@fogbird
Değerli Arkadaşlar;
Sayın Naci Yavuz'un yazdıklarında gerçek dışı ve çelişkli ifadeler vardır. Yazılarımı sevinerek izlediğini bildirmekle birlikte; yanlış bilgi verdiğimi söylemiştir.
Bu bakımdan bazı yanlışları düzeltmek amacıyla cevap hakkımı kullanıyorum.
Uzun mesajındaki cevap vermeyi gerekli gördüğüm yerleri alarak numaralandırdım, maddeler halinde cevap veriyorum:
1))) Grafikerler Meslek Birliğinin kurulamayacağını şimdi söyleyenler bir yıl önceki kurulma faaliyetleri sırasında bu meslek birliğinin kurulması için hiç bir yasal engel yok diyorlardı. Dolayısı ile olamayacağına değil, olacağına inanmışlardı. Zaten aynı inançla mahkemelere başvurmuşlardı. Mahkeme sonuçları ortadadır.
Bunun mahkeme dışındaki belgeleri şahitleri de vardır. O günlerde Meslek Birliği Kurulamaz değil, kurulur deniliyordu. Ya o günkü tavır yanlıştır, ya da bu günkü...
Şu anda en yakınımızdaki şahit ve belge şu bağlantıda yer alan;
https://www.grafikerler.org/grafiker-ve-hukuk/11883-istanbul-4-nolu-fshm-dosya-no.html
şu sözlerdir;
"ama yine de hayırlı bir iş yaptığını düşünerek, destek olmaya karar verdim."
Demek ki bu gün GMB yasal olarak kurulamaz diyenler 1 yıl önce kurulması için destek vermiştir.
Bu bakımdan Naci beyin yazdıkları gerçek dışı ve yanıltıcıdır.
Ayrıca kimse illegal yoldan gruptan uzaklaştırılmamıştır. Ben gidiyorum ve hizmetlerimi de geri alıyorum diyenler olmuştur. Gidene de aman kal diye yalvarılmamıştır.
Bu nedenle Naci beyin bu ifadesi de gerçek dışıdır.
Gerilimi tırmandıranlar, Naci beyin iddiasının aksine
illegal yoldan uzaklaştırıldığını iddia edenlerdir.
İllegal yol, legal yol ne demektir, legal olarak kurulmuş bir Birlik var mıdır ki illegali olsun? Bu ifadeler çamur at izi kalsın ifadeleridir.
Naci bey buraya hep gerçek olmayan ifadeler öne sürmeye mi gelmiştir?
Naci beyin adını zikrettiği şahıs mahkeme sonuçlarını
yorumsuz olarak değil, aksine
yorum katarak yazmıştır.
Şu cümleler yorum değil de nedir;
"Her ne kadar gripten yatıyor isem de, davaya kasıtlı olarak katılmadım ve düşmesini sağladım."
Kendi isteğim ile davayı kaybettim, ilgilenmedim, davayı düşürdüm demek sanki yorum değil Naci beye göre.
"Açmış olduğum davanın açılmasının da, düşmesinin de, aslında grafik tasarımcıların sorunlarının çözümü ile hukukî meselelerinin yoluna koyulması açısından hiçbir önemi bulunmuyor. "
Madem ki,
bu davanın grafik tasarımcılarının hukuk meselesi ile ilgisi yok... Grafiker ve hukuk başlığı konusu altında konuyla ilgisi olmadığı söylenen düşmüş bir mahkemeden bahsetmenin ne gereği var? Bu da mı
yorum değil Naci bey?
Hele şu cümlelere yorum değil diyebilir misiniz;
"Mahkeme, buna rağmen, benden bilirkişi incelemesi yapılması için gereken ücreti yatırmamı istedi.
Birkaç ay boyunca, mahkeme ile aramda bu yüzden karşılıklı itiraz yazışmaları yaşandı. Bu arada, 11 Şubat’taki duruşmaya gelen Bay Lermit, hakkımda ilginç suçlamalarla dolu itiraz dilekçesini veriyor, buna karşılık hâkim, duruşmada beni susturuyordu. "
Vicdanı olan söylesin lütfen, bu cümlelere yorumsuz demek
hangi vicdana sığar?
