Tasarım yalnızca Mac ile mi yapılır?

hastam

Üye
Kayıt
3 Eylül 2009
Mesaj
92
Tepki
0
Sayın Tuncer bey,

Tasarımda bilgisayar markasının bir önemi yoktur. Önemli olan kullandığımız proğramların yeteneğidir bence. Gerek Pc'nin gerek Mac'in donanımları şu an kullandığımız malum proğramlar için hayli yeterlidir.
Yıllardır Mac kullanıcıları (ben de dahil) kandırılmışlardır. Ama Pc'ler Corel Draw'ın çok hızlı ve süratlı geliştirilmesi sonucu, bu sektördeki Mac üstünlüğüne son vermiştir ve çok geniş bir kullanıcı tarafından kabul görmüştür. Ben de Mac'den Pc'ye geçerken bir hayli tereddüt etmiştim. Ama şu an hiç bir sıkıntım yok; tüm grafik proğramlarla düşündüklerimi rahatlıkla gerçekleştiriyorum Pc'de.
Sözün kısası piyasaya bakarsak kaç tane Mac var bu sektörde kaç tane Pc kullanıcısı var anlarız.
Yazdıklarınıza katılıyorum. Her iki ortamda da rahatça istediğimiz tasarımı yaparız. Kimse de diyemez ben Mac kullandığım için daha üstünüm veya daha iyi işler çıkarıyorum.
Herkese kolay gelsin.
 

GürhanErkal

Altın Üye
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
22 Aralık 2009
Mesaj
444
Tepki
43
Bende son yazılanlardan şöyle birşey çıkartıyorum. Aslında tasarım Mac'le yapılır derken (steve jobs da mac diyor:)) kastetilen şey makinanın kendisi değil. Mac demek otomatikman daha yüksek bedellerle, lisanslı programlarla gelen bir aygıt demek anlamına geliyor. Yani genellikle bu işten büyük paralar kazananlar, on yıllardır ekmek yiyenler, işini gerçekten ciddiye alanlar, hele hele yaşı 35 -40 'ı geçmiş sektör içindeki duayenlerin çoğu tasarım yapılan alet olarak sadece Mac'i biliyor. Onu da zamanında zor kabul etmişlerdir ya neyse:)

Sektörümüzde aslan payını alan istanbuldaki 100/200, Ankaradaki 10/15 işletmeyi hesaba katmazsanız, pc/corel kullanan eğitimsiz (tasarımdan bihaber) alaylıların yoğunlukta olduğu görürsünüz. Daha önce bir çok başlıkta tartışıldı hani mesleğimiz neden bu durumda diye. İşte tüm bu söylediklerimizin ışığından bakarsak gerçekten de daha büyük, daha sağlam yapısı olan, gerçekten reklamcılık yapıp müşteriyi yönlendiren işletmeler Mac ve Gsf'li elemanları tercih ediyor. haliylede o ortamdan çok daha iyi tasarım çıkıyor.

Tam tersi olan sektörün çoğunluğunu oluşturan 5 TL'ye kartvizit, 3 TL'ye logo tasarlayan, grafikerine 500 tl'yi çok gören, bugünkü 1 TL kar için yarının 100 TL'sini hiçe sayan, kültürel yönden daha geri kesim çok daha ucuz diye Pc'yi (onun da en ucuzunu alırlar genelde), uygulama olarakta daha ucuz yada pratik olan corel'i tercih ederler. Haliyle buldukları elemanda 2 aylık kurs çıkışlı olur.

Hülasa bu durumda ortalamaya vurursak daha iyi tasarım elbet Mac kullananlardan, daha kötü 5 para etmez tasarımlarda Corel ve Pc platformundan çıkar.

İşte bence temel sorun budur bu kadar basittir. Yoksa makina yada programlarla hiç alakası yoktur. Bu gerçeklik ve örnekler yüzünden insanların aklında, Mac dışında tasarım yapılmaz, Pc tasarım için uygun değildir. Corel de sadece alaylı düz operatör programıdır işe yaramaz bir uygulamadır gibi düşünceler oluşması gayet normaldir.
 
Kayıt
7 Temmuz 2008
Mesaj
208
Tepki
5
Selam,

Sayın Tuncer Özkan arkadaşımız yazdığı yazılarda, verdiği örneklerde farkındaysanız sürekli 90'lı yıllara gidiyor. İlk bakışta bu durumun ne tür bir sorun oluşturabileceği anlaşılmayabilir. Konuya biraz derinlemesine yaklaştığınızda ise karşınıza hemen şartlanmışlıkların getirdiği bakış açısı çıkıyor.

- Tasarım yalnızca Mac ile mi yapılır?

Söz konusu olan eğer şu an 90'lı yıllar olsaydı grafik tasarımcıların neredeyse tümünün ortak cevabı şu olurdu.

- Evet tasarım yalnız Macintosh bilgisayar kullanılarak yapılır. Bunun aksini düşünmek aptallıktır...

Aramızda yaş olarak belirli bir noktaya gelmiş, 90'lı yıllarda grafik tasarımcı olan kişiler bu sözümün sektörde çok sık kullanıldığını bilirler. O tarihte bu sözü kullanmak bu tür bir bakış açısına sahip olmak mevcut durumun genel ve doğru bir açıklamasıydı. İyi de şu an tarihe baktığımızda şunu görüyoruz.

- Yıl 2010...

Tarihin ne olduğunu bilmeyenler çevresindeki basılı ya da digital takvimlerini kontrol edebilirler. Aradan geçen 10 yıl süresince köprünün altından çok suların aktığını aklı başında olan herkes bilir. Bunda bir tuhaflık yok. Yazdığım yazıların bir çok yerinde bu duruma işaret eden kişi de benim. Başkası değil. Peki o zaman sorun nerede..? Sorun şu,

- Sorun akışın tersine döndüğünü kanıtlama arzusu.

Peki bu ne demek..? Bazı kişiler son yıllarda bir dönem Macintosh bilgisayar kullanıcılarının içerisine düştükleri fanatiklik sarmalına kapıldılar. Önceki 10 yılda Macintosh bilgisayarın övülmesi gibi şu an Pc bilgisayarların ve Windows işletim sisteminin övülmesi söz konusu olmaya başladı. Üstelik bu durum ilgili konu programlar öne çıkarılarak yapılmaya çalışılıyor.

- Efendim adına Photoshop denen program hem Mac bilgisayarda hem de Pc bilgisayarda aynı şekilde çalışmıyor mu..? O zaman Mac almaya ne gerek var. Yarı fiyatına Pc alırsınız işinizin başına geçer harikalar yaratırsınız.

- Mac bilgisayarı hala neden savunuyorsunuz, yoksa siz Apple'ın avukatı mısınız, üstelik bu bilgisayarları üreten Amerikan şirketleri ceplerini doldururken siz ağzınızı havaya açmış boş miğdenizin gurultularını duymamaya çalışırken bu fanatik yaklaşımlara ne gerek var. Siz en iyisi cebinizi doldurmaya çalışın kullandığınız bilgisayarın ne olduğuna da bakmayın. İşinize bakın kardeşim.

- İşletim sistemi mi o da ne kardeşim. Adına bilgisayar denen alet nasılsa bir şekilde çalışır. Gerisi de programdır. Programlar adam gibi çalışıyorsa gerisinin hiç bir önemi yoktur.

- Gördüğüm kadarıyla bazı sitelerde hala bir takım kişiler Mac denen aleti savunuyorlar. Bırakın artık bu modası geçmiş masaüstü süsü haline gelmiş aleti. Bakın size yarı fiyatına şöyle mis gibi bir Pc verelim güle oynaya çalışın.


Konuya düşünce ve yaklaşım tarzını belirten buna benzer örnekler sıralanabilir. Konuyu ne şekilde açarsam ne sonuca varırım düşüncesini aklının bir yerlerinden geçirmeden salt konu açalım gerisine sonra bakalım türünden açılan benzer konuların geldiği nokta gibi bu konu başlığı da anlamsız benzeştirmelerin, sonuca ulaşmayacak tanımlamaların esiri olmaya mahkumdur. Oysa ki, bu tür konular bundan önce pek çok sitede yazışma konusu oldu hatta karşılıklı çekişmelerin odağı tartışma zemini haline dönüştü. Peki sonuçta ortaya ne çıktı. Hiç bir şey. Pc / Windows kullanıcıları ikinci sınıf grafik tasarımcı hatta bir çok kişinin kendisine verdiği sıfatla " Grafiker " olarak yaşamlarına neyin ne olduğunu kavrama zahmetine bile katlanmadan devam ettiler.

Bu tür bir bakış açısı ve mantığından başka bir şey beklenmeyeceği açıktır. Gelişmenin temelinin aslında grafik tasarımcının sanatsal bakış açısını, estetik yorumlama ve değerlendirme biçimini geliştirmek olduğunun farkına varamayanlar Mac / Pc tartışmasını sürekli körüklemekten bir şeyler ummaya devam ettiler. Önceki bir çok tartışmada olduğu gibi bu tartışmadan da bir şey çıkmayacak. Burası kesin. Macintosh bilgisayar kullanan ve kendilerini grafik tasarımcı olarak tanımlayanlarla, Pc / Windows bilgisayar kullanan ve kendilerini grafiker olarak tanımlayanlar birbirlerini yine aşağılar tavırlarını sürdürmeye devam edecekler.

Bu durum tıpkı mektepli / alaylı durumunda olduğu gibi sonuca ulaşmayan, en önemlisi de iyileşme belirtisi göstermeyen bir gangren durumunu sürdürecek. Peki sonuçta kim kazanacak...?

- İsterseniz tahmin etme zahmetini gösterin bakalım sonuçta kim kazanacak..?

Mac kullanan grafik tasarımcılar mı yoksa Pc / Windows kullanan grafikerler mi. Bence hiç biri. Kazanacak olanların kimler olduğunu bilenler arasında çekiliş düzenleyip kendilerine Pc donanımı üzerine Mac OSX işletim sistemi yüklenmiş bir bilgisayar hediye etsem mi diye düşünmeden edemiyorum...

