- Kayıt
- 29 Mayıs 2009
- Mesaj
- 1.398
- Tepki
- 36
Daha önce verildiyse konunun silinmesini rica ederim.. Çok önceden okuduğum ve bildiğim ders verici bir hikayeyi paylaşmak istedim.. Değişik yerlerde okusamda bu hikayenin yayınlanacağı bundan daha anlamlı bir yer olmaz bence ( grafikerler forumu açısından söylüyorum.)
"Eleştiriyorsan yanında çözümüyle gelmelisin... Çözüm ile birlikte sunulmayan eleştiri sadece kuru gürültüdür."
Hindistan’da çok ünlü bir ressam varmış. Herkes bu ressamın yaptıklarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş. Ve ona “Renklerin Ustası” anlamına gelen Ranga Guru derlermiş. Usta ressamın ünü saraya kadar ulaşmış. Öyle ki kral, Ranga guruya bir sanat akademisi teklif etmiş. guru bir şart ile kabul etmiş.. Akedemide eğitimin süresi olmayacak.. Öğrenciler ne zaman gerçekten yeteneğinin doruğuna erişirse o zaman mezun olacak.. Kral bu şartı kabul etmiş ve Akademi açılmış...
Akademiye yüzlerce hevesli öğrenci kayıt yaptırmış... Raji de çok yetenekli bir çocukmuş ve o da bu okulun öğrencisiymiş.
Arasıra Ranga Guru öğrencilerden bazılarını artık usta oldu diye mezun ediyormuş... kimin ne zaman mezun olacağına o karar veriyormuş.. Bütün akademi öğrencileri bu yüzden mezun olacakları günü sabırsızlıkla ve heyacanla bekliyorlarmış.
Raji, Gurunun en sevdiği öğrencilerden birisiymiş ve hep takdir eder, övermiş.. Raji de hep mezun olacağı günü sabırsızlıkla bekliyormuş. Bir gün Hocasına kendisinin ne zaman mezun olacağını sormuş. Guru ona aslında eğitimini tamamlayacak kıvamda olduğunu, şimdi gidip son sınav için hayatının en güzel resimini yapıp getirmesini istemiş.
Raji resmini yaparak Ranga Guru’ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş. Ranga Guru ise, “Sen artık ressam sayılırsın Raji. Artık senin resmini halk değerlendirecek” diyerek, resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve en görünen yere koymasını istemiş. Yanına da kırmızı bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş.
Raji denileni yapmış. Birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki, tüm resim çarpılar içinde ve neredeyse görünmüyor. Çok üzülmüş. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki!
Resmi alıp Ranga Guru’ya götürmüş ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş. Ranga Guru üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş. Raji resmi yeniden yapmış ve yine ustasına götürmüş.
Tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş Ranga Guru. Ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya, birkaç fırça ile birlikte. Ve yanına, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazıyı da bırakmasını istemiş.
Raji denileni yapmış. Birkaç gün sonra meydana gittiğinde resmine hiç dokunulmadığını görmüş. Fırçalar da boyalar da hiç kullanılmamış. Çok sevinmiş. Koşarak Ranga Guru’ya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış.
Ranga Guru ise, “Sevgili Raji, sen birinci konumda insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı. Oysa ikinci konumda, onlardan hatalarını düzeltmelerini, yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmadı, cesaret edemedi…
“Sevgili Raji, mesleğinde usta olman yetmez, bilge de olmalısın. Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın. Onlara göre senin emeğinin hiçbir değeri yoktur. Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma…”
"Eleştiriyorsan yanında çözümüyle gelmelisin... Çözüm ile birlikte sunulmayan eleştiri sadece kuru gürültüdür."
Hindistan’da çok ünlü bir ressam varmış. Herkes bu ressamın yaptıklarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş. Ve ona “Renklerin Ustası” anlamına gelen Ranga Guru derlermiş. Usta ressamın ünü saraya kadar ulaşmış. Öyle ki kral, Ranga guruya bir sanat akademisi teklif etmiş. guru bir şart ile kabul etmiş.. Akedemide eğitimin süresi olmayacak.. Öğrenciler ne zaman gerçekten yeteneğinin doruğuna erişirse o zaman mezun olacak.. Kral bu şartı kabul etmiş ve Akademi açılmış...
Akademiye yüzlerce hevesli öğrenci kayıt yaptırmış... Raji de çok yetenekli bir çocukmuş ve o da bu okulun öğrencisiymiş.
Arasıra Ranga Guru öğrencilerden bazılarını artık usta oldu diye mezun ediyormuş... kimin ne zaman mezun olacağına o karar veriyormuş.. Bütün akademi öğrencileri bu yüzden mezun olacakları günü sabırsızlıkla ve heyacanla bekliyorlarmış.
Raji, Gurunun en sevdiği öğrencilerden birisiymiş ve hep takdir eder, övermiş.. Raji de hep mezun olacağı günü sabırsızlıkla bekliyormuş. Bir gün Hocasına kendisinin ne zaman mezun olacağını sormuş. Guru ona aslında eğitimini tamamlayacak kıvamda olduğunu, şimdi gidip son sınav için hayatının en güzel resimini yapıp getirmesini istemiş.
Raji resmini yaparak Ranga Guru’ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş. Ranga Guru ise, “Sen artık ressam sayılırsın Raji. Artık senin resmini halk değerlendirecek” diyerek, resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve en görünen yere koymasını istemiş. Yanına da kırmızı bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş.
Raji denileni yapmış. Birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki, tüm resim çarpılar içinde ve neredeyse görünmüyor. Çok üzülmüş. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki!
Resmi alıp Ranga Guru’ya götürmüş ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş. Ranga Guru üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş. Raji resmi yeniden yapmış ve yine ustasına götürmüş.
Tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş Ranga Guru. Ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya, birkaç fırça ile birlikte. Ve yanına, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazıyı da bırakmasını istemiş.
Raji denileni yapmış. Birkaç gün sonra meydana gittiğinde resmine hiç dokunulmadığını görmüş. Fırçalar da boyalar da hiç kullanılmamış. Çok sevinmiş. Koşarak Ranga Guru’ya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış.
Ranga Guru ise, “Sevgili Raji, sen birinci konumda insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı. Oysa ikinci konumda, onlardan hatalarını düzeltmelerini, yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmadı, cesaret edemedi…
“Sevgili Raji, mesleğinde usta olman yetmez, bilge de olmalısın. Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın. Onlara göre senin emeğinin hiçbir değeri yoktur. Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma…”