Selam,
Sorduğu sorulara karşılık bekleyen Mehmet Kıymık arkadaşımıza;
Öncelikle hangi ülkede yaşadığımıza bakarak ve yaşam koşullarımızı, sosyal etkinliklerimizi, düşünce biçimimizi, bakış açımızı, yaklaşım biçimlerimizi yeniden en başından ele alıp değerlendirerek konuya yaklaşmamız gerekiyor. Başka türlü bir durumda yaşanan genel sorunlara olması gereken çözüm yollarını bulabilme şansımız bile olmaz.
Okumayan, okuduğunda ise basit sözcüklerin bile ne anlatmak istediğini ve bizlere hangi düşüncelerin aktarılmak istediğini algılama yetisinde olmayan en basit anlatımıyla konuşmayı ama bilmeden, kavramadan olmadan konuşmayı ve bu doğrultuda yazmayı çok seven mahalle sohbetleri türünde bir yazım dili kullanan, çabuk sinirlenen, bilinçsiz olarak kabarttığı siniriyle yazdıklarına bir süre sonra sahip çıkamayan, öğrenimsizliği yüzüne vurulduğunda ise ağzına geleni yazmayı kendisine marifet sanan insanların genel düzeyde bir bilgi birikimini bile hafife almalarının geleneksel bir yaklaşım olduğu bir toplumda yaşıyoruz.
Bu yazdıklarım ne sizi ne beni ne de başkalarını ürkütmemeli. Olumsuzluklara değinmek ve aynı zamanda olumlunun ise ne olduğuna işaret etmek kesinlikle her birimizin temel görevi olmalı ve bu tarz yaklaşımlar hiç birimizi yılgınlığa itmemeli. Yaşam nasıl bir mücadele ve gerektiğinde sosyal dayanışma içeriyorsa bilginin aktarımı da o anlamda karşılıklı bir dayanışma ve etkileşimle mümkündür. Hiç kimse oturduğu yerden bilgi küpü olmanın hayallerini kurmamalı. Olmamış bir şeyi oldurmak ne ise edinmek için çaba sarfedilmeyen bir şeyi de kolay yoldan edineceğini düşünmekte o derece anlamsız ve saçmadır.
- Bilgisiz işveren olur mu..? Evet olur.
- Bilgisiz müşteri olur mu..? Evet olur.
- Bilgisiz tasarımcı olur mu..? Evet olur.
Bu yalnız Türk insanına özgü bir durum değildir. Dünyanın bir çok ülkesinde bizim şu an yaşadığımız sorunların benzerleri an ve an yaşanmaktadır. Önemli olan ve temel bakış açısı oluşturan tek şey bilgisiz olan kişinin işini bilgili olan kişiye bırakmasıdır. Ukala olmak, bilmişlik taslamak veya buna benzer davranışlar içerisinde olmak deyim yerinde ise " Hem kel hem de fodul olma " nın temel göstergesidir. Bu da ne yazık ki bizim toplumumuzu oluşturan bir çok unsurun temel davranış biçimi olmuştur.
İnsan yaşamı her tür bilgiyi edinmek anlamında çok kısadır. Kısa olan bu yaşama her tür bilgiyi sığdırabilmek için sanıyorum 3-5 kez daha yaşamak gerekir. Bu tür bir şeyin mümkün olamayacağı kesin olduğuna göre yapılması gereken en doğru hareket uzmanlaşmanın gerçekleştirilmesidir. Bir çok konuda bölük pörçük ve eksik bilgi sahibi olmak yerine birkaç konuda bilginin uzmanı olmak bana göre çok daha önemlidir. Her konuda bilgi sahibi olduğunu ve bu bilginin insanlığı yönlendireceğini söyleyen kişi ise palavracıdır.