Kafaları karıştırmak işte böyle bir şey. Önce karıştırırsınız, sonra da oturduğunuz yerden başlarsınız gülmeye. Peki kafaları karıştırıp gülen sizce kim..? Ben değilim herhalde. Geriye az seçeneğiniz kalıyor. Düşünün, çünkü aslolan düşünmektir. Düşünmeyen tasarlayamaz, tasarlamayı beceremeyen uygulayamaz, uygulamada eksik olan ise iş bulamaz. Bu saatten sonra kullanacağınız bilgisayarın ne olduğunun, onun üzerindeki programların becerileri kapasinin düzeyinin ve en önemlisi de sizin hiç bir anlamınız olmaz.

Grafik tasarımcı önünde bulunan objeleri somuttan soyuta, soyuttan somuta düşünce bütünlüğü ve yorumuna tabi tutmadan ortaya çıkartacağı her çalışma sıradan, bir öncekinin benzeri ve sığ olur. Bugün etrafımızı doldurmuş pek çok kişinin öncelikle kendisini tekrarladığını, içerisinden çıkılamaz noktaya geldiğinde ise taklitçiliğe yöneldiğini net olarak görüyoruz. Aynı sektöre yönelik pek çok çalışmanın yalnız logolarının değiştirilip ortaya grafik tasarım olarak çıkartıldığı, sektörel farklılıkların grafik tasarıma yansımasının ne olduğundan haberi olmayan kişilerin eline geçirdiği floral vektörel desenleri önüne çıkan her sektör için uygulamayı grafik tasarım sandığı bir duruma geldiğimizi görürüz.

Asıl sorun budur. Bu konuda neler yapılması gerektiği üzerine sağlıklı bakış açılarının ortaya serilmeden, çözüm yollarının neler olduğuna değinilmeden kullanılan bilgisayarın Mac ya da Pc olmasının ne önemi var. Bakın önceki yazımın bu anlamda bir yerinde şunu özellikle belirtmiştim.

" ...grafik tasarımcı olmanın temel şartı hangi bilgisayarın kullanılacağı değil, hangi tasarım bilgisinin hangi düzeyinde olduğunuz önemlidir. Adına bilgisayar denen alet bir kullanım aracıdır ama günümüzde bu kullanım aracı küçümsenmeyecek önem düzeyine yükselmiştir... "

Bu tür bir düşünceyi uzun yıllar öncesinden bu yana savunuyor olmam benim bu noktada Sayın Tuncer Özkan arkadaşımızla aynı düşünceyi paylaşma noktasına geldiğim anlamına gelmez. Kafaların bulandığı noktada konuya dışardan bakan kişilerin konuyu derinlemesine incelemeleri ve kimin hangi bakış açısına sahip olduğunu kavramaları gerekir. Benim için gelinen bu noktada hangi bilgisayarın değil hangi bilginin sahibi olunduğunun önemi vardır. Köşe başında simit satan bir kişinin bakış açısına bile sahip olmayan bir kişinin bırakın grafiker olmayı simitçi bile olamayacağı gerçekken bu kişnin tutup bir de,

- Ben Pc kullanırım arkadaş. Yaptığım işler de cillop gibi çıkar...

demesi kadar abes bir durum olamaz. Bu saatten sonra isterseniz uçak kullanma becerisine sahip olun ne farkeder. Pilot olunabilir ama grafik tasarımcı olunamaz. Kafaların karıştığı noktada bu tür temel gerekçeler sürekli gözardı edilir. Üzerine gidilmesi gereken temel amaçlar yerine araçlar üzerinde fırtına kopartılır. Aradan bir süre geçer ve herkes normal yaşamına devam eder. Dün ne konuşuldu, ne tartışıldı kimsenin umurunda olmaz. Hatta yazılanları hatırlayanların sayısı bir elin parmaklarını bile geçmez. Peki ortada at nalı gibi duran sorunlar çözümlenmiş olur mu..? Hayır. Asgari ücretin neredeyse biraz üstünde günün bilmemkaç saati köle gibi çalıştırılan kişiler kendilerine aynada baktıklarında sanatçı, sokakta yürüdüklerinde usta, işyerine geldiklerinde ise grafiker sanırlar.

Şimdi bu kişiler Mac kullansa ne olur, Pc kullansa ne..?

Saygılar...


Notlaşma Devam Ediyor: Konumuzun asıl ne ile ilgili olması gerektiğini şimdi anladınız mı Sayın balıkçı Tuncer Özkan kardeşim...
 
Kayıt
3 Ağustos 2009
Mesaj
604
Tepki
74
Merhaba,
Bir süredir, bekleyerek, bu başlık altında yazı toplamaya çalıştım. Fakat artık yazı gelmediğini görünce, kendimce iki sonuca vardım:
1-Bu başlık altındaki tartışmada belli bir sonuca varıldığı, yeni söyleyecek bir şey kalmadığı,
2-"Çok abes bir tartışma! Bu tartışmayı küllen reddediyorum" düşüncesi.
Her iki sonuç da beni rahatsız etmiyor.

***


Melih Bey,

Belli ki, bu başlık altında yazdığım yazılarda, sürekli konu açma gerekçesini bir tanım olarak yazı girişinde tutmak gerekiyor. İnanın, artık bu tanımı sürekli yaparken artık sıkılıyorum, hatta inanmayacaksınız, utanıyorum.
Daha önce de dediğim gibi, bu başlık; "Tasarım, yalnızca Mac ile yapılır" iddiasına karşı açılmıştır. Bir akl-ı selim sahibi olarak "Tabii ki tasarım, sadece Mac ile yapılmaz, başka bilgisayarlar ile de yapılır. Aslolan tasarımdır, yaratıcılıktır, fikirdir. Neden bu kadar üstünde duruyorsunuz?"
Diye sorduğunuzda, buna benim diyebileceğim hiçbir şey yoktur.

Sizinle hemfikiriz.

Ama böyle deyip, ne şiş yansın, ne kebap... mantığıyla hem tasarımcının bilgisayar markasından (ya da işletim sisteminden) bağımsız olduğunu söyleyerek, önemli olanın tasarım, tasarımcı, yaratıcılık, deneyim... vs. iddiasında iken, lafı dönüp dolaştırıp tekrar işi Mac üstünlüğüne (ya da PC) getiriyorsanız, bu vakitten sonra size;

Şişi de yakmışsın arkadaş, Kebabı da...

derler!

Hatta, laf arasında,

".........Macintosh bilgisayar kullanan ve kendilerini grafik tasarımcı olarak tanımlayanlarla, Pc / Windows bilgisayar kullanan ve kendilerini grafiker olarak tanımlayanlar birbirlerini yine aşağılar tavırlarını sürdürmeye devam edecekler."

".........- İsterseniz tahmin etme zahmetini gösterin bakalım sonuçta kim kazanacak..?
Mac kullanan grafik tasarımcılar mı yoksa Pc / Windows kullanan grafikerler mi. Bence hiç biri. Kazanacak olanların kimler olduğunu bilenler arasında çekiliş düzenleyip kendilerine Pc donanımı üzerine Mac OSX işletim sistemi yüklenmiş bir bilgisayar hediye etsem mi diye düşünmeden edemiyorum.."


sözleriniz, nasıl bir ruh hali veya düşünce yapısının yansımasıdır?

Macintosh kullanıcıları grafik tasarımcılar,
Pc / Windows kullanan grafikerler.
.

Belli ki bu tanım sizi oldukça mutlu etmiş olmalı.

Üstelik, PC de çalışanlar, kendilerini böyle tanımlıyorlar diyorsunuz. Pc kullanıcılarının kendilerini böyle tanımladığını da nereden çıkarıyorsunuz? Kişilerin kullandığı bilgisayarlara göre yeteneklerini sınıflandırmak bugüne kadar hiç aklıma gelmemişti! Eminim ki bu tanımlarınız, tasarım yaparken Mac kullanan bütün tasarımcılar için de son derece itici gelmiştir.

Tasarım yaparken Pc kullanıyor isen sen grafikersin.
Mac kullanıyorsan grafik tasarımcı..


Her halde yanlış yazmışsındır. Yani bir klavye hatası falan? Ya da ben yanlış görüyorum, yanlış okuyorum.

Önünüze on tane tasarım konuyor. Hangisinin Pc'de, hangisinin de Mac'te yapıldığını bilmiyorsunuz. Bir tanesini çok beğeniyorsunuz.
Zarflar açılıyor veeeee..
Şok oluyorsunuz. Bu Pc'de yapılmış. Ama nasıl olur?
Lütfen değerlendirmeyi yeniden yapabilir miyim? Pc de çalışan grafik tasarımcı değildir ki! Bunu mutlaka internetten, yada başka biryerden araklamıştır. Hatta belki de bu bir matbaacıdır. Matbaasına gelen Mac kökenli bir tasarımdan tarayarak kullanmıştır.
Mutlaka böyledir.


Bunları okuyan forumdaşları bilemem, ama bunları yazarken acı duyduğumu söylemek isterim.

yıkılın lan karşımdan ikinci sınıf grafikimsi pc paçozları!
Ben bir bakışta, hangi tasarımın hangi bilgisayarda yapıldığını hemen anlarım. Adamın gözünün retinasına baksam, ismini bile söylerim. Dünyada şimdiye dek yapılmış en iyi tasarımlar, mutlaka mac'te yapılmıştır. İstediğiniz kadar kıçınızı patlatın, bir simitçi olsa olsa pc kullanır. Mac kullanman için önce git şuşi ye. Paran da Mac'e yetmez senin, aklın da. hatta pilot olabilirsin ama grafiker olamazsın çünkü uçağının kokpitine bak, orada bir tane mac göremezsin! Ayrıca git balığını da Karadeniz'de tut. Burası Marmara.


Konuya dönecek olursak;
Derdimiz, tasarımın yalnızca Mac ile yapılamayacağı, pek âlâ Pc ile de tasarımlar yapılabileceğini kanıtlamak idi. Hâlâ da aynı fikirdeyim. Ama herkesi ikna etmiş sayılmam. Edebileceğimi de sanmıyorum. Ama zihinlerde az da olma "mi acaba?" sorusu yaratmışımdır.
Ama bazıları için "Nato mermer, nato kafa!" (linklidir.) durumu anlaşılabilir. Olsun, yine de umudumu yitirmedim.

