Grafikerlikte usta çırak ilişkisi nasıl olmalı, alaylı mektepli ilişkisi nasıl olmalı

farukcagla

Grafik Öğretim Görevlisi
Kayıt
24 Şubat 2008
Mesaj
642
Tepki
23
@grafiker17


Sayın Pınar hanım;
Dayım Çanakkele lisesinde tarih öğretmeniydi, adını özelden vereyim size, 8 yıldır görüşmüyoruz, öldü mü kaldı mı söylersiniz bana...

Evet konumuza dönersek; bu sitedeki aşağıdaki linkte sizin yazınızı bir arkadaşımıza cevap olarak yolladım. Okuyunuz;

https://www.grafikerler.org/anketler/6301-grafiker-veya-reklam-ajansi-nicin-emir.html

Pınar hanım;

Ben Grafikerler Meslek Birliğini birkaç grafiker arkadaşla kurmaya çalıştım. Grafikerler birlik olsun diye çok istedim. Tam kuruluş noktasına gidiyorduk ki engellendik. Hem de kendi içimizdeki kişiler tarafından. Korkanlar dağıldı. Klavyeden kahramanlık yapanlar kendini belli etti.

Bu grafikerler.org sitesinde GMB (Grafikerler Meslek Birliği) kelimelerinin geçtiği yerleri aratırsanız, bulursunuz. Orada bilgiler var. Ayrıca resmimin üzerine tıklayıp tüm mesajlarımı okursanız , şu aşağıya aldığım;

"Grafikerler ayaklanmalı yada eğitim alıp bu işi profosyonel olarak yapanlar haklarını savunmalı gerçektende bunun arkasındayım."

cümlenizde neyin arkasında olacağınızı daha iyi görürsünüz. Lütfen bu siteye daha sık yazınız, ihtiyacımız var.

Size ihtiyacımız var, aydın grafikerlere ihtiyacımız var, birlik olmaya ihtiyacımız var.

Grafikerlikte USTA ÇIRAK ilişkisi nasıl OLMALI?
Çıraklar USTAya saygı duyup ustaya HÜRMET etmeli!

2 aylık kurstan çıkıp ben artık grafiker oldum deyip, bir ustanın yanında pişmeden, ustasının iznini almadan grafikerim dememeli, çok ucuza ve kalitesiz işler yaparak Ustalarıın EKMEĞİNİ ÇALMAYA talip OLMAMALI. BUnu teklif eden patronlara KARŞI DURMALI. Mesleğin şerefiyle oynamamalı, iki paralık etmemeli,mesleğini küçük düşürmemeli.

(Onu yapmasın, bunu yapmasın, peki bu genç aç mı kalsın diyenlere de şunu diyecem; niçin duvarcı olmuyor da grafiker oluyor? Grafikerlik dünyanın en kolay mesleği görülüyor da ondan. İnsan katil olmak istese bile mafyanın içine bu kadar kolay giremiyor.)

Ve biri buna DUR demeli ! (Buna dur diyecek, grafikerliğin ilke ve sınırlarını çizecek bir kuruluş olmalı)

Çırak böyle yaparsa USTA ona elini verir. Ama çırak öpeceği eli ısırırsa USTA ondan kaçar. Çırak patronun elini öperse mesleğinin kölesi değil, patronun kölesi olur.

Usta ustalığını, çırak çıraklığını bimezse ayaklar baş olur, dertler bitmez, birileri bu durumu KULLANIR.

Herkes yerini bilirse sistem tıkır tıkır işler, çırak da usta olur, ister alaylı, ister mektepli herkes mutlu olur.

