Bunun doğru olmadığını anlatabilmek için, direniş gerekli. Kırk kişi gelecek, kırkına da hayır diyeceksin. Kırk birinci kişi, senin istediğin şekilde çalışacak, buna dayanabilecek gücünüz ve sabrınız varsa, istediğiniz gibi çalışmaya başlayacaksınız demektir.
Yani, sektörde "parası olan, düdüğü çalar" parası olmayan ise, ne bulursa, onu düdük sanarak, öttürmeye çalışır.
Peki, genel olarak yapılan nedir? Kapıdan giren herkesin işini yapmak, neden böyle oluyor dersiniz, yaptığınız mesleğin, hiç bir hükmü yok çünkü. Sen yapmam dersin, bir sonraki durakta, paşalar gibi karşılanır müşteri, neden, çünkü akşama evine ekmek parası götürmek zorundadır adam ve mesleği ucundan, kıyısından bildiğini düşünerek bu işi yapmaktadır.
İşi gerçekten bilen ve mesleği yalamış yutmuş olan okullular, alaylılar yaptığı işin, bir değeri olduğunu, sanatsal yönlerinin olduğunu, bilgi-beceri gerektirdiğini, ucuza çalışacak, emeğini bedavaya verecek kadar, ucuz bir kişi olmadığını, olmaması gerektiğini bilir.
Çözüm nedir, bu işlerin çözülebilmesi için, öncelikle genel anlamda ekonomik sorunların çözülmesi gerek, insanların açlıktan, açlık sınırından kurtulması gerek. Şimdi bazılarınız şöyle diyebilir, durumu iyi olan firmalar-kişiler bile aynı şekilde davranıyor, doğrudur, onların da gözleri aç veya çalıştırdığı personel maliyetlerini karşılamak durumunda. Çünkü, neredeyse, sigortalı çalıştırdığı için, cezalandırılacaklar. Pirimi, stopajı, kdv'si vesairesi, olmadı bu kazağı, bu da takkesi diyen bir anlayışla mücadele etmekteler.
Sonuç olarak, hani bir yılan hikayesi vardır, çoğu kişi bilir, kuyu sahibi çiftçi ve kuyudaki yılan. Bu ülkenin evlat acısı "ekonomik sıkıntı" bitmediği sürece, hiç bir sektörde, hiç bir branşta ve hiç bir konuda çözüm olmaz, olamaz. Durum böyle olunca, bu insanların evlat acısı, sektörlerin de kuyruk acısı hiç bitmeyecektir.
Kısacası bu konularda akıl yürütmeyin ve aklınızı yormayın, akıntıya karşı kürek çekmiş olursunuz, yine eskilerin bir deyimi veya ata sözü vardır "böyle geldi, böyle gidecek"
Herkese iyi çalışmalar...