Sağlıcakla kalın.
Tuncer ÖZKAN


Not'a nota: (müzik notası, "anlayana saz" meselesi..)
Belli ki, beni balıkçı olarak yorumlamak hoşunuza gitmiş.
Bu duygunuzdan sizi mahrum etmek istemem. Gerçekten de, bir "fikir arayışı" olarak bu durum biraz balıkçılığa benzetilebilir. Hatta derin sularda bazen gerçekten de dip akıntıları nedeniyle suyun bulanık olduğu sanılsa da, Oltaya her zaman iyi bir balık (fikir) takıldığında heyecan bile verebilir. Fakat böyle dip sularda hep balık umarsınız, oysa bazen eski, paslı bir konserve kutusu da bahtınıza çıkabilir..
Biz oltayı atalım da...
İyi balıklar yakalayacağımdan hâlâ ciddi ümitlerim var.
 
Kayıt
7 Temmuz 2008
Mesaj
208
Tepki
5
Selam,

İsterseniz yazının sonundaki abuk nottan başlayarak konuya bir kez daha anlamayanlara anlatalım. Anlatabilmek zor olmasa da anlayanların anlamamaktaki ustalığını gözönüne aldığımızda yeniden ve yeniden konuya açıklık getirmek bir zorunluluk oluyor.

Bu konu başlığı altında öncesinde yazdığım yazılardan birinde şu noktalara değinmiştim.

- grafik tasarımcı olmanın temel şartı hangi bilgisayarın kullanılacağı değil, hangi tasarım bilgisinin hangi düzeyinde olduğunuz önemlidir. Adına bilgisayar denen alet bir kullanım aracıdır ama günümüzde bu kullanım aracı küçümsenmeyecek önem düzeyine yükselmiştir.

- Günümüzde bilgisayar öncesi grafik tasarımcılığın artık birincil dereceden herhangi bir öneminin kalmadığını sanırım bu sitedeye üye olanlar anlamıştır.

- Yıllardır tartışılan fakat bugün bile herhangi bir sağlıklı sonuca ulaşılmayan şu meşhur tartışmanın ( Mac mi, Pc mi..? ) bugün bu alanda bir şekilde yeniden ortaya atılması sonucunda ortaya yine bir şey çıkmayacağını sanırım artık sağır sultan bile kavramıştır.

- Teknolojinin geldiği bu aşamada donanımsal olarak bilgisayarların artık birbirlerine üstünlüğü olmadığını da sanırım anlamışsınızdır. Eğer bilgilenmek istiyorsanız herhangi bir Mac ya da Pc'nin üretim yerinin neresi olduğunu etiketlerine bakarak görebilirsiniz. İsterseniz size zahmet vermeden söyleyebilirim ben baktım etiketlerinde " Made in China " yazıyor.

- Donanımsal farkın kalmadığı bu iki platform bilgisayarlarında ortada görünen tek fark işletim sistemidir. Aslında bu fark öyle küçümsenecek türden değildir. Bir yanda Mac OsX'in son sürümü olan Snow Leopard 10.6 diğer yanda Windows 7. Bu aşamada artık hangi sistemi kullandığınızın önemi vardır. Mac OSX kullanır sorun yaşamazsınız ya da Windows'un herhangi bir sürümünü kullanır iş yapmaya harcadığınız zamanın çok fazlasını bilgisayarınızla grekoromen güreşi yaparak geçirirsiniz. Tercih sizin beni bağlamaz.

- Bu ve buna benzer pekçok kıyaslamayı yazabilirim. Bu benim için sorun değil. Oturur sayfalar dolusu yazarım okumaya bıkarsınız. Aslında bu saatten sonra önemli olan bir tek şey var grafik tasarımcıların bilgisayar kullanmalarının artık onlar için vazgeçilmez bir duruma geldiğidir. Her ne kadar emekli olunsa da eğer grafik tasarımcılık bir kişinin ruhuna kadar işlemişse işte o saatten sonra o kişi artık istese de bu mesleği bırakamaz.


Değindiğim bu noktalar donanımla ilgili olduğu gibi yazılımın donanımla uyumlu bir şekilde çalışması ve en önemlisi de kullanıcı olan biz grafik tasarımcıların çalışma performansı ve kullandığı bilgisayarı ile uyumluluğu üzerineydi.

- Zorluk bizim işimizdir, biz zorlukların üstesinden gelmek için yaratılmışız…

düşüncesine sahip her bilgisayar kullanıcısı grafik tasarımcının istediği bilgisayarı kullanacağını hatta Pc kullanmak için yanıp tutuşacağını düşünebiliriz. Ben kişisel olarak bilgisayarla uğraşmak yerine önümde duran müşterilerin işleriyle uğraşmayı yeğlerim. Benim gibi düşünmeyen uğraşmayı, didişmeyi veya kendi kendine söylenerek bilgisayarıyla boğuşmayı yeğleyen kullanıcılara söyleyecek bir sözüm yok. Buyursunlar uğraşsınlar hatta uğraşmak onların birincil işleri de olabilir. Beni bağlamaz.

Ben işime bakarım. Bu durumu açıklamamdaki neden tasarımlarında doğal olarak bilgisayar kullanmak durumunda olan biz grafik tasarımcıların günlük donanımsal sorunlar yaşamak yerine tasarımda karşılaştığımız zorlukları aşma noktasında düşüncelerimizi yoğunlaştırmamız konusudur. Bu bizlerin adına Pc denen ve işletim sistemi Windows olan bilgisayarları kullanmayacağımız anlamına gelmez. İsteyen kullanabilir az önce yazdığım gibi bu benim sorunum değil. Kullanan kişilerin sorunudur. Peki sorun ne..? işte burası hala muğlak. Çünkü Tuncer Özkan arkadaşımız sorunun ne olduğunu kendisi bile hala anlamamış durumda.

Kimsenin Pc kullanan kişiye " Grafiker " Mac kullanan kişiye " Grafik Tasarımcı " tanımlaması yaftaladığı yok. Sorunun temel niteliği grafik tasarım üzerine çalışma yürüten kişilerin mesleki tanımlamasında yatıyor. Türkiye'de bundan bir süre önce tanımlama yapmanın ne olduğundan habersiz bazı kişilerin ortaya attığı ve bu meslek dalında çalışma yürüten kişilere tutup " Grafiker " adını taktığı bir durumun getirdiği anlamsızlık ve saçmalık var. Aradan geçen süre içerisinde tanımlamanın aslını bilmeden lafazanlığına soyunan diğer bazılarının bu tanımlamaya sarılmaları ve bu tanımlamayı ateşli bir şekilde savunmaları durumu var.

Dünyaya baktığımızda öncesinde yine bu sitede yazdığım gibi reklam ajanslarında niteliksel kişisel ünvan tanımlaması şu şekilde yapılır.

- Grafik Tasarımcı ( Graphic Designer )
- Asistan Sanat Yönetmeni ( Junior Art Director )
- Sanat Yönetmeni ( Art Director )

Yaratıcı grup içerisinde yer alan ünvan sıralaması uluslararası literatürde bu şekilde tanımlanır. Bunun yanında reklam ajansının durumuna göre bu yaratıcı gruba " Reklam Yazarı ", " Senior Art Director " ve " Creative Director " de eklenir. Bu tanımlamalar zinciri içerisinde adına " Grafiker " denen bir tanımlama yoktur. Grafiker tanımlaması yalnız Almanya'da 2 yıllık meslek okulunu bitirmiş tekniker düzeyindeki kişilere verilen bir tanımlama olarak karşımıza çıkıyor ki bu kişinin yaratıcı artistik yönünün değil teknik yönüne atıfta bulunan bir tanımlamadır. Şimdi bizim aklı evvel bazı zirzopların bu tanımlamaya sahip çıkıp ortaya bu şekilde bir meslek adı tanımlaması koymaları konunun bu olduğu anlamına gelmez.

Bazı kişilerin hala anlamadığı durum işte budur. Bu durumu bu şahıslara ne kadar anlatmaya çalışsak ta anlamayacaklarını yine kendileri yazdıklarıyla ispatladılar. Bu saatten sonra artık anlayanlar anlamayanlara anlatsın durumu söz konusudur. Anlamayanlara harcayacak zamanımız ne yazık ki yok. Zaman geçiyor. Kimin hangi bilgisayarı kullanarak ne ürettiğine artık bakılmıyor. Bir kaşık suda kasırga koparma düşüncesine sahip kişilerin açtığı bu tür forum başlıklarına da kimse ne yazık ki itibar etmiyor.

Artık dönem yaratıcı gücün hangi aşamasını uygulayabilecek kültür düzeyine sahip olduğunuzdur. Kişi kendisini grafik tasarımcı olarak görür ya da görmez bu onun sorunudur. Pc veya Mac kullanır bu da kişisel çalışmada tercih edeceği bir durumdur. Önceden yazdığım gibi bir kez daha yinelemek zorunlu oldu. Platformlar artık birbirine donanımsal olarak olabildiğince yaklaştı. Önemli olan donanım değil yazılım yani işletim sistemidir. Hangi bakış açısından hareketle, hangi bilgi düzeyinin size kazandırdığı güvenle, hangi tür sistem yazılımı yüklü bilgisayarı kullanmak istiyorsanız kullanır ya da benim yaptığım gibi aynı bilgisayar üzerinde hem Mac OSX Snow Leopard hem de Windows Vista yüklü bilgisayarınızla çalışmaya devam edersiniz. Bu da sizin kişisel tercihleriniz içerisinde yer alan bir durumdur buna karışamayız. Karışanlara da bıyık altından güler,

- Vah zavallı hala bıraktığımız yerde otluyor…

der yolumuza devam ederiz. Şimdi bu açıklamalar sonrasında duruma ilgili arkadaşımız yine şu sözü söyleyecektir.

- Sizinle hemfikiriz…

Bir dönemin dünyaca ünlü politikacısına göre insanın karşısındakiyle sürekli aynı düşüncede olması (hemfikirlik durumu) şu şekilde tanımlanmış.

- İki insan sürekli aynı şeyleri düşünüyorsa, biri gereksiz demektir...

