Grafik Tasarımcı nedir? Tanımını yapabilirim diyen buyursun...

Kayıt
3 Ağustos 2009
Mesaj
604
Tepki
74
Sayın Hümeyra Can,

Hanımefendi, foruma gösterdiğiniz ilgi için kendi adıma teşekkür ederim.

Gerçi hitabınız Faruk Bey'e. Ama ben yine de, size "hoş geldiniz" diyebilme yetkisini, sıradan bir forumdaş olarak kendimde görebiliyorum.

Sözdiziminiz ile, belli bir birikime sahip olduğunuzu sanıyorum. Ama "maalesef.." diye başlayan hayıflanmanız, konuya mütevazi bir yaklaşım içinde bulunmak için midir, bilinmez. Çünkü, yaptığınız grafik tasarım, reklam sektörü ile ilgili ise ve temel olarak reklamverenin talebine uygun iş ürettiyseniz, hatta yaptığınız reklam faaliyetinin, satışları artırmak veya müşteri/ürünün markasını yaygınlaştırmak, yerleştirmek vs. kampanya amacını doyurabiliyorsa, siz başarılısınızdır demektir.
Siz bu işin profesörüsünüzdür demektir.
Siz grafik tasarımcı olarak, yaratıcılığınızı, iş akışı içinde yerine koymuşsunuzdur.
Neden "alaylı" diye hayıflanasınız ki?

Ya da bir başka şekilde bakacak olursak, peşpeşe bir kaç konkurda, yaptığınız tasarımlar sürekli geri dönmüş ise, çalıştığınız kurum sizi mercek altına almaya başlayacaktır. Yaptığınız tasarımlar, artık müşteriye gitmeden, irdelenmeye başlayacak, huzursuz kalacaksınız.

Bu durumda, elinizde kapı gibi bir diploma olsa ne yazar, olmasa ne yazar?

Bir kaç konkur daha tasarımlarınız geri dönecek olsa, sizi kapının önüne konulmaktan kimse alıkoyamaz.
Bu işin şaka götürür yanı yoktur. Bir çizgiüstü ajansta konumunuz grafiker ise belli oranda toleranslar gösterilir. Ama eğer Artdirektör iseniz, kimse sizin gözünüzün yaşına bakmaz.

Piyasada sürekli iş değiştiren artdirektörlerin durumu da, herzaman olmasa bile aşağı yukarı buna uyar. Bakıyorsunuz, yirmi otuz yıllık çalışma hayatında, otuz kırk defa işyeri değiştirmişse, bu artdirektörler, sözünü ettiğim sınıfa girerler. Hiç kimse, hiçbir işveren; verimli, aldığı ücretin hakkını veren personelin kaçmasını istemez. Tam tersine verimli personeli sürekli maddi ve manevi ödüllendirmek, motive etmek gerekir.
Hatta, bu personelin kaprislerine bile çoğu zaman tahammül edilir. Tabii ki burada sorunlu bir ahlak yapısına sahip işverenleri konu dışı tutuyorum.

Grafik tasarımı; özellikle reklamcılık faaliyetinin bir aşaması veya unsuru olarak ele alacak isek, sanat kavramı ile ilişkilendirmede aynı görüşte olmadığımı şimdiden söylemeliyim. Bu konuda yalnızca sizinle değil, pek çok sözdiziminde bulunan forumdaşlar için de ters düşmüşlüğüm vardır. Konuya ileriki günlerde sanatın tarifine katkıda bulunarak belli bir noktaya geleceğimizi umuyorum.
Bu konuda benden yazı bekleyen pekçok forumdaş vardır.

İyi günler dileğiyle.
Tuncer ÖZKAN
 

user9

Grafiker
Kayıt
9 Eylül 2009
Mesaj
0
Tepki
80
Sayın Tuncer,


Öncelikli olarak hoşbulduk der, inceliğiniz ve beni muhatab almış olduğunuz için teşekkür ederim. Hitaplar bireysel ve ikili diyalog gibi görünsede; genelin dahilinde bir konuya değinmektedir. Bu sebepten dolayı müdahil olmanız yerinde ve memnun edicidir.

Alaylılık ifadesi üzerinde duruyor olmanızı haklı bulmakla beraber, konuya dair getirmiş olduğunuz somut örnekler için ayrıca teşekkür ederim.

