C
canlan
Misafir
@Emine Şahin
T.C. Başbakanı'nın Davos'a gitmesi diye bir şart yok. Gitmese de olur. Bunun Türk milleti ve de T.C. Devleti için "ulusal bir görev" olduğunu söylemek, masal anlatmakla eşdeğerdir. Böyle söyleyince siyasetten anladığımızı sanıyoruz. T.C. Başbakanı gitmezse, Cumhurbaşkanı veya Dışişleri Bakanı ne güne duruyor? Kızgınlıkla da olsa daha doğru düzgün bir Türkçe kullanan birisi gitsin zaten. Dilimi iki paralık etmesinler, yeter.
GMB, ortada olmayan ve asla da olamayacak bir oluşumdu zaten. Ulvî şahısların ona biçtiği elbiseyle, garabet, sakil, etrafına topladığı kesimin ihtiyaçlarına cevap veremeyecek zavallı bir oluşumdan, bilgisizce harmanlanan bir düşünceden bahsediyorsunuz. Davos ise yıllar öncesinden doğru düşünülüp planlanmış, kurumlaşmış bir organizasyon, tartışma forumu. GMB ile ne alâkası var? Böyle garip örneklendirmeler yapmayın bir daha...
Benim düşündüğüm GMB ile sonradan garabet kafalarda biçimlendirilen GMB arasında dağlar kadar fark var. Size anlatılan, ancak bir masaldır. O kafaların size anlattığı GMB ile gelmeyin karşıma...
Kurulan tuzağın farkında değil miyim sanıyorsunuz? Şimdi burada güya barış ortamı tesis edilmiş olacak, ben de o barış çubuğunu tüttürmeyi reddediyor olacağım. Bakın, Nisan'da bu sitede fikrî ve sınaî haklar mahkemesindeki davamdan vazgeçtim, "Uzatmayalım artık, uğraşmak istemiyorum bunlarla" dedim, elimi uzattım, ne oldu? Anamı "yâd" ettiler! Hem de bu sitede... Onun için ortalığa yem atmaktan vazgeçin.
Burada bir şeyin "kurulamaz" olduğunu söylüyorsam, işkembe-i kübrâdan atmıyorum. "Biz grafikeriz, her şeyi kurarız" diyebilirsiniz. Bakın bakalım, o yönetmelikte meslek birliği kurulabilecek alanlar içinde "grafik" var mı?
"Biz çoğunluk olarak o kanunu değiştiririz" demek de ayrı bir gaf. Rica ederim FSEK'e dokunmayın. Yeteri kadar kurcalamışlar zaten. Bu, çok özel ve uzmanlık gerektiren bir konu. Fikrî ve sınaî hakların günümüz şartlarına göre yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Türkiye, 1951'de bu kanunu Naziler'den kaçarak Türkiye vatandaşı olmuş Alman profesör Hirş'e yaptırdı. O yüzden kendinizi fazla abartmayın, lütfen. Bu iş öyle para bastırılarak pazardan patates almaya benzemiyor.
Peki bu kadar çok istediğin SÖZÜMONA GMB için yeterli misin? Göster bakalım eserlerini? Eser sahibi misin? Özgün tasarımların var mı? (Bana gösterme tabiî)
Efendim, iş yerindeki korkunç çalışma şartları, yok efendim, iş istasyonu, falan da filan... Bunları GMB çözmez, ÇÖ-ZE-MEZZZZ!
Bu yüzden kestirip atıyorum, bu yüzden BİT-MİŞ-TİR!
Hem benim için, hem yüce Türk milleti için...
Böyle olması, hayırlara vesiledir, inanın... Daha iyisi vardır ve olacaktır.
NOT: Bu konuyu ben asla GMB kurulmalı mı konusunun altında bir cevap olarak açmadım ve açmak da istemedim. Bu cevaplarım, meselenin dönüp dolaştırılıp GMB'ne getirilmek istendiği "İş istasyonu" konusunun altına yazılmıştır. Yöneticiler, ilgili yerden cevap yazdığım kısımları kesip "GMB kurulmalı mı" konusunun altına yapıştırmıştır. Benim için kapanmış olan bir konuyu tartışıyor gibi olmak, rahatsızlık vericidir.
