Sayın Sevda Şahin,
Daha pekçok profesyonel fotoğrafçı bile, neden Canon veya neden Nikon seçtiğini tam olarak açıklayamazken, sizin Canon ya da Nikon seçiminde yardımcı olabilirim. Tavsiyelerde bulunanlar, genellikle kişisel alışkanlıklarıyla yönlendirmeye çalışırlar. Ben olaya böyle yaklaşmıyorum. Hem Nikon, hem de Canon markasını uzun yıllar kullanmış biriyim.
En tehlikeli konu, tavsiyede bulunan kişilerin yetkinlikleridir. Başkalarının alışkanlıkları, size yanlış alışverişler yaptırırlar. Hele hele, başka hobi veya mesleklere göre pahalı araçlar gerektiren fotoğrafçılık konusunda son derece dikkatli olmak gerekir kanısındayım.
Eğer beni sorgulayacak olursanız, fotoğrafçılık konusunda pek tevazu yapmadığımı söylerler. Grafik konusunda son derece alçak gönüllü olduğum halde..
Konuya gelecek olursak, şu anki pozisyonunuz, Canon ya da Nikon ( bu markalardan daha iyi markalar da vardır..) marka ayrımı için sizin için çok erken bir değerlendirme olacaktır. Sözünü ettiğiniz çekim aralığı, yani makrodan günbatımına.. çekimleri için her iki markanın aynı segmentteki modellerinden birini, bütçenize en uygun olanını seçmelisiniz. Eğer aynı segmentteki modelleri karşılaştırırsanız, aralarında çok ciddi farklar olmadığını göreceksiniz. Aralarında tabii ki fark tamamen yoktur diyemem. Ama bu farkları siz farkedemezsiniz. Bunun için, yanı bu farkları farketmeniz için epeyce yol almış gerekmektedir.
Sözlerimde, sizin pozisyonunuzu küçümsemek gibi bir etki bırakmış görünmem, beni zoru durum bırakmaktadır. Oysa, kesinlikle böyle bir niyetim yoktur.
Hobist çalışmalarda bulunan, hatta piyasadaki pek çok profesyonel bile Canon lensleri ile Nikon lensleri arasındaki farkları bilmezler. Tıpkı (eskiden) Kodak filmleri ile Fuji filmleri arasındaki farkları bilmedikleri gibi..
Bence şu aşamada yalnızca çekim konusuna yoğunlaşın.
Ünlü gitar virtiözü A. Segovia'nın bir sözü vardır:
"Tekniğin kurbanı olmayın!" Doğan Hızlan, bu sözü edebiyat için alıntılamıştı. Ben de fotoğrafçılık için alıntılıyorum.
Yani daha uygun ışık, daha uygun çekim açısı, çekim modları, vs. gibi konulara yoğunlaşırken, kompozisyonun unsurları gümbürtüye gitmesin. Kaldı ki, bir eğitim desteği de alıyor veya alacak iseniz, bunları zaman içinde geliştireceksiniz demektir. Makine seçim tercihinizi, bu iki markaya indirdiğinize göre bir miktar da yol almışsınız. Bana kalsa, yukarıda sözünü ettiğiniz modellerden önce daha alt segmentlerde çekimler yapmanızı, bundan sonra bu segmentlere geçmeniz gerekir diye düşünüyorum. Yani bir SLR (sorguladığınız modeller SLR) almak istediğinize göre demek ki, bir miktar yol almış durumdasınız.
Diğer bir konu, hem yakın plan, hem de manzara resimleri (özellikle günbatımı) çekecek iseniz, ayrıca bir üçayağa (tripod) da ihtiyacınız olacaktır. Hem yakın plan için, hem de uzak plan için uzun pozlar için makineyi sabitlemek kaçınılmazdır. Çünkü yakın plan için elde etmeniz gereken DOF için diyaframı neredeyse sonuna kadar kısmanız, enstantaneyi ise uzun pozlara, örneğin 1-15 saniyelik aralıklarda tutmanız gerekecektir. Bu kadar uzun pozlandırmayı tabii ki elde yapamazsınız! Elde yapacağınız pozlandırmalar için başlangıç değeri genellikle 1/60 sn.lik pozlardır.
Öte yandan, günbatımı gibi ışık koşulları açısından sorunlu çekimlerde de, diyaframı deminki gibi kısmasanız bile, yine epeyce enstantaneyi düşürmeniz gerekecektir. Hatta, 1-15 dakikalık poz aralığı bile gerekebilecektir. Fakat yukarıda sorguladığınız makine modelleri, bukadar uzun bir enstantane aralığının gerektirdiği ölçüm sondajlarını gerçekleştiremeyecektir. Yanlış hatırlamıyorsam, bu segmentteki makineler,30 saniye üstündeki enstantaneleri ölçemezler. Yine de özellik tablolara bakmak gerekecektir.
Kısacası, makine almaya gittiğinizde, iyi bir üçayak için de fizibilite yapmalısınız. Böyle bir üçayak almak için, makinenizi bu ayağa takıp, vibrasyonları en azından gözle kontrol etmelisiniz. Fakat bazen, uzun pozlardaki vibrasyonları gözle de takip edemeyebilirsiniz..
Lens konusuna gelince, her iki çekim modunu, yani makro ve manzara çekimlerini optik uzaklıklar dahilinde bulunduran lensler, her iki marka için de üretilmiştir. Lens alırken, makro çekim yapacağınız için, optik uzaklığını "orta" aralıklarda, örneğin 15-55mm zoom ve makro özelliği olan bir lens, başlangıç olarak işinizi görecektir. Zaten bu lens ile başladığınızda, ileriki ihtiyaçlarınıza göre başka lensler de almanız gerekecektir. Bu sözünü ettiğim lens, epeyce uzun bir süre işinizi görür düşüncesindeyim.
Makro objektifler, genellikle 6 santimden daha yakını çekebilen objektiflerdir. Sizin konuya ne kadar yaklaşma eğiliminde olduğunuz, ya da talepleriniz, bu konuda belirleyici olacaktır. Satın alırken, objektiflerin üzerindeki mesafe bileziğine bakmanız yetecektir.
Gövde özellikleri ise, izini sürdüğünüz segmentteki modellerde aşağı yukarı aynıdır. ASA değeri, enstantane değerleri, program özellikleri, İzleme ekranının büyüklüğü, ergonomi gibi faktörler, biraz sizinle ilgili konular olacaktır. Tek tek detaylandırmak, bu yazının amacını bir hayli aşacaktır kanısındayım.
Bu yazı ile ilgili sözlük:
çekim aralığı: En yakın ile en uzak konu arasında yapılan çekim modelleri. Yakın plan, portre, boy fotoğrafı, manzara vs.
üç ayak: Uzun pozlandırmalar ve ağır makineler için, makinenin takıldığı sehpa. Üçayak ve tek ayak modelleri yaygındır.
uzun poz: Enstantane perdesinin uzun süre açık kalması ile elde edilen poz.
DOF: (Debt of Field) Alan derinliği. Objektif doğrultusu boyunca net olan alanlar. Çok önemli bir konu.
ASA-ISO-DIN-GOST: Duyarlı (Photosensitive) tabakanın ışığa karşı hassasiyeti parametreleri.
Kolay gelsin
Tuncer ÖZKAN