Bu ünlü politikacının kim olduğunu biraz araştırırsanız bulursunuz. Grafik tasarımcı olmak mesleki artistik ve teknik bilgi düzeyine sahip olmanın yanında aynı zamanda asgari bir genel kültür düzeyine erişmiş olma zahmetini de gerektirir. Bu zahmete katlanıp kendisini belirli bir düzeye eriştirmiş kişilerin hangi bilgisayar türünde hangi programları kullanarak oluşturacakları tasarımların hangi bilgisayarda yapıldığına değil hangi bakış açısı ve kavrayış şekliyle oluşturduğuna bakılır.

Saygılar…


Notlaşmaya Ek: Sayın Tuncer, dikkat edin eski paslı konserve kutusu yerine dip akıntılarının sürüklediği paslı bir çivi de tutabilirsiniz. Biri çıkar tuttuğunuz o paslı çiviyi kafanıza çakar ve siz eskaza tetanoz olursunuz aman dikkat. Siz en iyisi dip tarama balıkçılığı yapmak yerine yazılanları doğru incelemeye çalışın. Kim neyi, neden ve hangi düşünceye göre yazmış onu inceleyin. Etrafa boş vaatler vermek yerine insanları ayakları üzerinde doğru bir şekilde durmaya yöneltici yaklaşım gösterin. Hamaset ilk anda hoş bir yaklaşım olarak algılanabilir, kişiler verdiğiniz gazla gökyüzünden yıldız toplama heyecanına kapılıp önlerine çıkan ilk duvara çarptıklarında sizi rahmetle anarlar.
 

GürhanErkal

Altın Üye
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
22 Aralık 2009
Mesaj
444
Tepki
43
Bence sevgili duayenlerimiz çokda farklı şeyler söylemiyor bu kadar sert olmak gereksiz gibi. Tabi işleyiş açısından sayın yongacıya hak vermemek olanaksız.

Hiç teknoloji merakım olmadığı halde pc ile uğraşa uğraşa artık tüm parçalarımı kendim alıp, biostan ayarlayıp, hızarttırırmı yaparak kullanabiliyorum. Belki yüzlerce marka ve model makina parçası hakkında sağlam yorum yapabiliyor pc almak isteyenlere bilgi verebiliyorum. Bu kadar şeyi hiç özel isteğim olmadan ben ne ara öğrendim diye düşünüyorum. Sanırım windowsla çalışan bi yandan da bilgisayar uzmanı olmalı gerçekten de çok büyük vakit kaybı.

MAcde evet bu yok. Mesaisinin çoğunu macle geçirenlerin gerçekten donanım ve yazılım bilgileri çok zayıf çünkü ihtiyaçları yok. Sanırım bayanların mac'de rahat etmelerinin bir sebebi de bu:)
 
Kayıt
7 Temmuz 2008
Mesaj
208
Tepki
5
Selam,

Sayın Gürhan Erkal,

Yazdıklarınızı dikkatli bir şekilde okudum. Öncelikli olarak kendimi sizin tanımladığınız gibi " duayen " statüsünde görmediğimi belirtmek istiyorum. Belki siz saygı çerçevesinde veya hoşluk duygusu sınırları içerisinde bu tür bir tanımlamayı yapmış olabilirsiniz ama ben bu tür bir tanımlamayı kusura bakmayın kabul etmeyi düşünmüyorum.

Şimdi konunun kendisine bir kez daha dönelim…

- Tasarım yalnızca Mac ile mi yapılır?

Bu başlığı açan ve altında yazdığı yazıda soran arkadaşımızın yazısı sonrasında ortaya kişisel görüşümü koydum. Siz de biliyorsunuz ki, kişisel görüş konuya özel ya da genele özel olarak ortaya atılır. Bu noktada herhangi bir sorun oluşması da söz konusu olmaz. Çünkü kişiler bu tür alanlarda kişisel düşüncelerini ortaya atmak amaçlı yazılar yazabilirler. Hatta bu tür başlıklar altında kendisini grafik tasarımcı gören veya olduğunu düşünen kişilerin de eğer varsa kişisel düşüncelerini belirtmeleri yararlı olur.

Karşılıklı olarak sürdürülen yazışmalar ve bu yazışmalarda kullanılan üslup ( kişisel yaklaşım biçimi) bence olması gerektiği şekilde sürüyor. Ortaya atılan kişisel düşünceler ve bu düşünceler sonrası yazılan yazılardaki eleştirel yaklaşımdan, yol, yöntem, bilgi ve aktarım şeklinden rahatsız olunmaması gerekir. Bu anlamda herhangi bir sertlik olduğunu düşünmüyorum. Aksine adına eleştiri denen şeyin yanında bizim yaptığımız yüzeysel ve kırıcı olmadan düşünce belirtmektir ki buna bu alanda yazı yazan bir çok kişinin de özen gösterdiğini düşünüyorum.

Bunun tersi olmaz mı..? Olur. Daha sert ve hatta karşılıklı hakaretleşmeye varan yazıları yine bu alanda çeşitli başlıklar altında okuduk / okudunuz. Önemli olan kişilerin yaklaşım biçiminin şekliyse eğer bunu ayarlamak yine aklı başında olan ( ki bu çok önemli ) herkesin karşısındaki kişiyi olması gerektiği kadar zorlaması şeklinde gerçekleşir. Eleştirinin temel yaklaşım biçimlerinden birisi de zaten budur.

Adına eleştiri denen şey öncelikle yanlışa işaret etmek, sonrasında ise kişisel karşı düşünceyi belirtip olması gereken noktayı kişiye gösterebilmektir. Bunun dışındakiler, suçlama, kara çalma, iftira atma, ispatlayamadığı suçlamaları kişiye yöneltme olur ki bu da zaten ilgili yazıyı yazan kişinin bir süre sonra ne tür bir kişilik yapısına sahip olduğunu ortaya koyar. Gerek Tuncer Özkan arkadaşımız olsun gerek se de ben karşılıklı bu yazışmalarımızda bu ana kadar bu türden suçlama mantığına yönelik herhangi bir şey yazmadık. Belki yine belirtmek istiyorum kullanılan üslup ve yazım tarzı gereği farklı algılanmalara yol açan betimlemeler olabilir. Bunlar bence aşırıya kaçılmadıkça yazı bütünlüğüne zarar vermez.

Günlük iş yaşamımızda kullandığımız bilgisayarın gerek yazılım gerekse de donanımına yönelik olarak ortaya attığımız kişisel düşüncelerimizin ve kullanım tercihlerimizin aynı olması beklenemez. Bugün dünya üzerinde Mac ve Pc tartışmaları hemen bir çok ülkede bizim yazdıklarımızdan daha sert bakış açılarıyla yapılmaktadır. Bununla birlikte Türkiye'de benim bildiğim yıllardır bu tartışma bir şekilde sonuca bağlanmaksızın sürüp gidiyor. Bundan aşağı yukarı dört yıl önce dinodream sitesinde yine bir şekilde başlayan bu tartışma o sitede de sonuçlanmadan kapanmıştı. Daha sonra adobeegitim sitesinde bir şahsın suni olarak ortaya attığı ve " orada sonuçlanmadı bakalım burada ne olacak " düşüncesi kapsamında konuya yaklaştığı bu Mac - Pc tartışma başlığına o tarihte de buna benzer gerekçelerle karşı çıkmıştım.

Konu başlığını açan kişi yazdıklarıma kendi düşüncesini yazmak yerine beni tutup yönetime şikayet etmişti. Komik, ama zaten o şahıs ta komik olduğu için normal bir yaklaşım olduğuna karar vermiştim. Bu tür karşılıklı bakış açıları bugün bile hala anlamsız bir şekilde sürmeye devam ediyor. Elbette bana göre.

Kendisini grafik tasarımcı olarak gören veya olmaya çalışan kişilerin donanımsal ya da yazılımsal bilgisayar yaklaşım biçimleri yerine kendi mesleki bakış açısını geliştirecek düşüncelere yönelmesinin daha anlamlı olduğunu ve en önemlisi de grafik tasarım bakış açısını birinci dereceden destekleyecek sanatsal birikimini artırmasının kendisine daha yararlı olacağını düşünüyorum. Hatta düşünmekten de öte bunun olması gerektiğini ve kişilerin bu yönde bilinçli eğilimler göstermediği sürece grafik tasarımcı olamayacaklarını yaşayarak görmüş birisi olarak biliyorum.

Aslolan kullanılan bilgisayarın etrafında düşünce fırtınaları koparmak değildir. Aslonan grafik tasarımcının herşeyden önce bir sanatçı olduğunu ve bu sanatçı kimliğine yakışır bir asgari kültür düzeyine erişmiş olmasının kendisi için temel hedef olacağını kavramış olmasıdır. Bilgisayar sonuçta bir alettir. Bu aleti kullanırken düşüncesine en yatkın olanı veya duygusal yaklaşırsak eğer en hoşuna gideni benimsemiş olabilir, bundan bence sorun yok. Hatta bizim gibi konuyu bir kaç adım öteye götürüp Windows yüklenip çalışması için üretilmiş bir bilgisayarı tutup üzerine Mac OSX yükleyip kullanabilir. Bunda da benim açımdan herhangi bir sakınca yok olamaz da.

Önemli olan hangi aleti, çalışmanızın hangi aşamasında ne şekilde kullanacağınızdır. Bunu da belirleyen aklınız, düşünce biçiminiz, sahip olduğunuz bilgi birikimi ve mantığınızdır. Bunlara sahip olamamış bir kişinin ne kullandığının benim için hiç bir anlamı ve önemi yoktur.

Saygılar...
 
Kayıt
3 Ağustos 2009
Mesaj
604
Tepki
74
Sayın Erkal,
Saygıyla yaptığınız hitap için yürekten teşekkürler. Siz de, yazınız da çok zarifsiniz.
Bayanların Mac tercihi beni de gülümsetti. Sanırım her grafikerin biraz da espriye açık olduğunu varsayarak, buna alınacak Mac kullanıcısı bay yoktur.

Diyorsunuz ki,
"........Windows ile çalışan, bir yandan da bilgisayar uzmanı olmalı, bu gerçekten de çok büyük vakit kaybı."

Sorun, gerçekten de bu noktada düğümleniyor.