Ben güzel sanatlar fakültesine 1975 de girdim ama 1972 den beri cağaloğlunda tabelacı ve matbaa ressamıydım. Artin Özboyar adlı Ermeni bir ustam vardı, Cemal Nadir Güllüler diye Adanalı bir Ustam vardı, Melih Soley diye bir Ustam daha vardı. Ben onların dükkanlarını süpürdüm, fırçalarını yıkadım. Onların hiçbirisi AYI değildi. Birer zarif beyefendiydiler. Artin Ustamın karısı madam teyze; Artiiiiin 3 tane yemek tası vardır, ikisi senin, birisi çırağındır, yeme çocuğun yemeğini derdi. Adanalı Ustam, hadi Faruk Allahına kurban, kap iki tane adana kebabı karşılıklı yiyelim derdi. Ben onun önünde yiyemez gider atölyede yerdim.

Maksat mektepli-alaylı değil, neyi nerede ne kadar öğrendin, bana hocanı söyle sana kim olduğunu söyleyeyim meselesidir.

Bir meslek iki yolla gelişir;
1-Akademik üniversite gibi örgütlü eğitim kurumlarıyla. (mektepli-okullu)
2-Usta-çırak ilişkisi gibi yaygın -geleneksel metodlarla (alaylı-çekirdekten)

Türkiyede ikisi de aksamaktadır. Mektepliler piyasayı ve pratiği bilmemekte, alaylılar da teoriyi ve tasarımı bilmemektedir.

Usta dediğimiz üniversitede hoca dır. Hem üniversitedeki, hem piyasadaki hocalara saygı kalmamıştır.

Mekteplinin piyasada pişmesi, alaylının ustanın yanında pişmesi gerekmektedir.

Her ikisinin birbirinden öğreneceği çok şey vardır.
Her ikisinin eksiklerini giderecek TEK çare VARDIR, O DA grafikerlerin haklarını koruyacak meslek oluşumları, meslek birlikleridir.

İki aylık ticari kurslar ALAYLI da yetiştirmez, Mektepli de yetiştirmez, ÇIRAK da yetiştirmez... Sadece ön bilgi verir. Bu bilgilerle grafiker olunmaz, olunursa USTALARA engel olunur. Piyasa düşürülür, meslek itibarı zedelenir...

Var mı itiraz eden? Haksızsam şu konuda haksızsın deyin.

USTA - ÇIRAK KONUSU da, diğer konular gibi gelip GRAFİKERLER BİRLİK OLMALI konusunda buluşuyor. TABİİ; ANLAYANA !

Saygılarımla.
 

Ömer Ayar

Üye
Kayıt
20 Haziran 2008
Mesaj
168
Tepki
15
öncelikle merhaba faruk bey bütün yazıyı okudum her şeye katılıyorum ama sadece şuan parantez içinde belirteceğim ( Grafikerler ayaklanmalı yada eğitim alıp bu işi profosyonel olarak yapanlar haklarını savunmalı gerçektende bunun arkasındayım." ) bu cümleye katılmıyorum... nedenini sorarsanız bazı arkadaşlar kızacak ama doğruya doğru derim her zamam şuan türkiyedeki grafikerlerin % 70i bu işin okulunu bitirmeden grafiker olmuş ve bunun yanısıra okulunu okuyan bir çok hatta rakamla söylemek gerekirse % 90 i bırakın tasarım yapmayı bilgisayarı bile kullanamıyor bir çoğumuz karşılaşmışızdır... bunun suçlusu bu arkadaşlarmıdır? değil nedeni eğitim anlayışımız... Hiç birşeyin usulune göre yapılmadığı güzel ülkemizde bu işin eğitimide doğru dürüst yapılmıyor. Grafik bölümüne giden arkadaşların %50 si ise ayrıyetten grafik kurslarına gidiyor bunlar gözlerimizle şahit olduğumuz konular... suç bu arkadaşların mı onada hayır diyorum... gördüğüm gezdiğim üniversitelerin grafik bölümlerinde inanın hocalar grafiğin G'sini bilmiyor böyle eğitimle ne hakkı önce işini öğren sonra hak ara derim bunlar benim şahsi düşüncelerimdir kimsenin kırılmasını darılmasını istemem ama gerçekler acıdır.

saygılarımla
Ömer AYAR
 

farukcagla

Grafik Öğretim Görevlisi
Kayıt
24 Şubat 2008
Mesaj
642
Tepki
23
@By_Design_Omer

Ömer bey çok haklısınız.

