Merhabalar bu kadar yazıyı görünce ben de kendimden bahsedeyim dedim.
Öncelikle çok küçük yaşlarda resim yapmaya başladım. Görsel olan herşeye ilgim vardı. Mutlaka bu alanda bir iş yapmalıydım fakat yapamadım. Önce ilkokulda defterlerime anatomi çizimleri, adale çalışmaları yaptığım için güzel bi dayak yedim. Resmin çizgi romanların hiç bi faydası olmadığı anlatıldı kitaplarım yırtıldı falan filan. Zaman içinde çizim yeteneğim ve ilgim zayıfladı. Sadece krokivari hayali şehir planları çiziyordum.
96-97 senelerinde üniversitede alakasız bir bölüm okurken tesadüfen bilgisayar diye bir makina olduğunu ve yaratıcılığı teşvik ettiğini anladım. 99-2000'e kadar sadece okudum. 3d dünyasının gelişmesini inceledim. İllustrasyonu keşfetmeye çalıştım. Ama türkiyede neyin ne olduğunu bu işin piyasada bir karşılığı olduğunu hala anlamamıştım
Arkadaşlarımında katkılarıyla gerek okuyarak gereksede sadece kendimi tatmin amacıyla flash 4-5 programıyla çizim - basit animasyonlar yapmaya başladım. Daha sonra kurguya merak sardım. Video edit kavramlarını ve uygulamalarını öğrenmeye çalıştım.
Ama okuldan mezun olup askerliğimi de yapınca hiç istemediğim bir mesleği yapmaktansa o yaşta farklı bi mesleğin çömezi olmayı göze alıp ajanslara nasıl girebileceğimi araştırdım. Farkettimki biraz kültür biraz program bilgisi yetiyor. Bir hafta geceli gündüzlü freehand programını araştırdım mantığını çözdüm. Photoshop, flash ve bazı video edit programlarını bildiğimden çözmem sorun olmadı.
Tasarım/çizimde ise yetenek, birikim ve gözüme güveniyordum. Bu kadarcık bilgiyle bi hafta içinde iş buldum. O iş yeri kapandı arkasından bir matbaaya girdim 6-7 ay çalıştım. Şimdi sanırım 9. 10. işyerimdeyim.
Ama zamanla tasarımın tahmin ettiğimden çok daha zor bi iş olduğunu farkettim ve sürekli okudum. İlkeleri, renkleri, tipografiyi, mizanpajı öğrenmeye çalıştım dergileri kitapları, emre becer gibi uzmanları araştırdım. Öğrenmeyi iyi bilmem benim en güçlü yardımcım oldu. Ama zaman içinde gözüm o kadar çok korktuki ya yıllardır okuyorum. Bu yaştan ve üni. mezunu olduktan sonra bir 4-5 sene daha gsf gibi bi okul okumayı göze alamam dedim. Acaba mesleği bıraksam mı diye düşünmeye başladım. Çünkü yaptıklarımı hiçbir zaman beğenmedim hep çok daha iyi olması gerektiğini düşündüm.
İşin garibi bi dünya yerde çalıştığım halde aha bu adamı ustam sayabilirim bu bana çok şey öğretir diyeceğim biri karşıma çıkmadı. Matbaacılar zaten digital dünyadan ve temel ilkeleri saymazsak tasarımdan bihaberdiler. Birlikte çalıştığım arkadaşlar o anki işlerini iyi yapsalar da hep aynı tarzda çalışmaya devam ediyorlardı yani çok az şey öğrenebiliyordum onlardan. Farklılıkları tecrübelerine bağlı olarak matbaa tekniklerinde daha bilgili olmalarından ibaretti.
Ama kötü olduğumu ve Türkiye standartlarında 10 üzerinden gelişigüzel bir değerlendirme yaparsak 3'lük, 4'lük bi grafiker ya da operatör olduğumu varsayarsak şunu rahatlıkta diyebilirim. Piyasa ve çalışanlar, işverenler (herhangi bir anlamda) o kadar kötü bi durumdaki ben bu değerlerimle kolayca işbulabiliyor, öne geçebiliyor, freelance işleride rahatlıkla alabiliyorum.
Sanırım hala bu meslekte varsam bu benim çok iyi olmamdan değil piyasanın çok kötü olmasından kaynaklanıyor. Menfimi yoksa müspet mi bir katkım var bu sektöre emin değilim. Hala okuyor, çalışıyorum ama yeterli hissetmiyorum işin kötüsü yaş 32'ye geldi napacaz bilmiyorum
Yani ben herşeyi kendi kendime öğrendim diyebilirim. Şu sıralar en büyük isteğim bir Okul, Onaylı gerçek bir tasarım kursu yada iyi bir grafiker tarafından verilecek bir belge yada grafikerlik nişanı gibi bir şey
40'ına kadar alabilirsem böyle bir şey içim rahat edicek
Bir de Faruk bey siz istanbuldasınız sanırım. Benim Ankara, denizli ve izmirle devam eden bir meslek yaşamım var burda anlatılanları şikayetleri dinliyorum da sizler cennette yaşıyor gibisiniz. Ankara bir çok konuda iyi ama İzmir ve benzer şehirlerde bu iş o kadar kötü bir durumda ki merdivenaltı ajans diyebilieceğiniz kalitede bile bir yer yok gibi. (istisnalar kaideyi bozmaz)
Buralarda grafik hayatını şöyle özetleyebiliriz: Gogıldan bul resmi büyüt çak, üstüne iğrenç, beleş bir fontla sloganını yaz. Lisanssız yazılımınla bu %99 corelidir, 2. el fiyatı 150 tl olan pc'nle bir uyumsuzluk şaheseri yarat. Ve kesinlikle tasarım bedeli alma matbaa baskı masrafını bir üst noktadaki rakama yuvarla. Paranı alabiliyosan al ve git.
Neys çok uzattım sanırım kendinize iyi bakın.