farukcagla
Grafik Öğretim Görevlisi
- Kayıt
- 24 Şubat 2008
- Mesaj
- 642
- Tepki
- 23
Yazar Şükrü KIZILOT, işten çıkarılmayla ilgili şunları yazmış;
--------------------------------------------
Şükrü KIZILOT
Yaşanan ekonomik kriz, onbinlerce işyerinin ve yüzbinlerce işçinin, işten çıkartılmasına neden oldu. Maalesef, işyeri kapatma ve işten çıkarmalar halen devam ediyor. İşten çıkarma olayında, işverenin bazı yükümlülükleri, işçilerin de birtakım yasal hakları var. İş Yasasında, işten çıkarmalar iki şekilde düzenlenmiş.
1) Olağan İşten Çıkarma : İşveren, herhangi bir neden bağlı olmaksızın, bildirim öneline uymak koşuluyla, işçisini her zaman işten çıkartabilir (İş Yasası Md.13).
2) Olağanüstü İşten Çıkarma : İşveren, belirli nedenlere bağlı olarak, işçisini bildirimsiz olarak işten çıkartabilir (İş Yasası Md.17). Sağlık nedenleri, ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller, buna örnek gösterilebilir.
Ekonomik nedenlerle işçi çıkartılması, olağan işten çıkarma sayılıyor ve işverenin de, işçiye olan yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekiyor.
İhbar tazminatı
Ekonomik kriz nedeniyle, işçi çıkarmak zorunda kalan işverenlerin, işten çıkaracağı işçilere bu durumu önceden bildirmeleri gerekiyor. Buna göre, çalışma süresi;
* 6 aydan az olan işçiler için 2 hafta,
* 6 ay ile 1,5 yıl arasında olan işçiler için 4 hafta,
* 1,5 yıl ile 3 yıl arasında olan işçiler için 6 hafta,
* 3 yıldan fazla olan işçiler için, 8 hafta,
önceden bildirimde bulunulması gerekiyor. İşveren, sadece bildirimde bulunmakla kalmayacak ayrıca işçiye, yukarıda belirtilen süre zarfında, günde iki saat iş arama izni vermesi gerekecek. İşveren önceden bildirimde bulunmadan ve iş arama izni verme yoluna gitmeden, işçiyi hemen de işten çıkartabilir. Bu gibi durumlarda, işçilere, kıdem tazminatının yanısıra ayrıca ihbar tazminatı da ödenmesi gerekiyor.
Örneğin, beş yıl hizmeti olan bir işçiye "yarından itibaren işine son verildi" denilmesi, bu işçiye hem 5 yıllık kıdem tazminatı ödenmesini hem de 8 haftalık ücretinin "ihbar tazminatı" olarak ödenmesini gerektiriyor. Hemen belirtelim, ihbar tazminatı, normal ücret gibi gelir vergisi ve damga vergisi kesintisine tabi tutuluyor. Ancak, SSK primi ve işsizlik sigortası primi kesintisine tabi değil.
Kıdem tazminatı
İşçinin, ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller dışında işten çıkartıldığı durumlarda, hizmet süresi bir yıldan fazla olanlara "kıdem tazminatı" ödenmesi gerekiyor. Bir yıldan az hizmeti olan işçiye kıdem tazminatı ödenmez.
Kıdem tazminatı, işçinin işe başladığı tarihten itibaren geçen her tam yıl için 30 günlük ücreti esas alınarak hesaplanır. Bir yıldan artan süreler yani aylar için de, kıdem tazminatı ödenir. Kıdem tazminatının hesaplanmasında, işçinin en son brüt ücreti esas alınıyor. İhbar tazminatının aksine kıdem tazminatı, gelir vergisine tabi değil. Aynı şekilde, SSK primi ve işsizlik sigortası primi kesintisi de yapılmaz sadece damga vergisi kesintisine tabi tutulur.