Resmen
hakim taraf tuttu demek istiyor ve
yorum yapıyor ve bunu görmeyip yorum yapmıyor diyorsuınuz... Pes !
Hem
suçlama yapıp dava açacaksın, hem de
savunma yapan kişiye suçlama yapıyor diyeceksin.
Yavuz hırsızın ev sahibini bastırması bu kadar olur. Bunu da Naci bey gibi bir kişi nasıl olur da görmez? Hayret!
Adam yorumsuz diye hikaye yazacak, her şeyin gerekçesini kendi bildiği gibi anlatacak, buna
yorum değil diyeceksin... biri çıkıp da öyle değil böyle demek isterse
yazılanlara yorum yapılmasın diyeceksin. Konuyu kilitle diyeceksin, neden? Barış sürecine girilsin! Sen yazmadan sen yorum yapmadan barış sürecine girilmiyor mu? Veya senin yorumuna cevap verilirse savaşa mı giriliyor?
Naci bey bu masala nasıl ortak olabiliyor, geçen bunca zaman Naci beye bazı yanlışlıkları göstermiştir sanmıştım ama, yanılmışım.
Naci bey bu konu başlığı altında Grafikerleri sendikaya davet edebilir, bu normaldir ve hakkı da vardır.
Hatta bunu desteklerim, memnun olurum. Grafikerlerin ezilmemesi için yazdıklarım ortadadır.
Ama Grafiker Meslek Birliği kurulmalı mı konusu altında
https://www.grafikerler.org/grafiker-ve-hukuk/11883-istanbul-4-nolu-fshm-dosya-no.html
konusunu açan kişiye burada arka çıkmak adına gerçek olmayan ifadelere tenezzül etmesini yaşına ve bulunduğu mevkiiye yakıştıramadığımı ifade etmek zorundayım.
2))) Adı geçen kişinin adı geçen linkinin ve konusunun direkt olarak buradaki konuyla bağlantısı yoktur.
Bu bakımdan Naci bey bu kişiyi savunacaksa adı geçen linkteki konu başlığı altında yapmalıdır.
Ayrıca yine adı geçen linkte;
"anası" ima edilecek düzeyde cevaplar yazılsa da bunun hakaret olup olmadığına ikide bir tehdit unsuru olarak kullanılan
mahkemeler karar verir. Naci bey değil.
Yine ayrıca, "başkaları tarafından bu hakaret tasdiklendi" demek iftiradır.
Bu iftiranın gayesi; Baştan o ifadenin hakaret olduğu havası yaratarak, sonuçta kendi var ettikleri hakarete de kurnazca
suç ortağı yaratmak çabalarıdır.
Anasına bak, kızını al. Hay anasını satayım. Anan güzel mi? Anamı ağlattınız. Ananı al da git. Anası ne ki kızı ne olsun?... gibi sözler hakaret değildir.
Neyin hakaret olduğuna mahkemeler karar verir. Böyle sinsi tehditlerle yıldırma ve sindirme siyaseti gütmeyelim, lütfen.
İçindeki her ana ve anne geçen sözü kutsal sayıp, hakaret var deyip,
hakaret de tasdiklendi şeklinde propaganda yapmak adalete sığmaz.
Kaldı ki orada kimse "hakareti onaylıyorum", dememiştir. "Hayırla yad edilelim" , "iyiye yoralım ve barış ortamına katkı sağlayalım, arkasından kötü konuşulanlardan olmayalım" denilmiştir.
Hatta bunu açıklar nitelikte bir fıkra da anlatılmıştır.
Bu fıkrayı da mı anlayamadınız?
Eğer her kelimenin altında hakaret arayacak kadar kılı kırk yarıyorsanız, önce şu
"Ortaçağdaki Haçlı seferlerinin kışkırtıcısı, Müslüman düşmanı, gözünü kan bürümüş, elleri kanlı cani Papaz Piyer Lermit kimmiş, açıkla bakalım, sen bu kod'u (rumuzu) kime taktın yahu, ayıp değil mi?" diye sormanız gerekmez mi?
Bu soruyu sormamış olmanız da taraflı davrandığınızı gösteriyor.