Ben de hep şunu söylüyoruM;

1-Üniversitelerde tasarım eğitimi veriliyor, ama bir kitap kapağı 3 ayda yaptırılıyor. Her öğrenciye yeterince bilgisayarlı eğitim desteği verilemiyor. Ama Allah için fırça, boya, elle çizim, temel sanat eğitimi, desen eğitimi, tipografi eğitimi, analog (digital değil) fotoğraf çekimi dersleri fevkalade veriliyor. Ayrıca renk, leke, hacim, oran orantı, denge, kompozisyon yöntemleri, grafik tasarımın püf noktaları filan öğretiliyor. Meslek liselerinde de durum böyle. Ayrıca sanat kültürü dersleri, modern sanat, doğu sanatı, rönesans sanatı gibi dersler de öğrencinin sadece grafik işçisi değil, grafik sanatçısı olmasını pekiştiriyor. Şimdi akademik ve lise eğitiminin tek eksiği bilgisayarda kuvvetli eğitim. Bunu yapan özel üniversiteler de var, ama onlar da pahalı ve yılda 25 öğrenci mezun ediyor. Kime yeter?

2-Şimdi, kısa süreli kurslar ise yukarıda yazdıklarımız hiç birisini vermiyor. Uzun süreli özel dersaneler ise 4 veya 10 milyar karşılığında yukarıda yazdığım üniversitelerde 4 yılda verilen eğitimi 1 veya iki yılda üstelik özel üniversitelerin yarı fiyatına veriyor. Kısaca öyle veya böyle NİTELİKLİ GRAFİK EĞİTİMİ ya GEREKTİĞİNDEN çok uzun ya da ÇOK PAHALI geliyor, orta ve düşük gelir gruplarına.

3-Duvarcı olamayan, marangoz veya nalbur olmak istemeyen, berberlik veya pazarcılık yapmak istemeyen ilk öğretim veya lise mezunu gençler özel dersanelerin verdiği 2 aylık temel program kurslarına devam ederek GRAFİKER OLUNACAĞINA İNANDIRILIYOR ve buna inanmak da ONLARIN İŞİNE GELİYOR. Yani 500 milyon paraya meslek sahibi olduklarına inanıyorlar, zaten ilk maaşlarını da bu işe ayırıyorlar. Dünyanın neresinde ve hangi iş kolunda ilk maaşını vermeye razı olunca bir meslek bu kadar ÇABUK öğrenilir, veya öyle sanılır?

4-Üniversite ve liselerde program kullanma pratiğinin zayıf olduğunu gören bilinçli öğrenciler, temel grafik eğitimi ve tasarımı dersleri aldıktan sonra bu kısa süreli kurslara gittiklerinde gerçekten çok daha iyi duruma geliyorlar ve ben bunu kendi oğlumdan biliyorum.

5-Bu kursların yararını İNKAR ETMİYORUM ama GRAFİKERLİK KURSU değil, GRAFİK TASARIM KURSU DA değil, temel GRAFİK TASARIM PROGRAMI kursları olarak adlandırılmasının daha DOLANDIRICILIKTAN UZAK olduğunu düşünüyorum. Bu kurstan çıkanlara da siz GRAFİKER DEĞİLSİNİZ, grafiker olmanız için nasıl TEMEL PROGRAM EĞİTİMİ ALDIYSANIZ, ayrıca TEMEL SANAT EĞİTİMİ dersleri de almanız gerekiyor demelerinin daha namusluca olduğunu ve devletin buna bu ŞARTLARI KOYMASINI SAVUNUYORUM.

