Emine Şahin
Üye
- Kayıt
- 17 Mart 2008
- Mesaj
- 3.266
- Tepki
- 100
insan gönüldür, yarısı dil.
...Anabacı der ki: Yarın sabah tekkenin eşiğine yat. Taptuk abdest almak için dışarı çıkarken
ayağı sana takılır .Gözleri iyi görmediği için bana: Kim bu eşikte yatan? diye sorar
ben de Yunus, derim. Hangi Yunus derse çekil git, başka bir tekke ara kendine, başının çaresine bak.
Ama bizim Yunus mu? derse anla ki gönlünden çıkarmamış, hala seviyor seni.
O zaman kapan ayaklarına, bağışla suçumu de. Yunus Anabacının dediğini yapar,
kapının eşiğine yatar, ertesi sabah olan olur Taptuk: Kim bu adam? diye sorunca
Yunus, der anabacı. Taptuk "bizim Yunus mu? diye sorunca Yunus ayağına kapanır sevincinden ağlar.
ben şimdi yazarkende ağlıyorum bu sahneden ötürü.
bu sahneyi hatırladınız mı? yada bu cereyan eden hadiseyi bildiniz mi?
insan bir kalpten bir et parçasında ibarettir dostlar. Allah (c.c.) bu yüzdendir ki,
ben yere göğe sığmam kulumun kalbine sığarım demiştir.
mevlana hazretleri yunus emrenin "ete kemiğe büründüm yunus diye göründüm."
sözü üzerine, ben bunu diyebilseydim mesneviyi yazmazdım demiştir.
insanda bir et parçası vardırki, bu et parçası iyi ise; bütün beden iyi,
kötü ise; bütün beden kötüdür. işte o et parçası kalptir. kalbin mana yönü ise
gönüldür. aklınıza ve bütün hal ve hareketlerinize yön veren duygularınızdır.
aksi düşünülemez ispat dahi edilemez. nasıl mı? size hiç sigara içmeyin diyerek
sigara için doktor gördünüz mü? ben gördüm. eminim sizlerde görmüşsünüzdür.
trafikte hiç acele ettiniz oldu mu? ani "U" dönüşleri ya da kırmızı ışıkta geçmek gibi hatalarda bulundunuz mu?
olmadıysa bir gün mutlaka olabilir.
olabilir çünkü; ben sigarayı yeni bıraktım. trafik kurallarını astığımda oldu, ceza yediğimde. aslında akıllı bir insanın yapmayacağı türden şeyler değil mi?
hadi canım söyleyin işte sizde. akıllı bir iş değil bunlar. aklım bana bunların yanlış olduğunu söylerken
ben duygularımla hareket ettiğim için bunları yaptım. içimde bir trafik canavarı yoktu.
zevk için süratle gidip ceza yemedim.
ne demişti yunus emre hatırladınız mı? "bir ben vardır bende benden içeru."
bütün anlatmak istediğim işte budur dostlar.
o an içimde taşıdığım duygularım.
bu bendim işte.
ben kötü biri değildim.
ama bütün bunları ben yapmıştım.
minik oğluma kızdım. şamarı bastım.
çok kızdırmıştı beni.
ben çocuk dövülmesini sevmem.
şiddeti nefretle kınarım.
ama itiraf ediyorum, yaptım bunu.
içim acıyor, vicdan azabı çekiyorum hatırladıkça.
o an içimde taşıdığım duygularım.
bu bendim işte.
ben kötü biri değildim.
Aksakallı bir koca, hiç bilmez ki hal nice
Emek vermesin hacca, bir gönül yıkar ise,
Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil,
Yetmiş iki millet dahi, elin yüzün yumaz değil.
konu gönül olunca ne mevlana'dan ne yunus'tan vazgeçebiliyoruz değil mi?
nasıl vazgeçelim ki, bu yüzden onlara gönüllerin sultanı demiyor muyuz?
ve hatta bazen şampiyon olamayan ama hakettiğine inandığımız takımı
gönüllerin şampiyonu ilan etmiyor muyuz. ediyoruz değil mi?
“Şu çeşmenin haline bak su içecek tası yok, Kırma insan kalbini yapacak ustası yok”
siz siz olun bir anlık öfke ile kırmayın insanları. sonra ne kadar af dilesenizde kırılan kalbin tamiri yok.
Yaradan Rabbim bile kul hakkı ile gelmeyin demiyor mu?
“Ümmetimden müflis (iflas eden) odur ki, kıyamet günü namaz ve zekâtla gelir.
Ama, bu arada sövdüğü şu kimse, dövdüğü bir başka kimse dahi gelir.
Bunun üzerine kendisinin hasenatından şuna verilir, buna verilir.
Üzerinde haklar bitmeden kendi hasenatı tükenirse,
o zaman onların hatalarından alınır kendisine yüklenir.
Daha sonra cehenneme atılır.”
(Müslim)
gönül dedikte dil yarasına değinmedik.
hadi onu da başka bir sefere yazalım, çok sıkmayayım sizi.
sağlıcakla kalın dostlar...