Yine adalet ibresi şaşmaya yanlış yönleri göstermeye başladı galiba.
Naci bey bu siteye
gerçekleri gün ışığına çıkarmaya mı gelmiştir, yoksa
gerçekleri bozmaya mı?
3)))-Sayın Naci Yavuz'a katıldığım tek konu bu sendika konusudur. Kendisi basın ve gazetecilik sektöründe uzun süre grafikerlik ve yönetici grafikerlik yapmış, üstelik sendikal faaliyetle bulunmuş grafik sanatçısı ve grafik zenaatçisinin haklarını savunma mücadelesini yürütmüştür.
Yukarıdaki 1))) ve 2))) no lu konular yerine; GMB kurulmalı mı konu başlığı altında bu sendika konusunun tartışılmasının çok daha isabetli olacağı fikrimi bir kez daha tekrar ediyorum.
Naci bey, ilginç kişilerin mahkemeler tarafından haklı bulunmayan iddialarını savunmak yerine, GRAFİK EMEKÇİLERİNİN HAKLARINI SAVUNURSA çok daha hayırlı iş yapar.
Bu bakımdan, küçük adamlar kişilerle, büyük adamlar davalarla uğraşır diyerek, sevgili Naci Yavuz'un büyük davaların adamı olduğunu bildiğimi buradan tüm grafikerler.org üyelerine duyuruyorum.
Ama 1))) ve 2))) no lu maddelerde haksızlık yaptığını tekrar ediyorum.
O haksızlıkları da madde madde ispatladığımı düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar;
Naci beyin dediği gibi bu sitenin üyeleri, daha çok grafik emekçilerinin sitesidir. Sadece bu site değil adı grafik okulu olan bir çok site böyledir. Gelişen teknolojinin Türkiye gibi bir ülkede yanlış değerlendirilmesi sonucunda program öğrenip de tasarım öğrenmeyen kişinin grafiker sayıldığını bir yıldır burada yazıp çiziyorum. Konuyu uzatmayacağım.
Art direktör de olsanız, grafik bölümü şefi de olsanız, hiç tasarım bilmeyen yardımcı grafiker de olsanız, üniversite mezunu da olsanız, ilk okul mezunu bile olsanız KESİNLİKLE SENDİKAYA ÜYE OLUN.
O zaman sigorta, fazla mesai , sosyal haklar, işten çıkarılma, resmi bayramda çalışıp çalışmama vs gibi sorunlarınızda çok daha güçlü olursunuz. Naci beyin dediği adrese gidin, oraya baş vurun.
Grafikerler Meslek Birliği veya başka bir çatı ayrıca kurulursa ona da üye olursunuz. Ama kesinlikle sendikalı olun, birlikten kuvvet doğar.
Ben kendi adıma Naci beyden şunu rica ediyorum;
Son bir yıldır büyük bir basın organında işçi-işveren anlaşmazlığı yaşandı. Bunun içinde grafikerlerin konumu neydi? Neler oldu?
Naci bey bu konudaki tecrübe ve tavsiyelerini bize aktarırsa 1))) ve 2)) no lu maddelerdeki gibi küçük konularla uğraşmamış olur.
Böyle olursa bu siteye de canlılık gelir, şu programda şunu yapamıyorum gibi konuların dışına çıkılıp daha büyük sorunlara daha köklü çözümler bulunur.
4))) Naci bey kadar iş kanunundan anlamam, gelir ve vergi kanunundan da anlamam.
Yarım yamalak hukuk bilgimle avukatlığa da soyunmam. Ben bu işi avukatlardan iyi bilirim deyip ortalıkta kasım kasım kasılmam.
Bu yüzden AVUKAT ARANIYOR diye BAS BAS BAĞIRIYORUM !
Vergi müfettişi değilim, hukuk adamı değilim, ama 35 yıllık grafiker, karikatürcü, art direktör, kreatif direktör, metin yazarı, illüstratör ve reklamcıyım... grafik tasarımcıyım... İletişim tasarımı hocasıyım...
Mesleğimizin tanımını yapabilecek kadar, Millet Meclisine kanun teklifi verecek kadar GRAFİKER sorunlarını biliyorum ve ÇÖZÜMLERİNİ de biliyorum.
