Kaliteli Eleştiri Yöntemleri

Abdullah Şahin

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
3 Nisan 2008
Mesaj
2.630
Tepki
89
Her şeye rağmen hayat devam ediyor. Gülebiliyoruz, üzülebiliyoruz, kızabiliyoruz, hayat iyi yada kötü tüm renkleriyle devam ediyor. İşte tam bu süreçte hepimizin isteği bir noktada birleşiyor; "daha iyisi" Kazancımızın daha iyisi, ilişkilerimizin daha iyisi vs... Peki nasıl daha iyi olabiliriz?

Hayatta keşfedilmeyecek tek şey vardır;
"daha iyisi"
New NLP

Daha iyi olmanın anahtarı sürekli gelişmekten geçer. Gelişim ise değişimden gelir. Değişimin uğramadığı bedende gelişimin olması mümkün değildir. Bu sebepten dolayı gerek eleştiri gereksede öz eleştiri çok önemlidir. Çünkü ancak eleştirilere açık olduğumuz müddetçe değişmemiz gerektiğinin farkına varırız ve eleştiride bulundukça insanların gelişimine katkı sağlarız.Eleştiri, insanların gelişiminde en önemli ilişki türüdür. Bununla birlikte insanlar, eleştiri ile muhalefet olmayı, kalp kırarak aşağılamayı karıştırıyorlar. Hayır! Eleştiri, ego tatmini için yapılan bir üste çıkma, karşıdaki insanıda küçük düşürme çabası değildir. Eleştiri, tüm bu kişisel tatminlerin ötesinde çok daha yüce ve faydalı bir ilişki stilidir. Yeter ki insanlar doğru eleştiri becerilerine sahip olabilsinler. Peki daha iyi bir eleştiri becerisine nasıl sahip olabiliriz?

İnsanlar genelde çevresine fayda sağlamak istedikleri zamanda değil de onlara kızgın oldukları zamanda eleştiride bulunurlar. Bu sebepten dolayı yapılan işleri veya yapılan davranışları değil; bireyin kendisini ve sadece olumsuz yönlerini eleştirirler. Birisi sizin hep olumsuz bir insan olduğunuzu söylese siz ne düşünürsünüz? Muhtemelen söyledikleri ne kadar haklı olursa olsun, ya kendinizi savunma ihtiyacı hissedersiniz yada sizde ona olumsuz tepki verirsiniz.

Kaliteli eleştirinin birinci yolu olumlu ve olumsuz eleştirilerinizi aynı anda söyleyebilmektir. İnsanlar hataların yanında bir çokta doğru iş yaparlar. Eğer insanların doğrularını göremiyor ve bu davranışları pekiştirmeleri için olumlu bir eleştirilerde bulunmuyor iseniz, hatalarını da anlatmanıza izin vermeyeceklerdir. Söylediklerinizi kişisel algılayıp size hak vermeyeceklerdir. Bu sebepten dolayı insanların önce geliştirmesi ve pekiştirmesi gereken doğru davranışları sonra da değiştirmesi gereken hatalı davranışları onlara anlatın. Mühtemelen bu tarz, daha çok işe yaracaktır.
İnsanlar, ancak doğru yanlarını anlatabilen bireylerin eleştirilerini kabul ederler.
New NLP

Beklenmedik eleştiriler bize duvara çarpmış hissini mi veriyor, yoksa yenilenmeye mi çalışıyoruz? Peki biz en çok hangisini istiyoruz?

Gözünü kapatıp eleştiriye başlayanlar mı ?
Yada takdir edip daha sonra eleştirenler mi ?
gerçek sihir buradadır. Nasıl mı?

Mesele, gözümüzü yumup aklımıza ilk geleni söylemek değildir. Çünkü Kişinin kendisine değil, davranışını eleştirmeye özen göstermeliyiz. Eleştirilen insanda ortaya çıkan gücenme duygusu sadece iş görenlerin, aile bireylerinin ve arkadaşlarımızın morallerini bozmakla kalmaz , eleştirilen durumu düzeltmeyebilir de. Örneğin, başka nasıl yapabilirdim, nasıl davranabilirdim, demelerine de yol açar. Çünkü davranışa yapılan eleştiri davranış değiştirilebilir olduğundan yapıcı ve geliştiricidir.