Duruma bir açıklık getirmek gerekirse;

Kullanmış olduğum "malesef" ifadesini ironi olarak kullanmak istemiştim. Ama dönüp tekrar baktığımda devamında genel olarak bu durumu hakkını vererek yansıtamamış olduğumu gördüm. Bu yanlış anlamaya meydan verdiğim için öncelikli olarak özür diler, akabinde iyi ki böyle bir eksiklik söz konusu olmuş diyorum. Zira, konuya zenginlik katan ve bir o kadar gündemden yaklaşımlarla bizi aydınlatan örneklerinizden mahrum kalabilirdik.

Sayın Tuncer, hayatta öyle girişimler vardır ki, teoride ne denli yeterli olursa olsun kişide asl olması gereken yetenek ve yaratıcılık söz konusu değilse o iş pratikte tamamen bir fiyaskoya dönüyor. Her edebiyat fakültesi mezunu iyi bir yazar, her resim bölümü iyi bir ressam, her müzik bölümü mezunu iyi bir müzisyen vb. olamamaktadır malesef. Bu ifadelerden sonra bu vb. eğitim kurumlarının gereksizliğini savunduğum sanılmasın lütfen

bu gün bu konu üzerinde uzun uzun düşündüğümü itiraf etmek istiyorum. Neden bir ülke sanatçısı ve zanaatçısı için bir eğitim kurumu sağlar. Neden? Birileri çıkıp siz bunu yapacaksanız buranın mezunları ne yapsın demeleri için mi? Yoksa birileri çıkıp "alaylı" "mektepli" tartışmasına dahil olsun diye mi? bu vb. bütün sorulara vermiş olduğum cevap hayır oldu tabiki. En nihayetinde varmış olduğum sonuç şu olmuştur;

Söz konusu Grafik Tasarı içinde geçerli olan, bazı emek sarfedilen iş ve sanatlar mektebinde öğrenileceği gibi bireyin kişisel çabasıyla da öğrenilebilmektedir. Peki mevcut ülkenin YÖK vb kurumları günümüzde ve bu işin en başında, neden bir çatı altında toplama gereği duymuştur? Benim bu soruya cevabım şudur. Bir ülkenin insanı ne ise o ülekinin potansiyelide odur. Bu potansiyelin mevcut yetenek ve de isteklerine cevap vererek farklılıkların farkedilmesi ve uygun olana yönlendirme sağlanmış olacaktır. ve bu durum hem iç ölçerler için hem dış ölçerler için denetim sırasında sağlıklı sonuçlar alınmış olacaktır. Bu durumu suyun mevcut kullanılırlığın artırmak hayata geçirilmiş baraj düşüncesiyle eşleştirebiliriz. Ve hiç bir sistem ellerinde bir baraj var diye diğer yer altı sularını, göllerini, denizlerini, yağacak olan yağmurları kısacası o barajı baraj yapan suyun diğer OLAĞAN kaynaklarını hiç bir zaman inkar etmez. Bilakis en az o baraj kadar önem verir, gelebilecek zararların önüne geçer.

Bu konuda illede diploma denmesi benim için ziyadesiyle ifade yorgunluğundan başka bir şey değildir. Çünkü; öğretmenlik, tıp, hukuktaki gibi öncesinde bir yetiştireç öncülüğü olmadan kazandırılamayacak davranışlardan bahsetmiyoruz. Bu alan kazanılanların, kişisel yetenek, kişisel ilgi ve tabiki eleştirel bakış açısı ile istenen yaratıcı nihayetleri verecek bir alandır. Aksi durumda olanlar kopyala yapıştır eyleminden öteye gidemezler ve gidememişlerdir. Hep birilerinin takibinde, hep birilerinin gölgesinde...

Sayın Tuncer, geleceği olan fikirlerle kendimizi ve yaşadığımız dünyayı artırmamız dileğiyle.

saygılar...
 

user9

Grafiker
Kayıt
9 Eylül 2009
Mesaj
0
Tepki
80
ve sanat, nerede şekillenir bilinmez ve nerede şekillenmelidir. sanata nerede olması gerektiğini söyleyemez insan, sanat nerede olması gerektiğini söyler insana.

kanaatim ve inancım bu yöndedir, grafik tasarının bir sanat olduğu ya da olmadığı savunusunda bulunmak yerine.
 

farukcagla

Grafik Öğretim Görevlisi
Kayıt
24 Şubat 2008
Mesaj
642
Tepki
23
@Hümeyra Can

Sayın Hümeyra Hanım,

Bu sitede "10 Maddede Grafik Tasarım" adlı bir tanım yapmıştım. Bulup okumanızı rica edeceğim.

