Melih Yongacı
Üye
- Kayıt
- 7 Temmuz 2008
- Mesaj
- 208
- Tepki
- 5
Selam,
Yazmış yine muhteremin biri her zamanki gibi sallama modunda. Chat dili diye bir dil yoktur. Yaşamda karşılığı olmayan uydurmaca, kaydırmaca bir yazım dilini tutup;
- Chat dili chat dilidir.Sadece chat ve sms'de kullanılması halinde affedilebilir.
şeklinde açıklamayla bu tür bir saçmalığı onaylama noktasına gelen kişiye bundan sonra " Kuş dili " yazması doğal olarak önerilmeli hatta bu yönde kendisi teşvik edilmelidir.
Bu arada önemli bir noktayı da es geçmeden burada bir kez daha vurgulayalım. Hatırlayınız, ne demişti bu muhterem 10 Ağustos 2009 tarihinde;
Alıntı 1:
" Benimle aynı görüşü paylaşanlar bile sırf ben söylediğim için tersini savunma noktasına bile gelebiliyorlar ve düşmanlarını takdir edebilecek adalet duygusundan yoksun, sadece bennn ! çığlıkları atabilecek kadar tekben'ci (solipsist) ve benmerkezci(egosantrik) noktadalar.
Dolayısı ile gerek dostlarımız gerekse düşmanlarımızın Benlik, bencillik, kibir ve gururu gözlerine perde olarak inmiş durumda ve kişisel duyguları kitlesel menfaatlere zarar veren noktaya gelmiş durumda."
Alıntı 2:
" İnsanı güvenmediği kişi değil güvendiği kişi aldatır. Bir ülkeyi dışarıdan işgal edemeyen yabancı güçler içeridekilerinden bazılarını ya kandırır ya da satın alır. Halk da bu bilerek veya bilmeden satılmış olanlar tarafından kandırılır. Çünkü halk düşmanla işbirliği yapanları kendinden sanır.
Bu nedenle nifak ve fitneyi yapanlar her zaman bunu bilerek yapmazlar, gaflet ve delalet içinde olarak bir takım enaniyet (büyüklük kompleksi) duygularıyla ve kibirle de yanlış yaparlar.
Kibir denilen şey insanı felakete götürür. Dostlukları bozar. Düşmanlar, kibirli kişileri öğerler, göklere çıkartırlar ve kibirlerini okşarlar, kibiri okşanan kişi daha büyük yanlışlar yapar. "
Buyrun Yazının Linki:
https://www.grafikerler.org/grafiker-ve-egitim/13311-grafik-tasarimci-icin-diploma-belge-sertifika-5.html
Şimdi burada verdiğim alıntıdaki yazıda kullanılan sözcüklerin Türkçe'ye mi yoksa başka bir dile mi ait olduğunu belirtmek bir yana yazının içeriğinde kullanılan anlatım dilinin ve verilmek istenen mesajın ne olduğuna daha öncesinde birkaç kez değinmiştim.
Bir dilde kullanılan sözcükler eğer o dile (ağızdaki dil değil konuşulan dil) bir şekilde dışardan gelip katıldıysa ( kültürle, ekonomiyle, din olgusuyla vs. vs.) ve bugün kullandığımız Türkçe'nin içerisine bir şekilde yerleştiyse bunu toplumdan söküp atmak için bilinçli, sistematik bir yaklaşım biçimi gereklidir. Bunu da öncelikle devletin ilgili kurumlarının ve buna bağlı olarak toplumun bilinçli davranış uygulayarak toplumdan söküp atması gerekir. Eğer bu yapılamıyorsa sonrasında ortaya çıkacak durum herkes tarafından normal ( örnek normal sözcüğü Türkçe değildir ama bugün kabul görmüş ve kullanılır olmuştur ) karşılanır.