Emine Şahin
ikinci bölüm için tıklayınız.
...Anabacı der ki: Yarın sabah tekkenin eşiğine yat. Taptuk abdest almak için dışarı çıkarken
ayağı sana takılır .Gözleri iyi görmediği için bana: Kim bu eşikte yatan? diye sorar
ben de Yunus, derim. Hangi Yunus derse çekil git, başka bir tekke ara kendine, başının çaresine bak.
Ama bizim Yunus mu? derse anla ki gönlünden çıkarmamış, hala seviyor seni.
O zaman kapan ayaklarına, bağışla suçumu de. Yunus Anabacının dediğini yapar,
kapının eşiğine yatar, ertesi sabah olan olur Taptuk: Kim bu adam? diye sorunca
Yunus, der anabacı. Taptuk "bizim Yunus mu? diye sorunca Yunus ayağına kapanır sevincinden ağlar.
ben şimdi yazarkende ağlıyorum bu sahneden ötürü.
bu sahneyi hatırladınız mı? yada bu cereyan eden hadiseyi bildiniz mi?
insan bir kalpten bir et parçasında ibarettir dostlar. Allah (c.c.) bu yüzdendir ki,
ben yere göğe sığmam kulumun kalbine sığarım demiştir.
mevlana hazretleri yunus emrenin "ete kemiğe büründüm yunus diye göründüm."
sözü üzerine, ben bunu diyebilseydim mesneviyi yazmazdım demiştir.
insanda bir et parçası vardırki, bu et parçası iyi ise; bütün beden iyi,
kötü ise; bütün beden kötüdür. işte o et parçası kalptir. kalbin mana yönü ise
gönüldür. aklınıza ve bütün hal ve hareketlerinize yön veren duygularınızdır.
aksi düşünülemez ispat dahi edilemez. nasıl mı? size hiç sigara içmeyin diyerek
sigara için doktor gördünüz mü? ben gördüm. eminim sizlerde görmüşsünüzdür.
trafikte hiç acele ettiniz oldu mu? ani "U" dönüşleri ya da kırmızı ışıkta geçmek gibi hatalarda bulundunuz mu?
olmadıysa bir gün mutlaka olabilir.
olabilir çünkü; ben sigarayı yeni bıraktım. trafik kurallarını astığımda oldu, ceza yediğimde. aslında akıllı bir insanın yapmayacağı türden şeyler değil mi?
hadi canım söyleyin işte sizde. akıllı bir iş değil bunlar. aklım bana bunların yanlış olduğunu söylerken
ben duygularımla hareket ettiğim için bunları yaptım. içimde bir trafik canavarı yoktu.
zevk için süratle gidip ceza yemedim.
ne demişti yunus emre hatırladınız mı? "bir ben vardır bende benden içeru."
bütün anlatmak istediğim işte budur dostlar.
o an içimde taşıdığım duygularım.
bu bendim işte.
ben kötü biri değildim.
ama bütün bunları ben yapmıştım.
minik oğluma kızdım. şamarı bastım.
çok kızdırmıştı beni.
ben çocuk dövülmesini sevmem.
şiddeti nefretle kınarım.
ama itiraf ediyorum, yaptım bunu.
içim acıyor, vicdan azabı çekiyorum hatırladıkça.
o an içimde taşıdığım duygularım.
bu bendim işte.
ben kötü biri değildim.
Aksakallı bir koca, hiç bilmez ki hal nice
Emek vermesin hacca, bir gönül yıkar ise,
Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil,
Yetmiş iki millet dahi, elin yüzün yumaz değil.
konu gönül olunca ne mevlana'dan ne yunus'tan vazgeçebiliyoruz değil mi?
nasıl vazgeçelim ki, bu yüzden onlara gönüllerin sultanı demiyor muyuz?
ve hatta bazen şampiyon olamayan ama hakettiğine inandığımız takımı
gönüllerin şampiyonu ilan etmiyor muyuz. ediyoruz değil mi?
“Şu çeşmenin haline bak su içecek tası yok, Kırma insan kalbini yapacak ustası yok”
siz siz olun bir anlık öfke ile kırmayın insanları. sonra ne kadar af dilesenizde kırılan kalbin tamiri yok.
Yaradan Rabbim bile kul hakkı ile gelmeyin demiyor mu?
“Ümmetimden müflis (iflas eden) odur ki, kıyamet günü namaz ve zekâtla gelir.
Ama, bu arada sövdüğü şu kimse, dövdüğü bir başka kimse dahi gelir.
Bunun üzerine kendisinin hasenatından şuna verilir, buna verilir.
Üzerinde haklar bitmeden kendi hasenatı tükenirse,
o zaman onların hatalarından alınır kendisine yüklenir.
Daha sonra cehenneme atılır.”
(Müslim)
gönül dedikte dil yarasına değinmedik.
hadi onu da başka bir sefere yazalım, çok sıkmayayım sizi.
sağlıcakla kalın dostlar...
Emine Şahin
ikinci bölüm için tıklayınız.