Selam,
Yanlış hatırlamıyorsam eğer 1989 yılının ilk aylarından biriydi. O dönem çalıştığım ajansın kapısından içeri daha sonraki yıllarda beni, kendisini ve ortak tanıdığımız pek çok kişiyi bazen güldüren bazen kızdıran bazen de üzen bir kişi girdi. Adının Faruk Çağla olduğunu öğrendiğim bu kişiyle kısa sürede arkadaş olmuş hatta aile olarak görüşür duruma gelmiştik. Yoğun iş temposu içerisinde kendisiyle aynı alanda çalışıyor olmamız nedeniyle sık sık görüşür bazen tartışır bazen de gülüşürdük. Tabiki bu durum kişisel değil iş ortamının bize dayattığı bir durumdu. Doğal olarak insanlar iş ortamında birbirleriyle düşünce alışverişinde bulunmanın yanında bazen de düşünce çatışması içerisinde girirler. Bu durum o an için normal hatta bir zorunluluktur. Kişisel değil tamamen işseldir.
Kendisi bir süre sonra o dönem çalıştığım ajanstan ayrıldı. Doğal olarak ta yollarımız ayrıldı. 2008 yılına kadar da kendisiyle görüşmedim.
Grafikerler Meslek Birliği adını verdikleri ve Türkiye’deki grafikerlerin ve grafik tasarımcılarının temel haklarının iyileştirilmesi ve en önemlisi de üzerinde emek vererek ilmik ilmik işleyerek hazırladıkları tasarımların telif haklarının oluşturulması üzerine düşünülmüş bir oluşumun varlığını bir arkadaşımdan öğrendiğimde kendisi bana bu oluşumdaki isimleri sıralarken birden,
- Faruk Çağla
dediğinde emin olmak için arkadaşa bu ismi bir daha tekrarlattım. Oluşumu başlatan diğer kişilerin bazılarını tanıyor olmama karşın diğerlerini ise tanımıyor olmam bana tuhaf gelmedi. O an düşüncemde bu oluşumun içerisinde mutlaka yer almam gerektiği ve oluşumun Türkiye’de çalışan grafik tasarımcılar için nefes almak, yemek yemek, su içmek kadar elzem ve kesinlikle daha iyi koşullarda yaşamaları ve çalışmaları için vazgeçilmez bir durum oluşturacağı düşüncesiyle ve bu oluşumu bazı kerameti kendinden menkul kişilerin inisiyatifine bırakmamak adına Faruk Çağla ile temasa geçtim.
Aradan geçen yılların da uzun uzun konuşulduğu ve iyi ki görüştüğümüz noktasında olduğumuzu belirttiğimiz Çamlıca tepesindeki bir çay bahçesi sohbetimiz içerisinde kendisine Grafikerler Meslek Birliği oluşumu adına bazı düşüncelerimin olduğunu ve bu düşünceleri kaleme aldığımı ve kendine göndereceğimi oluşuma katkısı olan kişilerle paylaşmasını önerdim. Kendisi bu düşünceme olumlu yaklaştı ve sonrasında o dönem için oluşturulan yazışma listesine beni de dahil etti.
İçinizden bazı arkadaşların da bildiği olumsuz bir süreçle sonuçlanan ve sonrasında kişisel sürtüşmelere ve takışmalara dönüşen bir dönemi yaşadık. O dönem olduğu gibi bugün de aynı düşünceleri sürdürüyor olmama karşın yine de kendisinin vefat ettiğini 9 Aralık 2020 tarihinde yani dün tesadüfen öğrendiğim zaman içimden birşeylerin koptuğunu hissettim. Herhangi bir kişinin bile ölüm / vefat haberini aldığımda üzüldüğüm gibi kendisiyle uzun yıllar öncesine dayanan tanışıklığımızın olması her ne kadar bazı konularda farklı düşünüyor olmamıza karşın birlikte yemek yemiş, su içmiş, ortak düşünceleri paylaşmış olmamız bile kendisine bu anlamda üzülmem için gerçekten önemli bir sebeptir.
- Tüm bunların ışığında kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve dostlarına da başsağlığı dilerim.
Saygılar…