Türk toplumunun dönüşüm evrelerinde üzerine düşen görevlerin başında Türk dilini sadeleştirmek ve anlamları yerli yerine oturtmak için gerekli ve özenli çalışmalar yapılmıştır. Daha düne kadar hatta bugün bile anlamını bilmeden kullandığımız bir çok sözcük bize yar Farsça'dan ya da Arapça'dan geçmiştir. Cumhuriyet öncesi dönemde Osmanlıca buna güzel bir örnektir. Cumhuriyet sonrası Dil Devrimi ile birlikte dilde sadeleştirmeye giden kişinin ve kurumun kim ve ne olduğunu bugün bilmeyen sanırım yoktur.
Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu kaynaklarının hangi dönemde engellendiğini ve hatta bir dönem kapatıldığını bunun yanında 23 Nisan bayramı'nın bile kaldırıldığını iyice arıştırmadan " Vur abalıya nasılsa karşı çıkan olmaz " yaklaşımıyla ortaya atmak için ya sivri zekalı olmak ya da hiç bir şeyden haberi olmadan salt karşı çıkmak amaçlı yazmak gerekir.
Birilerine taraf olmak adına tarihi çarpıtmaya ne gerek var şeker kardeşim. Sen ve senin gibiler yüzünden CHP'yi savunur duruma geldiğime yanıyorum. Ama burada önemli olan tarihin iyi bilinmesidir ki zaten onu bilene özellikle ben madalya takıcam. Orada burada kendisini politikacı sanan birisinin söylediği her sözün doğru olduğunu düşünmek ve bu sözü kendisine referans alıp sonrasında bu alana yazmak düşünce bildirmek değildir. Eğer kişisel olarak bu noktada bir araştırmanız ve düşünceniz varsa buyrun ayrı bir başlık halinde açıklayın biz de tarihi sizden zevkle okuyup öğrenelim. Öyle kulaktan duyma, bol keseden sallama sözleri ciddiye alıp bu alana taşımazsanız memnun olur CHP'yi savunmak görüntüsü yansıtmış gibi bir hava içerisine de girmemiş olurum.
Özellikle belirtmekte sakınca görmüyorum ben CHP'li değilim ama bu alan da bu tür ucuz politikaların yapılacağı bir alan değil.
Neyse geçelim. Asıl konumuza dönelim yoksa yöneticiler şimdi bize kızacak...
Ben bundan yaklaşık 1 ay önce ne demiştim..? Hatırlayın. Bu şahsiyet çarpık kişisel düşüncelerini ve buna bağlı olarak ortaya attığı iğrenç iftirasını yine İsmail Ev üzerinden yaptığı zaman ne demiştim..?
- Ya bunları delilleri ile birlikte ortaya serersin ya da bu siteden çekip gidersin...
Türk dili bu arada gümbürtüye gitti sanmayın. Bakın, araştırın, inceleyin olmadı kendinizden küçüklere sorun. Türk dilinde " Enaniyet " adında bir sözcük var mı..?
“Enaniyet terimi, Arapçada, "ben" anlamına gelen "ene" kelimesinden türemiştir. İnsanlarda farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Örneğin kibir bunlardan biridir. Bir insan kendisini dünyanın merkezi olarak görmeye başlar bir süre sonra bu büyüklenme duygusu onun psikolojik ve sosyolojik davranış biçimi olur."
Neymiş adına Enaniyet denen sözcük arapçaymış. Ne zamandan beri arapça sözcükler kullanarak yazı yazan bir kişi Türk dilinin doğru kullanılması hakkında ahkam keser oldu..? Sapla saman işte tam bu noktada birbirinin içerisine girmiş oldu.
Toplumu oluşturan fertlerin anlaşmaları adına yine o toplum tarafından geliştirilmiş sesli işaretlerin toplumun sahip olduğu bakış açısını, kültürünü, düşünce biçimini, ruh halini ve en önemlisi de tutarlılığını gösteren önemli bir belirtgeçtir.
- Muhterem sana verdiğim üç günlük süre doldu. Ya delilleri her kim yanacaksa farketmez ortaya serip iddianı ispatlayacaksın ya da ben seni tef çalıp meydanda oynatıcam...