Ayrıca o sayfada "iyi grafik tasarım iyi müşteriye yapılır" gibi bir ifademin olması lazımdır.

Kötü müşteriye iyi tasarım yapamazsınız. Yine bu sitede, "grafiker müşterinin emir eri midir?" gibi bir konu açmıştım. Bu yetmemiş "yanınıza oturan ve size ne yapmanızı söyleyen müşteriden memnun musunuz " gibi bir konu açmıştım. Bu da yetmemiş;
" bir yaşlı grafikerden anılar" adı altında konu açmıştım.

Tüm bunlarda ister müşteri olsun, ister patron olsun GRAFİKERDEN İŞ İSTEYEN KİŞİLERİN BELLİ BİR KALİTEYE SAHİP OLMASI GEREKTİĞİNİ savunuyordum. Bu gün de aynısını savunmaktayım.

Hatta o yazılarımdan bazılarında adına reklam ajansı denilen ama patronlarının reklamcılığı hiç bilmediği ticari işletmelerde başıma neler geldiğini de anlatmıştım.

Grafikerlik çok zor meşakkatli bir meslektir.

Alanın da verenin de belli bir kültüre sahip olması gerekir.

Bu kültüre sahip olmayan bir sürü reklam ajansı patronunun, bizlerin 20 yılda 15 işyeri değiştirdiğimize bakarak, "demek sen yaramaz adammışsın ki bu kadar iş yeri değiştirmişsin" dediğine ben birçok kez bizzat tanık oldum.

Buna karşılık mesleğin içinde yoğrulmuş işi bilen grafiker patronları ise; "gazeteden reklam ajansına, ajanstan dergiye, dergiden matbaaya sektörün her yerinde bulunmuşsunuz, siz çok tecrübelisiniz, bir iş yerinde yıllarca memur gibi çalışmamışsınız" deyip takdir ettiklerine da şahit oldum.

Mesela benim özgeçmişime bakarsanız; grafikerlikten illüstratörlüğe, illüstratörlükten karikatüristliğe, oradan art direktörlüğe, oradan reklam yazarlığına doğru uzanan ve sonuçta sdadece GRAFİKERLİK ile sınırlandırılamayan bir özgeçmiş görürsünüz.

İşte bu tür özgeçmişler her zaman olumlu veya olumsuz yoruma açıktır. Bu yorumlar hangi pencereden baktığınıza bağlıdır. Negatif bir pencereden bakarsanız; "çok iş yerine girip çıkmış, demek ki başarısız" denilebilir.

Pozitif pencereden bakanlar ise; "tecrübe kazanmış, sadece grafik tasarımcı değil, aynı zaman da çok yönlü bir sanatçıymış," diye de değerlendirebilir.

Bu değerlendirmeler tümüyle niyet meselesidir. Dervişin fikri ile zikri meselesidir.

Kim ne dersin MAALESEF DİPLOMA ve KARİYER ÖNEMLİ !

Bu gün ben, kızdığım bir güzel sanatlar yardımcı doçentine "piyasada varlık gösterememişsin, devletin okuluna sığınıp memur gibi kafa sallamışsın, 20 yıldır yardımcı doçentsin, iki kelime ingilizce öğrenip doçent bile olamamışsın, her yıl aynı dersleri tekrar etmekten sıkılmadın mı" diyorum.

Ama ders vermek için başvurduğum üniversitelerdeki eski hocam veya okul arkadaşım olan profesörlerden bazıları ;" Doçent ve profesör olabilseydin hemen yerimi sana terkedip emekli olurdum, yerimizi bırakacağımız senin kadar tecrübeli doçentler maalesef yok" diyorlar. İşte onların maalesef demesini de anlayabiliyorum. Sizin maalesef alaylıyım demenizi anlayabildiğim gibi.