Başımıza ne geldiyse kendini avukat sananlar yüzünden geldiğini defalarca yazdım.
Yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder tasarım bilmeyen yarım grafiker de mesleği ayağa düşürür diye bir yıldır 300 den fazla yazı yazdım.
Yarım avukat ise bizi birleştirmez, böler, bütün sorunlar buradan çıkmıştır diye defalarca söyledim.
Ben bir yıl önce meslek birliği bu yasalarla kurulur ve kurulmalıdır, bu işin uzmanı benim deyip ortaya çıkıp, bir yıl sonra da bu yasalarla meslek birliği kurulmaz demedim.
Peki madem öylesin niçin ahkam kesiyorsun diyenlere ben "grafikerler birlik olsun, nerede ve nasıl birlik olurlarsa olsunlar, yeter ki tek vücut tek yumruk olsunlar" diyorum.
Bu konuda grafikerlere yardım edecek avukat aranıyor diye 2-3 aydır çeşitli yerlere çağrı yolluyorum.
Bu iş grafikerin yapacağı iş değildir. Eninde sonunda bir hukuk adamına ihtiyaç vardır. Bunu bulmak, parasını ödemek de kolay iş değildir.
Şimdi geleceğim nokta şudur;
Naci bey yine bana haksızlık etmiş, şöyle ki;
Ben sanat ve fikir işçisinin fazla vergi verdiğini ve devletin cezalandırdığını söylemişim ve YANLIŞ BİLGİ vermişim.
İlgili kanundan 1 sayfa dolusu osmanlıca alıntı yapmış. Ben Osmanlıca anladığım halde çözmekte zorlandım.
İşte TAM BU NOKTADA AVUKAT DESTEĞİNE İHTİYACIMIZ VARDIR.
Çünkü oraya öyle pat diye koskoca bir metni belge diye koymakla olmuyor, herkesin anlayacağı şekilde
nerede ne yanlış bilgi vermişim bunun anlatılması gerekiyor.
Amaç grafikerlerin aydınlatılması değil de Faruk ÇAĞLA'nın haksız çıkarılması için bahane yaratılması ise, oraya koca metni koyar ve Faruk ÇAĞLA haksızdır dersiniz, genç grafiker kardeşlerimiz de Osmanlıca anlamıyor.. Demek ki Faruk Hocam bizi yanıltmış der.
Sanırım amaç üzüm yemek değil, bağcı dövmek olduğu için böyle yapılıyor.
Arkadaşlar;
Kanunları bilirsiniz,
herkes herşeyi söylemekte serbesttir der, konuşma ve ifade özgürlüğü vardır der. Siz de oh ne güzel her zaman dilediğimi söyleyeceğim sanırsınız, sonra
kanunun en aşağıdaki satırlarında ama diye başlar ve şunları şu kişilere, bunları da bu kişilere söylemezsiniz der.
Siz; sarhoşken namaza yaklaşmayınız cümlesinde sarhoşken kelimesini görmezseniz, namaza yaklaşmayınız şeklinde anlar, hem kendinizi, hem başkalarını yanıltırsınız.
Şimdi ne diyor Sevgili Naci bey;
"Fikir ve sanat Eseri erbabı sanatçının ürettiği sanat eserinden elde ettiği gelir vergisizdir, bu nedenle Faruk Çağla yanlış bilgi veriyor" diyor. Ve sağolsun benim yanlış bilgilerimi düzelteceğini söylüyor.
Ama şimdi görüyorsunuz ki kanunun giriş kısmı böyle diyor ama, okumaya devam ettiğimizde;
5))) no lu madde içinde;
"01.01.2004 tarihinden geçerli olmak üzere) nispetinde
gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir." denilmektedir.
(TEVKİFAT;kesinti, stopaj, vergi gibi anlamlara gelir, genellikle muhasebede kullanılan bir terimdir.)
Ayrıca;
" %22 (10.12.2003) tarih ve 2003/6577 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 01.01.2004 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere) nispetinde
gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekir."
Demek ki
yüzde 22 gelir vergisi kesintisi yapılıyormuş.
Demek ki sanatçıdan vergi alınıyormuş.
