@Aykut Çelebi
Modeliniz Elektro Gitar olsa 6 ya da 12 tel olabilir, Bas Gitar olsa 4 tel veya 5-6-7-8-9-12 telli olur,
10 tel yine olmuyor, 10 telli İspanyol düzen gitar var fakat sizinki ona hiç benzemiyor.
Biz buna o halde 5 tel Bas Gitar diyelim ki modele dikkatli bakarsak gitarın burgusundan da olayın farkına varıyoruz (modelin nasıl bir gitar olduğunu anlıyoruz)zaten. Yok böyle bir gitar efendi, bu benim icadım, derseniz sorun yok ki bunu da dememişsiniz.
***
"Bu arada 5 yada 6 telli olması önemli değil bence yapılan işin güzelliği önemlidir" yazılmış konuya, bu çok gülünç ve bu fikre kesinlikle karşıyım. Buradan "ne çizildiği önemli değil nasıl çizildiği önemlidir" yargısına da kolayca ulaşabiliyoruz.
Olmadı şimdi, bu düşünce, eserin her parçasıyla bölünmez bir bütünlük içerdiği esasına aykırıdır, keza doğasına aykırıdır.
Zira benim gözümde her eser, özünde üniterdir. Sanatçı fikri inşaa aşamasında eserine karşı, toplumsal normlarla içtihat içerisinde sosyal ve demokratik olacaksa -ki mutlaka olmalı- evvela eserindeki her parçaya kuşkusuz tek tek itinayla sahip çıkmalıdır.
Müteakip, çizim için kullanılan "Referans" teriminin tanımını da yine akıllara intikal ettirmek isterim.
Evet, çalışmanın bir de adı olmalı, bu ad aklen ve mantıken sanatçıda ve izleyicide kabul edilir olmalı, topluma yerleşmiş olmalı.
Bu yargıyı daha derin ve somut bir örnekle inceleyelim ve söz konusu bu gerekliliğin halbuki durumdan ne denli bağımlı olduğunu kanıtlama yoluna gidelim:
Bir erkek çizip "Bunun adı Ayşe'dir" dersek şu an içinde bulunduğumuz toplum değerleri yukarıdaki duruma nazır işlendiğinde "Doğaya, Akla ve Ahlaka aykırılık" kanısı uyandıracak bir davranışta bulunmuş olarak ilan ediliriz. Tepki gelince de "Yahu ben de o zaman bazı yerlerini (!?) değiştirirm o zaman Ahmet olur, ne bu tepki? dersek o halde de özümüzdeki düşüncelerin özgürlüğüne karşı bir cinayet işlemiz sayılırız. O halde eserlerimize nazır fikri sınırlarımızın parçaları halen gelişmemiştir.
Ve yine o halde buradan " Sanatçı eserini işlerken, şayet aklındaki fikirleri doyuracak kadar demokratik bir ortamda yaşamıyorsa işindeki malzemeler yaşadığı toplumun sınırlarından seçilmelidir" kanısına ulaşmak mümkün olacaktır.
Bakın eserdeki tek bir parça bizi nerelere seyahat ettirdi.
Kimileri anlatmak istediğini kısa yazar, kimileri uzun yazar.
Ben de " bunun adı o değildir şudur" yazabilecek kaabiliyete sahibim elbette biliyorsunuz; fakat işin aslı şu ki uzun yazmamın amacı size bir şey üzerinden birçok şey anlatabilmekti, sizden bir şeyler kazanıp size bir şeyler kazandırabilmekti.
***
Modele gelince: Alt üst gövdelerin birleşiminde bir terslik var sanki, ortada birleşmiş gibi duruyor, neden diyeceksiniz 2000 yılından beri her tür gitarı çaldım fakat gövdesi böyle ortada birleşen hiçbir gitar görmedim, gövde kısmını siz kafanıza göre mi şekillendirdiniz yoksa böyle bir bas mı yapılmış merak ettim doğrusu, keza referansı da.
Olmaz değil belki yapılmıştır ve ben bunu sırf gitarlara merakımdan soruyorum, bir de çok garip ve aykırı duruyor.
Sonra siz de benim gibi bazı ufak tefek hatalar bırakmışsınız -misal köprü altındaki karartı- olmazsa olmuyor, vakit darlığı ya da isteksizleşme.
Çalışmaya gelince: Klavye olsun perdeler olsun model olsun sepya olsun hoşuma gitti.
Modeli bir de baştan gövdeye görmek isterdim, özellikle burguların görünüşünü merak ettiğim için.
Güzel, aklınıza kuvvet.
Çalışmalarınızın devamını bekleriz.