Tuncer Özkan
Yazar
- Kayıt
- 3 Ağustos 2009
- Mesaj
- 604
- Tepki
- 74
50'lik tram, %50 tram, 50 derecelik tram....
50 rakamını yazarak, tram kavramını üç şekilde niteledik.
Peki ne demek bunlar?
Ya da en kestirme bir soruyla;
Tram Nedir?
Hemen diyeceksiniz ki, "eline bir lup (büyüteç) alıp, fotoğrafa yakından bakarsan, gördüğün küçük noktalara tram
denir."
Doğru.
Peki, neden fotoğraflar tramlanır?
Burada biraz duralım. Tram konusunu biraz tarihi araştırarak inceleyelim. Bence böylesi daha anlaşılır olacak.
Yıllar, yıllar önce, fotoğraf icat olmadan önce, görüntüler, çizgiler halinde basılırdı. Örneğin bir kitapta
resim (çizim) kullanmak için gravür tekniği ile çizilip kalıp oluşturulurdu. Taşbaskı, çukur baskı, tümsek baskı
gibi çeşitleri vardı. Gravür sanatı, matbaacılıktan önce de vardı ve pek çok sanatçı, gravür tekniğinde eserler
vermiştir.
İşin bu kısmını hızlı geçelim, çünkü çok ciddi bir detay içermekte. Tram konusunu anlatırken bu detayda
boğulmayalım. Bir başka sefer, bu konuya da değiniriz. Aslında değinecek ne çok teknik konu var değil mi?
Fakat, konuyu anlatabilmek için o yıllara, ilk matbaalarda resimin nasıl oluşturulduğuna dönelim. Tek kontrasta
sahip çizimleri aktarmak kolaydı, ama ara tonları oluşturmak, bir ressamlık gerektirmekteydi. Ucu piramit
şeklinde sivriltilmiş sert metal kalemlerle, çizgi kalınlıkları değiştirilerek ara tonlar elde ediliyordu. Tam
olarak karşılamıyor, ama kabaca çizgi tram olarak tanımlanabilir. Tabii ki çizgi tramların doğrusal olduğunu
unutmadan söyleyerek..
Eski İstanbul gravürlerini bir lupla inceleyiniz.
Asıl sorun, fotoğraf icat olduktan sonra başladı. Nitekim, Cam filimlerdeki görüntüler, araya bir negatif cam
tram konularak tramlı görüntüler elde edildi. Sonra bu tramlı görüntü kontakt foto tekniğiyle önceleri taş kalıba
sonradan metal kalıplara aktarıldı. Böylece fotoğrafın veya çizimin soluk kısımlarında küçük noktalar, koyu olan
yerlerinde ise aynı sıklıkta, ama daha iri noktalar elde edildi. Artık böylece ara tonlar (Halfton) kullanılarak
fotoğraflar basıldı.
Kullanılan kağıt türlerine göre farklı tram sıklıkları, yani nokta büyüklükleri elde edildi. Demek ki, tram
sıklığı, tramın büyüklüğünü tarif etmektedir. İlk öğreneceğimiz ders budur.
Yazımızın başlığındaki ilk sözcük "50'lik tram" kavramı, 1 CM'YE DİZİLMİŞ NOKTA Sayısını açıklamaktadır.
Tekrar ediyorum, bu çok önemli:
50'lik tram, 1 santimetreye eşit aralıklarla dizilmiş 50 adet nokta demektir. Demek ki, tram sıklığı, tram
büyüklüğünü tanımlamaktadır.
Bunu sakın dpi, lpi vs. ile karıştırmayın.
50 rakamı, rastgele bir örnektir. Kağıt yüzeylerine, baskı tekniklerine göre daha sık veya daha seyrek tramlar
kullanılır. Bu konuya sonradan değineceğim.
Peki, %50'lik tram, ne demektir?
Bu basit. En koyu alanı %100, en açık alanı %0 olarak değer verirseniz, %50 lik tram, orta tonlardaki bir değere
denk gelecektir.
Demek ki, %50lik tram değeri, tram büyüklüğü, sıklığı ile ilgili değildir. Her büyüklüklükteki tramın 1-100 arası
bir yüzde değeri vardır. Buna yoğunluk (dansite) denir. Ölçümü dansitometre ile yapılır.