Davranış kişinin kendisi değildir.
New NLP

Sizi sizi anlayan bir arkadaşınız uyarır.
Örneğin, bir arkadaşınızın devamlı dedikodu yaptığını görüyorsunuz. En çok da ortak tanıdıklarınızı size çekiştiriyor. Bununla birliktede arkadaşınızın sevdiğiniz bir çok yönü var. "Meral çok dedikoducusun, bıktım" demekle bir noktaya varamayız.
"Meral'cim sen çok iyisin . Ben seni tanıyorum fakat günün birin de bu konuşmalarından dolayı üzülmeni istemem. Senin sevgi dolu kalbinde eminim o insanlara da yer var"
dediğimiz an Merali kazandığımız andır. "İhtiyaç duyduğum en büyük eksiklik, bana yapabileceğim şeyleri yaptırabilecek dosttur" der, Emerson.

En başarılı yönetici emretmeden yönlendirir. Der LaoTaoTeb King

Örneğin bir şirket de yöneticisiniz. Elemanlarınızdan mehmet bey şimdiye kadar çok büyük işler Başardı. Yalnız son haftalarda da önemli ihaleler kaybetti. Şimdi bu noktada ne yapmanız lazım?
"Mehmet Bey performansınızdan çok memnunum. Yalnız son haftalarda dikkat dağınıklığı yaşıyorsunuz, kendinizi biraz daha işinize vermenizi istiyorum"
dediğiniz zaman mehmet beyin size olan bakış açısının da değiştiğini görebilirsiniz. Tarzımız ne olursa olsun olumsuz eleştiriler yapıp pişman olmaktansa yerine yargılamadan olumlu tepkiler alabilmektir.

Bir eşle tartışmada Özür dilerim diyenin kazanan taraf olacağını öğrendim. (YAŞ. . 52. )
Örneğin. .
"Yeni balayından dönen Türkanla Ediz evlerinde muhabbet, ederlerken, nasıl açıldığını fark edemedikleri bir mesele yüzünden tartışmaya birbirlerini de acımasızca eleştirmeye başladılar. Türkan tartışmadan çok sıkılmıştı daha fazla uzatmak istemiyordu.
"Haksız olduğumu kabul etmeye razıyım"dedi. "ancak bir şartım var:"Sende benim haklı olduğumu kabul edeceksin!"
Ediz:
"Hay hay " dedi. "Kibar bir erkek olarak ilk söz hakkını sana veriyorum, hadi itiraf et "
Türkan:
"Senden özür dilerim. Az önceki tartışmada ben haksızdım!" dedi.
Ediz, yaptıkları anlaşma gereği cevabını verdi.
"Haklısın karıcığım !"

Haklı olabiliriz yada mutlu.
A. course ın mıracles.

Bazılarımız, hep hayatın haksızlıklarına odaklandıkları için sürekli acı içindedirler.
Burada önemli olan kimin haklı kimin haksız olduğunu ortaya çıkarmak olmamalıdır.
Çünkü bir sorun hakkında iki karşıt yönde olan kişiler, çoğu kez birbirlerinin görüşlerini kabul etmezler. Bu nedenle, diğerini dinlemezler bile. Fakat anlaşma çerçevesini kullanabilirsek karşı tarafı daha iyi niyetle dinler ve sonuç olarak kişiyi takdir edecek yeni yollar bulabiliriz.
Sözlerimiz takdire gelmişken çocuklarımıza da değinmek istiyorum.

Kimi zaman çocuğumuz için çok şey yapmaya çalışmak, az şey yapmaktan yıkıcıdır.
Örneğin. .
Anne baba olarak da çoğu zaman çocuğumuzu eleştirme isteği duyabiliriz. Bunun dozunu iyi ayarlıyabilmemiz gerekir. Eğer aşırıya kaçarsak bu yetişkinliklerinde yıkıcı sonuçlara yol açabilir. . Hiç bir şey çocukları anne ve babalarının, ilgisi onayı kadar mutlu edemez. Dürüst ve içten övgülerimizi esirgemiyelim.

