Selam,
Sayın Sabri Varol'un adobeegitim.com sitesinde bulunduğu dönemde hatta ondan da önce o sitede bulunmuş ve yazdıkları karşısında kişisel düşüncelerimi belirtmiş bir kişi olarak 2006 yılı yaz döneminde yazdığı yazılarından birinin buraya taşınmasını ilginç ve anlamlı bulduğumu söyleyerek başlamak istiyorum.
2006 yılı Ağustos ayında yine kendisinin açtığı ve dinodream sitesinde daha öncesinde tartışılıp sonuca varılmayan hatta büyük tartışmaların yaşandığını gözlemleyip gülüp geçtiğim,
- Okullu olmayan kişiye grafik tasarımcı denir mi..?
başlığı altındaki yazıyı tutup adobeegitim sitesine taşıması ve bu çerçevede bir tartışma ortamı oluşturma çabası sonrasında kendisine yazdığım bir yazı ve bu yazı içerisinde sorduğum sorulardan rahatsız olmuştu. Karşılıklı bir iki mesajlaşma sonrasında kafasındaki ikircikli düşünceyi sorgulamaya başladığımı farkedip yazışmayı kesmiş ve sitenin o dönem yönetiminde olan kişilere beni şikayet etmişti. Tuhaf yaklaşım biçimlerine sahip ilginç bir kişiliktir. Şimdi yine görüyorum ki aynı ikircikli düşünce biçimi bu siteye de bir şekilde taşınmış. Kendisinin yazdığı bu yazı sonrasında şu an yazacaklarımı bakalım kime şikayet edecek ve ne sonuç alacak merak konusudur.
Tüm bunlara karşın ben yine de bu yazıya o dönem cevap verdiğimi hatırlamıyorum ama vermediysem de bu dönem vermiş olayım. Konuya şu meşhur "
Baykuş" logosundan girmek sanırım hem eski adıyla akademi yeni adıyla fakültemizin veya genel tanımlamasıyla üniversitemizin bu logoyu benimsemesindeki temel yaklaşım biçimini yansıtmaya çalışayım.
Adına Baykuş denen kuş ülkemizde ne işe yaradığı anlaşılamamasına karşın nedense bir türlü sevilmez. Oysa ki kuşlar familyasının gece yırtıcıları bölümüne ait bu kuşumuz yunan mitolojisinin neredeyse temel taşıdır. Baykuş yunan mitolojisinde zeka, sanat, strateji, savaş ve barışın tanrıçası Athena'nın birincil sembolüdür. Baykuş bilgeliği, mızrak savaşı ve zeytin dalı da barışı temsil eder.
Neymiş, bizde genellikle ve çoğunlukla uğursuz olarak kabul edilen baykuş yunan mitolojisinin bilgelik timsaliymiş. Bunun dışında kuşlar arasında rengi görebilen tek canlı olması açısından da ilginç bir özelliğe sahiptir. Yunan mitolojisinde aklın, zekanın, bilgeliğin ve sanatın temsilcisi baykuş bize gelince birden damdaki bacaya tüneyen felaket tellalı uğursuzun biri oluvermiş. Karşımıza çıkan duruma neden sonuç ilişkisi içerisinde bakma becerisine sahip olamayan insanımız aklı ön plana çıkartan, bilgiye değer veren her şeyi baykuş örneğinde olduğu gibi yararsız hatta uğursuz ilan eder ve kendisini ilgili durumdan bir güzel sıyırır. Kısaca neymiş, ilgili durumu kendi çıkarına yontamayan kişi karşısındakini uğursuz ilan edermiş. Neyi mi..? Baykuşu...
Bu noktadan hareketle grafik tasarımcı olmanın temel çıkış noktasının sanatsal ve teknik bilgi, öngörülebilir ve geliştirilebilir beceri ve deneyim bütünlüğü olduğunu algılayamayan ve bunların arasında doğru mantıksal bağlantıyı kuramayan, tutarlı yaklaşım biçimini yakalayamayan kişilerin bakış açısı da doğal olarak usta çırak ilişkisi ve batıda loncalık, doğuda ahilik sisteminin bugün bile vazgeçilmez bir eğitimsel süreç olduğuna vurgu yapar. Bu konuda hızını alamayanlar ise vurgu yapmanın da ötesine geçip bunun bir zorunluluk olduğunu bozuk plak gibi tekrarlayıp dururlar.
