@Arzu Uluırmak
Arzu Hanım gerçekten çok önemli bir konuya değinmiş. Fakat tam olarak o şekilde değildir. Bu işi faal olarak yürüten 2-3 firma var piyasada.
Bu firmalar toplu kartvizit,broşür,el ilanı,bloknot,matbu evraklar gibi bir çok işi çoklu basım tekniği ile ucuza ve kalitesiz mal ederek ucuza satmaktadır.
Örneğin 280gr U.S.A. karton 4 renk baskı parlak selefonlu 1000 adet kartviziti sadece
6,5 YTL ye satmaktadır.
Bu matbaalar çantacı dediğimiz hiç bir sermayesi olmayan, hiç bir vergiye tabi olmayan bu işi tamamen cep telefonu ile idare eden ve kendi çapında yaptığı işi ajans olarak gören insanların piyasaya yaptığı satışlarla işlerine iş, paralarına para katmaktadırlar.
Bu durum hem matbaaların hemde ajansların işini sekteye uğratmaktadır. Piyasada kirliliğe sebep olmakta ve bir çok insanı işsiz bırakmaktadırlar.
İşi, gücü,mesleği,kültürü v.s. olmayan vasıfsız insanlarda kendilerini ajans olarak nitelendirerek buradan büyük paralar kazanmaktadır.
Fakat ajans kavramını ve oluşumunu hiçe saydıklarının ve yok ettiklerinin farkında olmamakla beraber, bir çok matbaayı zor durumlara sokmaktadırlar.
Ucuz kartvizit yapan matbaaların ortalama her birinde 50 ye yakın dizgici (ben ne grafiker diyebilirim nede operatör) çalışmaktadır. hazır tasarımlar (Tasarım denirse tabi) üzerinde sadece yazım değişikliği yapan bu kişiler kısa sürelerde bilgilsayar ve program bilgilerini ilerlettiklerini zannederek piyasaya grafiker olarak çıkmakta ve grafikerlik mesleğini yerlere sermektedirler.
Sağda solda ucuz iş gücü olarak yer bulsalarda bir çok yerde tutunamamaktadırlar. Ne biliyorsunki ne yapacaksın.
Bir grafiker ilanı veriyorum. Arayanların yarısından çoğu bu yoldan geçmiş ve kendini grafiker zanneden kişiler. Hangi tasarımları yaptınız diyorum? Kartvizit diyor. Benim küçük kardeşimde yapıyor kartvizit. O zaman onu almalıyım sanırım grafiker olarak
hem yabancıya gitmemiş olur değilmi param.
Bir konuya daha değinmeden geçemeyeceğim. Kendilerini ajans olarak nitelendiren fakat sadece aracılık yaparak para kazanan insanlar vardır. Bir ofiste iki tane masa koyarak matbaacıdan ve grafikerden çok daha fazla paralar kazanan ve matbaacının, grafikerin ve ajansın hakkını sömüren böyle bir kesimde vardır ne yazıkki.
İşi müşteriden alır, matbaa matbaa gezer en ucuza kim yaparsa işide ona verir. Kalite ister ama sonuçta kalite falan aramaz. Al gülüm ver gülüm şeklinde parasını sıfır emekle ve hiç bir gideri olmaksızın aslanlar gibi kazanır.
Nerde kaldı matbaacılık,grafikerlik ve ajanslık. Nerde bize verilen değer? Nerde bizim emeğimizin, alın terimizin karşılığı.
Bu haksız kazanç elde etmeye çalışan kişilere dur demeyecekmiyiz? Biz onlara iş getirdikleri ve makinelerimizi döndürdükleri için gözmü yummalıyız? Bu emek ve ekmek avcılarına ne zaman hakettiği karşılığı vereceğiz.
Piyasanın durumu kötü, içler acısı, kimse çalışmıyor, herkes boş oturuyor falan filan. Afedersiniz ama şuanda piyasada çalışan, iş yetiştirmek için gece gündüz çalışan, emeğinin karşılığını hakettiği gibi alan bir sürü matbaa,grafiker ve ajans var.
Böyle zamanlarda düşük ölçekli ve düşük kaliteli iş yapan yerler ne yazıkki duraklama yaşamak zorundadır. İnsanların asıl böyle zamanlarda kaliteli tasarıma, kaliteli ürüne ve kaliteli reklama ihtiyacı vardır. Belki çok yüksek ölçekli firmalar insanlara pahalı gelebilir ama onların işleri duraklama yaşasa bile firmalarını döndürmeleri için yetecek kapasitededir.
İşte burada orta ölçekli firmalar öne çıkar. Tasarımları, kaliteleri çok iyi olmasa bile kötü değil hatta iyidir. Büyük ölçekli firmalardan satın alım yapamayacak fakat ucuz mal almayacak kadar zengin olmayan kişiler orta ölçekli firmaları tercih ederler ve istediklerine yakın sonuçlarla karşılaşırlar.
Piyasada kötü ve kötünün altında işçilik ile karşısındakinden tatmin olmasını bekleyenler ne yazıkki hakettiklerini alacaklardır. Gerçek emek verenler ise daima ayakta kalarak gerekli cevabı vermiş olacaklardır.
Fakat bunun için bizlerin ve bizim gibi düşünenlerin piyasadaki çantacılara, ayakçılara, aracılara, kendini matbaacı ve grafiker sananlara, ucuza ve kalitesiz iş üreterek insanların kanını sömüren kendini bilmezlere dur dememiz gerekmektedir.
Sürçü lisan ettiysem affola.
Gerçek grafikerlere, gerçek ajanslara ve gerçek matbaacılara saygılarımı sunarım.