Ben kendimim ve bundan mutluyum.

Sahip olduğum en değerli niteliğim, insanlarda çalışma ve onların coşkuyla çalışmalarını sağlama olduğunu biliyorum. Bunu onları yüreklendirmek takdir etmek için kullanıyorum. Ben kimseyi eleştirmem. İnsanların çalışmak için teşvik edilmelerinin gerekliliğine inanıyorum. Hataları görmezlikten gelir. Övgüler için fırsatlar kollarım. Bir şeyi beğenirsem bunu içtenlikle belirtir, yağcılıktan uzak içten Övgüler yağdırırım. İşte Schwabinin yaptıkları bunlardır.

YÜREĞİNDE NE DÜŞÜNÜYORSA KİŞİ ODUR.

KALİTELİ ELEŞTİRİ TÜM KAPILARI AÇAN ANAHTARLARDIR KAPATMAMAK ÜZERE,
HOŞÇA KALIN.


ALINTI
Selma Torun
 

GÜNEL AYVACI

Altın Üye
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
31 Mart 2009
Mesaj
714
Tepki
7
Abdullah Bey,
Derlediğiniz bu metni okuyunca yaşınızı öğrenmek istedim. 27 , çok gençsiniz.
Bu yaşta bu kadar güzel bir derleme yaptığınız için size teşekkür ediyorum.
Hepimiz için yararlı ve düşünmemiz gereken bir yazı.
Varolun.
 
Kayıt
8 Eylül 2008
Mesaj
2.540
Tepki
31
Eleştiri yada yorum yaparken bende çok bocalıyordum iyi dediğime başkası bunun neresi iyi dediğinde kafam atıyordu iyi derken kendimle kıyaslamıyorum iyi derken kişinin grafik geçmişi yeni mi eski mi o zaten belli oluyor iyi olan zaten iyidir ona pek yorum yapaılamaz zaten önemli olan yorumlarla kötüyü iyiye doğru götürmüktedir.

bu anlamda yapmış olduğun derlemenin çok büyük önemi var abdullah bey
teşekkürler...
 
Kayıt
9 Eylül 2008
Mesaj
1.562
Tepki
25
paylaşım için teşekkürler Abdullah bey çok güzel ve bazıları için çok büyük anlamlar taşıyan bilgi aktarımı olmuş tabi alabilene...
 

mgyknt

Üye
Kayıt
10 Nisan 2009
Mesaj
26
Tepki
0
Güzel bir paylaşım olmuş.

Çoğumuzun karşılaştığı durumdur. Tasarım ve mesleki anlamda değil her türlü karşımıza çıkan bir durum.
Nedeni "empati" gücümüzün zayıf olmasından kaynaklanıyor bence.
Hayatım boyunca çok eleştirilen bir insan olmadım. Ama tabi ki bazen bende yaşadım bunu. Eleştiriye her insan açık olmalıdır. Yapıcı olduktan sonra ne ala. Ve eleştiriyi kabul etmelidir bünyemiz. Eleştirye karşı durmak, savunmaya geçmek kişinin öğrendiği yerde kalmasını ve kendi gelişimini kısıtlamasını getirir. Tehlikeli bir ruh halidir. Ve gerçek şu ki öğrenmenin sonu yoktur. Çok iyi bildiğimizi düşündüğümüz şeylerde bile. Fakat saygının olmadığı her davranış gibi saygısızca yapılan eleştirilerinde savunusunu asla yapamam. Pek hoş bulmadığım davranış biçimidir.
Maalesef ki iş konusunda çoğu "patron" ve "müdür" sıfatında olan kişilerin bunu öğrenmesi gerekir...
 
Kayıt
18 Ağustos 2009
Mesaj
6
Tepki
0
Bunu okuyan herkes bir şeyler almıştır zaten arkadaşlar..
Zaten bir şey almak istemeyen de okumaz heralde...

İnsan psikolojisi kadar karmaşık bir şey yok benim düşüncem, güzel bir yazı paylaştığınız için teşekkürler.
 