Son olarak, 50 derecelik tram kavramı...
Tramlar, özellikle renkli fotoğraf veya renkli sürekli tonlar (continuous) her renk için ayrı açılarda
tramlanırlar. Eğer, aynı açıya sahip iki ayrı tram filmini birbiri üstünde ve aynı merkezde yavaşça çevirmeye
başlarsanız, bir süre sonra tramların çakışmasıyla büyük tram dalgaları oluşmaya başlar. Buna Muare denir.
Baskıda asla istenmeyen bir durumdur. Eski matbaa ustaları buna, "abi bu iş mağara yapmış" derlerdi!
Demek ki farklı renklerde tramları üst üste basacak isek, mutlaka farklı açılarda tramlamak gerekir. Değişik tram
açı algoritmaları vardır. Bir grafiker, nadir olarak açıları değiştirir. Eğer CMYK renkleri dışında, aynı
fotoğraf içinde başka ekstra renkler kullanacak isek, o zaman o renklerin açılarını belirlememiz gerekir.
Örneğin, hexachrome baskı, böyledir. Otomatik olarak hexachrome renk ayrımını, bildiğim kadar yalnızca Corel Draw
yapmaktadır. Hexachrome kavramı da önemli bir konudur. Özellikle Pantoneden en uygun renk simulasyonu, hexachrome
ile mümkündür. Fakat bunu başka zaman inceleyelim.
Dedik ya, daha inceleyeceğimiz çok konu var. Battıkça batıyoruz yani!
Ya tram çeşitleri? Yuvarlak, elips, çizgi, kare, Fm (=Stocastik=kristal=kum=solucan) tramlar...Bunları da başka
zamana bırakalım. Teknik ile hemen boğmayalım.
Peki, size bir ödev konusu. Bakalım kim önce bilecek:
Photoshop'ta tram büyüklüğü (sıklığı) nasıl hesaplanır? Ya da DPİ ile ilişki nasıl bulunur?
Haydi bakalım, yanıtları bekliyorum.
Tuncer ÖZKAN
50 rakamını yazarak, tram kavramını üç şekilde niteledik.
Peki ne demek bunlar?
Ya da en kestirme bir soruyla;
Tram Nedir?
Hemen diyeceksiniz ki, "eline bir lup (büyüteç) alıp, fotoğrafa yakından bakarsan, gördüğün küçük noktalara tram
denir."
Doğru.
Peki, neden fotoğraflar tramlanır?
Burada biraz duralım. Tram konusunu biraz tarihi araştırarak inceleyelim. Bence böylesi daha anlaşılır olacak.
Yıllar, yıllar önce, fotoğraf icat olmadan önce, görüntüler, çizgiler halinde basılırdı. Örneğin bir kitapta
resim (çizim) kullanmak için gravür tekniği ile çizilip kalıp oluşturulurdu. Taşbaskı, çukur baskı, tümsek baskı
gibi çeşitleri vardı. Gravür sanatı, matbaacılıktan önce de vardı ve pek çok sanatçı, gravür tekniğinde eserler
vermiştir.
İşin bu kısmını hızlı geçelim, çünkü çok ciddi bir detay içermekte. Tram konusunu anlatırken bu detayda
boğulmayalım. Bir başka sefer, bu konuya da değiniriz. Aslında değinecek ne çok teknik konu var değil mi?
Fakat, konuyu anlatabilmek için o yıllara, ilk matbaalarda resimin nasıl oluşturulduğuna dönelim. Tek kontrasta
sahip çizimleri aktarmak kolaydı, ama ara tonları oluşturmak, bir ressamlık gerektirmekteydi. Ucu piramit
şeklinde sivriltilmiş sert metal kalemlerle, çizgi kalınlıkları değiştirilerek ara tonlar elde ediliyordu. Tam
olarak karşılamıyor, ama kabaca çizgi tram olarak tanımlanabilir. Tabii ki çizgi tramların doğrusal olduğunu
unutmadan söyleyerek..
