@Serkan Baysal
Serkan beycim,
Bu mesleği kurtaracak insanların kuyusu kazılıyor, tarafsız kalınıyor.
Buna ne demeli?
Esrar adlı üyeye yazdığım cevabı bir daha birdaha okuyunuz... Satır aralarında çok şey var.
Susanlar, boşuna susmuyor.
Dilsizler zulme ortak olanlardır.
Her kavim müstehak olduğu (hak ettiği-layık olduğu) şekilde yönetilir.
Size bir Ekrem hikayesi anlatayım;
Ekrem adında bir elektrik ustası vardı.
-Abi dedi... Baktım inşaatlarda elektrik kablosu döşemekten canım çıkıyor. Bir arkadaş dedi, bilgisayar kullanmayı öğren, hem iyi kazanırsın, hem oturduğun yerde çalışır rahat edersin. Ben de grafiker oldum abi. Dediği çıktı, duacıyım ona.
-Ekrem; tasarım eğitimi aldın mı?
-Yok be abi, ona buna sorarak kurcalayarak makineyi öğrendik abi.
-Ekrem makine kullanmayı demiyorum, tasarımı biliyon mu?
-Bilmem mi abi, bu broşürleri, katalogları, bu logoları kim yaptı? Hepsini ben !
-Ama bunlar kötü Ekrem !
-Kötü olsa müşteri beğenir mi, sen de amma eleştiriyon ha...
Ekremin hikayesi bu !
Ekrem bana engel oldu. Ekmeğimi aldı, yerime geçti. İstanbuldan başka bir şehire art direktör olarak gidiyordum, matbaacı bir patron davet etmişti, yanına mac operatörünü de al dedi. Ben önce Ekremi yolladım. 1 ay sonra ben gittim, baktım ki, en güzel köşeyi Ekrem kapmış, patronun tavrı değişik. 1 ay dayanabildim, eşyaları kamyonla tekrar İstanbula taşıdım. Çoğu yolda kırıldı.
Ekrem orada 1 yıl kaldı, sonra Istanbula döndü. Araba almış, bozuk dişlerini yaptırmış... vs. Ekremin İstanbula dönüşünden 1 yıl sonra o matbaacı beni buldu, Ekrem için demediğini bırakmadı, "Ekrem TASARIMCI değilmiş, senin eline su dökemezmiş" dedi. Ne oldu? Bilgisiz patron, tasarımcı olmayan bilgisayar amelesini tasarımcı sandı.
Eğer yaptıkları;
tasarımın ULUSLARARASI NORMlarına uyarsa Ekrem tasarımcıdır. Değilse ameledir.
Ameliyat yapıyorsa doktordur, yapamıyorsa hastabakıcıdır. Bu kadar basit !
Photoshopta baklava kutusunu çiziyor, üzerine fil basmış gibi kutunun kapağı dar, tabanı geniş çiziyor.Kutu basınçtan yayvanlaşmış gibi çiziyor. Üzerine basılıp da kol ve bacaklarını şak diye açmış kurbağa gibi olmuş kutular.
Sabahtan akşama kadar bir logo yapamıyor ama ver 32 sayfa katalogu 4 saatte atsın. Amele işte, tasarımcı değil. Her sayfa, diğerinin benzeri... Ekrem tam bir sayfa sekreteri, ama grafiker değil, tasarımcı filan hiç değil...
Freehand'de dikdörtgen çizmekten aciz, tasarımcı diye kart bastırıyor. Ha, bunlar devam etsin isteniyorsa o başka. Ben bunları yazınca Ekrem güceniyorsa, yazmayınca da ben güceniyorum, n'olacak şimdi?
Ekrem benim ekmeğime engel oldu ve yüzbinlerce Ekrem gerçek tasarımcının ekmeğine engel oluyor. Burada Ekrem gibilere mi acıyıp koruyacağız, gerçek tasarımcıları mı?
Bu soruya verilecek cevap, meseleye bakış açısını gösterecektir.
Ekrem düşmanım değildir, ama Ekremi bana düşman eden sistem benim düşmanımdır. Amaç bataklığı kurutmak olmalıdır. Ama özelde Ekrem benim ekmeğimi almıştır.
Ekremi sokakta görsem yine tokalaşır, öpüşürüz. Ekrem burada tipik bir örnek olduğu için konuya dahil edilmiştir. (Başka türlü anlatsak anlamayanlar olabilir diye.)
Ekremde yetenek yoktur, ama bu işi bırakmamıştır, aksine; devam ettirmekte ve grafik tasarımcı olarak hizmet vermektedir. İşleri de iyidir. (işleri iyi ise demek ki yetenekli tasarımcıymış gibi bir sonuca da ulaşılabilinir elbet. Bu da neye nasıl bakıldığını gösterir) Ekremin bu işte devam etmesi onun yeteneğini filan değil, müşterinin cahilliğini ve seviyesini gösterir.
Tasarım seçkin toplumlarda seçkin müşteriler için seçkin sanatçılar tarafından yapılır. Bir tasarım iyi ise önce müşterisini tebrik ediniz, kötü müşteriye iyi tasarım yapılmaz.
Bu yüzden Batılı grafikçilerin eserlerini takdirle ve hayranlıkla izleriz, Ekremin yamuk kutularını değil ! Ekremin yamuk kutularına yamuk müşteri para öder. Yamuk patronlar da doğru tasarımcı diye işe kabul edip, neredeyse onu art direktör ilan eder.
Soğandan başka yiyecek görmeyen, zengin olunca soğanın cücüğünü yemek istermiş, en değerli yiyecek orasıdır diye.
Grafik tasarımın ne olduğunu bilmeyenler yada gerçek tasarımcıya para ödemek istemeyenler Ekremleri üretmekte ve türetmektedir. Ve beslemektedir. Ayrıca Ekremler sayesinde BESLENMEKTEDİR...!
Kusur cehalettedir.Cehaletin grafik sanatına egemen olmasındadır.
Bu sistem değişmeli yeni Ekremler yetişmemeli, elmaya armut, hıyara kabak denmemelidir. Tarlada domateslar ayrı, hıyarlar ayrı, kabaklar ayrı yere ekilmeli, ayrı yerde toplanmalı, ayrı sandıklarda pazarlanmalıdır.
İkisi de birbirine benziyor diye hıyarla kabağı karıştırmamalıyız. Hıyarın dolması olmaz, kabağın da salatası olmaz.
Hıyar hıyar olarak kullanılmalı ve tüketilmeli, kabak da kabak olarak.
O zaman lezzet verirler.
Burada suç hıyarın veya kabağın değil, hıyarı kabaksın diye kandırıp, tüketicilere de kabak diye sokuşturanlardadır.
Şimdi ya bütün sebzelerin birleşme vaktidir diyeceğiz, ya da bunlardan bir cacık olmaz deyip vaz geçeceğiz.