İşte MAALESEF 20 yıldır hiç bir varlık gösteremeyip doçent ve profesör olmamış, hiç bir makalesi hiç bir yerde yayınlanmamış adamlar SIRF İSTİKRARLI diye, tebrik ve takdir görmektedir.

Ve yine MAALESEF, 25 yıllık grafikerlik hayatının 8 yılını bir şirkette, 10 yılını diğer şirkette, 7 yılını da başka şirkette geçirmiş olan bir grafiker MAKBUL GRAFİKER sayılabilmektedir.

Maalesef, grafikerlerin çalışma koşulları ve sosyal haklar bakımından Türkiye; Almanya zannedilmektedir. ( Maaşlı çalışan grafiker günde kaç saat çalışır diye konu açtım, MAALESEF ilgi görmedi.)
Maalesef herkes; kendi açısından doğru olanı, HERKES için doğrudur zannetmektedir.
Maalesef SUBJEKTİF yanılgılar, OBJEKTİF doğrular gibi sunulmaktadır.

Maalesef; eğitim düzeyi düşük kitleler inandırılmaktadır.

Burası Türkiye'dir. MAALESEF diploma, sertifika ve belgenin gereksiz ve önemsiz sayıldığı, grafikerlerin susturulduğu, devletin açtığı okullara sahip çıkmadığı ender ülkelerden biridir.

Lütfen benim 10 maddede grafik tasarım adlı tanımımı okuyunuz. Katılmadığınız yerler varsa görüşlerinizi yazınız.

Bunu sizden ve diğer okuyuculardan rica ediyorum.

GRAFİK BİR SANAT MIDIR? TİCARET MİDİR?

Hümeyra Hanım; siz "Grafik sanattır" diyorsunuz.

Çok değil, bundan bir kaç ay önce, yine bu sitede "Grafikerlik sanat değildir, çünkü sanat olması için müşteri siparişinden bağımsız, tamamen sanatçının özgür iradesiyle yaratılmış olması gerekir. Oysa ki Grafikerlikte müşterinin istekleri ve siparişi de işin içindedir" şeklinde fikirler yazılmıştı.

Dünyanın bir çok gelişmiş ülkesinde "The Art of Graphic" derler. Grafikerlik mesleğini sanat ve sanatçılıkla eş tutarlar.

Grafik bir yönüyle ART (SANAT), bir yönüyle ARTİZAN (ZENAAT) dır. Grafik tasarımcılık ve art direktörlük ART (sanat) , uygulamacı grafikerlik ve bilgisayar operatörlüğü ZENAAT ( artizan) tarafıdır.

Kafaları işçiliğin ve opratörlüğün de önemli olduğuna basmayan sanat entelleri HERŞEYİ DİPLOMA SANARAK grafik işçiliğini HOR GÖREN bir ELİTİZME girmişlerdir. BU; yanlıştır.

Kafaları; TASARIMIN SINIRSIZ güzelliğine basmayan GRAFİK İŞÇİLERİ de, diplomayı gereksiz sayarak herşeyi müşteri ve patron isteklerine endeksleyerek EĞİTİM karşıtı bir POPÜLİZM sergilemektedir. Bu da yanlıştır.

Popülizme de, elitizme de karşı olduğumu, ALAYLI-MEKTEPLİ çatışmasının bu yanlıştan kaynaklandığını bu sitede DEFALARCA YAZDIM. Bir doktorun bir hemşireyi
veya bir hastabakıcıyı küçümseyip onların gereksiz olduğunu söylemesi ne kadar yanlışsa... bir hastabakıcı veya hemşirenin de DOKTORUN yaptığı her işi yaparım demesinin de çok yanlış olduğunu defalarca yazdım.

Yine bu konuda da lütfen 10 maddede grafik tasarım adlı yazımı okumanızı size ve diğer okuyuculara tavsiye ediyorum.

Saygılarımla.

Not; başka sitelerdeki genç grafikerler benim bu 10 maddede grafik tasarım tanımıma çok daha fazla ilgi göstermektedirler;

Bir grafiker şu linkte ;
http://www.cmsturk.net/forum/showthread.php?t=33268
şöyle yazıyor;
------------------------------

Tabi bu arada ben tüm grafik işlerinin eğitimli insanlar tarafından yapılması taraftarıyım, evet bende eğitimli değilim bir şekilde 8 sene önce girdik bu mesleğe , tabi şu an eğitimsizliğin ne kadar önemli olduğunu anlıyorum.Özellikle Türkiye'de önüne gelen grafiker oluyor ... Halbu ki grafikerlik bir sanat iken neden önüne gelen grafiker oluyor ? Acaba biz grafikermiyiz ? Grafiker nedir? Grafiker ne yapar ? Bu soruları kendimize sormalıyız...