İster makine tasarımı, ister mimari, isterse grafik tasarımı yapın, ideal olan, bilgisayar ile minimum düzeyde uğraşmak olmalıdır. Bir tasarımcı, neden bütün vaktini donanım sorunlarına harcasın ki?

Ya da, bir işletmenin grafik atölyesinde çalışanlar, aynı zamanda donanım sorunlarına vakıf mı olmalıdır?

Tabii ki hayır.
Zaten sorun, önceki yazanın belirttiği gibi artık donanım sorunu olmaktan çıkmış durumda. İlle de bir fark görülecek ise bu fark, işletim sistemi ile sınırlı durumda.

Artık her iki işletim sistemi, MacOs ve Windows; aynı donanımda çalışmaktadır. Bu durumda, Pc'ye yüklenmiş MacOs'un kullanıcıları da İntel'in sorunlarına maruz kalmakta. Üstelik bu, Mac bilgisayarında bile aynen geçerli. İntel, sadece Mac için özel işlemci üretmiyor. Her iki platform, aynı işlemciyi kullanıyor.
2.Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi, kaynakları pek de fakir olmayan pek çok işletmenin otomasyonu; ön bürodan tutun da, çok riskli bir alan olan muhasebe sistemlerine kadar tamamen Windows işletim sistemi üzerine kurulu.
Ne dersiniz, bu işletmeleri yönetenler, yeterince akıl sahibi değiller mi? Onca önemli verileri, bilgileri neden Mac veya MacOs üzerinde işlemiyorlar? Mac üzerinde bir muhasebe programı tasarlamak çok mu zor?
Bu soruyu yanıtlayabiliyorsanız, aynı yanıtı grafik tasarım üzerine de yayabilirsiniz.

Bilmem ne holdinginin sekreteri, ya da muhasebecisi aynı zamanda donanım uzmanı mıdır?
Eğer sorun, donanım ile uğraşmak ile olsaydı, şu an Mac bilgisayarları, fiyatına rağmen en çok tercih edilen bilgisayar olurdu. Öyle değil mi?
Demek ki başka şeyler var.
Bunlara girmek, konumuzu epeyce zorlayacak. Hiç istemediğim halde, Mac-Pc savaşına çevirecek.

Öteyandan, Apple firması (şimdilik) resmi destek vermese bile, MacOs; aynı zamanda herhangi bir Pc'de de rahatlıkla çalışabiliyor. Yani isteyen, Pc'sine hem Mac, hem de Windows yükleyebiliyor.
Az önceki yanıt yöntemiyle, bu durumda ister grafik sektöründe, isterse herhangi bir sektörde, insanlarlar; harala gürele MacOs yükleyelim, gül gibi çalışalım demiyorlar. Elimde bu durumu kanıtlayan kantitatif bir veri yok. Ama yakın çevremden edindiğim kadarıyla, bunu tümevarım yaparak söyleyebilirim ki, hiç de öyle "aman hemen yükleyelim, Mac'e geçelim" diyen pek yok.
Pc kullanıcılarının yapabileceği çok basit bir şey var:
Hemen bir Macos x işletim sistemi satınalmak, onu Pc'sine yüklemek, aslanlar gibi Mac'te çalışmak!

Ama o da nesi? Hiç kimsenin de pek iplediği yok.. Herkes aynı şekilde devam ediyor. Aynı hamam, aynı tas, aynı virüs..
Kim bilir, belki de Melih Bey'in dediği gibi sonradan Arap atı gibi yetişecek mi acaba? Yoksa bu at, bildiğimiz sütçü beygiri mi?

Bana kalacak olursa, zaten öyle bir durum olsaydı, Adobe'nin de en büyük müşteri kitlesi MacOs kullananlar olurdu. Hatta şimdi, Microsoft'un, Apple rekabeti için son derece marjinal, hatta o derece de saldırgan reklam fırtınalarına tanık olurduk...

Microsoft hiç de Apple'yi, MacOs'u iplemiyor!
Ya da var, fakat ben mi göremiyorum?

Analiz yaparken bir yerlerde hata mı yapılıyor?

Hadi, ben yanlış düşünüyorum, peki siz çevrenizi bir araştırın, internette bir soruşturun bakalım gidişat nedir?

Kaç kişi Pc'sine Macos yüklemişmiş?
Bir anket yapmaya cesareti olan var mı?

Öte yandan, diğer bir konu da virüsler.
Bildiğiniz gibi, Windows ortamına yönelik onbinlerce virüs var. Pc kullanan herkesin bundan dert yanıyor. Sadece grafikerler değil, herkes.. Oysa Mac ortamında virüs derdi neredeyse yok gibi. Çünkü kullanıcı sayısı az olduğu için, virüs yazanlar için ciddiye alınacak bir hedef kitle değiller. Buradaki ciddiye alınmama hâli, tabii ki sevinilecek bir durum!
Bu koşullarda Pc'lerin tehlikeli olduğu rahatlıkla söylenebilir. Fakat Pc kullanıcılarının hepsi bu durumun farkında olduğu halde yine de Pc kullanmaktadırlar.

Neden?

Hadi Pc'de çalışan grafikerlerin zeka düzeyinin düşük olduğunu, Melih Bey'in (reddettiği halde) pek âlâ yaftaladığı "tasarımcı olamama" durumu olsa bile, geçelim grafikerleri, dünyada ezici bir çoğunlukla Pc kullanan fakat grafik sektörünün dışındaki firmalar, kişiler, kurumlar, bankalar, üniversiteler....
Bütün bunlar enayi mi?
Binlerce virüsün cirit attığı bir ortamda ne işleri var?

Neden bir Mac alıp veya Pc'sine Macos yükleyip keyiflerine keyif katmıyorlar?

"Ben otobanda otomobil sürmeye korkuyorum, otobanda herkes çok hızlı gidiyor! Benim için en güvenlisi, ara sokakları kullanarak evden işe, işten eve gitmek. Bunun hiç riski yok, ya da çok az.."

"Bir Kawasaki motorum var ki, Allah inandırsın, binmeye cesaret ister. Kullanması da çok zor. Envayi çeşit detayı var. Yani pek aklım basmıyor. Sürerken çevreyi de pek seyredemiyorum. En iyisi bir bisiklet almak. Hem çok güvenli, hem de öğrenmesi çok kolay. Üstelik sürerken insan çevreyi de seyredebiliyor..."

Daha devam edeyim mi?

Çok şükür ki, bütün Mac kullanıcıları aynı düşüncede değiller. Çünkü onların önüne çalıştığı firma Mac koymuş durumda. Kaçınılmaz olarak Mac kullanmak zorunda. Yani "ya bu deveyi güdeceksin, ya da...." meselesi. Bunun dışında kalanlar, yani "Abi bu Mac'in hastasıyım, hayranım ona " diyorsa, buna benim diyebileceğim maalesef hiiç bir şey yoktur. Bu durum, benim konumun dışındadır.

"Grafiker, neden donanım sorunlarıyla, sistem perfomansıyla uğraşsın ki?
Güzel bir soru. Ama başka bir soru, bunun cevabı olacak:

Koca bir holding'in yönetim binasına girdiniz. Herşey mükemmel. Hiçbir masraftan kaçınılmamış. Yönetim Kurulu başkanıyla görüşmek istiyorsunuz. Sizi sekreteri karşılıyor. Masasına bir göz gezdiriyorsunuz. O da nesi?
Bu bir PC!
Koskoca holding, koskoca sekreterine bir Mac'i çok mu görmüş? Bu sekreterini neden donanım sorunlarıyla, sistem sorunlarıyla virüslerle muhatap ediyor? Bu sekreter donanımdan anlamak zorunda mı? Mac'lerde Excel, Word, Powerpoint yok mu?
"Vaaaar!"
Belki de ciddi font sorunlarıyla mı boğuşuyor Pc'de?
"Yoook!"
Peki niye üç kuruş fazla verip bir Mac almıyorlar? Paraları mı yetmiyor bunların?
"Bilmeeem!"
Peki bizim konu başlığımız neydi? Hatırlıyor musun?
"Sahi neydi, 'sadece Mac'ler ile mi sırt kaşınır? 'diyordunuz?

Sevgili forumdaşlar, gördüğünüz gibi tamamen kopmuş durumdayız.
Geldiğimiz noktanın artık konu başlığı ile bir ilgisi maalesef kalmamıştır. Hatta bu sapmaya ben bile az da olsa katkıda bulunmuş olabilirim. Bütün yazıları okuyan bir forumdaşın, konu başlığını ben açtığım halde, "esas oğlan"ın ben olmadığımı görmüşlerdir. Hiç de istemediğim halde, üstelik bir "Windows hayranı" olmadığım halde sadece Mac'i eleştiren bir duruma düşmüş durumdayım.
Eleştirim yalnızca "Sadece Mac ile tasarım yapılır" diyenlere karşı idi. Asla böyle düşünmeyen, yani Mac kullanan, fakat Mac dışındaki bilgisayarlarla da mükemmel tasarım yapılır diyen tasarımcılar ezici çoğunluktadır kanımca. Bu, açıkça bir saygı meselesidir. Aklın yolu budur çünkü. Akıl yürütme bunu gerektirir. Fakat her akıl yürümez, bazıları hâlâ emekler..
Bunun dışında kalan sesi gür azınlık ise Mac hayranı olmanın getirdiği "aidiyet duygusu" duygusallığı içinde olmalı. Bunları da artık hoş görelim diyorum bu vakitten sonra. Az önce de işaret ettiğim gibi, bunun terapisi yok.

***

Melih Bey,

Aşağıdaki satırlar bana ait:

Belli ki, bu başlık altında yazdığım yazılarda, sürekli konu açma gerekçesini bir tanım olarak yazı girişinde tutmak gerekiyor. İnanın, artık bu tanımı sürekli yaparken artık sıkılıyorum, hatta inanmayacaksınız, utanıyorum.
Daha önce de dediğim gibi, bu başlık; "tasarım, yalnızca Mac ile yapılır" iddiasına karşı açılmıştır. Bir akl-ı selim sahibi olarak "Tabii ki tasarım, sadece Mac ile yapılmaz, başka bilgisayarlar ile de yapılır. Aslolan tasarımdır, yaratıcılıktır, fikirdir. Neden bu kadar üstünde duruyorsunuz?"
Diye sorduğunuzda, buna benim diyebileceğim hiçbir şey yoktur.

