Sizi yanlış anladıklarını düşünür müsünüz ?

Kayıt
7 Ocak 2009
Mesaj
534
Tepki
7
sizi yanlış anladıklarını düşünür müsünüz çevrenizdeki insanların...??

“ya ben öyle demek istemedim, kutlarım, bu sonuca nasıl vardın?” diye söylenirsiniz…

yanlış anlama kazaları (yak)

"göründüğü gibi değil"

"öyle demek istemedim."

"bu da nereden çıktı?"

gibi cümleleri sık sık kullanıyoruz. en basiti, eski türk filmlerine bir bakın. “bir dakika tarık, durum senin sandığın gibi değil!...” diyen aşıklar, “anne, anneciğim, yoksa beni istemiyor musun?” diye ağlayan sezercik ve benzeri versiyonları gibi bir sürü örnek var.

bazen de "yanlış anlama" olmasın diye, söze başlarken "bir şey söyleyeceğim de sakın beni yanlış anlama" deriz.

aslında yanlış anlamak için o kadar çok nedenimiz var ki… örneğin sylviane herpin’in dediği gibi:

• düşündüğünüz

• söylemek istediğiniz

• söylediğinizi sandığınız

• söylediğiniz

• karşınızdakinin duymak istediği

• duyduğu

• anlamak istediği

• ve anladığı...

arasında farklar vardır.

dolayısıyla insanların sizi yanlış anlaması için en az 9 ihtimali var!


dr.paul ruskin, öğrencilerine yaşlanmanın psikolojik belirtilerini öğretirken onlara şu olayı okur :

"hasta ne konuşuyor, ne de söylenenleri anlıyor. bazen saatlerce anlaşılmaz şeyler geveliyor. zaman, yer ya da kişi kavramı yok. yalnız, nasıl oluyorsa, kendi adı söylendiğinde tepki veriyor. son altı aydır onun yanındayım, ne görünüşü için bir çaba sarf ediyor ne de bakım yapılırken yardımcı oluyor. onu hep başkaları besliyor, yıkıyor ve giydiriyor. dişleri yok, yiyeceklerin püre halinde verilmesi gerekiyor. gömleği salyalarından dolayı sürekli leke içinde. yürümüyor. uykusu sürekli düzensiz. gece yarısı uyanıp çığlıklarıyla herkesi uyandırıyor. çoğu zaman mutlu ve sevecen, fakat bazen ortada bir sebep yokken sinirleniyor. biri gelip onu yatıştırana kadar da feryat figan bağırıyor."

bu olayı okuduktan sonra, ruskin öğrencilerine böyle birinin bakımını üstlenmek isteyip istemediklerini sorar. öğrenciler bunu yapamayacaklarını söylerler. ruskin, kendisinin bunu büyük bir zevkle yaptığını ve onların da yapması gerektiğini söyleyince öğrenciler şaşırırlar. daha sonra ruskin hastanın fotoğrafını dolaştırmaya baslar. fotoğraftaki doktorun altı aylık kızıdır...

dr.ruskin, amerikan tıp birliği dergisindeki makalesinde, (günümüzde çok yaşandığı gibi) gülünç bir yanlış anlamanın insana nasıl tamamen farklı bir perspektif kazandıracağını anlatmaktadır.
peki yanlış anlaşılma sorununu nasıl ortadan kaldırabiliriz?
tamamen ortadan kaldırmak oldukça zor aynı zamanda kendimizi en iyi şekilde ifade edersek yanlış anlaşılma oranı minimuma inecektir.

1- dolaysız ifade: bir insanı sevdiğiniz halde ya da rahatsızlık duyduğunuz halde bunu kendisine ifade etmezseniz, o kişi sizin onun hakkındaki düşüncelerinizi yanlış yorumlayabilir. bu da iletişimde önyargıların oluşmasına neden olur.

2- açık ifade: açık bir mesaj, düşüncelerinizi, duygularınızı olduğu gibi yansıtır. mesaj açık olmazsa karşınızdaki tam olarak ne demek istediğinizi anlayamaz.

3- anında ifade: içinize atmak yerine söylemeyi tercih ettiğinizde bu sizin işinizi daha kolaylaştıracaktır. çünkü içinizde sakladığınız zaman bu bazen bir kinaye, bazen başka bir ters hareketle iletişim kurduğunuz kişiye yansır.

4- dürüst ifade: saklı amaçlarınızın olması, iletişimi ve karşınızdaki insanla iletişiminizi zedeleyecektir. söylediklerimiz ve bunların gerekçeleri birbirleriyle tutarlı olmalıdır.

5- sakin ifade: kendinizi, karşınızdakini kırmadan, onu tehdit edermişçesine ya da tartışma başlatmak istiyormuş görüntüsü vermeden ifade edin. sizin niyetinizin iyi olduğuna ve kurulan iletişimin yapıcı olduğuna inandırın. iletişim kazalarınızın az olduğu bir gün geçirmeniz dileğiyle….
 
Kayıt
8 Eylül 2008
Mesaj
2.540
Tepki
31
tam benlik konu teşekürler hatice hanım

biraz içimi boşaltayım:)

hayatım yanlış anlaşılmalarla geçti kimsenin kalbini kırmayım diye söylemek istediklerimi hep içimden haykırdım dersem acaba Yanlış anlar mı ne düşünür kızar mı bozulur mu gibi düşüncelerden kendimi alamıyorum bu yüzden de kabak dönüp dolaşıp benim başıma patlıyo sonrada ama benim niyetim buydu o yüzden kırmak istemediğimden dolayı ses çıkarmadım yanlış anlaşılır diye falan desemde 10 olayın 9 unda suç bana kalıyor hernakadar sadece çevremdekiler üzülmesin diye elimden geleni yapsamda herkes konuşuyo ben susuyorum suç hep susana kalıyo ama sessiz atın çiftesi pek olurmuş çevremdekiler Allahtan bu atasözünü bilyorlar aslında onlarda biraz tırsıyo gibi ya patlarsa en son patladığımda ufaklı çaplı bir atom bombası etkisi olmuştu:D

Allha sabır versin bana ve benim gibi kendinden çok karşısındakini düşünenlere

ohhh rahatladım :D:D:D:D
 
Kayıt
7 Ocak 2009
Mesaj
534
Tepki
7
Arkadaşlar yorumlarınız için teşekkürler...Günlük hayatımızda çokca başımıza gelen ve kimi zaman da yanlış anlaşılmaktan korktuğumuz için nice fedakarlıklarda bulunduğumuz oluyor;insanoğlu ne zaman ki kişiyi kendi yerine koyup empati kurarsa işte o zaman karşımızdakini yanlış anlamaya fırsatımız olmayacak...yanlış anlaşılmaktan da korkmamalıyız...yanlış anlaşılacağız diye düşüncelerimizi eleştirilerimizi esirgersek işte o zaman iletişim kopukluğuna sebep oluruz...Herkesin anlayabileceği bir dil vardır...Önemli olan konuşmamızın zamanlamasının doğru olmasıdır...ee bizde napalım o zaman her söylediğimizi bilelim , her bildiğimizi de her yerde söylemeyelim...Belki de o zaman iletişim kazalarımızı azaltabiliriz...
 
Yukarı Alt