Bana kalırsa bu sanatı eğitimini alarak yapmalıyız, ben işin içinde olduğum için bunu idrak ettim.Ve genç arkadaşlara tavsiyem eğitim, eğitim, eğitim...

Grafiker Tasarımcı Faruk ÇAĞLA - 10 maddede grafikerliği şöyle tanımlıyor


Alıntı:
10 MADDEDE GRAFİK TASARIM;

1)-Bir hizmeti veya bir düşünceyi yaymak, benimsetmek veya bir ürünü tanıtmak ya da sattırmak için kullanılacak tüm kompozisyonların hazırlandığı,

2)- Kompozisyonda; metin, yazı (tipografi), resim, desen, çizgi ve fotoğraf düzenlemelerin yapılıp renklerinin ayarlandığı,

3)- Çalışmanın baskı (CMYK) veya görüntü (RGB ) olarak, ya da çeşitli basım, sunum ve iletişim tekniklerine uygun hale getirildiği ;

4)-İletişim meslek alanı ile güzel sanatlar meslek alanı arasında çok özel bir yere ve konuma sahip olan;

5)-Güzel sanatların temel kurallarının, tasarım-iletişim teknolojileri prensipleriyle birleştirildiği,

6)-Mesajın kestirme ve sembolik anlatımlarla etkili ve akılda kalıcı tarzda veya iz bırakıcı şekilde görsel anlatım biçimine dönüştürüldüğü;

7)-Daha çok reklam, tanıtım, basım-yayın ve iletişim sektörünün içindeki mecra ve medyalarda faaliyet gösteren,

8)-Sanayi, endüstri, ticaret, turizm, eğitim, sağlık ve kültür sektörlerine hizmet eden,

9)- Temelini kültür, bilim ve sanatın evrensel kurallarından alan sanata "Grafik Tasarım" sanatı, bu işin eğitimini alarak yapan kişilere "Grafiker" (Almanca) veya "Grafik Tasarımcı" (Türkçe) veya Graphic Designer (İngilizce ) denilir.

10)-Amerika ve Avrupa'da Trade Art (Ticari Sanat) olarak da ifade edilir. Sinema, çizgi film, karikatür, resim, fotoğraf ve hüsn-ü hat (güzel yazı-Calligraphy) sanatlarıyla bazen iç içe bazen yan yanadır. Gelişmiş toplumlarda hemen hemen her sektörün ihtiyaç duyduğu sanat'tır.

(Bu tanım Faruk Çağla'ya aittir, ancak isim belirtilerek alıntı yapılabilir. Başkasının imzasıyla yayınlanamaz.)

Faruk ÇAĞLA

---------------------------------------------------------------------------------------

Sayın Hümeyra hanım;

Tesadüfen bulduğum linkler şöyledir;
http://www.knightalemi.org/photoshop-195/34199-grafik-sanati-nedir-grafiker-nedir.html

http://www.islamseli.com/multimedia-grafik-tasarim/27400-grafik-tasarimci-grafik-sanati-sorunlari-avantajlari.html

http://www.siirtliler-board.net/grafik-photoshop-3d/25756-grafik-tasarimci-grafik-sanati-sorunlari-avantajlari/

http://www.adobedestek.net/ders/showthread.php?t=9900

http://www.photoshopdizayn.com/grafiker-makaleleri/28132-grafik-sanati-nedir-grafiker-nedir.html

http://cagatayozen.blogspot.com/2009/02/grafik-tasarmc-grafik-sanat-sorunlar-ve.html

http://www.ilkvahiy.net/grafik-tasarim/grafik-tasarimci-grafik-sanati-sorunlari-avantajlari-bastan-sona-21006/

http://insomniacelrohir.sosyomat.com/blog/1745871

http://www.maxicep.com/web-tasarim-grafikerlik-ve-programlama/son-tasarima-adim-adim-nasil-ulasildi-169113.html