Saygılar...
Yazmış yine muhteremin biri her zamanki gibi sallama modunda. Chat dili diye bir dil yoktur. Yaşamda karşılığı olmayan uydurmaca, kaydırmaca bir yazım dilini tutup;
- Chat dili chat dilidir.Sadece chat ve sms'de kullanılması halinde affedilebilir.
şeklinde açıklamayla bu tür bir saçmalığı onaylama noktasına gelen kişiye bundan sonra " Kuş dili " yazması doğal olarak önerilmeli hatta bu yönde kendisi teşvik edilmelidir.
Bu arada önemli bir noktayı da es geçmeden burada bir kez daha vurgulayalım. Hatırlayınız, ne demişti bu muhterem 10 Ağustos 2009 tarihinde;
Alıntı 1:
" Benimle aynı görüşü paylaşanlar bile sırf ben söylediğim için tersini savunma noktasına bile gelebiliyorlar ve düşmanlarını takdir edebilecek adalet duygusundan yoksun, sadece bennn ! çığlıkları atabilecek kadar tekben'ci (solipsist) ve benmerkezci(egosantrik) noktadalar.
Dolayısı ile gerek dostlarımız gerekse düşmanlarımızın Benlik, bencillik, kibir ve gururu gözlerine perde olarak inmiş durumda ve kişisel duyguları kitlesel menfaatlere zarar veren noktaya gelmiş durumda."
Alıntı 2:
" İnsanı güvenmediği kişi değil güvendiği kişi aldatır. Bir ülkeyi dışarıdan işgal edemeyen yabancı güçler içeridekilerinden bazılarını ya kandırır ya da satın alır. Halk da bu bilerek veya bilmeden satılmış olanlar tarafından kandırılır. Çünkü halk düşmanla işbirliği yapanları kendinden sanır.
Bu nedenle nifak ve fitneyi yapanlar her zaman bunu bilerek yapmazlar, gaflet ve delalet içinde olarak bir takım enaniyet (büyüklük kompleksi) duygularıyla ve kibirle de yanlış yaparlar.
Kibir denilen şey insanı felakete götürür. Dostlukları bozar. Düşmanlar, kibirli kişileri öğerler, göklere çıkartırlar ve kibirlerini okşarlar, kibiri okşanan kişi daha büyük yanlışlar yapar. "
Buyrun Yazının Linki:
https://www.grafikerler.org/grafiker-ve-egitim/13311-grafik-tasarimci-icin-diploma-belge-sertifika-5.html
Şimdi burada verdiğim alıntıdaki yazıda kullanılan sözcüklerin Türkçe'ye mi yoksa başka bir dile mi ait olduğunu belirtmek bir yana yazının içeriğinde kullanılan anlatım dilinin ve verilmek istenen mesajın ne olduğuna daha öncesinde birkaç kez değinmiştim.
Bir dilde kullanılan sözcükler eğer o dile (ağızdaki dil değil konuşulan dil) bir şekilde dışardan gelip katıldıysa ( kültürle, ekonomiyle, din olgusuyla vs. vs.) ve bugün kullandığımız Türkçe'nin içerisine bir şekilde yerleştiyse bunu toplumdan söküp atmak için bilinçli, sistematik bir yaklaşım biçimi gereklidir. Bunu da öncelikle devletin ilgili kurumlarının ve buna bağlı olarak toplumun bilinçli davranış uygulayarak toplumdan söküp atması gerekir. Eğer bu yapılamıyorsa sonrasında ortaya çıkacak durum herkes tarafından normal ( örnek normal sözcüğü Türkçe değildir ama bugün kabul görmüş ve kullanılır olmuştur ) karşılanır.
