Dök İçini Rahatla !

Murat Vardar

Uzman Üye
Uzman Üye
Kayıt
14 Ocak 2012
Mesaj
4.332
Tepki
1.051
Bir bakıma içinizde kalanları hönkürebileceğiniz yada, sakin sakin anlatabileceğiniz bir bölüm...
Tabii ki Forum Kural ve Kaideleri çerçevesinde...

Her zaman yapıldığında tedavi gücü kanıtlanan bir şey var; İçini Dökmek....
Psikolojik Rahatlama için içinizi dökün,
İnsanlarla konuşmak, yakın çevreniz, uzak çevreniz insanlarla paylaşım yapmaktan korkmayın. Paylaşın.
Çevrenizdeki insanlar da sizin gibi...
Unutmayın dertler ve acılar paylaştığınızda azalır...

şimdiden hayırlı olsun!
 

ZxxxE

Uzman Üye
Uzman Üye
Kayıt
17 Eylül 2008
Mesaj
1.974
Tepki
1.621
Yeni konumuz hayırlı uğurlu olsun...
İlk yazan, ilk içini döken de ben olayım :)
İçini dökmeyi zaten pek sevmeyen geçen ay tamamiyle bırakan biri olduğum için bu konu çok geç açılmış! bir konu. Şöyle ağız tadıyla bir içimi dökemedim diye çok üzgünüm :) ...
 

user9

Grafiker
Kayıt
9 Eylül 2009
Mesaj
0
Tepki
80
Daha iyi bir ortam muhakkak eminim ya var yani öyle böyle değil.
 

Şener CANÖZ

Altın Üye
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
2 Nisan 2009
Mesaj
2.954
Tepki
1.573
Kaybetmeden değerlerini anlamak için tüm dikkatimi açıyorum,
artık serbes bırakın kendinizi çıkarın maskelerinizide,
bana zamanımı boşa harcatmayın, sizde boşuna zaman kaybetmeyin.

İçinden geleni dışına medeniyet kuralları eleklerinden süzmeden dök ne olur !
 

Aslı SAYILIR

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
22 Mayıs 2012
Mesaj
3.069
Tepki
192
İçimi dökecemeyecek kadar birşey yok hayatımda diye iç döküp ......
Yeni başlığımızın iç döküşler ardından az da olsa serinlemeye neden olması dileği ile
hayırlı olsun :)
 
Kayıt
3 Ağustos 2009
Mesaj
604
Tepki
74
Yorgunum.
Çook yorgunum.
İçim de dökülüyor, dışım da.
Hem de sapır sapır.

Şöyle boynuma, omuzlarıma usul usul bir masaj ne iyi gelirdi şimdi.

Sabahçıyım. Sabaha kadar çalışacağım. İşleri yetiştireceğim.
Yetiştirmeliyim!
Yetiştirmeliyim...

Dolapta bira da kalmadı. Kahretsin.
 

futurist

Üye
Kayıt
7 Kasım 2012
Mesaj
161
Tepki
9
konu açılalı neredeyse 2 yıl olmuş. kimse birşey yazmadığına göre sanırım herkes mutlu. niye böyle bir konu açıyorsunuz.
kimsenin para sıkıntısı yok herkes hakettiğini alıyor demekki

patronlarından memnunlar ki yazmamışlar. eminim herkesin patronu şeker gibidir.

çalışma arkadaşlarından kimse bahsetmemiş. boşuna zorlamayalım çünkü muhakkak çalışanların hepsi kardeş gibi geçiniyorlardır. birbirlerinin hatalarını örttüklerinden sorun yaşamazlar.

aileleri desen öyledir. hepsinin anlayışlı eşleri vardır. "sen benden çok yoruldun otur şuraya çocuklarla ben ilgilenirim" diyorlardır.

ahhh bunları görünce çok derdim olduğunu anlıyorum. hepinize gıpta ile bakıyorum arkadaşlar. Allah daha iyi etsin.
Oysa ben dertlerimle üzmek istemem ama deyim yerindeyse hani derler ya" neye eline attıysa elinde kalıyor" işte öyleyim.

1-işe girerim adamın kullandığı autocad 2000 yılından kalma, o zamanlar 3d icat edilmemiş bu programda 3dli çizim ister olmaz deyincede bilgisayarının nuh devrinden kaldığını düşünmez seni onun yanında değersiz görür.
2- işe alırken freehand harici program bilmez. illustratorü beğenmez. olsun dersin alır yüklersin son sürüm programı. binlerce vektör arşivini. yaptığın ertesi gün müşteriye gidecek tasarımları..sabah gelirsin işe bir bakarsın, bilgisayar masaüstü kalbiniz kadar temiz. sorarsın ki sevgili patrona , size sormadan format atmıştır bilgisayara ama senden sonra hız bekler.
3-tecrübesiz olman önemli değil ben yetiştirir şirkette yoğururum seni diyerek işe alır sonra 10 gün sonra sen tecrübesizsiz der işten çıkartır

4-sorsan millete herkes herşeyi biliyor. "ne kafasız ,elalem herşeyi biliyor" diye kendini küçümser durursun bir bakarsın ki 1 gün önce biliyorum diye hava atanlar karşında kalem oynatamıyor.söylesen "ukala" söylemesen " farketmedi salak" derler.