6-O zaman bu kursları bitiren kişiler kendilerinin bilgisayar operatörü, grafik işçisi veya amelesi olduğunu bilerek piyasaya çıkar ve patronlar da kime ne rütbe vereceğini, kime ne maaş vereceğini bilir. Bunlar fiyat listesi çıkararak değil, böyle yöntemlerle sisteme ve hizaya sokulur. Yoksa onların İNSAFINA ve TAKDİRİNE bırakılmaz, insanlar bu KADAR BİLİNÇLİ ve MASUM değildir.

7-Bu konuda grafikerler toplanıp ilgili mercilere dilekçe vererek bu belirsizliğin giderilmesi konusunda etkili olabilirler. Ama buna kendini grafik tasarımcı gibi sunanlar ile, onları müşteriye grafik tasarımcı diye sunan matbaacılar karşı gelecektir. Bu da doğaldır. Dumanlı havayı seven kurtlar her zaman olacaktır. Herkesi memnun etmek isterseniz, yanlışı savunanları karşınıza almazsanız, doğruya ve HAKKA ulaşamazsınız.(Ancak böyle yeni Ekrem'lerin oluşmasına engel olunur veya Ekrem'ler yerini bilir)

8-BU konu ALAYLI-MEKTEPLİ konusu hiç değildir. Ben mektepliyim, üniversiteye girip grafik okumadan önce piyasada usta çırak ilişkisi içinde tabelacılık ve matbaa ressamlığı yaptım. Alaylı da sayılırım. Bu nedenle okumuş-okumamış ayrımı yapmam sadece eğitimli-eğitimsiz veya bilen-bilmeyen ayrımı yaparım. Tasarımcı olan-amele olan ayrımı yaparım.
Mesela; oğlum 3 ay web tasarım kursuna gitmiştir. Ben ona Freehand, photoshop gösterdiğim halde, oğlumu extra olarak 3 ay kadar grafik programları kursuna yolladım, orada programı benden iyi bilen TEKNİK ADAMLAR (TASARIMCILAR değil) vardı ve programların her tarafını gösterdiler. Quark ve Corell de gösterdiler. Oğlum şimdi benden çok daha fazla program biliyor. Ama tasarım da öğrensin diye Meslek Lisesinin grafik bölümüne yolladım.

9-Bazı teknik adamlar çeşitli seminerlerde grafik programların uygulamalarını gösteriyorlar ama kendilerine grafik tasarımcı diyorlar. Bu kişileri devletin alıp tasarım imtihanına sokması lazım; şu firmaya şu şekilde kurumsal kimlik, broşür, billboard, ve basın ilanı yapılacaktır... Tasımcıysan bunu yap diyecektir. Yapamadıysa sen tasarımcı değilsin program eğitmenisin diyecektir. Sen araba kullanma kursu verirsin, ama ralli pilotu değilsin diyecektir.

10-Dikkat ediniz; grafik ameleleri hep çok sayfalı işleri çabuk yapar. Amblem logoya gelince tıkanırlar, kurumsal kimlikte tıkanırlar, illüstrasyonda tıkanırlar. Basın kampanyasında akıllarına bir şey gelmez. Hep hazır filtreler, hazır efektler, hazır clip artlar ve hazır web template'lerinden elde edilmiş ya kopya ya adaptasyon (uyarlama) ya da mixed (karışık) çalışmalar sunarlar. Üstüne üstlük ya patron, ya da müşteri bu çalışmalara burun sokar ve daha da berbat eder. Demek ki grafik sanatında üç kesim de kültürlü olacak; grafiker, grafikerin patronu ve müşteri. Olmazsa olmaz.

