@mtsstss
Ve bu hikaye böyle uzayıp gider.
Subjektif değerler içeren her konu, tartışmaya açıktır. Tartışalım ama yararlı bir tartışmaysa sonuna kadar gidelim. Hele hele sonuç alacak isek, kesinlikle tartışalım.
Her insan, bulundurduğu akıl miktarı ile kendisini haklı bulur. Bir alışveriş yaptıysa, bu alışverişi kendi aklını yürüterek yaptıysa çok nadiren "amma salaklık etmişim" dediği olur. Çünkü hiç kimse, ortalıkta akılsız yaftasıyla dolaşmaz. Sonuna kadar bu aklı savunur, haklı olmaya özellikle kendisine karşı... aklının tutarlı olduğunu savunmaya çalışır.
Böyle bir durum, gerçekliği yalnızca kendi çerçevesinde görme eğilimi yaratır.
Oysa tutarlı bir akıl yürütme, bütün değişkenleri birlikte değerlendirme gerektirir. Adına diyalektik dediğimiz düşünme şekli, bir önermeyi karşıt önermelerle değerlendirme mantığına dayanır. Felsefi olarak en iyi düşünme yönteminin bu olduğu söylenir.
Konuyla ilişkilendirme yapmak gerekirse; almak istediğimiz bilgisayarı aklımızı kullanarak ve "reel fayda" amacıyla alışveriş yapmaya kalktıysak, önce bu bilgisayarı kendi eşdeğer özelliklere sahip bir bilgisayar ile test ettiysek, varacağımız sonuç kesinlikle size doğruya yaklaştıracaktır. Hele hele sonucu bir de fiyat/performans ilkeleriyle de karşılaştırdıysanız, verdiğiniz kararın doğruluğuna aklı olan herkesin saygı duyacağı kesindir.
Ama eğer işin içine duygusal gerekçeler katacak iseniz, bu karar süreci akıl yürütme süreci sayılmaz. Siz bilgisayarınıza tutkuyla yaklaşıyorsanız, onu her hatasında görmemezlikten geliyorsanız, kısacası onu faydalı değil, güzel olduğu için seviyorsanız... o daima en iyisidir bilgisayarların!
Aranızdaki aşka kimsenin girmeye hakkı yoktur. Hiç kimsenin tavuğuna kışt diyemeyiz. Aşkınızda gözümüz yok!
Ama işin içine fayda, verimlilik, ergonomi, fiyat/performans...vs. gibi kavramları katacak isek başka birşeyden bahsediyoruz demektir.
Bir makineye dünya kadar parayı seve seve yatırdığımızda, çok nadiren geriye dönüp amma kazıklanmışım deriz. Çünkü bu alışverişi kendi aklımız ile yaptığımız için bir yanılgı halinde bizzat kendi aklımızı sorgulamamız gerekir.
Bu çok nadiren yaptığımız bir şeydir. Konuyu ben'li anlatmama dikkat edin, çünkü ben dahil, hepimiz böyle davranırız..
Hangi birimiz, hem Mac'i, hem PC'yi yanyana koyup, aynı anda, aynı programı, aynı projeyi, aynı işlevde test etmişizdir!
Bunu yapanların olduğunu varsaysak bile, aynı miktar parayı ödediğimiz (buna dikkat edin) bu iki makineyi mi karşılaştırmışlardır?
Ama bilmem ne internet sitesinde test sonuçlarına bakın, orada çok süper!
Geçin bunları efendim, geçin!
Beşbin Lira ödediğiniz bir Mac ile aynı parayı ödediğiniz bir PC' yi karşılaştırın bakalım neler oluyor?
Çökmeler, stabilite, performans, uyumluluk, program zenginliği...
Ağır siklet bir boksörü, hafif siklet bir boksör ile karşılaştırıyorsanız sonuç sizi fazlasıyla mutlu edecektir. Bu karşılaşmayı seyretmekten daha keyifli bir şey olamaz!
Ama Mac'in çok güzel bir işletim sistemi var. Şu docker'in güzelliğine ne diyebilirsiniz ki?
Evet, hiçbirşey diyemem. Gerçekten çok güzel. Ama bu Windows'ta da var, aynı işlevde, ama güzel değil!
Konuya nasıl yaklaşıyorsak, yani beğenilerimiz bizi ele veriyor.
Geçenlerde, danışmanlık yaptığım bir yayın grubunda bir grafiker arkadaşın çalıştığı Mac'te, Indesign çalışma sırasında kırıldı. Ertesi güne derginin yetişmesi gerekiyordu.
Biliyorsunuz, bilgisayarınızın belleği yeterli ise ve işletim sisteminiz bu belleği doğru dürüst yönetebiliyorsa, Indesign kırılan dosyayı, kırıldığı yerden hatırlar ve sorunsuz olarak yeniden açar.
Fakat Macintosh'ta bu dosyayı açamadık. Kırık dosyayı üç ayrı Mac'te de denedik maalesef açamadı.
Aynı dosyayı font sorunları olsa da Windows Indesign'ında açtık. Kaydettik, Mac'e aktardık, karakter sorunlarını bul/değiştir yöntemiyle birkaç dakika içinde hallettik.
Grafikerimizin Mac'e bakışı biraz değişti. Daha kuşkucu olmaya başladı..
Böyle öyküleri belki de tersinden de yaşamışsınızdır. Ama her iki sistemin de böyle hatalar yapıyor olması en azından ayndı düzlemde değerlendirme gerektirecektir.
O zaman aradaki fiyat farkını niye ödeyeseniz ki?
Ama Mac daha güzel. Kendimi daha tasarımcı gibi hissediyorum. Ya da Mac kullandığım zaman çevremde daha itibar görüyorum.
Evet bu söylediğinizi parayla satın alamayız.
Bunun bedeli, sizin Mac'e ödediğiniz bedelden daha yüksektir.
Bu haliyle Mac'iniz ucuz bile sayılabilir.
Ama bilgisayarı başka bir amaç için alıyoruz.
Saygılar, sevgiler.
Tuncer ÖZKAN