Tuncer Hocam,
Kimseye cehaletimi empoze etme niyetinde değilim. Alçakgönüllülükle konu hakkındaki bilgisizliğimi dile getirmiş olmam seni de yanıltmasın. Niyetim, "eseri yaratanların, eseri satınalanlar karşısında epeyce güçlü hale" nasıl getirildiğini görmek de değil. Çünkü bu gibi işler, sizin işaret ettiğiniz gibi sadece bir grafiker olarak değil, "müşteri" olarak da başıma gelebilir! Demem o ki, hukuk herkes için, bu arada müşteri için de var ve olmalı.
Ortada sözleşme yok, sözleşme yokluğunda "eseri yaratanın her türlü hakları saklı" oluyorsa, sözleşmelerle uğraşmanın anlamı yok o zaman! Öyle ya, sözleşme yapılsın ya da yapılmasın, nasılsa tüm hakları saklı zaten! Doğru mu yorumluyorum hocam? Yoksa konu bu kadar basit değil mi? Ortada sözleşme yokken, Fikir ve Sanat Eserleri kanunu, örneğin logoyu yasaklattırma hakkını veriyorsa eseri yaratana (eseri yaratan her kim olursa olsun), işimiz var. Ortada sözleşme yokken, ilgili müşterimiz sözkonusu çalışmaların kendi çalışmaları olduğunu ve grafiker arkadaşımız tarafından örneğin çalındığını iddia ettiğinde, hukuk sistemimiz komediye mi dönüşüyor? Ya da ortada sözleşme yokken, grafiker arkadaşımızın bir logoyu yasaklattırabilmesi, hukuk sistemimizin zaten başından bir komedi olduğunu mu gösteriyor?