Sayın Raytamer,
Sözünü ettiğiniz matbaa makinesini tanıyorum. Heild. print master di. Yani PM 'ın digital modeli
Şimdi öncelikle dijital kavramı üzerinde durmak gerekir. Belki siz biliyorsunuz, ama bilmeyenlere de açıklayıcı olmalıyım.
Dijital baskı kavramı, genellikle, Xerox, İndigo, Canon, vs. gibi markaların ürettiği, hızlı çalışan, esnek üretim profiline sahip gelişmiş "çıkış makineleri" için kullanılmaktadır. Belki yanlış bir adlandırma, ama piyasa buna böyle diyor. Bu makinelerin bobine baskı yapan modelleri bile vardır. Mürekkep yerine toner kullanmaktadırlar. Yoğun bir teknik servis gerektirir. Bu yüzden, bu makine üreticileri, özellikle Xerox, tıklama başına ödeme adında bir sistem de geliştirmiştir.
Daha fazla detaya girmek istemiyorum.
Klasik, geleneksel ofset kavramını ise siz zaten biliyorsunuz. Yani, filmden kalıba, kalıptan baskıya sistemi.
Yeni çıkan, (aslında çok da yeni sayılmaz) ve sözünü ettiğiniz DI modeli makine ise, bünyesinde hem kalıp pozlandırma, hem de baskıyı bulunduran entegre makinedir. Bilgisayardan, doğrudan doğruya matbaa makinesine "print" edilir. Yani koca makine, bir printer gibi kullanılır. Fakat temelde yine ofset prensipleri geçerlidir. Kalıp kazanlarına (bütün ünitelerde) laser pozlandırma yapılır, sonra kalıp, makine döndürülerek (yani çalıştırılarak) kalıp açılır, Baskıya geçilir. Dolaisiyle kalıp çekme, makineye kalıp takma ve en önemlisi ayar diye bir derdiniz yoktur. Hele hele gönderilen dosya Jdf bilgileri ile yüklü ise, valf ayarlarını bile makine kendisi yapar.
Bunlar size heyecanlı geliyor değil mi?
Gerçekten de, işten işe geçerken ciddi bir zaman tasarrufu sağlarsınız, ayrıca ayar sorunu olmadığı için de kağıt tasarrufu.. Ve garantiye alınan mükemmel bir kalite.
Fakat gelgelelim bu makineler, (aynı konfigürasyona sahip Roland modelleri de var) son derece karmaşık makinelerdir. Alacağınız, çalıştıracağınız ofset ustası, ayrıca dosya print bilgisine, postscript bilgisine, jdf bilgilerine de sahip olmalıdır. Ücret açısından, tek kişi ile hem kalıp yönetimi, hem de baskı operatörlüğünü tek ücretle karşılamak açısından cazip görünüyor. Her ne kadar, böyle bir usta, standartların üzerinde bir ücret talep edecektir. Ama en önemlisi, böyle birisini bulabilecek misin?
Öte yandan, bu makineler, bildiğimiz, XeroX vs. makineler gibi yoğun bir servis desteğine ihtiyaç duyarlar. Kalıp çekerken bir sorun yaşarsanız, makine durur. Oysa klasik bir tesiste, yani kalıbın ayrı çekildiği, baskının ayrı yapıldığı birimlerde böyle bir sorun yaşamazsınız. Kalıphanede işler dursa bile, kalıpları dışarıda çektirerek baskıya devam edersiniz. Bildiğiniz gibi, matbaayı sürekli iş ile beslerseniz kâr edersiniz. Bu işler hep zamana karşıdır.
Duran makine, sistemi çökertir.
Sonuç olarak, baskı sisteminize lokomotif olarak böyle bir makine almak konusunda iyi hesaplar yapmanız gerekir. Özellikle 24 saat servis desteğini, daha makineyi almadan iyi test etmelisiniz. Öte yandan usta sorununu gözardı etmemelisiniz. Sadece makineyi almak, finanse etmek, kurmak yetmiyor.
Benim fikrimi soracak olursan, (ki bunları Türkiye şartlarına göre söylüyorum) böyle bir makine almak yerine, Heidel. PM klasik modelini ( DI olmayan) almak, ayrıca sistemi bu ebada uygun bir CTP ile desteklemek bana daha cazip geliyor. Böylece, kalıpta sorun yaşarsan, klasik yöntemlerle kalıba devam edebilirsin. En önemlisi baskı durmaz. Üstelik, CTP ile elindeki diğer makinelere de (Ryobi vardı galiba) kalıp desteği verirsin. Hatta, komşu matbaaya (eğer varsa!) CTP desteği vererek bir ekmek kapısı daha açarsın.
Benim görüşlerim bunlar.
Lütfen yazışmaya devam edelim.
Bol kazançlı, bereketli günler dilerim.
Tuncer ÖZKAN