5-ilk işimde işten atılan bir abiye sırf üzülmesin diye kırk takla atıp gördüğüm hiçbirşeyi kimseye anlatmazken, o giderken süper kazık atarak gider. bilgisayar şifresini yanlış verdi o şahıs. şirkettekiler ertesi gün benim programı açamadığımı sandılar. bir boy azar işittim.

6-evdede rahatsın ama eğer yaptığın işi anlamıyorlarsa yandın demektir. web tasarımı yani kod yazarken zil çalar, telefon çalar, komşu gelir, evdekiler seslenir, her yarım saatte bir odanın kapısı açılıp biri soru sorar. kaybolan çorabını senin bilgisayarının yanında olup olmadığı kontrol edilir. çünkü benim bilgisayarım üstün teknolojildir gece evi topladığından herkes ondan şüphelenir.

7- eğer birde çalışırken müzik açmışsanız. bütün gün sadece müzik dinlediğiniz sanılır. durumu: aynı anda iki işin olabileceğini izah etmeye çalışırsınız.

8- bazen tam önemli kod yazıyorsunuzdur içeriden biri heyecanla "çabuk gel şuna bak " diye acıyla seslenir. koşarken salona eyvah 3. dünya savaşı çıktı haberler canlı yayında heralde diye gelecek kaygısı yaşarken anneniz evlenme programını gösterip " bu oğlan hiç bu kıza yakışmışmı" gibi çok önemli bilgi verir geri döndüğünde nerde kaldığını hatırlamazsın.

9-kurslar zaten felaket. " canımı al" diye gezen bir öğretmenim vardı. bu durıumda birşeyler öğrenmiş olmak benim için ağlanacak kadar acıklı bir olaydır. hele bir kursun sekreterlerini görmelisiniz. 1 yıllık kursum boyunca hiçbirini 2 kez göremedim.
o kadar değişiyordu ki bir süre sonra saymayı bıraktım. birşey danışmak için telefon açtığımda leylaya soru sorduysam nejla cevap veriyordu. ve her seferinde "biz sizi ararız" diyor ve o arama hiç bir zaman olmuyordu. defalarca başlarına birşeymi geldi diyerek üzülüyordum. işin komik tarafı "hanımefendi siz kapatın 5 dk sonra döneceğim " diyenlerden hiç haber alınamadı. yakınlarda sertifikamı alayım diyorum da şimdiden korkuyorum :) o benim elime nasıl geçecek hiç sormayın.

10- arkadaş çevremide anlatmak isterim size inanın çok orjinaller....

ama sizlerde birşeyler karalayın dünyanın tek dertlisi ben miyim.içini dök derseniz böyle olur
 

Hakan D

Yönetici
Yetkili Kişi
Yönetici
Kayıt
20 Haziran 2008
Mesaj
3.382
Tepki
716
:)

Gün geçer, an gelir.

Hep böyle olacak değil ya!

Ancak.

Bildiğini umduğun şeyler aslında hiçbir şey bilmediğinin kanıtıdır bazen.
" Has.... be, öylemiydi lan " dersin.

Kaldı ki...

Bir bilsen.

"Oha" Nidaları sarar etrafını.
O vakit insana sesi dışarıdan nasıl geliyormuş bir daha merak edersin...

Ne yazık ki sen hiçbir şey BİLMİYORSUN!

Ama bilmeyeceksin. bazen has denge biz gerçeği bilmediğimiz sürece korunur.

Biliyorum.

Yani bunu.

Kulağımı çekmek istediğini ve neden istediğini biliyorum diyorum.

Ama gizleyemiyorsun, yoksa bunu bilmiyor musun?

Bak, ne diyeceğim:

Hep "Umrunda Değilmiş" gibi davranıp ama derinlerinde özenle gizlediğin o aşırı merak dürtülerini tanıyorum.
Çünkü sen onlarla doğdun.
Çünkü oraya dokundum. (Dokunmak, tahmin etmekten çok daha fazlasıdır, elzemdir unutma...)
Çünkü tanıyorum bu yönünü.
Ve komik gelmiştir bu yanın bana hep, seni tanıdığım sürece...
Sen tam böyleyken, işte yukarıda yazdım, dön bir daha oku.

Sen tam böyleyken;

"Kiraz dudaklarında ayran izleriyle, gülen gözleriyle bana bakan o saf sevgili" oluyosun...
Belki ayran içmedin ama, ayran içmiş gibi sarhoş bakıyorsun.

Bu elektriği herkesten sakla, önemli değil.

Ama.
Bana...

:)

Çok amatör kalıyosun.

Hem.

Biliyor musun ne derdi bizim, forumdan emekli Emine hep? (bu arada özledim sohbetini Emine)

"Vesselam" güzelim...

"Sana da Vesselam "

Anzırına...


Hakan.
 
Yukarı Alt