Oysa ki gerek genel olarak gerekse de sektörel olarak bilgi edinmenin veya bilgiye ulaşmanın temel dayanak noktası çağdaş sistematik bir eğitim sürecidir. Bu süreç içerisinde etkin olan kişilere usta değil bilgi aktarıcı ya da öğretici denir. Bu bilginin edinildiği yere de öğrenim alanı tanımlaması yapılır. Çağdaş bilginin edinildiği yerler ise spesifik bilgilendirme ve yöntem edindirme alanları olan üniversitelerdir. Adına üniversite denen kurumun kapısından içeri girildiğinde herşeyin bir çırpıda öğrenileceği ya da daha doğru bir tanımlama ile kazanım olarak edinilebileceği kurumlar değildir. Kişi seçtiği veya seçmek zorunda kaldığı alanda spesifik bilgi düzeyine erişmek amacıyla üniversiteye gitmelidir. Bu anlamda öğrenim sürecinde etkin rolü üstlenmiş kişilere usta değil öğretici, karşı taraftaki kişiye de çırak değil öğrenici denir.
Günümüzde grafik tasarımcı mesleğini içeren sanatsal konularda olması gereken düzeyde bilgiyi edinmiş olarak sektördeki yerini almak zorundadır. Renk uzayının ne anlama geldiğini bilmeyen, tasarımı doğru bir denge üzerine oturtmanın orantı, görsel hiyerarşi, görsel devamlılık, bütünlük ve vurgulama ile sağlanacağından habersiz bir grafik tasarımcının üstüne bir de bilgisayar program bilgisinin de olmadığı düşünüldüğünde bu kişinin kime, ne şekilde ve hangi yöntemle iş yaptıracağı ya da grafik tasarımı oluşturacağını düşünmek bile abestir. Reklam ajanslarında veya herhangi bir atölyede bu tür şahısların kendisine çalışma ortamı bulabileceğini varsaymak ise hayalciliğin ta kendisidir. İnsan için aslolan üretmektir. Üretmeyen, üretemeyen kişiye de grafik tasarımcı denemez.
Grafik tasarımcının temel dayanak noktası bilgidir. Dünyaya bakışında, sektöre yaklaşımında, insan ilişkilerinde ve en önemlisi de sanatsal çalışmalarında temel dayanak noktasının mutlaka bilgi olduğunu ve bu bilgiyi edinmek için gündüzünü gecesine katması gerektiğini hiç bir zaman aklından çıkarmamalıdır. Günümüzde bilgiye erişmenin önceki yıllarda olduğundan daha kolay olması da bu anlamda bilgi sürecinin kesintiye uğramadan süre gitmesinde grafik tasarımcıya önemli bir katkı sağlayacaktır.
İçerisinde yaşadığı toplumun ekonomik sisteminin ne olduğundan başlayarak, siyasal ve sosyal ilişkilere, felsefi, ahlaki, mantıksal bakış açıları ve düşünce biçimlerinin neredeyse tümüne kadar başlangıçta en azından genel bir bilgi birikimini yaratmasının hem kendisi hem de üretim sürecinde insan ilişkilierinde birincil koşul olduğunu aklından çıkarmamalıdır. Bulunduğu toplumun içerisinde yaşayan ama bulunduğu toplumun sürekli önünde olma noktasında düşünce ve davranış biçimini özümsemiş bir grafik tasarımcı yaşamsal beklentilerini, sosyal kazanımlarına dönüştürebilen nitelikli bir sanatçı olma yolunda önemli bir adım atmış demektir.
Grafik tasarımcı toplumsal yaşamın içerisinde her şeyden önce bir bireydir. Bireysel bakış açısını toplumun hang kademesinde olması gerektiğini bilinçli olarak seçme ve bu noktadan hareketle yolunu çizme kararlılığında olmalıdır. Grafik tasarımcı avam değil elit düşünce biçimini sanatsal düşüncesi ve bakış açısıyla sağlamlaştırabildiği oranda olması gereken noktaya ulaşır. Sıradan insanların bakış açısına sahip bir grafik tasarımcının sıradışı etkinlik oluşturabileceğini ve çarpıcı tasarımlara imza atacağını düşünmek deyim yerindeyse ahmaklıktır.