T.C. Başbakanı'nın Davos'a gitmesi diye bir şart yok. Gitmese de olur. Bunun Türk milleti ve de T.C. Devleti için "ulusal bir görev" olduğunu söylemek, masal anlatmakla eşdeğerdir. Böyle söyleyince siyasetten anladığımızı sanıyoruz. T.C. Başbakanı gitmezse, Cumhurbaşkanı veya Dışişleri Bakanı ne güne duruyor? Kızgınlıkla da olsa daha doğru düzgün bir Türkçe kullanan birisi gitsin zaten. Dilimi iki paralık etmesinler, yeter.
GMB, ortada olmayan ve asla da olamayacak bir oluşumdu zaten. Ulvî şahısların ona biçtiği elbiseyle, garabet, sakil, etrafına topladığı kesimin ihtiyaçlarına cevap veremeyecek zavallı bir oluşumdan, bilgisizce harmanlanan bir düşünceden bahsediyorsunuz. Davos ise yıllar öncesinden doğru düşünülüp planlanmış, kurumlaşmış bir organizasyon, tartışma forumu. GMB ile ne alâkası var? Böyle garip örneklendirmeler yapmayın bir daha...
Benim düşündüğüm GMB ile sonradan garabet kafalarda biçimlendirilen GMB arasında dağlar kadar fark var. Size anlatılan, ancak bir masaldır. O kafaların size anlattığı GMB ile gelmeyin karşıma...
Kurulan tuzağın farkında değil miyim sanıyorsunuz? Şimdi burada güya barış ortamı tesis edilmiş olacak, ben de o barış çubuğunu tüttürmeyi reddediyor olacağım. Bakın, Nisan'da bu sitede fikrî ve sınaî haklar mahkemesindeki davamdan vazgeçtim, "Uzatmayalım artık, uğraşmak istemiyorum bunlarla" dedim, elimi uzattım, ne oldu? Anamı "yâd" ettiler! Hem de bu sitede... Onun için ortalığa yem atmaktan vazgeçin.
Burada bir şeyin "kurulamaz" olduğunu söylüyorsam, işkembe-i kübrâdan atmıyorum. "Biz grafikeriz, her şeyi kurarız" diyebilirsiniz. Bakın bakalım, o yönetmelikte meslek birliği kurulabilecek alanlar içinde "grafik" var mı?
"Biz çoğunluk olarak o kanunu değiştiririz" demek de ayrı bir gaf. Rica ederim FSEK'e dokunmayın. Yeteri kadar kurcalamışlar zaten. Bu, çok özel ve uzmanlık gerektiren bir konu. Fikrî ve sınaî hakların günümüz şartlarına göre yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Türkiye, 1951'de bu kanunu Naziler'den kaçarak Türkiye vatandaşı olmuş Alman profesör Hirş'e yaptırdı. O yüzden kendinizi fazla abartmayın, lütfen. Bu iş öyle para bastırılarak pazardan patates almaya benzemiyor.
Peki bu kadar çok istediğin SÖZÜMONA GMB için yeterli misin? Göster bakalım eserlerini? Eser sahibi misin? Özgün tasarımların var mı? (Bana gösterme tabiî)
Efendim, iş yerindeki korkunç çalışma şartları, yok efendim, iş istasyonu, falan da filan... Bunları GMB çözmez, ÇÖ-ZE-MEZZZZ!
Bu yüzden kestirip atıyorum, bu yüzden BİT-MİŞ-TİR!
Hem benim için, hem yüce Türk milleti için...
Böyle olması, hayırlara vesiledir, inanın... Daha iyisi vardır ve olacaktır.
NOT: Bu konuyu ben asla GMB kurulmalı mı konusunun altında bir cevap olarak açmadım ve açmak da istemedim. Bu cevaplarım, meselenin dönüp dolaştırılıp GMB'ne getirilmek istendiği "İş istasyonu" konusunun altına yazılmıştır. Yöneticiler, ilgili yerden cevap yazdığım kısımları kesip "GMB kurulmalı mı" konusunun altına yapıştırmıştır. Benim için kapanmış olan bir konuyu tartışıyor gibi olmak, rahatsızlık vericidir.