Melih Yongacı
Üye
- Kayıt
- 7 Temmuz 2008
- Mesaj
- 208
- Tepki
- 5
Selam,
Caner Berrun arkadaşımıza;
Herhangi bir kişinin avukatlığını üstlenmeden ( örnek: Faruk Çağla ) tümüyle kendi kişisel görüşlerimi belirtmek adına yazıyorum ön girişiyle düşüncelerimi sunmak isteği oluştu her nedense...
- Matbaacılık olmasa grafikerlik olur muydu..?
sorusunu sormuşsunuz. Size bu noktada " Tavuk, yumurta " sarmalını anımsatmak istemiyorum. Bu tür düşünceler bence ortaya atılmaya bile gerek duyulmayacak düzeyde anlamsızlık oluşturuyor. Hatta grafik tasarımcılığın günümüzde geldiği düzeyi ve biçimlenme şeklini göz önünde bulundurduğumuzda bu soru anlamanı her geçen gün bir o kadar yitiriyor.
Digital teknolojinin günümüzde insan hayatını ne şekilde biçimlendirdiğini bir düşünün. Şu an sizin yazdığınız yazının bulunduğu alana bakın. Bilgisayar destekli grafik sanatları önümüzdeki süreçte daha da ilginç bir durum oluşturacak. Mouse ve klavyenin bile kaldırılması için teknolojik gelişmelerin hızla ilerlediği, gazete ve dergi tüketiminin tümüyle digital ortama geçeceğine dair ön alıştırmaların yapıldığı, kağıt tüketiminin ağaç tüketimini körüklediği ve önlenmesi gerektiği bildirilerinin hemen her çevreci kuruluş tarafından duyurularla ortaya atıldığı, matbaa mürekkebinin ve yine kullanılan kimyasal yan sanayi ürünlerinin insan sağlığını tehdit ettiğinin artık yadsınamayacak bir şekilde ispatlandığı günümüzde sizin yaşamınızın temel dayanak noktası olmuş bir üretim biçimini tüm olumsuzluklarına karşın bir dayatma olarak ortaya koymanız sanırım anlamsız oluyor.
Teknoloji öyle bir şeydir ki, kendisini anlayamayanları ve kendisini yönetip yönlendiremeyenleri bir süre sonra kölesi haline getirir. Bu hem düşüncede hem de davranışta kendisini göstermenin ötesine geçip yaşamsal bir durum oluşturur. Bu anlamda şu an üzerine düşüncelerimizi döktüğümüz bu alan bile kağıdın, mürekkebin ve matbaa ile ilgili tüm donanımsal ürünlerin hiç birisinin kullanılmadığı bir yerdir. Sizin gibi bizler de bu tür alanlarda yaşamımızı ve sanatımızı çok rahat bir şekilde sürdürebiliriz.
Web tasarımcılığı da bunun en önemli göstergesidir. Ben grafik tasarımcıyım. Yaşamımı bu bakış açısına, davranış biçimine, düşünce şekline ve hareket tarzına göre götürmeye de kararlıyım. Bizler ortaya çıkan değişim ve dönüşümleri herkesten önce kavraması gereken ve oluşan duruma göre tavır almasını bilen kişiler olmalıyız. Eğer toplumun önünde ve onu yönlendirici bir konumda olmak istiyorsak.
Bu sözlerimden matbaacılığın ve matbaada basılan ürünlerin karşısında olduğum düşüncesi oluşmamalı. Ben değişimin fotoğrafına bakıp ortaya çıkan durumun iyi tahlil edilmesini savunurum. Değişim eğer bizi taş baskıdan tipoya, oradan offset baskıya getirdiyse ve en önemlisi de klasik grafik tasarımcılıktan bilgisayar destekli grafik tasarımcılığa yönlendirdiyse bundan sonraki süreçte de oluşan değişimleri göz önüne alıp değişimin mantığını kavrayıp ona göre tavır almaya yönlendirmelidir. Eğer biz bilinçli olarak yönlenemezsek birileri bizi istemesek te yönlendirir. Onu da beceremezsek bir süre sonra ilgili ortamın dışına atılırız. Edilgenlik yerine etken olmak gelişimin mantığını kavramak ve yönlendirebilmek bizim gibi topluma örnek olması gereken grafik tasarımcıların birincil görevi olmalıdır.
