Yıllara Göre Baba-Kız Diyalogları

Abdullah Şahin

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
3 Nisan 2008
Mesaj
2.630
Tepki
89
Baba ve kızı arasındaki yıllar geçtikçe farklılaşan diyalog

0 yaşında


Baba :
Ne kadar da güzel. Şimdi bu küçücük şey benim kızım mı...¿
Gözleri de bana ne kadar çok benziyor...


Kızı :
Bu gözlerini benden hiç ayirmayan adam babam olsa gerek...


5 yaşında


Baba :
Prensesim benim, güzel kızım...
Söyle bakalım baban sana ne alsın...¿


Kızı :
En çok babamı seviyorum...
Babam, niye annemle uyuyor...¿
Hep benimle uyusun, başkasını sevmesin...


10 yaşında


Baba :
Gittikçe yaramaz oluyor, kime çekti bu kız...¿


Kızı :
Ben babama aşığım...
Büyüyünce babam gibi erkekle evlenecegim...
Babam bu ay harçlığımı arttırır mı...¿


15 yaşında


Baba :
Ne kadar da çabuk büyüdü...
Eve de gittikçe geç kalmaya basladı, bu gidişle başına kötü bir şey
gelecek... Sanırım daha sert konuşmalıyım...


Kızı :
Babam yüzünden arkadaşlarımla istediğim kadar vakit geçiremiyorum...
Bana baskı uygulamasından nefret ediyorum...
Ne zaman özgür olacağım...¿


20 yaşında


Baba :
Artık sözümü dinlemiyor, benden giderek uzaklaşıyor...
Kendi parasını da kazanmaya basladı ya, bana ihtiyacı kalmadı tabii.
Uzun zamandır tatlı bir-iki laf geçmedi aramızda zaten...
Evi de sürekli erkekler arıyor. Galiba kızım elden gidiyor...


Kızı :
Her dediğime alınıyor, beni bir türlü anlamıyor...
Hele geçen gün giydiğim mini eteğe karışmasına ne demeli...¿
Evden ayrılıp, kendi hayatımı kurmalıyım...
Çocuk muamelesi görmekten bıktım artık!...


25 yaşında


Baba :
Bir gün bunun olacağını biliyordum...
İşte evleniyor...
Zaten aramız eskisi gibi değildi...
Şimdi bir de kocası var...
Prensesim beni terkediyor...


Kızı :
Böyle bir günde bile o mutsuz ifadeyi takınmasının ne lüzumu var ki...¿
Biliyorum, onu bir türlü içine sindiremedi. Bu yüzden yapıyor...
Kendi hayalindeki damat degil ya!...
Sanki birlikte yaşayacak olan o...


30 yaşında


Baba :
Çok az görüşüyoruz. Daha sık biraraya gelsek ne iyi olur...
Hem torunlarımı da özlüyorum...
Kendi arkadaş çevrelerinden fırsat bulup da bize gelemiyorlar ki...


Kızı :
Babamları da çok ihmal ediyorum galiba...
Yine telefonda çok üzgün geldi sesi...
Haftasonu onlara süpriz yapmak en iyisi...


40 yaşında


Baba :
Kızım, benim entellektüel düzeyimi yeterli bulmuyor...
Ona göre çağın gerisinde düşünüyormuşum...
Oysa küçükken derslerine hep ben yardım ederdim...
Anlayamadığı bütün problemleri bana sorardı...
Şimdi beni beğenmiyor...
Bir daha onunla asla politik tartışmalara girmeyecegim...


Kızı :
Babam giderek daha da çocuk gibi davranıyor...
Sürekli bir şeylerden yakınıyor...
Gerçi son zamanlarda sağlığı da iyi değil ama...
Ya ona bir şey olursa...¿
Zaten hiçbir zaman dilediği gibi bir evlat da olamadım...


45 yaşında


Baba :
Kızımın mutlu bir yuvası olması ne güzel...
Gözüm arkada gitmeyecegim. Her şeyi kendi başardı...
Onunla gurur duyuyorum...


Kızı :
Babam için çok endişeleniyorum. Onu kaybetmeye hazır değilim...
İlaçlarını da hep ihmal ediyor zaten...
Allah''ım onu benden alma!


50 yaşında



Baba :
Dünyada mutlu kal kızım !...


Kızı :
Seni çok özleyecegim ve arayacağım babacığım...
Şimdi ben kime danışacağım, kim yardım edecek bana...¿
Ne olur gittiğin yerde çok mutlu ol...
Ve hep yanımda olduğunu hissettir,
Ne bileyim ben, arada sırada işaretler yolla mesela...
Ah babacığım! Sensiz nasıl yaşayacağım...¿


55 yaşında


Kadın :
Sen gideli, seni daha iyi anlıyorum babacığım...
Keşke seni hiç üzmeseydim demeyeceğim,
Çünkü "keşke"lerin hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini biliyorum....
Yine de beni duyuyorsan, lütfen seni
üzdüğüm her gün için çok ama çok pişman olduğumu bil olur mu...?*
 
Kayıt
29 Kasım 2008
Mesaj
542
Tepki
7
çok güzel bir yazı bızımle paylastıgın ıcın cok teşekkur ederım. keske kaybetmeden annelerımızın babalarımızın degerını anlasak :s
 

Buse Türüdü

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
5 Şubat 2008
Mesaj
3.395
Tepki
103
Çok Çok güzel bir yazıydı Abdullah Bey. Birilerinin değerini anlamamız için illa kaybetmemiz mi gerekiyor.Keşke değerleri kaybetmeden anlasak..
 

*F.BEKGÖZ*

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
20 Haziran 2008
Mesaj
393
Tepki
7
Yine de beni duyuyorsan, lütfen seni
üzdüğüm her gün için çok ama çok pişman olduğumu bil olur mu...?

Ne olur gittiğin yerde çok mutlu ol...
Ve hep yanımda olduğunu hissettir...

Keşke keşkeler hiç olmasaydı.....Teşekkürler Abdullah Bey ama bazen 55 yaşına gelmeye gerek kalmıyor maalesef bunları anlamak için...hayat çok daha erken farkettiriyor:(
 

Decomix

Üye
Kayıt
5 Haziran 2009
Mesaj
142
Tepki
0
Abi ne bu ya sabah sabah bizi duygulastirdin.Su bile icemiyoruz......Allah senden razi olun güze bir paylasim, beni baya düsündürdü......
 
Kayıt
3 Ağustos 2009
Mesaj
604
Tepki
74
Abdullah Bey,

Nefis manzum-yazınızı okurken, kız babası olarak içim burkulmadı değil. Ama çok beğendim.
Belki bağlantılı sayılmaz, ama yine de anlatacağım:
Eskiden, yani çocukken, büyüklerime epey kazık attığımı sanırdım. Ne yalanlar söyler, onları parmağımın ucunda oynattığımı sanırdım. Hatta çoğu zaman zekâlarından bile kuşkulandığım olmuştu! Yaptığım alangirli çilingirli işleri onlara yutturduğumu sanırdım.
Şimdi kendi çocuğumun beni parmağının ucunda oynatmaya çalıştığını görünce büyük bir hoşgörüyle bunları yuttuğumu hissettiriyorum. Tabii ki kül yutmuyorum, ama o öyle sanıyor.
Demek ki, büyüklerim de bana ciddi bir kazık atmışlar! Yani aslında kül yutmamışlar, beni oyalamışlar. Bunu şimdi çok iyi anlıyorum, ama gel gör ki ben artık çocuk değilim..

Tuncer ÖZKAN
 
Yukarı Alt