Bu arada belirtilmesi gereken bir başka durum da, "kıdem tazminatı tavanı" ile ilgili. İşçiye ödenecek kıdem tazminatının yıllık tutarı için tavan belirlenmiş olup, bu tutar 646 milyon 560 bin liradır. Başka bir anlatımla, işten ayrıldığı sırada aylık brüt ücreti 900 milyon lira olan işçiye, her yıl için 900 milyon lira üzerinden değil, kıdem tazminatı tavanı olan 646 milyon 50 bin lira üzerinden kıdem tazminatı ödenebilir.
--------------------------
Grafiker kardeşlerimiz, işten çıkartılırlarsa bilgi sahibi olsunlar diye buraya aldık.
Daha sonra, bu yazılanlar doğru mudur ? diye İŞ HUKUKU UZMANI ve GRAFİKER DOSTU Avukat Ali EŞKİ'ye sorduk.
Kendisi, işten haksız yere çıkartılan işçinin İŞE İADE DAVASI AÇMA HAKKINININ OLDUĞUNU SÖYLEDİ.
Kendisinin cevabı aşağıdadır;
--------------------
Doğrudur faruk hocam. sadece yazının sonunda yazılan kıdem tazminatı tavanı konusu dönem dönem değiştiği için bu zamanın kıdem tazminatı tavanını nedir bilmiyorum.
Fakat bu tavan meselesi de malesef 12 eylül den hemen sonra getirilmiş bir düzenleme olup asıl olarak şu şekilde düzenlenmiştir kanunda: bir işçinin kıdem tazminatı tavanı, bir memurun emeklilik ikramiyesini geçemez. bunun miktarı takdir edersiniz ki her altı ayda bir değişmektedir. tabii işten atılan işçilerin hakları konusunda yazılan madde numaraları eski kanun madde numaralarıdır. ama önemli değil içerik aynı. ayrıca işçinin sadece ihbar ve kıdem tazminat hakkı değil ayrıca işe iade davası açıp, işine geri dönme hakkı da mevcuttur.
1475 sayılı eski kanunda bu düzenleme yokken, bir nevi ileride kıdem tazminatını kaldırma gibi bir niyetin ürünü olarak yeni iş kanununa bir nevi iş güvencesi olarak işe iade davası müessesesi getirilmiştir. fakat bilinidiği gibi aslında gerçek bir iş güvencesi şeklinde getirilmediği ve hükümette kıdem tazminatını kaldırmaya henüz cesaret edemediği için iş güvencesine alternatif olarak görülen -oysa ayrı amaçları taşıyan düzenlemelerdir bunlar- kıdem tazminatı henüz kaldırılmamıştır.
işe iade davası da şu hallerde açılır; kıdemi altı aydan fazla ve işyerinde çalışan sayısının 30 u geçen işyerlerinde iş akdi feshedilen işçinin işe iade davası açma hakkı, iş akdi feshedildiği tarihten itibaren 30 gün içinde mümkündür.
daha ayrıntılı yazarsak; iş akdi haklı nedenle feshedilmiş olup da bu haklı nedenin aksi kanıtlanırsa veya iş akdi geçerli nedenle feshedilirse ve bu feshin geçersiz neden olduğu mahkemece yerinde görülürse işe iade kararı verilecektir. işçinin yetersizliği gibi nedenle geçerli neden sayılmıştır. ya da ekonomik nedenler, işyerinin tadilattan geçirilmesi, teknolojik nedenler gibi nedenle işverene işçinin iş akdini haklı nedenle olmasa bile geçerli nedenle iş akdini feshetmesine imkan tanımaktadır. yine en önemli konu da şudur: her halde işçinin iş akdi sendikal nedenlerle feshedilemez. bu nedenle yapılan fesih sadece haksız bir fesih olmakla kalmaz, geçersiz bir fesih de olur. işte bu düzenleme normalde sendikalaşmayı teşvik etmesi gerekirken, tam tersi kanunun bu düzenlemesinin çıktığı 2003 yılından sonra sendikalı sayısı garip bir şekilde düşmüştür. işin bu yönü siyasal ve sosyololik açıdan gerçekten irdelenmeye değerdir. velhasıl şükrü kızılotun yazısına bir de işe iade hakkı konusunda bir ek yapmak icap ederdi. hoşçakalın.
av.ali eşki
------------------------------
Verdiği değerli bilgiler için iş hukuku uzmanı Avukat Ali EŞKİ'ye teşekkür ederiz.