Sizinle hemfikiriz.

Ama böyle deyip, ne şiş yansın, ne kebap... mantığıyla hem tasarımcının bilgisayar markasından (ya da işletim sisteminden) bağımsız olduğunu söyleyerek, önemli olanın tasarım, tasarımcı, yaratıcılık, deneyim... vs. iddiasında iken, lafı dönüp dolaştırıp tekrar işi Mac üstünlüğüne (ya da PC) getiriyorsanız, bu vakitten sonra size;

Şişi de yakmışsın arkadaş, Kebabı da...

derler!




Tekrar söylediğim gibi, bazı konularda hiç kimseye
"sizinle hem fikiriz."
demekten asla çekinmem. Yanıldığım da olmuştur, ama herzaman doğruya doğru derim. Bence bu, önem verilmesi gereken bir erdemdir. Ama bu erdem herkeste aynı miktarda olmayabilir.

Aslında bu konuda, yani "sizinle hem fikiriz" sözümü algılarken ciddi bir yanılgıya düştünüz. Sizinle hem fikiriz derken, sizinle her konuda hemfikir olduğumu sandınız!
Öyle birşey yok. Hatta, yazımın devamında ne şiş yansın ne kebap... diye devam ettiğimde, hiç de hemfikir olmadığımı zaten anlamış olduğunuzu umuyordum..

Ama, Sayın Gürhan Erkal'a hitaben yazdığınız yazıda

".....Önemli olan hangi aleti, çalışmanızın hangi aşamasında ne şekilde kullanacağınızdır. Bunu da belirleyen aklınız, düşünce biçiminiz, sahip olduğunuz bilgi birikimi ve mantığınızdır. Bunlara sahip olamamış bir kişinin ne kullandığının benim için hiç bir anlamı ve önemi yoktur."

demişsiniz. Bu doğru. Bu doğruyu zaten ben de söylüyorum.

Ama tekrar ediyorum, konumuz,
"Yalnızca Mac ile tasarım yapılır" diyenlere karşı açılmış bir konuydu. Siz ise, az önce bold olarak aktardığım metni yazıyorsunuz..
Demek ki ben değil, bizzat siz benimle hemfikirsiniz! Sözüne pek değer verdiğiniz politikacınızın "gereksizlik" tanımının muhatabı ben değil sizsiniz..

Öte yandan, ben, genellikle bazı filozoflar, bilim adamları ve sanatçılardan kendime düsturlar edinmişimdir. Sizi bilemem. Politikacılara ise hep kuşkuyla bakmışımdır. Hiç de kendime politikacı lafından düstur edinmem. Bu yüzden, politikacılardan kendine düstur edinenlere tek bir lafım vardır:

Destur!

Üstelik sizin bu politikacınıza bir destur da Çanakkale'de denmişti. Bilmiyorsanız, bunu da siz araştırın. Sizin de söylediğiniz gibi bir grafiker, asgari bir genel kültür düzeyine sahip olmalı.

Ne diyeyim, siz kaşındınız.


Not:
Aslında bu not alanı da hem benim, hem de sizin sayenizde çığırından çıkmak üzere.
Ama paslı çivi lafınızı ben de çok tuttum. Tetanoz konusundaki uyarınız için de teşekkür ederim. Fakat ben tetanoza karşı aşılıyım.
Aslında, yeni bir fikir olarak yorumlanacak, kayda değer bir çiviyi gördüğümde, paslı olsa bile kafama önce ben çakarım. Hatta kafamda bu şekilde çaktığım, paslı, paslanmaz çelik, galvanize.... vs. binlerce çivi vardır. Kendimi, düşüncelerimi bunlara göre tartar, eleştirir, bunlara göre de sözümü söylerim.
Fakat gel gör ki, böyle bir şey herkes için geçerli olamaz. Çünkü bazı kafalar mermer gibidir. Bu kafalara paslısı hak getire, çelik çivi bile çakılmaz.

Böylelerinde ya çivi kırılır, ya da mermer...



Herkese esenlikler dileğiyle.

Tuncer ÖZKAN



Çok çok önemli bir not daha:
Daha önce de ve defalarca söylediğim gibi asla Mac kullanıcılarını küçümsemek gibi bir niyetim yok. Benim için her grafiker; makinesinden bağımsız tasarımcıdır. Sözlerimde küçümseyici bir ifade oluşuyorsa, herkese yürekten özürlerimi sunarım. Benim derdim Pc kullanarak tasarım yapanları küçümseyenler..
 
Kayıt
7 Temmuz 2008
Mesaj
208
Tepki
5
Selam,

Konuyu maddeler halinde mi ele almalı yoksa genel olarak mı değerlendirmeli diye düşünürken birden bir şey dikkatimi çekti. Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz işverenleri kendilerine yeni yöntemler üretmeye zorlamış. Önümüzdeki süreçte herhangi bir işyerinde sekreter olarak çalışan bir kişinin de grafik tasarımcı olarak görev yapmaya aday olması söz konusu. Herkese bu yeni gelişmeyi buradan açıklıyor olmanın üzüntüsünü mü yaşasam yoksa verilen örneklere gülüp geçsem mi ikilem içerisinde kaldım. Biz en iyisi ele aldığımız konuyu öncelikli olarak maddelendirerek giriş yapalım. Sonrasında gerek olursa maddeleri açar ilgili konunun derinliklerine ineriz. Şimdi gelelim ana başlıklara...

1- Birinci ve temel konu başlığımız ( Tuncer arkadaşımız konu başlığını kendisi belirlediği için bunu ele alıyorum ) Tasarım Yalnızca Mac ile mi Yapılır..? sorusu.
2- Bu konu başlığı altında yazılan ve sorulan " Genellikle, grafik tasarımın mac ile yapıldığı ile ilgili yaygın bir inanç vardır. " düşüncesi.
3- Yazının devam eden satırlarında, " Bir markaya atıfta bulunulması " durumu.
4- Yazının sonuna doğru gelindiğinde " Tasarımcılar için neden özellikle mac platformu önerilmektedir? " yaklaşımı.
5- Yazının sonunda da bir dilek, istek, talep " Birlikte görüşlerimizi geliştirelim " var.

Şu an karşımızda duran yazı ile beş, rakkam ile de doğal olarak 5 olan bu ana yaklaşıma çok derine inmeden, kökünü dalına çıkartmadan ya da diğer bir deyimle konuyu baş aşağı getirmeyecek bir şekilde ama bence önemli olan bu maddelere genel bir bakış açısı sunmaya başlayalım. Aslında buna benzer bazı durumlarda aklımın bir yerinde tahtına kurulmuş oturan, kendince hayatın keyfini süren, düşüncelerimin bir kısmını kendi tekelinde tutan, istedim halde bazen serbest bırakmayan hatta bu tür durumlarda kulağımın içerisinde gelip aklıma tiz sesiyle kendi cin fikirlerini fısıldayan benim haylaz lamba cinim şunu söylüyor.

- Pişt bilader, senin işin gücün yokmu..? Eğer yoksa ben sana iş vereyim de onunla uğraş. Bu adamlarla ne uğraşıyorsun. Bırak ne halleri varsa görsünler. Daha sorduğu sorunun mantıksal olarak ne anlama geldiğini kavrayamamış birisine neyi nasıl anlatabileceğini sanıyorsun..?

Bir an kulağımda yankılanan bu sözlere sesli olarak cevap veriyorum ve sonrasında etrafıma deli olmadığımı ifade eder bir tarzda ilgili durumu el kol hareketleriyle ifade etmeye çalışıyorum. Gerçi karşımdakilerin tuhaf bakışlarından kurtulamasam da en azından kendimce haklı gerekçelerimin olduğunu belirtmeye çalışan ifadelerimin doğru olduğunu düşünüyorum. Yaptıklarıma bakıp sonrasında benim için ne düşündüklerine de aslında çok fazla aldırmıyorum.

- İyi güzel söylüyorsun da şeker kardeşim. Bu tür yazılarla ortaya çıkan muhterem arkadaşlarımızın kendi mantıkları çerçevesinde yapmış olduğu açıklamaların etrafta konuyla uzaktan yakından ilgisi olan ya da olmayan kişilerce doğru olarak algılanması kadar tuhaf bir durum olamaz. Adına yanlış denen şey topluma basit anlatımlarla bir kerede işler, onu düzeltebilmek ise ayları, yılları hatta bütün bir yaşam süresini alır. Buna birisi kuyuya bir taş atar, etrafta bulunan kırk kişi onu çıkartamaz durumu da denebilir...

desem de kulağımda beni alaycı bir yaklaşımla dinleyen konuşmam bittiği anda kahkahalar atarak kulağımın içerisinde sırtüstü tepinen lamba cinimi bu açıklama ile ikna edebilmem mümkün olmadı. Bu benim kişisel durumum bu durum bu yazıyı okuyanları ilgilendirmiyor. Neyse konuyu dağıtmadan içerisine balıklama dalalım mı ne dersiniz..? Evet dalalım eminim heyecanlı olacak.

1- Cevap veriyorum; Yazıda belirtilen eğer grafik tasarımsa ki öyle olması gerekir yoksa endüstri tasarımının, mimari tasarımın konumuzla bu bağlamda direkt ilişkisi yok. O zaman grafik tasarımcının uygulama sürecinde birebir kullandığı ve adına bilgisayar denen aletin Macintosh veya Pc-Windows olmasının hiç bir anlamı ve önemi yok. İyi de önemli olan nedir derseniz, o zaman size şunu yazarım.