11-Bir de gerçekten başka alanlarda eğitim almış; mesela mühendislik ve mimarlık eğitimi alıp, kimya mühendisliği, tarih öğretmenliği vs eğitimi alıp da temel sanat eğitimi almamış fakat grafik tasarıma gönül vermiş kişiler var. Bunlar TEMEL SANAT EĞİTİMİ de almamıştır, TEMEL GRAFİK PROGRAMLARI EĞİTİMİ de almamış fakat üniversite mezunu kişilerdir. Bunların üzerine yine temel sanat eğitimi almış olup mesela tekstil tasarımcısı, iç mimari , seramik, dekoratif resim gibi bölüm mezunları olup da TEMEL SANAT EĞİTİMİ alan ama özel olarak grafik eğitimi almamış kişilerden de gerek işsizlik veya özel ilgi ve sevgi nedeniyle grafik tasarımcı olmak isteyenler vardır.. İŞTE BU KİŞİLERE de TEMEL GRAFİK GRAFİK PROGRAMLARI KURSU elbette yararlı olacaktır.

12-Bu işlere DEVLET el atmamaktadır. Grafikerlerin bu sorunlarıyla ilgilenen ÇARE ve ÇÖZÜM üretmek isteyen CİDDİ GRAFİK MESLEK ÖRGÜTLERİ de YOKTUR. Ben ve birkaç arkadaşım GRAFİKERLER MESLEK BİRLİĞİ kurmak için yola çıktık. Tam kuracaktık ki bazı istenmeyen hadiseler oldu. BU İŞİN ÇÖZÜMÜ ŞUDUR;

a) BU iş DEVLETsiz olmaz. Devleti inandırmadan ve ikna etmeden, devleti karşımıza alarak hiç olmaz. Devleti yanımıza almalıyız.Gerçekten ciddi olarak bu işe gönül vermiş ve inanmış kişilerin bir araya gelmesi gerekir. Bu kişilerin dilekçeler yoluyla devletin ilgili birimlerine içinde bulunulan haksızlığı ve yanlışlığı bildirmesi gerekir. Mesela Dersanelerdeki kurs isimlerinin gerçeğe uygun yazılması ilk etapta istenebilinir.

b) Sonra Bu kişiler, kendi kişisel menfaatlerini meslek menfaatlerinin önünde tutmadan GRAFİKERLER ve GRAFİK TASARIMCILAR meslek BİRLİĞİNİ kurmalıdır. BUNUN için sadece 56 üye ve her üyenin özgün grafik tasarımı gerekmektedir. Ben ve arkadaşlarım 400 üye toplamıştık ama bir bomba düştü dağıldı.

c) BU oluşum kurulursa; grafikçilerin ürettiği grafik tasarımların grafik eser olarak tescilini sağlayacak, bir broşür tasarımının 20 defa çeşitli matbaalar tarafından ücretsiz kullanımına son verilebilecektir. Tıpkı fotoğraf telif ücreti gibi. Komiktir ; grafiker kullandığı fotoğrafın telif ücretine dikkat eder ama kimse grafikerin broşürünün telif hakkını düşünmez bile.

d)Bu birlik grafikerlik mesleğinin ilke ve sınırlarını tesbit edebilecektir, mesleğe bir nizam ve intizam getirebilecektir.

e) Bu birlik; Gerek üniversitelerde ve gerekse özel kurslardaki eksiklikleri tespit edip olumlu ve yapıcı yaklaşımlar sergileyerek GRAFİK AMELESİ ve GRAFİK TASARIMCI arasındaki sorunları çözümleyecek ve her iki tarafa da birbirlerinden öğrenme imkanları hazırlayacaktır.

f) Alaylı-Mektepli, eğitimli-eğitimsiz grafikerler arasındaki eksiklikleri MESLEKİ İYİLEŞTİRME programları ve çözüm önerileri ile giderecek ve GRAFİK TASARIM Mesleği ve MESLEKDAŞLARININ KALİTESİNİ yükseltmeyi hedefleyecektir.

g) Bunlar oluşurken otomatik olarak grafik patronları, matbaa patronları ve doğal olarak müşteriler de eğitilecektir. İşveren ve müşteri bilinçlendirilecek ve aynı zamanda daha nitelikli grafikçilerle çalışma şansı elde edilecek ve ortaya daha ESER sayılabilecek GRAFİK TASARIMLAR çıkacak, bunun neticesi SATIŞ; Kar ve PRESTİJ olarak reklam verene dönecektir.

h) Reklamcılar Derneği, Reklam İşverenleri Derneği, Reklam Ajansları birliği vs. gibi daha elit düzeyde örgütlenmiş dernek ve birlikler de elbette daha nitelikli tasarımcıya daha kolay ve daha bol miktarda ulaşabilecektir.

