@muratamam
"Anlaştığımız halde paramı vermedi, şimdi telefonlarıma çıkmıyor!"
"Adama güvenip dosyaları gönderdim ama ortadan kayboldu!"
"Meğer sigortamı asgari ücretten ödemiş! (hatta hiç ödememiş)"
diye sızlanan tipleri görmekten bıktık artık...
Sorsan belki herkes alemin akıllısı ama, sadece bu zavallı sektörde değil her konuda acımasızca aldatılıyoruz; reklamcı muhatap kitleyi, tüccar müşteriyi, patron işçiyi (işçi patronu), güya sevenler birbirlerini, bazı hocalar cemaati, siyasetçi halkı, doktor hastayı, durmaksızın ama...
Hani kerameti kendinden menkul davanız için yanyana slogan attığınız o çok heyecanlı ergenler var ya, eğer o çok bilmişlerden biri patronun olsa o çok "keskin zekâsını" sana kazık atmak için kullanacağına da kalıbıma basarım biliyor musun... Yani her cazgırı ak sütten çıkmış ak kaşık zannediyorsan gerçekten yazık sana, şimdi tek tek vahim örneklerini göstertme bana...
Tüm dünyayı ve bu memleketi saran kitlesel ahlakî çöküşden nasibini almayan pek kalmadı artık... Adamdan sayıp da karşınıza aldığınız nicelerini kritik meselelerde ve gözü döndüğünde gerçekten tanıyamayabilirsiniz; şöhret, şehvet ve servet karşısında istifini bozmayanı mumla ararsın bu devirde artık. Nitekim 3. sayfalarda "taptığı aşkısı" tarafından lime lime edilerek çok feci şekilde hayatını kaybedenleri bile gördük değil mi. Hayran olduğu topçu popçu yok uyuşturucu kullandı, yok bilmem ne haltı etti diye şaşıran salaklar bile var yahu, e bu kadar da olmazki... Hani neredeyse 1 km. öteden öteden "duyduk duymadıık demeyiiin ben halis üçkağıtçıyım, bu da yıllardır yediğim herzelerin belgeleri!.." diye -afedersiniz- anırarak gelenlerin önünde bile derhal "şakşak konvoyu" oluşturanlara ne demeli artık bilemiyoruz.
Halbuki yapılması gereken ilk iş nedir; özellikle can/sağlık, para/mal, itibar/namus ve zaman/gelecek riski olan meselelerde asla kimseye güvenmemek, titizlikle araştırmaları yapmak ve alınması gereken tüm tedbirleri sonuna kadar ciddiyetle almaktır.
Sonrasında ise bilmeyi bilmek!... Şanslı bir kuşağız ki, her konuya dair yazan çizen pek çok uzmanı internette bulabiliyoruz; bunlardan birbirlerini tanımayan, mümkünse "rakip" olan en az üç hakiki bilirkişiye danışan birinin aldatılma ihtimali neredeyse sıfıra iner. Eğer mesele buna rağmen aydınlatılamadıysa, konu beklemeye alınır veya tekrar bir üç kişi daha bulunmaya çalışılır (ey forumlarda çöp bilgileri paylaşan lüzumsuz kalabalıklar, valla yatacağınız yeriniz yok sizin). Hatta eskilerin evlenecekleri kızı titizlikle araştırmak gibi güzel bir adetleri vardı biliyorsunuz, müstakbel gelini çevresine, konu komşularına sorarak öyle hiç bulaşmadan aşağı yukarı bir kanaat elde ederek muhtemel risklerden korunmayı iyi biliyorlardı. Şimdiki zıpzıpların trajikomik maceralarını seyretmekten bir hal olmamızın sebebi ne zannediyorsunuz...
Kısacası bir insan evladına bu kadar bönlük hiç yakışmıyor, basiretten nasibi olmayanlar bari bunu yapsın...