http://www.sevtari.net/grafik-ve-resim/7427-grafik-tasarimci-grafik-sanati-sorunlari-avantajlari.html

http://www.realmusti.com/blog/matbaa-da-grafiker-insan-mi-makine-mi/

http://www.ortakpaylas.com/index.php?topic=5151.0

http://www.uyurgezer.net/grafik-tasarimci-grafik-sanati-sorunlari-avantajlari-t121735.html?amp;

http://wwwv.talk4her.com/web-ve-grafik-tasarm-f173/grafk-sanati-nedr-t4821.htm


Görülüyor ki, farklı dünya görüşüne ve değişik meslek gruplarına sahip siteler GRAFİKERLER.ORG daki yazılarıma ve özellikle "10 maddede grafik tasarım" ve "grafiker kime denir" başlıklı makalelerime büyük ilgi göstermişlerdir.O sitelerde grafikerlik mesleği bu tanım doğrultusunda kabul görmüştür.Saygılarımla.Faruk Çağla
 

stainboy

Üye
Kayıt
19 Ocak 2010
Mesaj
2
Tepki
0
Grafik Tasarımcı tasarımına ruhunu katan, işini ciddiye alan ve bu işi yaptığı süre içinde asla hiç bir zaman ben mükemmelim demeyendir bence.
 

Erkan Nehir

Grafik Tasarımcı & Ressam
Uzman Üye
Kayıt
10 Ocak 2010
Mesaj
2.523
Tepki
53
Grafik tasarımcı soyutu somut haline getirebilen kişidir.
 

yazarcizer

Üye
Kayıt
7 Nisan 2010
Mesaj
54
Tepki
1
Soru: Peki, sadece tasarım programlarını kullanabilen, ancak çizemeyen, eskiz yapamayan; yani bileğini kullanamayan kişi grafiker olabilir mi?

http://www.vonglitschka.com/
http://logoblink.com/2008/07/07/rhino-logo-case/






http://www.johnlangdon.net/ambigrams/
http://www.stepinsidedesign.com/STEP/Article/28765/



http://www.johnstevensdesign.com/





http://www.hellomuller.com/work/2005/testament.html



http://www.davidairey.com/





http://www.broosejohnson.com/design.htm


Cevap: Olamaz. Grafiker, illüstratif yetenekleri ve stilizasyon beceresi -de- olan; "eli kalem tutan" kişidir.
 

GürhanErkal

Altın Üye
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
22 Aralık 2009
Mesaj
444
Tepki
43
Evet son mesaja katılıyorum. Grafik tasarımcı, bir ürün veya hizmeti, sanat/tasarım kuralları ve ticari kurallar dahilinde doğru mesajla, doğru hedefe iletebilen bir icracıdır.

Ne tanım oldu:)
 

fogbird

Üye
Kayıt
31 Temmuz 2008
Mesaj
76
Tepki
1
@yazarcizer

İşte budur!
ama çoğu kişi rapidshare ya da benzeri sitelerden illegal indirdiği işlerle logo vs yapıyor. Sonrasında da bunu ürettiğini sanmak gibi salakça bir hataya düşüyor.
 

yazarcizer

Üye
Kayıt
7 Nisan 2010
Mesaj
54
Tepki
1
Ayrıca, Sabri Varol'un zamanında adobeegitim.com'da yazmış olduklarının çok isabetli olduğunu düşünüyorum:

---

Uzun bir bahis ve her zaman, yeri geldiginde tartisilmasi gereken bir konu. imtina etmemeliyiz. yeni baslayanlardan ustasina kadar her duzeyden okuyanin farkindaligini artirir cunku.

oncelikle... bir arkadasimiz (galiba okullu), -usta cirak iliskisine karsiyim- demis. okuldaki hocalar, ogrencinin (ciragin) ustasidir. okul olmasi itibariyle ciragin 4-5, hatta 8-10 vs. hocasi (ustasi) sozkonusudur. alayli yetisme duzeninde de, ciragin elini ve gozunu gelistirecek olan bir ustasi bulunur. okuldan farkli olarak alayli bir kisi, omru hayati boyunca 1, 2 -cok sansliysa- en fazla 3 ustanin tedrisatindan gecebilir. bu nedenle okul onemlidir.

madde 1. GRAFIK TASARIM BIR USTADAN OGRENILIR.