Önemli olan grafik tasarım sürecinde grafik tasarımcının aklı, bilgi birikimi, kişisel eğitim düzeyi, becerisi, deneyimi ve en önemlisi de yorumlama biçimidir. Gerisi bir dönem önemliydi ama gelinen süreçte artık eski önemini yitirdi. Artık temel sorun donanım değildir. Temel sorun grafik tasarımcının kendisidir. Tasarım sürecinde kullanılan aletlerin ne olduğu ve bunların ne şekilde kullanıldığı şu an tali bir sorun olarak karşımızda duruyor. Bunun yanında önümüzdeki süreçte ortaya çıkacak teknolojik gelişmelerle birlikte grafik tasarımcılar mouse ve klavyeden kurtulacaklar. İşte o süreçten sonra grafik tasarımcılar gerçek anlamda tasarımı bilgisayar ekranı üzerinde parmaklarıyla çizerek gerçekleştirecekler. Grafik tasarımcı gelinecek olan o süreçte gerçek anlamda tasarım gücünü ve yeteneğini gösterme fırsatını yakalamış olacak. Bu süreç çok uzakta değil biraz bekleyin geliyor. Önceki yazılarımdan birinde Macintosh bilgisayarın ne olduğunu, gelişim sürecini, yararlarını, kullanıcı ile arasında kurulan duygusal bağı, hastalıkta ve sağlıkta virüslerin etkisini, yazılımsal ve donanımsal olarak kullanıcıya yönelik sağladığı yararları belirtmiştim. Ortada at nalı gibi duran bir durumu yazıya dökünce bir arkadaşımız bu duruma hemen itiraz etti.

- Ayrımcılık yapıyorsunuz. Pc kullanan kişileri aşağılıyorsunuz. Vatandaşın yaptığı tasarımın iyi veya kötü olmasının kullandığı bilgisayarla ilgisi yoktur. İnsanlara tepeden bakmayın. Pc kullananlar kunta kinte midir. Hem bu adına Mac denen bilgisayarı dünyada kaç kişi kullanıyor ki…

şeklinde bir ton anlamsız söz. İyi de arkadaşım biz senin ya da bir başkasının kullandığı bilgisayara ve onun işletim sistemine eleştiri yaparsak o kişileri aşağılamış mı oluyoruz. Alınganlık düzeyiniz yerlerde sürünme noktasına gelecek kadar alınganlık katsayısı içeriyorsa buna bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Biz bugün bilgisayarın temel kavranış biçimini ve kullanılma şeklinin değişme sürecinde olduğundan söz ediyoruz Tuncer Özkan arkadaşımız kalkmış bize tarih öncesi tanımlamalarla karşılık veriyor. Eleştiriye kompleks yaklaşım normaldir ama taşınan komplekslerin yaklaşıma eklenmesi normal değildir. Komplekslerimizden arınalım konuya doğru yaklaşım biçimleri çerçevesinde yaklaşalım ki karşınızdaki kişi de sizi ciddiye alsın.

2- Cevap veriyorum; Tasarımın Macintosh bilgisayar ile yapıldığı izlenimini uyandıran bir yaklaşım gerçek anlamda sektörün taşlarının yerinde olduğu önceki dönemde vardı ama bugün gelinen noktada artık yok. Bugün herhangi bir grafik tasarımcı iş akış sürecinde ister Pc-Windows işletim sistemi yüklü bir bilgisayarda, ister Mac OSX işletim sistemi yüklü bir bilgisayarda, isterse ve kendine güveniyorsa eliyle tasarımı gerçekleştirir ve üzerine aldığı sorumluluk derecesi çerçevesinde işini yürütür. Ben hariç. Ben dün olduğu gibi bugün de Macintosh bilgisayar dışında herhangi bir bilgisayarla grafik tasarım yapmam. İyi de bu benim kişisel düşüncem. Bu düşüncem yanlış olabilir veya doğru olabilir bu kesinlikle beni bağlar. Benim dışımdaki kişileri ilgilendirmez. Ben kendim dışındaki grafik tasarımcılara öneri anlamında iş akış sürecinde Macintosh bilgisayar kullanılmasının yararları üzerine dakikalarca konuşabilir, sayfalar dolusu yazabilirim. Bu benim düşüncemi yaymak için kimseyi silah zoruyla Macintosh bilgisayar kullanmaya yönlendirmediğim sürece sorun yok. Ben mazoşist olmadığım düşüncesindeyim. Kendi kendime eziyet çektirmek yerine işin kolay yolunu seçiyorum. Bazıları zor yolunu seçebilir bu tümüyle kişisel bir yaklaşım biçimidir bunun inançla uzaktan yakından herhangi bir ilişkisi yok. Pratik yaklaşım, kolaycı yöntem oluşturma, becerilerin ortaya daha kolay çıkmasını sağlamak hepsi bu. Bunu eğer başka bir kişi Pc-Windows bilgisayarda gerçekleştirebiliyorsa ona da saygı duyarım o kadar.

3- Cevap veriyorum; Bir markaya atıfta bulunmak genellikle ve çoğunlukla ya reklam yolu ile olur ya da o markayı kullanan kişilerin memnuniyet derecesinin gönüllü yansıması şeklinde gerçekleşir. Marka ürün eğer kullanıcısının isteklerine olumlu yönde karşılık veriyor ve en önemlisi bu karşılık kullanıcıyı memnun ediyorsa marka ve kullanıcı arasında sözle belirtilebilecek ama his olarak tanımlanamayacak bir yakınlık oluşur. İyi de;

- İnsan markaya ne tür bir bağlayıcı his duyar..? Bunun kullanıcıya ne tür yararı olur ki..?

şeklinde bir soru yöneltilebilir. Nedeni çok basit. Kullanıcı eğer sözü geçen markada müşteri memnuniyetini yakalamaşsa bu kişi bir süre sonra elde ettiği memnuniyet derecesini yakınlarıyla paylaşmak ihtiyacı duyar. Bu da doğaldır. Peki ne yapar..? Çok basit, markaya atıfta bulunma yöntemiyle ilgili markayı yakınlarına önermeye başlar. Günlük yaşamda en basit anlatımıyla çevremizdeki kişileri bu anlamda yönlendirmiyor muyuz..?

- Hayır… Ben yönlendirmem. Yönlendireni de sevmem. Hem yönlendirmek te neymiş onun aklı yok mu..?

derseniz işte o zaman ben de size kısa geçmişinize dönüp bakın ondan sonra cevap verin deme hakkına sahip olurum. Üstelik bu bisküvit gibi, cola gibi, giysi gibi basit günlük gereçlerle bile örneklendirilebilir. Şimdi bu tür basit markalarda bile yönlendirme noktasında karşımızdakini bağlayıcı yaklaşım izliyorsak adına bilgisayar denen ve cebimizden birkaç bin TL'nin çıkacağı bir alet için neden yönlendirme yapmayalım veya ona dair atıfta bulunmayalım. Bunun mantıksızlığı veya anlamsızlığı nerede..? Konuya biraz grift yaklaşalım. Basit günlük ağızlar kullanmayalım. Biz herşeyden önce toplumun eğitim aldığını iddia eden belirli bir kesimine mensup kişileriz. Köylü Mehmet ağa yaklaşımı izlemeyelim. Köylü Mehmet ağa kötü müdür..? Elbette değildir ama basit düşünür, yeri geldiğinde çıkarcı yaklaşım izler, konunun bütününü göremediği için sarfettiği sözler ya anlamsız ya da yersiz olur ve çoğu zaman gülünç duruma düşer. Peki köylü Mehmet ağa bilgisayar kullanır mı..? Bunun konumuzla herhangi bir ilişkisi yok ama yine de cevap vereyim. Kullansa ne olur, kullanmasa ne..? Ben grafik tasarımcıyım kardeşim benim düşünce biçimim, yaklaşım şeklim, olaylara bakış açım ve değerlendirme yöntemim başka onunki başka. Bakın bu arada sekreter olanların Mac mi Pc-Windows mu sorunu yok. Çünkü bu adı geçen konuyla uzaktan yakından herhangi bir ilişkisi yok. Elmalarla armutlar aynı kategorik grup içerisinde ele alınır ama iş özele indiğinde birbirleriyle karıştırılmazlar. Siz de siz olun grafik tasarımcı ile sekreteri veya holding patronunu terazinin aynı kefesine koymayın ki cehaletin " Cöö " dediği noktaya gelmeyelim.

Marka bağımlılığı yararlı mıdır..? türünden bir soru sorulmasının yeri ayrıdır. Yeri gelir yararlı olur, yeri gelir kişiye veya topluma zararı dokunur. Zararı kısa sürede farkedilir ve bağımlılık yerini bir başka bağımlılığa terk eder.

4- Cevap veriyorum; Tasarımcılar için özellikle Mac Platformunu gördüğüm kadarıyla öneren yok. Bu arada adı geçen Mac platformundan kasıt donanım mıdır yoksa yazılım mıdır bu da muğlak. Eğer donanımsa işte bu tam bir komedi olur ki uzun bir süredir zaten farklı markalar arasında donanım anlamında genel anlamda herhangi bir ayrım kalmadı. Bugün eğer yanlış bilmiyorsam sektöre mikroişlemci üreten iki firma var. Birisi Intel, diğeri AMD. Apple Bilgisayar firması da bundan bir süre önce aldığı kararla mikroişlemci seçimini Intel olarak belirledi. Bu kötü müdür yoksa iyi midir ayrı konu. Oturmuşlar, konuşmuşlar ve anlaşmışlar. Anlaşma sürecinde özellikle Türkiye'de Intel'e geçiş kararına neredeyse ilk karşı çıkanlardan birisi bendim. Bu geçişin adına eko-sistem denen düşünceyle taban tabana zıt olduğunu ve Apple'ın alacağı bu kararla donanım olarak kendisini baltalayacağını tüm yazışmalarımda özellikle belirttim. Bugün ortaya o dönem yaptığım öngörü çıktı. Apple bu anlamda kendisini baltaladı kazanan tüketiciler oldu. Bu sektöre dün girmedim. Uzun yıllardır aklımı ve bilgisayarı kullanıyorum. Uzun yıllar sonra ilk kez kullanıcılar yarı fiyatına Macintosh işletim sisteminin yüklü olduğu bir bilgisayarı artık kullanıyorlar. Platformlar arası yakınlaşma hatta benzeşme veya tıpatıplaşma da diyebileceğimiz bu durumu gerçekleştirmek için kolları sıvadık. Ortaya ne mi çıktı..? Pc-Windows işletim sistemi için üretilmiş bilgisayar üzerine Mac OSX yükleyip bir de bunu yarı fiyatına mal edip ortalarda göğsümüzü gere gere dolaşmak. Biz bu projeyi Türkiye'de başardık. Adı üzerinde bu bir proje. Bu proje bugün dünya üzerinde hatırı sayılır kullanıcının oluşturduğu bir paylaşım sitesinden dün olduğu gibi bugün de yürütülüyor. Biz ise yıllar önce öngördüğümüz bir durumu gerçekleştirmenin haklı gururunu taşıyoruz. Bunu bugün Türkiye'de bizden başka herhangi bir kişi gerçekleştirmiyor olsa bile bu durum bizim için hiç bir anlam oluşturmaz. Biz bunu öngördük, araştırdık ve gerçekleştirdik. Önemli olan bu.