Yine devam edersek;
6)))- no lu maddede ise
"serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler," in
katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır" diyor.
Demek serbest meslek sahibi sanatçı vergi veriyor...
Devam edelim;
7))))- numaralı maddede diyor ki; "bu sanatçılık faaliyeti
devamlılık arz edecek şekilde olmazsa ve bu faaliyet
alışılmış meslek haline gelmezse KDV
ödenmez."
Devam ediyor; "başka bir ifade ile
aynı yılda veya
birbirini takip eden yıllarda birden fazla eser meydana getirilmemesi şartıyla, yapılan faaliyet arızi serbest meslek faaliyeti kapsamına gireceğinden, söz konusu çalışmaların satışları katma değer vergisinin konusuna girmeyecektir."
Yani bir sanatçı bu işi amatör olarak yaparsa ve yılda sadece bir adet eser üretirse sattığı eser için KDV alınmaz.
Siz yılda bir tasarım yaparak geçinemeyeceğinize göre bu işi meslek edindiğiniz an vergi vereceksiniz demektir...
Zaten
devamlı şekilde iş yapıp para kazanıyorsa vergi verir demektedir.
Demek ki sanatçı vergi veriyor!
Buradaki alıntı yaptığımız kanuna göre;
Bir grafiker her gün 100 liraya tasarım yapsa, ayda 3 bin lira kazansa bir kere kafadan
yüzde 22 gelir vergisi ödeyecek. Peki 3 bin liranın ne kadarını masraf gösterecek? Elektrik su, doğal gaz, benzin neyi gösterecek?
Hadi matbaacının boyası var mürekkebi var, kağıdı var, cildi var, tutkalı var... Bunları masraf gösterir.
Grafikerin 3 bin lirası çıplak gelir olarak gösteriliyor dersek bunun neresi yanlış olur...?
Peki Naci bey neye itiraz ediyor?
Yani sayın Naci Yavuz'a göre
Devletimiz sanatçıları ve fikir eseri sahiplerini destekliyor ve onlardan az vergi alıyor öyle mi?
Bir de şu yanlışa düşmemek lazım; sanatçı yüzde 22 vergi öder, matbaacı yüzde 38 öder... Böyle durumlarda sanatçı daha az vergi ödüyor gibi gözükebilir ama, matbaacı gelirinin yüzde 80 ini masraf gösterme şansına sahip olabilir ve yıl sonunda sanatçıdan daha az vergi ödemiş olabilir.
Çünkü sanatçı beyin emeğinin giderlerini gösteremeyebilir. Ama matbaacının vergiden düşeceği çok şey olabilir.
BURADA SORULMASI GEREKEN SORU, sanat ve fikir emekçisinin neleri masraf gösterip vergiden düşebileceğidir.
Naci bey bir sayfa kanunu kopyala yapıştır yapacağına bunları araştırıp önümüze koymalıdır.
Sayın Naci Yavuz her ne kadar iyi bir art direktör ve iyi bir sendikacı da olsa, vergi uzmanı değildir, bu konuları avukatlar bile vergi müfettişlerine danışmaktadır.
Bu bakımdan bir sayfalık kanun metnini alıntı diye koymak, işte Faruk Çağla yanıldı demek de pek hakkaniyete de sığmaz iyi niyete de sığmaz.
Biz yarım avukatlık ve yarım vergi memurluğu yapmayalım.
Gelsin bir vergi müfettişi yazsın onun dediğine inanalım.
Gelsin bir avukat yazsın onun dediğine inanalım.
Biz sadece grafikerlerin sorunlarını dile getirip çözüm için tartışılmasını sağlayalım.
Naci beyin dediği doğru olsaydı o kadar ses ve müzik sanatçısı o kadar vergi vermezdi...
Ben Naci beyin bir tek sendika konusundaki çağrısını olumlu ve haklı olarak görüyorum.
Geri kalan tüm yazılarının beni hedef alan kin ve husumet duygularıyla yazılmış haksız eleştiriler olduğunu görüyor ve bu mektubumla bunu ispatlıyorum.
Bu sitenin üyelerini
Papaz Piyer Lermit benzetmesiyle kimin kastedildiğini düşünmeye davet ediyorum.
Saygılar.