Farklı düşünmek (Hayal Gücü) 2

danisman

Consultant
Kayıt
27 Nisan 2009
Mesaj
1.504
Tepki
30
Nerede, nasıl ve ne şekilde olursa olsun reklamcının hayalleri ve ufku mutlaka fikir atmosferini delip geçebilmelidir. Bana yakın bir ahbabım bir keresinde şöyle demişti “sen uslanmaz bir çocuk gibisin” her gün yeni bir uğraş buluyorsun kendine ve ben artık senin söylediklerini kafamda şekillendirmeyi başaramıyorum, bana biraz zaman tanı ki, değerlendirme yapabileyim. Bu iyi bir şey midir? Bilmiyorum açıkçası, ama bildiğim iyi bir şey var “ben hayallerimi her türlü şartta yaşatmalıyım, hayallerim olmazsa yaşayamam, hayal gücüm benim için ekmek kadar, su kadar önemli”

Yine bir hatıramla devam etmek istiyorum, 2004 yerel seçim döneminde X bir sahil beldesi belediye başkan adayı ile seçim öncesi yol haritasını belirleme toplantısındaydık. Başkan adayında fark ettiğim en önemli özellik, kendisine ve çevresine olan güvensizlikti. Toplantı bittikten sonra özel görüşmek istediğimi söyledim. Başka bir odaya geçtik ve yaklaşık on beş dakika kadar birlikte oturduk, bana “konuşmayacak mıyız” dedi, hayır dedim. O zaman, neden özel görüşelim dedin, diye sordu. Evet, özel görüşelim dedim ama ben kendine güveni olmayan insanlarla ne konuşurum, ne de çalışırım, dedim. Bana çok kızdığı her hareketinden belliydi ama hiçbir şey diyemedi. Kendinizle yüzleşmekten korkuyor musunuz, dedim? Hayır, sık sık yaparım, dedi. Peki dedim o zaman, şimdi lavaboya gidin ve aynanın karşısına geçip “ben korkağın birisiyim” deyin, dedim. Bunu elli sefer yapar mısınız dedim? Siz deli misiniz, dedi? Evet, ben deliyim ve bunu kabul ediyorum, peki, siz bir korkak olduğunuzu neden kabul etmiyorsunuz, dedim? Gülümsedi ve lavaboya yöneldi, başkanım dedim, sesinizi benim de duymam gerek, alçak sesle değil, lütfen yüksek sesle tekrarlayın, dedim. Başkan adayım lavabodan “ben korkağım” tekrarlarını yaparken ben de onun için birkaç satırlık yazı hazırladım. Geldiğinde bakışlarında ki cesareti artık görebiliyordum, yazdığım yazıyı uzattım kendisine.

Yazımda geçen cümleler aynen şunlardı “siz artık bir korkak değilsiniz, korkaklığı kabul edecek kadar cesaretli davranmayı başardınız, demek ki siz aslında çok cesaretli bir insansınız ve başkan olmayı hak ediyorsunuz”

Başkan adayımla yaptığımız ikinci toplantımızda, masanın etrafında toplanmış olan tüm yol arkadaşları, onda ki değişikliği fark etmişler ve artık ona güvenmeye başlamışlardı, çünkü başkan adayımın yanındaki insanlara bakış açısı değişmiş ve etrafındaki insanlara güvenmeye başlamıştı. Bu değişim o seçim döneminde ve sonraki seçim döneminde kendisinin belediye başkanlığı görevine devam etmesine vesile olmuştur.

Burada ki hatıramdan neler anladınız, bunu ben bilemem, fakat size birkaç cümle ile açıklamak istiyorum. Karşınızda kim olursa olsun, bu belediye başkanı olabilir, bir holding yönetim kurulu başkanı olabilir, hiç fark etmez kim olduğu, sizin kim olduğunuz her şeyden çok daha önemlidir. Sizin hayal gücünüz ve önseziniz ne kadar büyük ve ne kadar cesaretliyse, o kadar başarılı olmaya adaysınız demektir. Ben o belediye başkan adayımın gözlerinde yer alan “cesaretsizliği ve güvensizliği” gördüm ve onun üzerine yoğunlaştım. Ben ondan yapmasını istediğim eylemi henüz hayata geçirmeden, yani henüz toplantı masasındayken, stratejimi belirledim. Neler yapmam ve nasıl hareket etmem gerektiğinin kararını vermiştim, yani hayal etmiştim ve bunu gerçekleştirdim. Kafamda yaşanacak olanları senaryolaştırmıştım ve iş sadece uygulamaya kalmıştı. Uygulamam sonucunda ise başarıya ulaştım.