Kısaca çözüm budur.Mektepli-Alaylı ilişkisi de bu yolla rahatlar. Kimin çırak, kimin kalfa olduğu netleşir...Ustalar ustalıklarını bilir, çıraklar çıraklığını... Çırak ne zaman usta olacağını da bilir. Çırakların Ustalığa kavuşma süresi çok daha kısalır. Ustalar daha nitelikli çırak bulup zevkle eğitir.

Çırakların gözü ustasının ekmeğinde olmaz. BİRLİK OLURSA DİRLİK olur.

Başka çözüme aklım ermez. Başka önerisi olan varsa buyursun.

Saygılarımla.
 

Ömer Ayar

Üye
Kayıt
20 Haziran 2008
Mesaj
168
Tepki
15
öncelikle faruk bey gözlerim bozulursa sizin yüzünüzden bozulur bilesiniz :) yazılarınızı okumak için büyük caba gösteriyorum :) evet dediğiniz gibi fırça, boya, elle çizim, temel sanat eğitimi, desen eğitimi, tipografi eğitimi, analog, fotoğraf çekimi dersleri , renk, leke, hacim, oran orantı, denge, kompozisyon yöntemleri, grafik tasarımın püf noktaları öğretiliyor ama bunlar yetiyormu sizce? proğram bilgisi olmadıktan sonra ona grafiker diyebilirmiyiz? resim çizebilir bu yeterlimidir? sadece resim yeterli ise onun bölümü grafikten ayrı değilmidir? burda öğrencilere suç bulmuyorum onların başındaki kendilerine grafik hocası diyen çok bilmişlere suç buluyorum belki kelimelerim kaba olabilir ama içler acısıdır ki bu böyle bir şeyi öğreteceksen ya tam öğreteceksin yada hiç öğretmiyeceksin...

saygılarımla
Ömer AYAR
 

farukcagla

Grafik Öğretim Görevlisi
Kayıt
24 Şubat 2008
Mesaj
642
Tepki
23
@By_Design_Omer

Valla Ömer beycim, Benim de onca yazıyı iki parmak yazmaktan parmaklarım uyuşuyor.

Şimdi görüyorum ki, eksik okuyorsunuz:

Okullarda sadece resim bilgisi verilmiyor. Tipografi de veriliyor. Dedim ya, gözünüzden kaçmış, grafik tasarımın püf noktaları öğretiliyor dedim.

Ama eleştirdiğiniz gibi, grafik tasarım programları eğitimi yetersiz bunları da kurslar tamamlıyor dedim.

Şimdi sizde ve diğer arkadaşlarda şu hasım durumunu görüyorum;

Mektepliler bir şey bilmez, her şeyi piyasadakiler bilir. Hayır piyasa kalitesizdir, kaliteli tasarımı mektepliler yapar.

Ben iki karşıt görüşe de karşı olduğumu sizin gözünüzü yoran uzun yazımda belirttim.

İkisi de doğru değildir. Ben ikisine de kızmıyorum.İki tarafı birbirine karşı kışkırtan sisteme kızıyorum. Dumanlı hava dediğim budur.

Elbette benim tanıdığım grafik hocaları var üniversitede. Bir tanesi 25 yıldır yardımcı doçent. Doçent bile olamamış. Emekliliği gelmiş, olmuyor. Devlet de buna halen maaş ödüyor. Ben 25 yılda 3 üniversite bitirir en sonuncusundan ordinaryüs prof. olurdum. Bu arkadaşın bir tane yayınlanmış makalesi yoktur. Benim şurada 1 haftadır yazdıklarımı o 25 yıldır yazmamıştır.

