206736
Onun söylediğinde, bir an için, muhal farz bir isabet bulunsa bile, bu isabet tümüyle tesadüfî olduğundan, yani herhangi bir tefekküre dayanmadığından geçerli sayılmaz. Bu nedenledir ki, âlimin içtihadı isabetsiz de olsa değerlidir; fakat cahilin mütalaası isabetli de olsa değer taşımaz. Çünkü vardığı sonuç tefekküre dayanan bir mütalaanın ürünü değildir; herhangi bir argümana dayanmaz.
Cahil, fikri sabitinin üstünde inatla durur, elinde kanıt olmadan saplantısının üstüne abanır. Gerçekte iddiası herhangi bir kanıta dayanmadığından onun üzerinde fikir geliştirmek, tartışmak da imkân dışı kalır.”
(Rasim Özdenören)
'Ben yaptım oldu' çığırtkanlığının dünyanın en yaygın ideolojisine dönüştüğü, gerçeğin şaibeli fabrikalarda üretilip demonte halde satışa sunulduğu, yanlış parçaları birleştirerek de bir doğru ortaya çıkarılabileceğine rahatlıkla inanıldığı, çapsızlığın savunulabilir, yüzeyselliğin havası atılabilir, kifayetsizliğin vitrinlerin baş köşesine konumlandırabildiği bir yüzsüzleşme kültürünün gönüllü ya da gönülsüz vatandaşlarıyız.
(Gökhan Özcan)
Bir kere çok net şunu söylüyorum; ben kendime grafiker demiyorum. Benim departmanımda çalışan hiçbir arkadaşım kendine grafiker demiyor. Neden? Çünkü piyasada Photoshop öğrenen herkes gidiyor bir matbaaya, bir yere kapağı atıyor, ne iş yapıyorsun denilince Ben grafikerlik yapıyorum diyor. Eğer o grafikerlik yapıyorsa, ben başka bir şey yapıyorum. Gururdan değil, yanlış anlamayın. Ama ben temel sanat eğitimi aldım, dört yıl dirsek çürüttüm, üç bin yıllık sanat tarihinin süzülmüş, bugüne gelmiş şeklini takip ettim, algıladım, kabul ettim, öğrendim. Sonra yıllarca da uyguladım, sen grafiker, ben grafiker olmaz. Nasıl iki yıllık kursta iğne yapmasını öğrenen adam doktor olmuyorsa, bizde de grafiker olmuyor. Ben tasarımcılara, gelen stajyerlere, öğrencilere diyorum ki; Arkadaşlar, sakın bilgisayar başına oturup dizayn yapmayın. Kağıtta çözün, fikri oluşturun, sonra kalemi, Photoshopu elinize alırsınız, orada yaparsınız. Gelen öğrencilere bakıyorum, temel sanat eğitimi aldınız mı diyorum; O ne abi? diyorlar. Ben akademide net bir yıl, full time temel sanat eğitimi aldım. Bize kompozisyonu, lekeyi öğrettiler, perspektifi, algıyı, fotoğrafı anlattılar. Biz belli başlı fontları elle yazdık kocaman kocaman. Afişler yazdık elle. Niye? Çünkü yazının anatomisi böyle. Bir kere Türkiyede tipografi ustası yetişmiyor. Çünkü oturuyor bilgisayar başına, fontlar hazır. Dün konuşuyorduk, niye Türkiyeden font tasarımcısı çıkmıyor? Niye çıksın ki? Adam oturduğu yerde fontu buluyor ekranda, pata küte pata küte gidiyor.
http://www.photoshopmagazin.com/dergi/2006/04/fevzi_yazici.html
"Font tasarımı yapabilmek, hattâ Türkçeleştirmek için bile grafik eğitimi almak, tasarımcısı olmak gerekir. Fontun bir tasarım amacı vardır. Tasarlayacağımız fontu hangi amaçla nerede kullanacağız. Her fontun kullanım alanı farklıdır. En zoru da metinde kullanılacak olan fontların tasarımıdır.”
