Tuncer Bey;
Önce hoşgeldiniz... Herkes için hayırlı olsun. Sitemiz üyeleri için verimli olsun. Değerli katkılarınızı bekleriz.
Durduk yerde kimse kimseyi kovalamaz. Bu site yöneticilerle bile kavga edenleri kovmadı, buna şahidim.
Ama başka sitelerde bu yaptığın tasarım değil, tasarımı katletmişsin diyenleri bile atıyorlar. Benim oğlum ve ben o yüzden atıldık. Ama eline sağlık, güzel olmuş mesajları tonla.
Evet, bu siteden siteyi aşağılayanlar, yöneticileri ve üyeleri tehdit edenler, haşin ve sert üslup kullananlar, küfür ve hakaret edenler, sürekli konuyla ilgisiz sürtüşmelere girenler yani kısaca genel ahlak eğilimlerine ve edebe, görgü kurallarına uymayanlar ve elbette forum kurallarında yazılan maddelere uymayanlar atılıyor.
Şimdi gelelim çanak sorulara;
Gazatecilikte çanak sorular genellikle danışıklı döğüşüklü olur diye bilirdim. Mesela Levent Kırca'nın Oya Başar'a laf sokması gerekiyorsa, soruyu soran kişi de L:Kırca'nın adamıysa; eşiniz Oya hanım sizden ayrıldıktan sonra ne yapıyor, pek ortalıkta gözükmüyor diye yani senden ayrıldıktan sonra işsiz kalmışa benziyor pişman oldu mu tarzında sorabiliyor. Levent Kırca da evet bir iki oyunda oynadı ama, Olacak O kadar'da yokluğunu hissetmiyoruz derse, yani benden ayrıldı, şöhretini kaybetti demeye getirse, gol atılmış oluyor. Yani pas verildi, şut kolay ve gol.
Benim sorularım tam da çanak değil. Soruyu sorduğum kişiye iltimas geçmiyorum. Sadece sorarken yanlış cevap vermesin konuyu dallayıp budaklamasın, konu içinde kalsın diye heef kitlem neyse ona uygun sormaya çalışıyorum. Tabii bu da başka kültür gruplarınca yadırganabilir. Ama ben hedef kitleme uygun sorduğumu ve çanak soru denmeyeceğini düşünüyorum. Çün kü ben çanak tutmuyorum ve CEVAP VEREN KİŞİNİN CEVAP VERİRKEN FARKINA VARMASINI AMAÇLIYORUM. BUna çanak soru dendiğini bilmiyordum.
Sorularıma İsmail Ev beyin verdiği cevapları çok tatmin edici buluyorum. O düzeyde cevapları herkesten umduğumu ama umduğumu bulamayacağımı düşünüyorum.
Grafik sanatının veya mesleğinin TRADE-ART (Ticari Sanat) olduğunu , hatta bir yönüyle de ZENAAT olduğunu bilenler bilir.
Fakat bu her durumda müşterinin yap dediğinin yapılacağı anlamına gelirse bu mesleğin şerefini ve itibarını iki paralık ederiz. Her insanın bir fiyatı vardır ama, insanın çok büyük para karşılığı da olsa yapmayacağı şeyler vardır, buna da NAMUS denir. Her ne kadar bu deyimi bu gün çoğumuz unutsak da, TİCARETİN BİLE BİR NAMUSU VARDIR. O halde GRAFİKERLİĞİN de NAMUSU vardır, diyelim. Bu konu da uzar gider.
Bu Grafikerliğin (ve Reklamcılığın) namusu konusunda lütfen,
"bir yaşlı grafikerden anılar" adlı konuya bakınız.
Sanat ve Sipariş konusu; Rönesans'ta Papa'nın Klise tavanındaki resimler hakkındaki isteklerine Mikel Anj'ın ne kadar karşı koyup ne kadar taviz vermesiyle ilgili bir konudur. Her siparişte emir verenle emiri uygulayan arasında askeri bir ast üst ilişkisi olmaz. Aynı müşteri başka grafikere kabul ettirdiği isteklerini bana kabul ettiremez. Ama benim tasarımım daha başarılı olursa müşterinin tezi çürümüş demektir. İhtiyaçlarının ne olduğunu bilen müşteri, reklamın nasıl olmasını bilir diye bir kural yoktur.
Bu ilişki sizin de dediğiniz gibi DURUŞ meselesidir. Mesleğine saygısı olan grafikere müşteri de saygılı olur.
Grafikerin duruşunu da patronu yani sahibi belirler. Her at sahibine göre kişner.
Ama bazen haklı olan güçlü olmayabilir ve denge bozulur. Ama genellikle iyi tasarım iyi müşteriye yapılır.
Dediğim konuyu okuyuunuz, orada grafiker (reklam ajansı) müşterinin emir eri olmalı mıdır diye konular bile vardır.
30.000 zenatçi grafikerin içinde grafik sanatı bir sanat değil de zenaattir deseniz bile ben hala o kadar irtifa kaybetmemek geektiğine inanıyorum. Çünkü Dünyada graphic-art diye geçiyor. Zenaat anlamında artizan denmiyor. Bence bu mesleği ucuzlatmak isteyenler zenaat haline çevirmekte özel bir çaba sarfediyorlar.
Grafikerin yanına oturan her müşterinin işin selameti için hayırlı olduğu fikrinizi müşterisine göre hayırlı olur, müşterisine göre zararlı olur diye düzeltmeme izin veriniz.
Müşteri isteklerini cilalayıp yine müşteriye sunan kişi Mac. Operatörüdür, grafik tasarımcı değildir. Bunlar genellikle karıştırılıyor. Bu konu da derindir. Zaten sorularım, kimin ne olduğunun belirlenmesi için de sorulmuştur. Cevap verecek kişi, cevaplarken hem ne yapması gerektiğini, hem ne olduğunu düşünecektir.
Atışa devam. Desteksiz olursa da olur. Yeter ki atış olsun. Millet atış yapmıyor, cephanesi yok. Sizde hiç olmazsa cephane var. Devam.
Tekrar hoşgeldiniz diyorum.