Buradan özetle şunu çıkarmalısınız. Konulara yaklaşırken üzerinde çalıştığınız iş hakkında kafanızda en hızlı ve mantıklı şekilde senaryonuzu yazın ve stratejinizi belirleyerek uygulayın. Sonuç başarılı mı olur? Başarısız mı olur? Bunları asla düşünmeyin. Önemli olan sizin hayal ettiklerinizi, hayata geçirmenizdir. Unutmayın, hiçbir insan her zaman başarısız olamaz, sadece cesaretini yitirdiği zaman başarısızlığa daha yakındır. Tüm cesaretinizi toplayın ve gerisini olayların akışına bırakın.

Şimdi tekrardan nasıl farklı düşünmeliyiz, farklı olmak için neler yapmalıyız bunları konuşalım. Kendinize sorduğunuz soruların cevapları, ezberlenmiş bilgiler olmasın. Bunu kesinlikle yapmayın, çünkü bu tür sorular sizin hafızanıza sınırlar koyacaktır ve düşüncelerinizin ayaklarına bağlanan prangalardan farksız olacaktır. Daha önce de söylediğim gibi, alışılmış bilgileri sürekli değiştirerek kendinize sorun ve her seferinde farklı cevaplar vermeyi deneyin. Mesela, illere verilen plaka kodlarını sayılar ile kodlamak yerine, onlara harflerden kodlamalar yapsak, nasıl olurdu? Hangi il için hangi harfleri kullanmak isterdiniz? Ve neden o harflerin kullanılmasını isterdiniz?

Yaratıcı fikirlere sahip olmak istiyorsanız yapılmış, isimlendirilmiş ve alışılagelmiş her şeyi değiştirin kafanızda. Yaratıcı ruha sahip insanlar, farklı bakış açısını yakalamış ve karşılaştıkları problemlere farklı bir perspektiften bakan kişilerdir. Mesela bir örnek daha vereyim size, bir arkadaşım var, ismi Eşref, ama ben ona kısaca “ibo” derim. O da alıştı buna artık ve hiç garipsemiyor ve işin en ilginç yanı, benim Eşref’e “ibo” dememe eşi ve çevresi de alışmış durumda. Burada size verdiğim örnek belki çok basit gelebilir, fakat basit olmayan bir konunun altını özellikle çizmek istiyorum “ben sadece insanlar ve olaylar üzerinde değişik şeyler denemeyi kendime alışkanlık haline getirdim” kimse, aaaa, bu da çok garip ama demiyor, diyemiyor. Bunun sebebi sizce ne olabilir? Benimle diyalogu olan insanlar “benim farklı bir bakış açısına” sahip olduğumu artık biliyorlar. Peki, bu bana ne kazandırmış olabilir? Bana kazandırdığı birçok şey var ama ilk aklıma geleni sizinle paylaşayım. Ben onların gözünde “sıkıştıkları an arayıp, fikir alınabilecek ve çözümsüz olayları çözebilecek birisiyim”

Hayal gücünüzü genişletmek için basit ve uygulaması oldukça kolay olan bir şey daha önermek istiyorum. Yalnız kaldığınız zamanlarda bazen “rol” yapmayı deneyin. Mesela en çok sevdiğiniz bir sanatçı olun veya politikacı veya en yakın arkadaşınız olun. Siz “O” olsaydınız bugün kahvaltıda neler yerdiniz? “O” olsaydınız saat kaçta yatar, kaçta kalkardınız? “O” olsaydınız nereleri dolaşmak ve gezmek isterdiniz? Tüm bunları düşünün ve “O” olmaya çalışın. Bakalım neler yaşayacak, neler düşünecek ve nasıl hareket edeceksiniz.

Unutmayın, hayal etmek için çok fazla emek harcamanıza gerek yok, sadece düşünmeniz yeterli…

Yeniden görüşmek üzere, hoşça kalın…


Ozan Muhammet CANDAN

Farklı düşünmek (Hayal Gücü) 1
Farklı düşünmek (Hayal Gücü) 3
 
Yukarı Alt