Faruk ÇAĞLA
--------------------------------------------
İşten çıkartılanın yasal hakları
Yaşanan ekonomik kriz, onbinlerce işyerinin ve yüzbinlerce işçinin, işten çıkartılmasına neden oldu. Maalesef, işyeri kapatma ve işten çıkarmalar halen devam ediyor. İşten çıkarma olayında, işverenin bazı yükümlülükleri, işçilerin de birtakım yasal hakları var. İş Yasasında, işten çıkarmalar iki şekilde düzenlenmiş.
1) Olağan İşten Çıkarma : İşveren, herhangi bir neden bağlı olmaksızın, bildirim öneline uymak koşuluyla, işçisini her zaman işten çıkartabilir (İş Yasası Md.13).
2) Olağanüstü İşten Çıkarma : İşveren, belirli nedenlere bağlı olarak, işçisini bildirimsiz olarak işten çıkartabilir (İş Yasası Md.17). Sağlık nedenleri, ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller, buna örnek gösterilebilir.
Ekonomik nedenlerle işçi çıkartılması, olağan işten çıkarma sayılıyor ve işverenin de, işçiye olan yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekiyor.
İhbar tazminatı
Ekonomik kriz nedeniyle, işçi çıkarmak zorunda kalan işverenlerin, işten çıkaracağı işçilere bu durumu önceden bildirmeleri gerekiyor. Buna göre, çalışma süresi;
* 6 aydan az olan işçiler için 2 hafta,
* 6 ay ile 1,5 yıl arasında olan işçiler için 4 hafta,
* 1,5 yıl ile 3 yıl arasında olan işçiler için 6 hafta,
* 3 yıldan fazla olan işçiler için, 8 hafta,
önceden bildirimde bulunulması gerekiyor. İşveren, sadece bildirimde bulunmakla kalmayacak ayrıca işçiye, yukarıda belirtilen süre zarfında, günde iki saat iş arama izni vermesi gerekecek. İşveren önceden bildirimde bulunmadan ve iş arama izni verme yoluna gitmeden, işçiyi hemen de işten çıkartabilir. Bu gibi durumlarda, işçilere, kıdem tazminatının yanısıra ayrıca ihbar tazminatı da ödenmesi gerekiyor.
Örneğin, beş yıl hizmeti olan bir işçiye "yarından itibaren işine son verildi" denilmesi, bu işçiye hem 5 yıllık kıdem tazminatı ödenmesini hem de 8 haftalık ücretinin "ihbar tazminatı" olarak ödenmesini gerektiriyor. Hemen belirtelim, ihbar tazminatı, normal ücret gibi gelir vergisi ve damga vergisi kesintisine tabi tutuluyor. Ancak, SSK primi ve işsizlik sigortası primi kesintisine tabi değil.
Kıdem tazminatı
İşçinin, ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller dışında işten çıkartıldığı durumlarda, hizmet süresi bir yıldan fazla olanlara "kıdem tazminatı" ödenmesi gerekiyor. Bir yıldan az hizmeti olan işçiye kıdem tazminatı ödenmez.
Kıdem tazminatı, işçinin işe başladığı tarihten itibaren geçen her tam yıl için 30 günlük ücreti esas alınarak hesaplanır. Bir yıldan artan süreler yani aylar için de, kıdem tazminatı ödenir. Kıdem tazminatının hesaplanmasında, işçinin en son brüt ücreti esas alınıyor. İhbar tazminatının aksine kıdem tazminatı, gelir vergisine tabi değil. Aynı şekilde, SSK primi ve işsizlik sigortası primi kesintisi de yapılmaz sadece damga vergisi kesintisine tabi tutulur.
Bu arada belirtilmesi gereken bir başka durum da, "kıdem tazminatı tavanı" ile ilgili. İşçiye ödenecek kıdem tazminatının yıllık tutarı için tavan belirlenmiş olup, bu tutar 646 milyon 560 bin liradır. Başka bir anlatımla, işten ayrıldığı sırada aylık brüt ücreti 900 milyon lira olan işçiye, her yıl için 900 milyon lira üzerinden değil, kıdem tazminatı tavanı olan 646 milyon 50 bin lira üzerinden kıdem tazminatı ödenebilir.