Türk toplumunun dönüşüm evrelerinde üzerine düşen görevlerin başında Türk dilini sadeleştirmek ve anlamları yerli yerine oturtmak için gerekli ve özenli çalışmalar yapılmıştır. Daha düne kadar hatta bugün bile anlamını bilmeden kullandığımız bir çok sözcük bize yar Farsça'dan ya da Arapça'dan geçmiştir. Cumhuriyet öncesi dönemde Osmanlıca buna güzel bir örnektir. Cumhuriyet sonrası Dil Devrimi ile birlikte dilde sadeleştirmeye giden kişinin ve kurumun kim ve ne olduğunu bugün bilmeyen sanırım yoktur.
Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu kaynaklarının hangi dönemde engellendiğini ve hatta bir dönem kapatıldığını bunun yanında 23 Nisan bayramı'nın bile kaldırıldığını iyice arıştırmadan " Vur abalıya nasılsa karşı çıkan olmaz " yaklaşımıyla ortaya atmak için ya sivri zekalı olmak ya da hiç bir şeyden haberi olmadan salt karşı çıkmak amaçlı yazmak gerekir.
Birilerine taraf olmak adına tarihi çarpıtmaya ne gerek var şeker kardeşim. Sen ve senin gibiler yüzünden CHP'yi savunur duruma geldiğime yanıyorum. Ama burada önemli olan tarihin iyi bilinmesidir ki zaten onu bilene özellikle ben madalya takıcam. Orada burada kendisini politikacı sanan birisinin söylediği her sözün doğru olduğunu düşünmek ve bu sözü kendisine referans alıp sonrasında bu alana yazmak düşünce bildirmek değildir. Eğer kişisel olarak bu noktada bir araştırmanız ve düşünceniz varsa buyrun ayrı bir başlık halinde açıklayın biz de tarihi sizden zevkle okuyup öğrenelim. Öyle kulaktan duyma, bol keseden sallama sözleri ciddiye alıp bu alana taşımazsanız memnun olur CHP'yi savunmak görüntüsü yansıtmış gibi bir hava içerisine de girmemiş olurum.
Özellikle belirtmekte sakınca görmüyorum ben CHP'li değilim ama bu alan da bu tür ucuz politikaların yapılacağı bir alan değil.
Neyse geçelim. Asıl konumuza dönelim yoksa yöneticiler şimdi bize kızacak...
Ben bundan yaklaşık 1 ay önce ne demiştim..? Hatırlayın. Bu şahsiyet çarpık kişisel düşüncelerini ve buna bağlı olarak ortaya attığı iğrenç iftirasını yine İsmail Ev üzerinden yaptığı zaman ne demiştim..?
- Ya bunları delilleri ile birlikte ortaya serersin ya da bu siteden çekip gidersin...
Türk dili bu arada gümbürtüye gitti sanmayın. Bakın, araştırın, inceleyin olmadı kendinizden küçüklere sorun. Türk dilinde " Enaniyet " adında bir sözcük var mı..?
“Enaniyet terimi, Arapçada, "ben" anlamına gelen "ene" kelimesinden türemiştir. İnsanlarda farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Örneğin kibir bunlardan biridir. Bir insan kendisini dünyanın merkezi olarak görmeye başlar bir süre sonra bu büyüklenme duygusu onun psikolojik ve sosyolojik davranış biçimi olur."
Neymiş adına Enaniyet denen sözcük arapçaymış. Ne zamandan beri arapça sözcükler kullanarak yazı yazan bir kişi Türk dilinin doğru kullanılması hakkında ahkam keser oldu..? Sapla saman işte tam bu noktada birbirinin içerisine girmiş oldu.
Toplumu oluşturan fertlerin anlaşmaları adına yine o toplum tarafından geliştirilmiş sesli işaretlerin toplumun sahip olduğu bakış açısını, kültürünü, düşünce biçimini, ruh halini ve en önemlisi de tutarlılığını gösteren önemli bir belirtgeçtir.
- Muhterem sana verdiğim üç günlük süre doldu. Ya delilleri her kim yanacaksa farketmez ortaya serip iddianı ispatlayacaksın ya da ben seni tef çalıp meydanda oynatıcam...
Saygılar...