Aksi, ben yaptim ve begendim durumudur (musterinin begenmesini kaale almayalim, o zaten bilmiyor).

grafik de olsa tasarim, bir dusunsel surectir. tasarim dusunselde biter. dolayisiyla bir tasarimcinin, teknik konulari ve yazilimlari bilmemesi mumkun olabilir, onun isi, tasarimi belirlemek (kagit eskizi bile yeterlidir), operatorun-uygulamacinin karsisina getirdigi eskizden taslaga donusen calismaya mudahale etmektir. baski teknigi + yazilim bilse daha iyi olur mu? olur. iyi olur, ala olur, pek ala olur, fevk ala olur, aliyyul ala olur... derecesini, katma degerini artirir.

madde 2. TASARIMCI TEKNIK KONULARI + YAZILIMLARI BILMEK ZORUNDA DEGILDIR. ama bilmiyorsa freelance calisamaz ve artik tasarimevleri, ajanslar, matbaalar kendisini pek tercih etmez. bu da tasarimcinin sorunudur, onun tasarimciligina bir zelle getirmez.

madde 3. TASARIM SU 3 UNSUR ILE YAPILIR: BILGI ILE, KABİLİYET ILE, GORGU ILE...

Bilgisini ustasindan alir. Bilgi nedir? her tasarimin bir kavrama dayanmasi gerektigi (ancak boyle oldugunda guclu olabilecegi), oge siralamasi (rica etsem bunu kiymetli okullu arkadasimiz degerli uyelerimize izah edebilir mi?), leke, cizgi, denge, renk kullanimi vs. temel grafik bilgileridir. diger yandan bilgi ifadesi, ayni zamanda kultur (yasam bicimi) ile derya deniz bir genel kultur anlamina da gelmektedir.

Kabiliyet, dogustan gelecektir (az veya cok). Ancak gelismesi mutlaka ve mutlaka, cok calismakla olur. Bazi cok kabiliyetliler az calisarak da hizla ilerleyebilir. kabiliyet ve bu kabiliyet dogrultusundaki estetik yaklasim, ilave olarak estetik zevkin temelidir.

Gorgu... neleri gordugumuz ve farkettigimiz cok onemli. akademinin amblemi neden baykus sizce? bunu da bir arkadasimizin aciklamasini isterim, bu forumda yuzlerce grafik tasarimci var. bana yardimci olunuz.

Bu arada, madde 3deki unsurlarin yerine gelmesi, tasarimcinin kreatif oldugunu gostermez. Uretkenlik, bambaskalik, creativity cok farkli bir vizyondur. Ama ne olur? Kreatif olmasa bile kotu is yapmaz.

madde 4. TASARIMCI MUHTESEM BIR SEKILDE BESLENMEK ZORUNDADIR. BILGI OLARAK, RUHEN VE MESLEKI OLARAK...

derya deniz, akillara ziyan bir genel kulture sahip olmalidir tasarimci. bu da ne ile olur? okumak ile. efendim, benim okumaya karsi farkindaligim 20sinden sonra olustu ve deli gibi okuyorum simdi. gec! senin o delilige ilkokulda baslaman gerekirdi.

oncelikle mesleki tarihini bilmelisin. grafik tasarim neden dogdu? 1880lerde yok boyle bir meslek, 1900lerin basinda olustu. niye? ilk grafik tasarimcilar kimler? (Ilk uyanik, sinema ve eglence merkezlerinin afislerini yapan bir fransiz. adina font da tasarlandi. hatirlayabilen var mi?)

Sonra grafik tasarimdan onceki sanat tarihini bilmelisin. sanatci (artisan) kavrami ne zaman cikti, Vinzili Leonardo ile Michelangelo Buonarroti sanatci sayiliyorlar miydi? yoksa zanaatkar miydilar? Albrecht Dürer'in imzasi ne kadar guclu bir grafik ogesi, hic farkettiniz mi? Ilk soyut resimleri kimin yaptigini dusunuyorsunuz, miro mu, kandinsky mi, dali mi, picasso mu? Hieronymus Bosch_un 1700lerdeki tablolarini kacimiz inceledi?

Tasarimcilar farkli disiplinlerden etkilenir. Hic mimariyi incelediniz mi? Sonra tekstili, modayi... Ic mimarlarin ve endustri tasarimcilarinin urettiklerini takip ediyor muyuz?

