Geçenlerde bir gazeteye ilan- reklam tarzında bir yayın vermek istedim. Şöyle ulusal anlamda iyi tirajı olan bir gazeteye, arka sayfayı komple kaplayacak bir reklam olsun istedim. Baktım ki rakamlar oldukça yüksek, nasıl yapsam diye düşünürken, bir arkadaşım aradı, ne yapıyorsun muhabbetinden, konu sektöre gelince, böyle bir fikrim var ne dersin, dedim. Bence de uygun olur "cuk" diye oturur dedi.
Şimdi siz tabi bu muhabbetin ne olduğunu merak ediyorsunuz. Proje, basit aslında çok karmaşık değil. Hani ülkede ki işsizlik ve mesleksizliğin önüne geçecek kadar büyük bir proje. Vereceğim reklam zaten gayet anlaşılır ve net olacaktı. Fakat baktım ki aslında bu reklam veya ilan çalışmasına gerek yok, çünkü ülkede işsizlik veya mesleksizlik yok. Eskiden iyi hatırlarım, işi olmayanlar veya bir iş yapmak isteyenler, genelde marketçilik, büfecilik v.b. işleri tercih ederlerdi. Sonra bu grosssssss marketler mantar gibi çoğalınca, daha doğrusu ülkenin aç gözlü, zengin büyük holdingleri bu üç kuruşluk sektörlere el atıp, büyük paralar kazanma derdine düşünce, mecburen bizim işsizlerimiz de bu sektörlere giremez hale geldiler. Gerçi sonradan, sevgili zenginlerimiz bu sektörden ahım, şahım paralar kazanamadıklarını görünce, devirler gerçekleşti, kurtuldular bir şekilde.
Bak görüyor musunuz, şu ülkenin önde gelen holdinglerinin yaptıklarına, sadece marketçi ve büfecilerin ekmekleriyle oynamakla kalmadılar, sanatsal anlamda iş yapan bazı mesleklerin de ayağa düşmesine neden oldular.
Eskiden ne iş yapsam diye düşünenlerin yaptığı, al-sat işleri yuvarlandı, çalkalandı, dolandı geldi bizim sektöre yamandı! Oh ne ala, işsizlik diye bir şey yok artık, kız istemeye mi gidecek bir delikanlı, hemen karşı tarafın sorularına yanıt hazır “reklamcıyım” reklamcılık demek, ne demek, diye sorsa karşısında duran, cevap veremez ama reklamcıdır!
Şimdi yukarıdaki arkadaşımız sadece buna vesile oldu, tüm kabahati kalkıp ta o arkadaşımıza yüklemeyeceğim elbette fakat, ey güzel arkadaşım, sevgili kardeşim şimdi sana soruyorum “Arkadaşlar kendi işim için kendi logomu kendim yaptım, olumlu ve olumsuz yorumlarınızı bekliyorum. Daha değişik çalışma yapan olursa da memnun olurum” bu ne demektir?
Bu şu demektir, köftecisin, giriyorsun dükkânına ve oradaki müşteriye veya birilerine diyorsun ki bana bir köfte yapar mısın, iyi de köfteci sensin, onu hazırlayacak olan sensin arkadaşım. Açılan konunun başlığını ilk gördüğümde şöyle bir irkildim, konuyu daha açıp okumadan, ne olduğunu görmeden biraz fikir yürüttüm. Dedim acaba, mimar mı, mühendis mi, bakkal mı, kuyumcu mu, v.s. her ne ise işte, düşündüm bir şeyler. Sonra karşıma çıka, çıka bir reklamcı veya bir reklam firması çıkınca, beynimin kayışı başladı boşa dönmeye. Kendine bir iyilik yap, çevrene bir iyilik yap, sektöre bir iyilik yap. Git garsonluk yap, kuyumculuk yap, market aç, kasap aç ne yaparsan yap ama lütfen REKLAMCILIK yapma arkadaşım!
Hem reklamcılığı neden bu kadar seviyorsunuz onu da anlamış değilim, yani çok albenisi olan bir iş değil ki, çok daha cafcaflı, çok daha albenisi olan bir yığın sektör var. Hımmm, doğru, bu kadar yolgeçen hanı olan başka bir meslek yok tabi ki, sizler de haklısınız.
Yaptığın çalışmaya gelince, harika olmuş, şahsen çok beğendim, müthiş bir çalışma çıkarmışsın, tebrik ederim…