--------------------------
Grafiker kardeşlerimiz, işten çıkartılırlarsa bilgi sahibi olsunlar diye buraya aldık.
Daha sonra, bu yazılanlar doğru mudur ? diye İŞ HUKUKU UZMANI ve GRAFİKER DOSTU Avukat Ali EŞKİ'ye sorduk.
Kendisi, işten haksız yere çıkartılan işçinin İŞE İADE DAVASI AÇMA HAKKINININ OLDUĞUNU SÖYLEDİ.
Kendisinin cevabı aşağıdadır;
--------------------
Doğrudur faruk hocam. sadece yazının sonunda yazılan kıdem tazminatı tavanı konusu dönem dönem değiştiği için bu zamanın kıdem tazminatı tavanını nedir bilmiyorum.
Fakat bu tavan meselesi de malesef 12 eylül den hemen sonra getirilmiş bir düzenleme olup asıl olarak şu şekilde düzenlenmiştir kanunda: bir işçinin kıdem tazminatı tavanı, bir memurun emeklilik ikramiyesini geçemez. bunun miktarı takdir edersiniz ki her altı ayda bir değişmektedir. tabii işten atılan işçilerin hakları konusunda yazılan madde numaraları eski kanun madde numaralarıdır. ama önemli değil içerik aynı. ayrıca işçinin sadece ihbar ve kıdem tazminat hakkı değil ayrıca işe iade davası açıp, işine geri dönme hakkı da mevcuttur.
1475 sayılı eski kanunda bu düzenleme yokken, bir nevi ileride kıdem tazminatını kaldırma gibi bir niyetin ürünü olarak yeni iş kanununa bir nevi iş güvencesi olarak işe iade davası müessesesi getirilmiştir. fakat bilinidiği gibi aslında gerçek bir iş güvencesi şeklinde getirilmediği ve hükümette kıdem tazminatını kaldırmaya henüz cesaret edemediği için iş güvencesine alternatif olarak görülen -oysa ayrı amaçları taşıyan düzenlemelerdir bunlar- kıdem tazminatı henüz kaldırılmamıştır.
işe iade davası da şu hallerde açılır; kıdemi altı aydan fazla ve işyerinde çalışan sayısının 30 u geçen işyerlerinde iş akdi feshedilen işçinin işe iade davası açma hakkı, iş akdi feshedildiği tarihten itibaren 30 gün içinde mümkündür.
daha ayrıntılı yazarsak; iş akdi haklı nedenle feshedilmiş olup da bu haklı nedenin aksi kanıtlanırsa veya iş akdi geçerli nedenle feshedilirse ve bu feshin geçersiz neden olduğu mahkemece yerinde görülürse işe iade kararı verilecektir. işçinin yetersizliği gibi nedenle geçerli neden sayılmıştır. ya da ekonomik nedenler, işyerinin tadilattan geçirilmesi, teknolojik nedenler gibi nedenle işverene işçinin iş akdini haklı nedenle olmasa bile geçerli nedenle iş akdini feshetmesine imkan tanımaktadır. yine en önemli konu da şudur: her halde işçinin iş akdi sendikal nedenlerle feshedilemez. bu nedenle yapılan fesih sadece haksız bir fesih olmakla kalmaz, geçersiz bir fesih de olur. işte bu düzenleme normalde sendikalaşmayı teşvik etmesi gerekirken, tam tersi kanunun bu düzenlemesinin çıktığı 2003 yılından sonra sendikalı sayısı garip bir şekilde düşmüştür. işin bu yönü siyasal ve sosyololik açıdan gerçekten irdelenmeye değerdir. velhasıl şükrü kızılotun yazısına bir de işe iade hakkı konusunda bir ek yapmak icap ederdi. hoşçakalın.
av.ali eşki
------------------------------
Verdiği değerli bilgiler için iş hukuku uzmanı Avukat Ali EŞKİ'ye teşekkür ederiz.
Faruk ÇAĞLA