İsterseniz konuya bir de bu açıdan bakın bakalım karşınıza nasıl bir portre çıkacak..?
Saygılar...
Caner Berrun arkadaşımıza;
Herhangi bir kişinin avukatlığını üstlenmeden ( örnek: Faruk Çağla ) tümüyle kendi kişisel görüşlerimi belirtmek adına yazıyorum ön girişiyle düşüncelerimi sunmak isteği oluştu her nedense...
- Matbaacılık olmasa grafikerlik olur muydu..?
sorusunu sormuşsunuz. Size bu noktada " Tavuk, yumurta " sarmalını anımsatmak istemiyorum. Bu tür düşünceler bence ortaya atılmaya bile gerek duyulmayacak düzeyde anlamsızlık oluşturuyor. Hatta grafik tasarımcılığın günümüzde geldiği düzeyi ve biçimlenme şeklini göz önünde bulundurduğumuzda bu soru anlamanı her geçen gün bir o kadar yitiriyor.
Digital teknolojinin günümüzde insan hayatını ne şekilde biçimlendirdiğini bir düşünün. Şu an sizin yazdığınız yazının bulunduğu alana bakın. Bilgisayar destekli grafik sanatları önümüzdeki süreçte daha da ilginç bir durum oluşturacak. Mouse ve klavyenin bile kaldırılması için teknolojik gelişmelerin hızla ilerlediği, gazete ve dergi tüketiminin tümüyle digital ortama geçeceğine dair ön alıştırmaların yapıldığı, kağıt tüketiminin ağaç tüketimini körüklediği ve önlenmesi gerektiği bildirilerinin hemen her çevreci kuruluş tarafından duyurularla ortaya atıldığı, matbaa mürekkebinin ve yine kullanılan kimyasal yan sanayi ürünlerinin insan sağlığını tehdit ettiğinin artık yadsınamayacak bir şekilde ispatlandığı günümüzde sizin yaşamınızın temel dayanak noktası olmuş bir üretim biçimini tüm olumsuzluklarına karşın bir dayatma olarak ortaya koymanız sanırım anlamsız oluyor.
Teknoloji öyle bir şeydir ki, kendisini anlayamayanları ve kendisini yönetip yönlendiremeyenleri bir süre sonra kölesi haline getirir. Bu hem düşüncede hem de davranışta kendisini göstermenin ötesine geçip yaşamsal bir durum oluşturur. Bu anlamda şu an üzerine düşüncelerimizi döktüğümüz bu alan bile kağıdın, mürekkebin ve matbaa ile ilgili tüm donanımsal ürünlerin hiç birisinin kullanılmadığı bir yerdir. Sizin gibi bizler de bu tür alanlarda yaşamımızı ve sanatımızı çok rahat bir şekilde sürdürebiliriz.
Web tasarımcılığı da bunun en önemli göstergesidir. Ben grafik tasarımcıyım. Yaşamımı bu bakış açısına, davranış biçimine, düşünce şekline ve hareket tarzına göre götürmeye de kararlıyım. Bizler ortaya çıkan değişim ve dönüşümleri herkesten önce kavraması gereken ve oluşan duruma göre tavır almasını bilen kişiler olmalıyız. Eğer toplumun önünde ve onu yönlendirici bir konumda olmak istiyorsak.
Bu sözlerimden matbaacılığın ve matbaada basılan ürünlerin karşısında olduğum düşüncesi oluşmamalı. Ben değişimin fotoğrafına bakıp ortaya çıkan durumun iyi tahlil edilmesini savunurum. Değişim eğer bizi taş baskıdan tipoya, oradan offset baskıya getirdiyse ve en önemlisi de klasik grafik tasarımcılıktan bilgisayar destekli grafik tasarımcılığa yönlendirdiyse bundan sonraki süreçte de oluşan değişimleri göz önüne alıp değişimin mantığını kavrayıp ona göre tavır almaya yönlendirmelidir. Eğer biz bilinçli olarak yönlenemezsek birileri bizi istemesek te yönlendirir. Onu da beceremezsek bir süre sonra ilgili ortamın dışına atılırız. Edilgenlik yerine etken olmak gelişimin mantığını kavramak ve yönlendirebilmek bizim gibi topluma örnek olması gereken grafik tasarımcıların birincil görevi olmalıdır.
İsterseniz konuya bir de bu açıdan bakın bakalım karşınıza nasıl bir portre çıkacak..?
Saygılar...