Merhaba ekinoks,
Öncelikle güzel bir konuya değinmişsin, seni tebrik ediyorum…
İnsanların, özellikle günümüzde çok sorguladığı bir mesele, bahsetmiş olduğun konu. Bunun elbette ki birçok nedeni var, gerçek anlamda bir araştırma yapmak gerekli olsaydı, sanırım bir düzüne uzmanın toplanıp bunu araştırması bile, bize gerçekten istediğimiz cevapları veremezdi. Karmaşık, bir o kadar da içinden çıkılmaz bir durum.
Fakat burada konuyu daha basite indirgemek gerekirse, bir insan, asgari olarak nelerle mutlu olabilir, neleri yaparsa yaşamdan haz alır bunları sorgulayalım.
İlk olarak insan neden yaşamda vardır, bunun cevaplarını arayalım, ne dersin?
Birçok insan ki buna bende dâhilim, dünya denen bu gezegene gelirken, neden geldiğimizi, daha doğrusu buraya gönderilmek için fikrimizin alınıp alınmadığını, sorgulamıştır. Bunun dinen veya inanç yönünden cevapları, her inanışa göre mevcuttur, ben bu yönden sorgulamıyorum, zaten bu benim işim değil.
Konumuza tekrar dönecek olursak, insan dünyada yaşarken birçok şey yapmak durumundadır. Yemek, içmek, sevmek, sevilmek, konuşmak, düşünmek diye sıralanıp giden oldukça kabarık bir liste var önümüzde. Bunların içerisinde en önemlilerinden biriside çalışmaktır.
Önemi malum, özellikle günümüz dünyasında, çalışmadan yaşamak mümkün değil, eski zamanlarda bazı tembeller aralara karışıp bunu başarabiliyorlardı belki ama artık bu imkânsızlaştı.
Ancak, burada ilk aklımıza gelen şudur, düşünebilen bir insan, çalışmadan durabilir mi? Yani mantığı olan, kafası çalışan, aklı başında birisi, çalışmadan ne kadar durabilir? Maddiyat sıkıntısı olmasa bile, bir insan çalışmadan veya kendisini meşgul edecek bir iş edinmeden, yaşayabilir mi? Ben buna pek bir ihtimal vermiyorum.
İnsanın doğasında, yaradılışında, yani mayasında çalışmak vardır. Çalışmayan bir insan öncelikle, düşünme gücünü, hayal gücünü, yaşama hevesini kaybeder. Mutlu olmak için yaşadığı dünyada, mutsuz bir yaşam sürer. İhtiyacı olmayan ve iş yapmayan çoğu insanın bir süre sonra ruhsal sorunlar yaşamaya başladığı, uyuşuk bir yapıya sahip olduğu görülmüştür, görülmektedir. İş konusunda dayanıklı olmayan veya çalışmayı, üretmeyi sevmeyen kişiler, günlerini gün etmeyi, günlük yaşamayı severler, fakat bu onları asla tatmin etmez ve gerçekten mutlu olamazlar.
Mutlu insan, çalışan, üreten, zorluklarla mücadele eden insandır.
Yakın çevrenizde vardır, özellikle bu aralar, uzun süre işsiz kalan insanları gözlemleyerek birçok şeyi görebilirsiniz. Bu insanlarda ilk görülen şeyler, geceleri uyuyamamak, sabahları uyanamamak, bir keşmekeşlik, bir tembellik ve yüzlerinden okunan bir huzursuzluk, çıplak gözle görülebilecek kadar net ve keskindir. Bir süre sonra yetişkin olan işsizlerde bile, çocuklaşma belirtileri görülmeye başlar, her şeyden alınırlar, her şeyi problem etmeye başlarlar, bu çocuklaşmanın sonrası, psikolojik sorunlara giden merdivenin basamakları demektir.
Yaptığımız işi seviyorsak, çalışmaktan keyif alıyoruz demektir. İşimizi sevmiyorsak, çalışmaktan keyif almadığımız bir sürece gireriz. O zaman, bu konu ile ilgili en önemli konulardan birisi de, sevdiğimiz işlerle meşgul olmamızdan geçmektedir. Sevdiğimiz işi yaparsak, boş durmak bizim için hayattaki en büyük sıkıntılardan birisi olur.
Sonuç olarak, sevdiğiniz bir mesleğe ve işe sahip olursanız, evde oturmak, boş durmak aklınızın ucundan bile geçmez. İşinizi severseniz, maddi durumlar, maaşlar, iş ortamları hiçbir şekilde gözümüze gözükmeyecektir. Gerçekten işini seven bir insan, para almadan bile çalışacak kadar özverilidir, çünkü bilir ki, sevgiler asla karşılıksız kalmaz, bu gün olmaz, yarın olmaz ama bir süre sonra mutlaka işi ona sevgisinin karşılığındaki mükâfatı verecektir.
Bu konuda tüm insanların ortak yanılgılarından birisi de, her şeyin bir anda, hemen olmasını beklemektir. İnsanlar olarak ortak noktamız sabırsızlığımız, sabırlı bir şekilde çalışan ve çabalayan insanlar, mutlaka hedefe ulaşacaktır.
Farkındayım, konu dağıldı belki ama umarım faydalanabileceğiniz bir yazı olmuştur. Sözlerimi atalarımızdan kalma özlü bir söz ile noktalamak istiyorum, aslında konunun tam olarak açıklaması da, bu sözde saklı diye düşünüyorum…
Çalışan demir, pas tutmaz…
İyi çalışmalar…