Grafik tasarımcının bu aşamada devreye girmesi gereken temel görevi üretim alanında kendi üzerine düşen temel bilginin kavranmasını kişisel sorumluluk haline dönüştürebilme becerisi olmalıdır. Eğitim ve öğrenim interaktif yani etkileşimli bir davranış biçimidir. Eğitilirken eğitmek, öğrenirken öğretmek toplumsal yaşamın aynı zamanda temel kuralıdır. Hepimizin sosyal bir varlık olduğu düşüncesinden hareketle karşılıklı etkileşim içerisinde olduğumuz yapılar içerisinde bizlerin bu etkileşim yeteneğimizi en üst düzeyde kullanmamız toplumda var olan yanlışlıkların ve saplantısal düzeydeki ön yargıların önüne geçecektir.
Bireysel yönlendirmelerin ve kurtuluş yöntemlerinin üst düzeyde verimli olmayacağı bilinmelidir. Bu anlamda etkileşim ruhunu hareket geçirecek yapılar altında genel bilgi altyapısını ve kültür düzeyini üst noktalara çıkartabilmenin ve bunun yanında sosyal kazanımların sağlanabilmesinin ancak mümkün olacağı da akıllardan çıkarılmamalıdır. Bu anlamada bile düşündüğümüzde dünyanın bir çok yerinde bu gün mesleki örgütlenmelerin temel bir zorunluluk olması ve hayata geçirilmesi söz konusu iken sözümona bilgi küpü olması gereken biz grafik tasarımcıların şu an bile olduğumuz yerde oturup birilerinin gelip bizleri kurtarmasını ve yaşam düzeyimizi üst seviyelere çıkarmasını bekler halde olması kadar acı bir durum söz konusu değildir.
- Yok böyle bir şey...
Bir an önce biz grafik tasarımcıların üretimden kaynaklanan fikri haklarını ve yaşamın dayatmasından gelen özlük haklarını genel anlamda savunacak bir yapının oluşturulması çalışmalarının başlatılması gerekiyor. Şu an itibariyle geç bile kalındığı düşüncesindeyim. Hiç bir düşünce tek başına tüme etkili olamaz. Bireysel karşı duruşlar bir süre sonra yorgunluğa ve sonrasında ise yılgınlığa yol açar. Maraton koşucusunun bile ümidini kıracak düzeyde bir mesafenin koşulmasından söz etmiyorum. Olması gereken genel ve yasal bir süreçten söz ediyorum. Birlikte hareket etmek yerine bireyse çıkışlar yapmanın hiç birimize genel bir katkı sağlayamayacağından söz ediyorum.
Bu anlamda ayrıntılarda boğulmak yerine temel hedefe ulaşmak için bir an önce konuya hitap eden canlı toplantıların başlatılması ve düşünce aktarımlarının bu toplantılarla sağlanması, oluşturulacak bu bilgi fırtınası ortamına bireylerin katılımının sağlanması oluşturulması düşünülen " Grafik Tasarımcılar Meslek Birliği " nin düşünce ve bakış açısının katılmayı düşünen herkes tarafından olumlu bir yaklaşımla kabul edilmesini katılımın genel düşüncesi gereği oluşuma sahip çıkılmasına;
- Benim düşüncem, benim kuruluşum...
bakış açısının oluşmasına büyük yarar sağlayacaktır. Tartışmaktan ve bilgimizi yarıştırmaktan çekinmememiz en önemlisi de her şart ve koşul altında sahip olmayı istediğimiz bu yapının içerisine katılmayı düşünen herkesin katılımının sağlanması zeminini oluşturmamız gerekiyor. Kitle örgütlenmelerinde temel prensip budur ve bu olmalıdır.
Son söz olarak; öncelikle üzerimizde olduğunu düşündüğümüz yılgınlık ve bezginliklerin bir an önce atılması ve birlikte oluşturulduğunda daha anlamlı olacağını bildiğimiz " Grafik Tasarımcılar Meslek Birliği " oluşumunun gerçekleştirilmesinin ön koşullarının hayata geçirilmesi için etkileşimli canlı toplantıların gerçekleştirilmesi için nelerin yapılması gerektiğinin öncelikle düşüncemizde yoğunlaştırılması ve sonrasında ise bilgi olarak katılım sağlayacak bizlere aktarılması temel görevlerimiz arasında olmalıdır.
Bu yaklaşım biçiminin bir an önce oluşturulup harekete geçileceği beklentimi canlı tuttuğumu belirtir saygılarımı sunarım...