Eski İstanbul gravürlerini bir lupla inceleyiniz.
Asıl sorun, fotoğraf icat olduktan sonra başladı. Nitekim, Cam filimlerdeki görüntüler, araya bir negatif cam
tram konularak tramlı görüntüler elde edildi. Sonra bu tramlı görüntü kontakt foto tekniğiyle önceleri taş kalıba
sonradan metal kalıplara aktarıldı. Böylece fotoğrafın veya çizimin soluk kısımlarında küçük noktalar, koyu olan
yerlerinde ise aynı sıklıkta, ama daha iri noktalar elde edildi. Artık böylece ara tonlar (Halfton) kullanılarak
fotoğraflar basıldı.
Kullanılan kağıt türlerine göre farklı tram sıklıkları, yani nokta büyüklükleri elde edildi. Demek ki, tram
sıklığı, tramın büyüklüğünü tarif etmektedir. İlk öğreneceğimiz ders budur.
Yazımızın başlığındaki ilk sözcük "50'lik tram" kavramı, 1 CM'YE DİZİLMİŞ NOKTA Sayısını açıklamaktadır.
Tekrar ediyorum, bu çok önemli:
50'lik tram, 1 santimetreye eşit aralıklarla dizilmiş 50 adet nokta demektir. Demek ki, tram sıklığı, tram
büyüklüğünü tanımlamaktadır.
Bunu sakın dpi, lpi vs. ile karıştırmayın.
50 rakamı, rastgele bir örnektir. Kağıt yüzeylerine, baskı tekniklerine göre daha sık veya daha seyrek tramlar
kullanılır. Bu konuya sonradan değineceğim.
Peki, %50'lik tram, ne demektir?
Bu basit. En koyu alanı %100, en açık alanı %0 olarak değer verirseniz, %50 lik tram, orta tonlardaki bir değere
denk gelecektir.
Demek ki, %50lik tram değeri, tram büyüklüğü, sıklığı ile ilgili değildir. Her büyüklüklükteki tramın 1-100 arası
bir yüzde değeri vardır. Buna yoğunluk (dansite) denir. Ölçümü dansitometre ile yapılır.
Son olarak, 50 derecelik tram kavramı...
Tramlar, özellikle renkli fotoğraf veya renkli sürekli tonlar (continuous) her renk için ayrı açılarda
tramlanırlar. Eğer, aynı açıya sahip iki ayrı tram filmini birbiri üstünde ve aynı merkezde yavaşça çevirmeye
başlarsanız, bir süre sonra tramların çakışmasıyla büyük tram dalgaları oluşmaya başlar. Buna Muare denir.
Baskıda asla istenmeyen bir durumdur. Eski matbaa ustaları buna, "abi bu iş mağara yapmış" derlerdi!
Demek ki farklı renklerde tramları üst üste basacak isek, mutlaka farklı açılarda tramlamak gerekir. Değişik tram
açı algoritmaları vardır. Bir grafiker, nadir olarak açıları değiştirir. Eğer CMYK renkleri dışında, aynı
fotoğraf içinde başka ekstra renkler kullanacak isek, o zaman o renklerin açılarını belirlememiz gerekir.
Örneğin, hexachrome baskı, böyledir. Otomatik olarak hexachrome renk ayrımını, bildiğim kadar yalnızca Corel Draw
yapmaktadır. Hexachrome kavramı da önemli bir konudur. Özellikle Pantoneden en uygun renk simulasyonu, hexachrome
ile mümkündür. Fakat bunu başka zaman inceleyelim.
Dedik ya, daha inceleyeceğimiz çok konu var. Battıkça batıyoruz yani!
Ya tram çeşitleri? Yuvarlak, elips, çizgi, kare, Fm (=Stocastik=kristal=kum=solucan) tramlar...Bunları da başka
zamana bırakalım. Teknik ile hemen boğmayalım.
Peki, size bir ödev konusu. Bakalım kim önce bilecek:
Photoshop'ta tram büyüklüğü (sıklığı) nasıl hesaplanır? Ya da DPİ ile ilişki nasıl bulunur?
Haydi bakalım, yanıtları bekliyorum.
Tuncer ÖZKAN