Grafik tasarımcı yeri geldiği zaman ayakları yerden kesilip uçabilen, yeri geldiğinde de mantıksal bütünlük içerisinde yere sağlam basabilme becerisini gösterebilen bir kişi olmalıdır. Yere sağlam basmak kişiyi diğerleriyle aynı kefeye koymak olarak algılanmamalıdır. Yaşamının neredeyse tamamını mesleğine ve sanatsal gelişimine ayırması neredeyse zorunluluk olan bir meslek dalında çalışma yürüttüğümüz düşünüldüğünde teknolojik, sosyolojik, ekonomik ve sektörel gelişmelerin tümüne yatkın olması en önemlisi de bu gelişmeleri gönüllü olarak takip etmesi vazgeçilmez bir gerekliliktir.
Bu anlamda Sayın Sabri Varol'un bu yazısının bazı bölümlerine düşünce olarak katılıyor olmama karşın içerisine düştüğü ikircikli bakış açısını red ediyorum. Bir yanda kişilerin bireysel olarak her tür özgür bakış açısı ve yaklaşım biçimini desteklerken hatta bu noktada individualizmi gelinen noktada örneklerken diğer yandan usta çırak ilişkisi adı altında geçmişin günümüzde geçerliliğini yitirmiş üretim ilişkilerine atıfta bulunuyor. Bu vatandaşın içerisine düştüğü çelişkinin ta kendisidir. İçerisine düştüğü düşünce karmaşasının ve gelgitlerin nedenlerini anlayabiliyorum ama kabullenmiyorum. Kapitalist sistemin düşünce yapıları ile feodal dönemden kalma artık düşünce sistemini birbiri içerisine harmanlayıp sonra bir de bunu bilgi aktarımının temeli yapmayı kesinlikle kabullenmem mümkün olamaz.
Bir kişinin düşüncesine karşı çıkmak veya onun düşüncelerini desteklemek o kişinin düşünce yapısını tümüyle destekliyor olmak anlamına gelmez. Bu bağlamda bu yazıyı yazan kişinin düşüncelerinin genel doğrular kısmına katılmama karşın ayrıntılara ve yöntem sunma şekline karşıyım. Günümüzde öğrenim ve bilgi aktarımının usta çırak ilişkisi mantığına indirgenmesi kadar anlamsız ve saçma bir düşünce olamaz. Temel düşünce öğrenici konumundaki kişinin kendi ayakları üzerine dikilmesine ve sağlam temeller üzerinde yükselmesine kişisel katkı sağlamak olmalıdır. Yoksa kişiyi birilerine bağımlı kılmak değil.
Bu ve bu düşünceye sahip kişilerin genel yaklaşım biçimi genelde insanları özelde de grafik tasarımcıları kendi güdümü altında tutmak amaçlıdır. Gelişimi ve bilgi birikimini bağımlılıkla eşdeğer olarak görmek bu arkadaşların kişisel kaygılarını bu anlamda gün yüzüne çıkarma çabalarının bu ve benzer konuları yansımasıdır. Üretim sürecinde etkin rol üstlenmesi anlamında grafik tasarımcının felsefe, sosyoloji, mantık, psikoloji ve genel anlamda insana dair her tür bilim dalından en azından bir tutam bilgi sahibi olması ve tüm bunları sanatsal birikim sürecinde edindiği bilgi birikimiyle birbirinin içerisine yedirmesi ve ortaya tropik meyvelerle süslenmiş bir kişinin ortaya çıkartması kadar doğal ne olabilir.
Hangi sistem içerisinde, ne tür müşteri kitlesine hitap ettiğinizi, hangi sanatsal bakış açılarına sahip olduğunuzu ve bunların tümünün doğrulanacağı bir turnusol kağıdına sahip olmanız gerektiğini bilgi birikiminiz, deneyiminiz ve yorumlama biçiminizle ele almanız sonuçta kimseye boyun eğmeden bildiğiniz yolda yürümeniz bir grafik tasarımcı için olmazların birinci kuralıdır. Bu kuralı dikkate alıp benim ve bu tür kişilerin doğru olarak algıladığınız düşünce biçimlerini bilgi naznenize katıp diğerlerini çöpe atmayı becerdiğiniz oranda genelde sanatçılık özelde ise grafik tasarımcılık yolunda önemli adımlar atmış olacaksınız.
Saygılar...
Not: Bu yazının yayınlandığı sitenin son durumunu merak edenler,
http://groups.adobe.com/group/614
bu linki tıklayıp sitenin geldiği son noktayı görebilirler. Bu ve benzer tartışma ortamlarının bir dönem oldukça sık yaşandığı o site bugün adobe otelinin 614 nolu boş odası durumundadır.