Kayıt
17 Mart 2008
Mesaj
3.266
Tepki
100
bizim oralarda güzel bir fıkra anlatılır. kısaca anlatayım istiyorum.

karadenizlinin biri sinek ilacı yapar. çarşı pazar dolaşarak satar.
ikinci hafta tekrar çarşı pazar dolaşmaya ve ilacını satmaya başlar.
müşterilerinden biri geçen hafta aldığı ilaçtan memnun kalmadığını söyler şikayette bulunur.
bunun üzerine satıcı ilacı nasıl kullandığını sorar.
müşteri gayet sakin bir şekilde;
- nasıl olsun? herkes gibi pompanın içine koydum "fıııs" "fııııs" diye etrafa sıktım der.
bunun üzerine satıcı;
- olmadı! sen yanlış kullanmışsın. bak şimdi, önce sineği yakalayacaksın sonra, ilacı gözüne gözüne sıkacaksın der.

eleştiri; mutlaka olumsuz yönlerin, uygun olmayan yerlerin göz önüne alınarak birtakım öneri ve düzeltmeler manzumesidir. diğer adı tenkittir.
yukarıdaki fıkrayı niye anlattım. ne alaka...
hala bir bağ kurmanızda mümkün değil.
burada yeri gelmişken Hakan KALMIŞ beyin eleştiri üzerine güzel bir paylaşımı vardır.
dilerseniz buradan okuyabilirsiniz.

evet, yukarıdaki fıkrada anlatılmak istenen eleştirinin boyutu ile ilgilidir.
eleştirdiğiniz kişi sizin gözünüzde sinek ise gözüne gözüne sıkabilirsiniz. buna da eleştiri denebilirse.
yok! sinek değil, diye iddiada bulunuyorsanız ciddi davranış bozukluklarınız var demektir.
tenkitlerinizde uslubunuz çok önemlidir. eleştiride kalitenin anlamı, sizin uslubunuz ve karşınızdaki insana bakış açınızdır. bu da sizin kalitenizdir...

teşekkürler abdullah bey.
yararlı bir paylaşım.
 
Kayıt
25 Haziran 2008
Mesaj
1.278
Tepki
4
Eleştirmek için belli bir eğitim, kültür seviyesine ulaşmış olmak ve o konu hakkında uzman olmak gerekir. Geriye kalan eleştiriler ise karşı tarafa yanlış yönlendirmekten veya kırıcı olmaktan başka işe yaramaz.

Burada eğitim seviyesi (kendi mesleğimiz için söylüyorum) üst düzey insanlar da var bırakın o konuda yazı yazmayı yazılan yazıları okumaktan, anlamaktan aciz insanlar da var.

Ayrıca bir kişi üniversite bitirmişse farklı, ilkokul mezunu ise farklı yazar. Yurtdışı eğitimi almışsa farklı, o konuyla ilgili ödül almışsa farklı yazar.

Aile eğitimi, terbiyesi almış insan farklı, aile ortamında yetişmemiş insan farklı yazar.

Bu konuya iki satır yazı yazamayan üyemiz farklı, bu konu hakkında bir oturmada makale yazabilecek üyemiz farklı yazar.

Medeniyetten payını almamış, toplum içerisinde nasıl davranacağını bilmeyen farklı, konferanslar veren, asil ruhlu ve kibar insan farklı yazar.

Sitemizde uluslararası ödül almış üye de var, sadece Photoshop, freehand bilen tasarımdan, renkten, baskıdan anlamayan veya detayını bilmeyen üyeler de var.

Yukarıda kısaca izah etmeye çalıştığım özellikleri barındıran insanların yorumları her zaman benim için değerlidir. Kişiliğinin benim için önemi yoktur. İşini iyi yapan insanla ben her zaman birlikte çalışmak isterim.

Eleştirilerin karşı tarafa zarar vermemesine, yapıcı olmasına, eğitici olmasına, açıklayıcı olmasına, eleştiriyi okuyan diğer üyelere de paylaşım yapabilme bakımından güven vermesine, şahsi çatışmaların dışında olmasına ve üçüncü bir kişiye söz hakkına sebebiyet vermeden, konunun dışına çıkmadan yapılmasına dikkat etmek gerekir.

Paylaşım için teşekkürler Abdullah Bey...
 
Yukarı Alt