Biz şimdi bir süredir uygun donanıma sahip herhangi bir bilgisayar üzerine Mac OSX işletim sistemi yüklendiğinde bu bilgisayarın Macintosh olarak çalışabileceğini ve adına platform denen şeyin artık donanım değil işletim sistemini içeren yazılım olduğunu söylüyoruz. Bir bilgisayar için gerekli olan tüm parçalar bugün neredeyse tek bir ülkede ( Çin ) üretiliyor. Piyasada satılan bu parçalardan sistem için uygun olanları satın alırsınız evinizde oturup hobi bağlamında kendinize bir bilgisayar üretebilirsiniz. Hatta tümünü bir kerede alamıyorsanız her ay bir parçasını alır yine üretirsiniz. Doğru mu..? Doğru. Adına Mac Platformu denen şey donanımsal olarak benim düşüncemde artık bu. Sahip olduğu bilgisayarı bu şekilde kullanmaya günüllü olanların neler yaptığını www.osx86project.org sitesine girme zahmetine katlananlar kendi gözleriyle görebilirler. Öyle sallamayla olmuyor bu işler. İster kabul edilsin isterse de edilmesin ama işletim sistemleri arasında fark önümüzdeki süreçte de olacak. Ama bu fark kullanıcıların yönlenmesi üzerinde birinci dereceden etki yapar mı konusu tümüyle kullanıcıların kişisel tercihleridir. Bu noktada hiç kimsenin olduğu gibi benim de tüketicilere baskı yapma hakkım yok. Öneririm fakat baskı yapmam. Kişi ister Pc-windows işletim sistemi yüklü bir bilgisayarda tasarımlarını hazırlar isterse de Mac OSX yüklü bir bilgisayarda isterse de bizim üçüncü yol olarak bugün gerçekleştirdiğimiz şekilde. Bu tümüyle tüketici ya da kullanıcı olan kişinin kişisel tasarrufudur. Bu düşüncemi konunun başından bu yana üzerine basa basa anlatıyorum. Bundan sonra artık anlayanlar şu tarafa, anlamayanlar bu tarafa ayrılsın demek gerekiyor. Anlayanlarla bağlantılı konularda sohbet etmeye devam eder anlamayanları ise kendileriyle baş başa bırakır yolumuza devam ederiz.

5- Cevap veriyorum; " Birlikte görüşlerimizi geliştirelim " sözü bu yazının bence en can alıcı noktası olmuş. İyi de geliştiremiyoruz. Şimdi ne yapmak gerekiyor..? Geliştirelim sözünü yazan arkadaşımız gelişmeyi ne olarak algılamış ya da gelişmeden ne anlıyor bu önemli. Kendisine;

- Biz bu senin sözünü ettiğin noktayı aştık, ilgili durumun çıtasını bir kaç metre yukarı taşıdık…

diyoruz arkadaş bize " Hiç kimsenin de pek iplediği yok.. Herkes aynı şekilde devam ediyor. " şeklinde bir cevap veriyor. İyi de güzel kardeşim biz bu işin ticaretini yapmıyoruz ki ipleyen varmı durumuna bakalım. Dünyada kaç kişinin bu tür bir yöntemi benimsediğinin çetelesini tutalım. Az önce ne yazdım " Bu bir proje " merak eden linkini verdiğim siteye girer gelişmenin hangi noktaya geldiğini gözleriyle görür. Biz düşünce geliştirme noktasında bir aşama kaydettiğimizi belirtiyoruz arkadaş bize,

- Zeki Müren de bizi görecek mi..?

türünden bir soru soruyor. Sekreterden örnek veriyor, kawasaki motorunun yaptığı hızdan korkan, otobanda otomobil kullanmak yerine ara sokaklarda güvenli seyire atıfta bulunan, holding çalışanlarının ve yöneticilerinin akıl ve zeka durumlarından dem vuran, konuyu bisiklet kullanmaya kadar indiren bir bakış açısı ve yaklaşım biçimi sunuyor. Güzel kardeşim, siz değil misiniz ki " gürüşlerimizi geliştirelim " diyen. Buyrun biz geliştirmeye yönelik olarak yaptıklarımızdan ve bundan sonraki süreçte gelinecek noktanın ne olacağından söz ediyoruz. İş hangi bilgisayar türünün kullanılacağından çıktı kağnı kullanmanın erdemine varmaya başladı. Kara sabana ne zaman sıra gelecek merak ediyorum. Hatta ilgili durum Çanakkale'ye kadar uzandı. Konu bu noktadan sonra çok farklı yerlere gider. İsterseniz bir konu başlığını da bu düşünce çerçevesinde açın o zaman size kimin kime ne dediği zaman diğerinin ne olacağının açıklamasını yapayım.

Konuyu açan kişi sizsiniz, konuya dair düşüncelerin ve sizin tanımlamanızla görüşlerin geliştirilmesini isteyen de sizsiniz. Ne zaman ki düşünceler gelişmeye başlıyor ilk yan çizen de yine sizsiniz. Bu nasıl bir bakış açısı, nasıl bir düşünce biçimi, nasıl bir yaklaşım şekli. Bu yaklaşım şekli emekli oldu dediniz tutmadı, bu düşünceye sahip olan kişiler kimin avukatı, kimden para alıyor dediniz kimse yutmadı. Yahu bu bilgisayarı zaten dünyada kaç kişi kullanıyor dediniz ( sanki kullanıcı sayısı önemliymiş gibi ) olmadı. Kişisel görüşlerin geliştirilme yöntemi sizce bu mu..? İnsanların ufkunu açmak yerine bir dönem Macintosh kullanıcılarının yaptığı gibi şu an siz de aynı küçümseme yöntemini kullanıyor ama ilgili bu durumu üzerinize almıyorsunuz. Ondan sonra da,

- Sekreter kullanıyor mu..?

tanımlamaya bakın. Sekreter kim..? Konumuzla ne ilişkisi var..? Bu tür basit örnekleri bir araya getirmek için mi bu kadar zaman beklediniz..? Oysa ki ben bu yazıyı bir iki saat içinde yazdım. Geçen süreye baktığımızda daha tutarlı ve nitelikli örnekler sunmanız gerekiyordu. Ben sizinle aynı düşüncede olmak ya da olmamak üzerine bir yazım bütünlüğü oluşturmuyorum. Hatta bu yazıyı yalnız size de yazmıyorum. Bu yazıyı okuma isteğini gösteren herkes için yazıyorum. Arada sizi örneklemem konu bütünlüğünden sapmamaktır o kadar. Siz bir anlamda konuya kusura bakmayın ama garnitür oluyorsunuz. Ne demişti ünlü bir düşünür.

- Düşünüyorum öyleyse varım…

Gerçi bu düşünce bence tam olarak doğru değil ama konu siz olduğunuz için belirtme gereği duydum siz de biraz düşünerek yazın ki varlığınızın bir anlamı olsun. Oysa ki insan var olduğu için düşünür, düşündüğü için var olmaz. Hadi bunu da bir kenara koyalım varlık nedenini düşünceyle sınırlayalım. Geliştirilebilen düşünce var olur. Yerinde sayan basit örneklemeler etrafında kendisine yandaş arama eğiliminde ve telaşında olan düşünce bir süre sonra yok olmaya mahkumdur. Önce ayaklarınız sağlam bir şekilde yere basacak sonra kendinize yandaş aramak için çalışmalar başlayacak. Adına yer çekimi denen şey insanların ayakları üzerinde durmasını sağlayan bir etmen değildir. Bazıları kafalarının üzerine de durabilirler. Sizinki biraz öyle oluyor ne yazık ki. Sahip olduğunuz disturunuza bu bağlamda yaklaşırsanız sözünü ettiğiniz desturlardan da uzak durmuş olursunuz.

Son söz, aklı başında olan hiç bir Pc-windows kullanıcısı bu güne kadar bu alanda küçümsenmedi. Bir kez daha yineliyorum kimsenin bu tür bir derdi de yok. Görüşlerimizi geliştirelim, düşüncelerimizi paylaşalım türünden yaklaşımlarla konuyu açan kişi belki unutmuş olabilirsiniz ama sizsiniz. Biz de bu başlık altında geliştirmeye ve paylaşmaya dün olduğu gibi bugün de devam ediyoruz. Geliştirici düşüncenin özrü olmaz. Adına özür denen şey gelişmeye, ilerlemeye, farklı bakış açıları sunmaya, bilgi-birikim aktarmaya değil tüm bunların aksini yapmaya eğilimli olanların aklına gelenleri yazdıktan sonra son satırlara eklediği bir oportünist yaklaşım biçimidir. Ortada gözle görülen gerçekler algıda eksiklik yaratıyorsa bu algılatanın değil algılayamayanın sorunudur. Mesleğini grafik tasarımcı olmak üzerine biçimlendirmiş kişilerin algılama eksikliğine sahip olmaya da hakları yoktur.

Saygılar...
 

Erkan Nehir

Grafik Tasarımcı & Ressam
Uzman Üye
Kayıt
10 Ocak 2010
Mesaj
2.523
Tepki
53
@GürhanErkal
Portfolyomu inceleyiniz...
PC ve Corel Draw kullanıyorum...
Grafik tasarım mesleğinde, tasarım programdan çıkmaz.
Beyinden çıkar...

Birkaç örnek. Tamamen Corel Draw...




*Lord of the rings logosu http://www.clicknlearn.com/Products/Effectseries.htm sitesinden alıntıdır. Diğer çalışmalar bana aittir.
 
Yukarı Alt