Maddi bir varlik degilsin ve ruhunu unutmamalisin. aksi durumda, kibirli, elestiriye dayanamayan, snob, muhatap dahi olunamayan bir zavalli olarak dolasanlara biraz daha dikkatlice bakin. spirituel, ezoterik bilgiler edinmelisin. felsefe (eflatun_dan garudy_ye, frederick nietchze_den carl yung_a) seni asla biktirmamali. ne yazik ki gunumuzde kuantum fizigini de incelemelisin, boylece depresyona girmezsin, sikinti icindeyken gercekte ne oldugunu hatirlayip rahatlarsin. heisenberg_in belirsizlik ilkesinden imam-i gazali_nin nokta-i cevvalesine kadar ogrenebilecegin cok hayret verici bilgiler var. shrodinger_in 1930lardaki meshur kedi deneyini de inceleyebilirsin (kedinin ve birer canli olarak bizlerin de, ayni anda hem canli, hem olu oldugunu ortaya koyan teorisi). tasavvuf_dan baslayip gnostiklere kadar bircok sufi yasam biciminin de farkinda olmalisin.

onceki dunyayla da ilgilenmelisin. anadolunun binlerce yil oncesine ait kulturlerinden oyle cok porselen deseni, tekstil deseni cikardim ve sattim ki...engin bir tarih, bir cografya bilgisi, zaten genel kulture girisin baslangicidir.

gunumuz insanlarinin sahte maskeler takinip gizledikleri sorunlarinin ne oldugunun farkinda olmalisin. neden turkiye_de insanlar hep gri, gumus rengi otomobil satin aliyorlar? bunun cevabini sosyologlardan ogrenmelisin. bu insanlar icin tasarim yapiyorsun, bu insanlarin sahte maskelerini ve arkasindaki kimligi gelisememis kisilikleri tanimalisin. yeri geldiginde bunlari degerlendirip musterini avucuna alirsin, yeri geldiginde bu kisiligin begenebilecegi tasarimi tek seferde yapar parani alirsin, yeri geldiginde bu kisiliklerden uzaklasirsin.

Neden 90larda minimalism basladi? yine neden birkac sene sonra maksimalism baslayacak? neden tekstilde individualism aldi basini gidiyor? neden artik moda kavrami tarih oldu? (bu arada moda, gorevini yapti arkadaslar, hepimiz iyi birer tuketici olduk simdi!) Belki de artik modaya ihtiyac kalmadi mi? back to basics nedir bu arada? hangi urunde, renkte, davranista bu dalganin neresindeyiz?

madde 5. ILHAM DIYE BIR KAVRAM YOKTUR. ILHAM, BILGI + GORGU +KABILIYETIN KESISMESIDIR.

madde 3 ve 4 bakimindan hangi duzeyde isen, ortaya koydugun da ona gore olacaktir.

madde 6. SEN NESIN? NEREDE YASIYORSUN? HANGI KULTURLE BESLENDIN? YASAM BICIMIN NE?

yuksek estetik zevklere sahip olabilmek icin aslinda kim oldugun kadar kimleri tanidigin da onemli. seni, sen yapan etrafindaki kisiler ve yasam alanin. malatyali kardesim, malatyanin en buyuk mobilyacisinin imajini olusturabilirsin, o mobilyaci turkiye capinda oynamak istiyorsa sen yetersiz kalirsin. ben dunya capinda bir marka icin tasarim yapacak isem istanbul_da, turkiye_de yasamam beni yetersiz kilar, o marka, paris_te, bu da yetmez new_york_da yasayan tasarimciyi tercih etmeli.

son olarak:
ne isen o_sun (nietchze, niçe)

bakkalsin, uzaktaki migrosu da goruyorsun, paran da var ve migros olmak istiyorsun. yalnizca migros buyuklugunde bir bakkal olursun. buyuk firmalarin estetik yoksunlugunun vizyonel aciklamasi... benzer bir durum grafik tasarimcilar icin de gecerli. guzel ornekleri goruyorsun, programlari da biliyorsun, yapiyorsun benziyor da... ama bir turlu tam olmuyor? acaba niye?

devam edelim tartismaya,
yazilacak cok seyler var.
sevgiyle kalin
 
Yukarı Alt