Devletin okulunu kendi çiftliği gibi kullanır.
Her yıl anlattığını öteki yıl bir daha anlatır. Sergiler açar yarışmalar kazanır ama öğrenciler onu bir şey sanır.

Bu tip adamlar çoktur.

Ayrıca ben 10 yıldan beri üniversitelere baş vuruyorum, hoca olayım diye. Doktoranız var mı, masteriniz var mı deyip duruyorlar. Master usta demektir. Ustayım diyorlar… Hayır illa da belge isteriz diyorlar. Şimdi bunu benim gibi ömrünün 35 yılını bu mesleğe adamış, fotoğraf çekebilen, metin yazabilen, konsept bulabilen, story-board çizebilen, karikatür ve illüstrasyon yapabilen, amblem-logo, broşür, afiş ve ambalaj yapabilecek ve her bir konunun dersini hem İngilizce hem Türkçe olarak verebilecek bir adamdan istiyorlar. Niçin istiyorlar? Çünkü amaç faydalı eleman almak değil.

Amaç Amerikada, İngiltere’de master yapmış, doktora yapmış adam almak . Çünkü YÖK(Yüksek Öğretim Kurumu) var. Yüksek adam alacak. Benim Üniversite bitirmiş olmam yetmiyor…

Üniversiteler ve Milli Eğitim veya YÖK beni usta diye görmüyor. Hocalığa layık görmüyor.

Şimdi ben 2 aylık kurs bitiren genç adama sen nasıl grafikersin deyince suç mu oluyor?

El insaf !

Üstelik ben o garibanların haklarını savunurken..

Şimdi elimizi vicdanımıza koyalım…
Şu grafik piyasasını bir sorgulayalım.

Alaylı-mektepli ayrımını derinleştirmeden, GRAFİK AMELESİ ÜRETEN SİSTEMİ bir sorgulayalım. Ne üniversitelerin tarafını tutalım, ne de 2 aylık kurslarla grafiker yetiştirdiğini iddia edenlerin.

Takım tutar gibi değil de tarafsız yaklaşırsak, bir de ustalara hürmet etmesini bilirsek, çözülmeyecek sorun yoktur.

 

Ömer Ayar

Üye
Kayıt
20 Haziran 2008
Mesaj
168
Tepki
15
sayın faruk bey bende burda alaylı mektepli savunması yapmıyorum açık söylemem gerekirse ben elektrik elektronik mezunu bir grafikerim benim savunduğum nokta neysen o olacaksın mesela 4 yıllık resim bölümü grafik çıkışlı olan bazı arkadaşlar oranla %90 diyelim bir şey bilmeden konuşmalarına kızıyorum yoksa hepimiz kardeşiz. Hiç olmazsa göğsümüzü gere gere ben grafikerim ha ha ha diye dolaşmıyorum bilirsinizki bu meslekte okumaktan ziyade bilgi ve tecrube önemlidir haksızmıyım faruk bey elektronikciyiz ama bu mesleğe yıllarımızı vermişiz ve bunun yanında yine taraf tutmuyoruz işini iyi yapan her grafiker saygımızın içindedir ister alaylı ister mektepli farketmez işini iyi yapan herkes.

saygılarımla
 

farukcagla

Grafik Öğretim Görevlisi
Kayıt
24 Şubat 2008
Mesaj
642
Tepki
23
@Ömer Ayar


Ömer bey,
1-GRAFİK AMELESİ ÜRETEN SİSTEMİ bir sorgulayalım, demişim. Böyle bir sistem var mıdır? Ben vardır diyorum. Grafiker değil, grafik işçisi, grafik amelesi yetiştiriliyor, grafiker diye piyasaya salınıyor diyorum.

Buna katılıyor musunuz?

2-Güzel Sanatlar fakültelerinin hocaları grafiğin G sini öğretmiyor diyorsunuz, peki ben nasıl yetiştim? Elbette okul eğitimi yetmez, onu piyasa pratiği ile desteklemek lazım ama, grafik okulları palavradır noktasına geldik dayandık.