http://www.photoshopmagazin.com/dergi/2007/02/kaligrafiye_ve_fontlara_adanmis_bir_omur_abdullah_tasci.html
Bilmem kaçyüz kere izah edildiği halde ardı arkası kesilmeyen ve durmaksızın çoğalan bazı aklıevvellerin; “grafik tasarım yetenek ve hayal gücü ister, eğitim meğitim şart değildir, bu işin kuralı muralı yoktur, carttır curttur!” diyerek, tedavisi müşkül komplekslerine ve kronik cehaletlerine kılıf uydurmaya çalışmalarına ve konuştukça batmalarına eskiden beri sayamayacağımız kadar çok kereler şahit olduk ki, tabii yerseniz...
Hattâ bir çoğunu, bu özgürlük ve kural tanımazlık yanılgısı bu “çılgın mesleğe” yöneltmiştir. Güya gayet basit ve keyfe keder bir işdir ya, “var yaa; o biçim yetenekliyim arkadaş biliyon mu, peehhh!” diyorsun kendi kendine ve anında tasarımcı oluveriyorsun işte... Kim uğraşacak şimdi 4 yıl mimarlıkta, 6 yıl tıpta dirsek çürütmeyle; burada bir "Corel" indirmeyle olup biten şahane bir iş var, ne duruyorsun!.. Burası neresiydi tekrar hatırlayalım şimdi?
“Tasarım özgürlüğü, canınızın istediği renk ve biçimleri canınızın istediği gibi yerleştirmek değildir. Tasarım çalışması zaten işin gerektirdiği yüzlerce unsurla sınırlanmıştır. Müşterinin verdiği işle ilgili bilgilerin içinde durmaktadır bu sınırlar. Ve tasarımcı, rakipleriyle aynı sınırlara uyarak, onlardan farklı bir sonuç elde etmeye çalışmaktadır.”
http://www.ortakpayda.com/articles.php?ID=1336
Halbuki her tasarım dalı, öncelikle ve aynı zamanda birer bilimdir. Bu çerçevede, grafik tasarım ve tipografi sanatının; bütünlük, oran, hiyerarşi, kontrast, leke, boşluk, denge, ritim, devamlılık ve algı sıralaması gibi, sallapati yaklaşımları asla kaldırmayan çok önemli kıstasları ve gayet iyi bilinmesi gereken bir “matematiği” vardır:
vimeo.com/46477516#t=1491
http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/2/20/Geoffroy_Tory_Letter_A_1526.png
http://www.logomotive.net/terminology-of-a-letterform/#more-78
http://www.logomotive.net/a-closer-look-at-type/
http://26.media.tumblr.com/tumblr_kx1onhPpD61qajttoo1_500.gif
http://cdn.ilovetypography.com/img/serifsandsherifs_es.gif
http://www.olex.org/blog/?p=4368
http://www.gmk.org.tr/images/osman_tulu/osman02_b.jpg
http://www.tipograf.com/imgs/tipografi-tabletleri-003.jpg
“İlk iş bence, iyi temel metin dizgi kurallarını öğrenmek ve sonra da deneysel işlerle başlamak olmalıdır. Biraz saçma geliyor biliyorum ama, bazı şeyleri değiştirmek için heves ve arzu yanında, karşı gelinecek kurallar hakkında da bilgi sahibi olunması gerekir.
İlk aşamada harf formlarının yapıları hakkında bilgi gerekir. İnsanlar en azından yazı karakterlerinin mödülerliğiyle ya da onları filtrelerden geçirmekle uğraşmaktansa, tırnaklı harf tasarımının çeşitliliğini ve zorluklarını anlasalar, benzer yazı karakterlerinin birçoğu zaten yok olur.
Eleştirel farkındalık kadar önemli olan bir diğer unsur, kişinin kendi disiplininin ve tarihin içerisinde nerede bulunduğunun bilincidir. Bu üç şey, en azından tipografinin karmaşıklığını anlamak ve yenilikçi olabilecek işler için gerekli olan parametreleri sağlayacaktır.
