eratasarim2012
Üye
- Kayıt
- 31 Ağustos 2012
- Mesaj
- 148
- Tepki
- 12
Yayoi Kusama, Japonya’nın en tanınmış sanatçılarından biri. Hayatının bir kısmını Amerika’da sanatıyla geçiren, hayatının tamamındaysa sanatıyla geçinen Kusama, sanat hayatında pek çok “Infinity Room” yani “Sonsuzluk Odası” yapmış. Bu odaların her biri sanat eseri…
Şimdilerde Londra’daki modern sanat müzesi Tate Modern’de sergilenen Sonsuzluk Odası’nın adı; Mükemmellikle Doldurulmuş Sonsuzluk Odası… Kusama; her yanı, tavanı ve tabanı aynayla kaplı küçük bir odada periyodik olarak renkleri değişen, simetrik olarak yerleştirdiği küçük ampullerle sonsuzluk hissi oluşturuyor. O odanın içindeyken baktığınız her tarafta, uzayıp giden aynılık ve uçsuz bucaksız simetri görüyorsunuz. Kusama sınırlılıktan sonsuzluk efekti oluşturuyor, bunu da tekdüze objelerden ve bunların aynılığından yararlanarak yapıyor.
Kusama’nın sonsuzluk hissi için kullandığı sembollerinden biri de puantiyeler. Eserlerinde hepsi aynı büyüklükte ve siyah renkli puantiyeleri simetrik olarak tuval gibi sınırlı bir alan üzerine yerleştirerek simetrinin çağrıştırdığı halüsine efektten yararlanarak bakıldığında uçsuz bucaksızlık ve sonsuzluk hissi veriyor.
Bu noktada Kusama’nın kendi isteğiyle ülkesindeki bir psikiyatri kliniğine yerleşmiş olduğunu, orayı evi olarak benimsediğini ve halen daha orada yaşamakta olduğunu belirtmekte fayda var. Michel de Montaigne’in “Denemeler” isimli kitabında yer verdiği bir sözü Kusama’nın durumunu anlatıyor. “ Kim bilmez ki delilik, özgür bir kafanın yiğitçe çıkışları, yüce ve görülmedik bir erdemin ortaya attıklarıyla çok yakın kapı komşusudur.”
Louis Vuitton desenlerini kullanarak çantalara ve giysilere uygulamış.
Alıntı.
Şimdilerde Londra’daki modern sanat müzesi Tate Modern’de sergilenen Sonsuzluk Odası’nın adı; Mükemmellikle Doldurulmuş Sonsuzluk Odası… Kusama; her yanı, tavanı ve tabanı aynayla kaplı küçük bir odada periyodik olarak renkleri değişen, simetrik olarak yerleştirdiği küçük ampullerle sonsuzluk hissi oluşturuyor. O odanın içindeyken baktığınız her tarafta, uzayıp giden aynılık ve uçsuz bucaksız simetri görüyorsunuz. Kusama sınırlılıktan sonsuzluk efekti oluşturuyor, bunu da tekdüze objelerden ve bunların aynılığından yararlanarak yapıyor.
Kusama’nın sonsuzluk hissi için kullandığı sembollerinden biri de puantiyeler. Eserlerinde hepsi aynı büyüklükte ve siyah renkli puantiyeleri simetrik olarak tuval gibi sınırlı bir alan üzerine yerleştirerek simetrinin çağrıştırdığı halüsine efektten yararlanarak bakıldığında uçsuz bucaksızlık ve sonsuzluk hissi veriyor.
Bu noktada Kusama’nın kendi isteğiyle ülkesindeki bir psikiyatri kliniğine yerleşmiş olduğunu, orayı evi olarak benimsediğini ve halen daha orada yaşamakta olduğunu belirtmekte fayda var. Michel de Montaigne’in “Denemeler” isimli kitabında yer verdiği bir sözü Kusama’nın durumunu anlatıyor. “ Kim bilmez ki delilik, özgür bir kafanın yiğitçe çıkışları, yüce ve görülmedik bir erdemin ortaya attıklarıyla çok yakın kapı komşusudur.”
Louis Vuitton desenlerini kullanarak çantalara ve giysilere uygulamış.
Alıntı.