Burayı (yani yukarıdaki Hueco'yu) seviyorum.
O yüzden çizdim ve buraya, isteyerek ve bilerek sadece bunu koydum.
Arkaplanını bilerek beyaz bıraktım ve hiç dokunmadım.
Çünkü ben burada aslında sadece Beyaz Arkaplanı paylaştım.
"öyle ki bazen bir göz çok şey anlayabilir gördüğü diğer gözden..."
Ve çünkü ben ıssız-sessiz, sadece ayın aydınlattığı ki sadece rüzgar esen ve hep gece olan bir yerde toz olmak ve beklemek istiyorum.
Duyuyor mu dersin ?
...
Şimdi bir tek rüzgar değsin bana, bir tek onun avuçlarından dökülsün zerrelerim aşağıya.
Alsın beni bir yerden başka bir yere bıraksın, ama yine gelsin...
Alsın başka bir yere bıraksın kutsal avucundan aşağıya , ben haz içinde olacağım hep onun kirli, yaratıcı parmaklarında.
Savrulurken oradan oraya...
Gerçekten söz, Kurşun kokan avucunu öpmeyeceğim her fırsatta, koklamayacağım elinden, ciğerlerime kadar çekip silgisini.
Ama gelsin...
Her çarpışında azaltacak olsa da tanelerimi.
Razıyım ben terinden tenimi sıyırmaya.
O Rüzgar değsin. O Rüzgar gelsin..
Belki kuzeyden essin, ama değsin.
Hem estiğine hem tenime...
Artık dağlara çarpıp derisini yırtacak biliyorum...
Esti buradan çok olalı, ürpertti geçerken geceyi.
Oysa tek derdim , azalana kadar avuçlarına dolmak ve tükenmekti...
O naif, ağlak gözlere bakarak...
Anlamadı ki; güldürecek beni.
Ben güneşi istiyorum demedim ki; ya da suyu...
Ney yapsın toz bunları akıllım?
Ne yapsın...!
(hkn...)