Sanki problemin bir bölümü, artık üniversitelerin tipografinin temellerini öğretmeyi unutmuş olmasından kaynaklanıyor. Eğitmenler mi korkuyor, yoksa öğrenciler mi öğrenemeyecek kadar tembel bilmiyorum. Gösterişli tipografiler yapmış ama yanındaki açıklama yazısının dizgisiyle uğraşmamış birçok insanın portfolyosunu gördüm. Bu benim için, bütün işin anlamını yitirmesine sebep oluyor.”
Jonathan Barnbrook (Grafik tasarımcı - Font tasarımcısı)
Hem sadece grafik tasarımın mı:
http://www.bluemoonwebdesign.com/art-lessons-index.asp
youtu.be/T9fKL4jY84w
http://www.sinefx.com/dosyalar/Animasyonun_12_Prensibi.pdf
http://theartofglenkeane.blogspot.com/2006/07/glen-keanes-notes.html
Müşteriye beğendirmek:
https://www.grafikerler.org/konu/logo-hazirlama-hakkinda-bir-soru.40180/#post-206736
Son düzenleme:
Sinan KAYA
Üye
- Kayıt
- 12 Eylül 2010
- Mesaj
- 269
- Tepki
- 40
Öncelikle şunu belirteyim ben grafik programlarını hobi amaçlı kullanan sıradan bir vatandaşım.
Ben burada çekirdekten eğitim almış biri ile alaylıyı kıyas etmiyorum etmedim etmemde.
Her neyse...
Diyorum ki;
Yetenek kişilerde bitiyor. Araştıran öğrenir, bir şekilde eğitir kendini. Bilgi zamanla çoğalır yetenek zamanla gelişir. Herkesin imkanı olmuyor ne yazık ki bazı şeyleri başarabilmek için; eğitim gibi. imkanları zorlamak gerekiyor. Bizde zorlayacağız inşallah. Ki ben bu forumu kuranların da çekirdekten grafik eğitimi almadığını biliyorum. Kendini yetiştiren birçok kişi var bu platformda. GRAFİKER olduğunu iddia edenlere göre, çok çok daha iyi olan insanlar var. Yöneticilerden biriyle bizzat muhabbet etme şansım oldu. Kendisi de alaylı olduğunu söyledi, çok şaşırdım. Oldukça da profesyonel kendisi çünkü.
Birçok kişide var örnek lise çağında bir arkadaş, bir yöntem geliştirmiş oldukça da başarılı işler çıkarmış.;
http://i.hizliresim.com/K6aWbP.jpg
bunu yapan arkadaş eğitim almamış alsa neler yapar merak ediyorum.
Ben burada çekirdekten eğitim almış biri ile alaylıyı kıyas etmiyorum etmedim etmemde.
Her neyse...
Diyorum ki;
Yetenek kişilerde bitiyor. Araştıran öğrenir, bir şekilde eğitir kendini. Bilgi zamanla çoğalır yetenek zamanla gelişir. Herkesin imkanı olmuyor ne yazık ki bazı şeyleri başarabilmek için; eğitim gibi. imkanları zorlamak gerekiyor. Bizde zorlayacağız inşallah. Ki ben bu forumu kuranların da çekirdekten grafik eğitimi almadığını biliyorum. Kendini yetiştiren birçok kişi var bu platformda. GRAFİKER olduğunu iddia edenlere göre, çok çok daha iyi olan insanlar var. Yöneticilerden biriyle bizzat muhabbet etme şansım oldu. Kendisi de alaylı olduğunu söyledi, çok şaşırdım. Oldukça da profesyonel kendisi çünkü.
Birçok kişide var örnek lise çağında bir arkadaş, bir yöntem geliştirmiş oldukça da başarılı işler çıkarmış.;
http://i.hizliresim.com/K6aWbP.jpg
bunu yapan arkadaş eğitim almamış alsa neler yapar merak ediyorum.