Siz şunu mu savunuyorsunuz; program bilip tasarım bilmeyen bal gibi grafiker olur ama program bilmeyip tasarım bilen grafiker değildir. Bu görüşte misiniz?

3-Ben diyorum ki; aynı yeteneğe ve zekaya sahip iki kişi arasında şöyle bir karşılaştırma yapsak; grafik okulu bitirip, ayrıca iyi program kullanan ile, grafik okulu bitirmeyip iyi program kullanan kişi arasında hangisi avantajlıdır desek, ben birincisi derim. Buna katılıyor musunuz?

4-Son sorum; Hiç bilgisayar bilmeyen fakat grafik tahsili almış birisi, bilgisayar bilen bir operatörün yanına oturduğunda şunu şöyle yap, bu rengi böyle yap, şuraya eritme ver, bu yazıyı büyük punto kullan, şu fotoğrafı buraya, bu logoyu şuraya koy derse; tasarım yaptırmış olur mu , olmaz mı?

Saygılarımla.
 

Ömer Ayar

Üye
Kayıt
20 Haziran 2008
Mesaj
168
Tepki
15
Faruk Bey
farkındaysanız ilk tartışmamıza başlarken ben bu işin okulunu bitiren arkadaşlar için bir şeyler söylemiştim bilmem hatırlıyormusunuz? ( fırça, boya, elle çizim, temel sanat eğitimi, desen eğitimi, tipografi eğitimi, analog, fotoğraf çekimi dersleri , renk, leke, hacim, oran orantı, denge, kompozisyon yöntemleri,) bu saydıklarımın dersleri fazla fazla veriliyor bunu hepimiz biliyoruz. Ama sizce bunlar yeterlimi? Sizin dediğinize gelirsek bir iş yeri 2 eleman alacak biri bunları bilen biri proğram bilen :D Eğer grafikerlik diyorsanız her şeyi adam gibi öğretsenize yarım yamalak olmadan.
Tabiki bazı şeyler zamanla kalıplaşır hiç kimse işe girmeden profesyonel olamaz belli başlı aşamalardan geçmeli bu alaylı içinde aynı mektepli içinde...
Gel gelelim grafik eğitim kurslarına; onlara bede katılmıyorum ama eğitim sistemi bu denle bozuk olan bir ülkede başka çaremi var? ve o kursların öğrencilerinizn % 45'lik bir bölümünü güzel sanatlar bölümü öğrencileri oluştururyor ve bu öğrenciler ödevlerini bu kurslardan cıkma lise mezunu grafikerlere yaptırıyor... Bunları biliyormuydunuz? ve yinede diyorum ne alaylıyı ne mektepliyi ne ameleyi ne çırağı hiç birini ne savunuyorum ne kötülüyorum ne aşalıyorum...


saygılarımla...
 

farukcagla

Grafik Öğretim Görevlisi
Kayıt
24 Şubat 2008
Mesaj
642
Tepki
23
@Ömer Ayar

Ömer bey,
Sanıyorum şöyle bir sonuç çıkıyor;

Özel dersanelerin verdiği Grafik PROGRAM KURSLARI'nı eğer grafik tasarım öğreten liselerin veya üniversitelerin müfredat programına koydurabilirsek problem çözülecek gibi, ne dersiniz?

Saygıyla...
 

Ömer Ayar

Üye
Kayıt
20 Haziran 2008
Mesaj
168
Tepki
15
aslında tam olarak çözülemiyor ama eskisinden daha iyi olacağı kesindir özel grafik kurslarında sadece ana temelleri öğrenebilirsin bunları öğretiyorlar bir tarfta proğram bilgisi bir tarafta tasarım bilgisi geri kalanda öğrencinin grafikerin kendi azmine ve çalışma azmine kalıyor bence.

Saygılarımla.
 
Yukarı Alt