Yorum ve eleştiri üzerine...
Yorum sözcüğünün iki açıklaması vardır.
Bunlardan birincisi, bir eserin, özellikle bir müzik eserinin çalınma veya seslendirmesinin bir başka şekilde yeniden düzenlenmesidir. Örneğin bir kondüktörün (orkestra şefi) veya herhangi bir virtüözün bir eseri, genellikle notalarına veya temel melodisine bağlı kalarak ve fakat bunun dışındaki unsurları kullanarak yeniden seslendirmesi; bir yorumdur. Benzer yorumlama çeşitlerini başka sanatlarda da görebiliriz. Yorumlamanın uc noktası, çeşitlemedir. (varyasyon) Çeşitlemede, eser neredeyse farklı bir şekle getirilir ama birincil eser, özellikle hissettirilir.
Yorum sözcüğünün ikinci açıklaması, düşünce şeklinin ifadesidir. Bakış açısı, çözümleme içeriği gibi kavramlar, yorum olarak tanımlanabilir.
Yaptığım tanımların bu haliyle ikincisi, arkadaşımızın söylemek istediği olarak açıklanabilir. Ama bana kalacak olursa, forumlarda sunulan tasarımlara karşı verilecek mesajlar, bir yorum olarak tanımlamaktan ziyade, birer eleştiri kavramı olarak açıklanabilir.
Çünkü eleştiri, özellikle eseri hedef alır, olumlu-olumsuz, yeterli-yetersiz, yetkin-basit vs. ilişkileri ile incelenir. Dikkat edecek olursak, eleştiri yapıldığında, sözler "bence" diye başlasa bile, içerik olarak genellikle eseri hedef alır.
Oysa yorum, mesajı yazanın da kişisel duyumsamalarını içerir. mesajı yazan, bu haliyle özümseyerek eseri kendi duygusal-düşünsel çerçevesi içinde değerlendirir. Eleştiri yapmak ise, ortaya konan düşünce sistematiğine daha geniş bir perspektiften yaklaşmayı gerektirir. Örneğin tasarım ilkeleri, mesleki gelişmeler, yeni eğilimler, yeni teknikler, tasarımcının yetkinliği... vs. konular; eleştirinin, özellikle forumlardaki eleştirinin unsurlarıdır.
Ayrıca belirtmek isterim ki, eleştiri, içinde kötülük veya iyilik barındırmaz. Nitekim, eleştiri yapanın amacı, eseri değerlendirmektir. Eleştirilen eser sahibi, bundan çıkaracağı dersleri, yeni eser üretirken dikkate alınmalıdır.
Eleştiriyi yapanın ise burada ahlaki bir sorumluğu vardır.
Forumlarda büyük bir rahatlıkla yazı yazabilme özgürlüğü, bu ahlaki değerlerin sorumsuzca harcanmasını gerektirmez. Tersinden bakacak olursak da, eleştiriyi beğenmeyen veya küçümsendiğini hatta, bunu gülümseyerek söylüyorum, kıskanıldığını düşünen eser sahiplerinin de, bu eleştirileri ahlaksızca karşı çıkışları, özgürlüğün kötüye kullanılmasıdır.
Durum bu kadar esnemeye elverişli olduğu halde, üyesi olduğumuz forum yönetiminin oldukça anlayışlı eğilimlerine rağmen, en azından yönetimi müdahaleye gerek bırakmadan, kendiliğinden oluşan ve iletişimi sürekli kılmaya çalışan biz üyelerin güçlü regulasyonu (regulasyon: tekrar düzene, hizaya sokma. T.Ö.) ile bir ortak akıl oluşturulduğunu zaten görüyoruz.
Demek ki, bir yargısız infaz durumu yoktur. Mesaj yazdığımız çerçeveler, herkese aynı düzeyde açık, fakat ciddi bir ahlaki sorumluluk içermektedir.
Forumların genel ilkesi budur. Özgürlük, sosyal sorumluluk ve ahlak.
Durumu bu şekilde aktardıktan sonra, bu ilkeler çerçevesinde arkadaşımızın beni kıskanıyorlar veya çekemiyorlar...hatta saygısızlık yapıyorlar siteminin, herkesin gözü önünde gelişen olaylar karşısında zayıf, yetersiz ve yersiz bir karşı çıkış olduğunu söyleyebilirim. Arkadaşımız övücü eleştiriler karşısında mutlu olmakta, yerici eleştiriler karşısında hırçın davranışlar sergilemektedir. Oysa her övücü de, yerici de olsa her ikisi de eleştiridir. Eser sahipleri, tasarımcılar bu iki eleştiriden de yararlanmalıdırlar. Çünkü onların eserlerinin daha iyi olması için yapılmışlardır.
Öte yandan, kötü yapılmış eleştiri yok mudur?
Tabii ki vardır. Ama dikkat ederseniz, tıpkı yukarıda anlattığın regulasyon ilkesi hemen çalışmakta, aklın yolunun bir olduğunu özümsemiş üyelerimiz hemen olaya müdahale etmektedir. Son olarak işlerin çıkmaza sürüklendiğini gören yöneticiler ise zorunlu olarak devreye girmektedir.
Çünkü aslolan, iletişimin sürekliliğidir.
Umarım anlaşılır bir yazı olmuştur bu.
Verimli bir forum dileğiyle.
Tuncer ÖZKAN